Bünyamin Aksungur

Tüm yazıları
...

Ey Güzel Kırım

Bünyamin Aksungur 1957 yılında Manisa’da doğmuştur. İlkokulu ve orta okulu Manisa’da, liseyi ise Edirne Öğretmen Okulu’nda bitirmiştir. Çok genç yaşta Iğdır’da ilkokul öğretmeni olarak göreve başlamıştır. 1976 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Türkoloji Bölümünde akşam derslerinde öğrenime başladı. Aynı zamanda öğretmenliğine İstanbul’da devam etti. İstanbul Radyosu’na 1986 yılında geçti. İstanbul Radyosunda yapımcı görevini sürdürdü. Sonra TRT İstanbul Televizyonuna yapımcı-yönetmen olarak atandı. Türkses (grup) Müzik Topluluğunun kurucusudur. Türk Dünyası Müzikleri ile ilgilenmekte olup konserlerinde Türk Dünyasından şarkılar seslendirmektedir. Ayrıca birçok üniversitelerde, çeşitli programlarda Türk Dünyası müzikleri hakkında konferanslar vermiştir. Son olarak 2019 yılında “Canan Uykuda” isimli albümünü yayınlamıştır. Bünyamin Aksungur evli ve 3 çocuk babasıdır.

İletişim:86aksungur@gmail.com

Bünyamin Aksungur

Geçen yazımızda Kırım Türklerinin sürgünde yaşadığı acılardan söz etmiş ve bir şarkı sayesinde kardeş Özbek Türkleriyle kucaklaşmalarını anlatmıştım. Müzik elbette sadece müzik değil, sadece çalgı-çengi ve oynayıp eğlenme aracı olmaktan ibaret değildir. Doğumdan ölüme kadar her ne yaşamış isek, iyi ve kötü, hepsinin de müziğimiz içinde yansımaları bol bol mevcuttur. Camide, dergâhta, tekkede, asker ocağında, nişanda, kınada, düğünde, velhasıl her yerde kabahatten ibadete ve nasihate kadar bizi anlatan türkülerimiz var.

Şimdi yine Kırım’dayız. 2004 yılında İstanbul Kırım Türkleri Dernek Başkanı Celal İçten ile gitmiştik. Yalta yakınlarında Emine Teyze’yi tanıdık. Henüz 6 yaşında iken kendinden iki yaş büyük ablası Gülnar ve anne babası ile birlikte yaşamış sürgünü. Çocukluğunu vatanından, doğduğu evinden uzakta yaşamış, nice acılar içinde büyümüş. Evlenip çoluk çocuğa karışmış. Ablası da öyle. Gurbette doğan çocuklarına Güzel Kırım’ı anlatmışlar hep. 1944’den 1990’a kadar Aluşta kasabasının Demirci köyü burunlarında tütmüş hep.

(Fotoğraf-1)

Yasaklar kalkıp da dönüş yolu açılınca Emine ve Gülnar Hanım da Özbekistan’daki evlerini yok pahasına satıp gelmişler vatan Kırım’a. Tabii Aluşta’yı ve Demirci köyünü de, köydeki evlerini de bulmuşlar.

-Avlu kapısını çaldık. İçeride üç tane Rus aile yaşıyordu. Bizi içeri almak istemediler. Anlattık, “biz bu evde doğduk” diye. “Zarar vermeyiz, görüp gideceğiz” dedik. Anlayış gösterdiler. Bahçeye girince içimizi bir hüzün kapladı. Çocukluğumuz canlanmıştı. İşte, şu kümesin arkasındaydım, ablam beni bulamazdı. Ablam da dalmıştı çocukluğuna. İşte şu ceviz ağacı, şu bozulmuş çeşme, şu azbar…  Hepsi de bizim çocukluğumuzun şahitleri.  Ağlamaya başladım. Ablama baktım, o da ağlıyordu, üstelik benim gibi sessiz değil, hüngür hüngür !.. Ne günahımız vardı bizim?

Emine teyze anlatırken Celal İçten ile ben de tutamadık gözyaşlarımızı.

-Gülnar ablam o gün yazdı bu şiiri. Birkaç yerde okudu da. Sonra bir gün yır (türkü) olarak çalınıp söylenmeye başladı…

İşte dostlar, bizim de 1991 yılında işitip çok sevdiğimiz Ey Güzel Kırım türküsünün gerçek hikâyesi böyle. Bir TRT yapımcısı olarak çok sordum, çok araştırdım, bu eserin kaynak kişisi kim diye.  Kırım’ın kıymetli sanatçıları Server Kakura, Rüstem Memet, Gülizar Bekirova ve Dilaver Osman, hatta efsane lider Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na da sordum. Kimseden bu eserin söz ve bestesinin kime ait olduğuna dair kesin bir bilgiye ulaşamadım, başkası da ulaşamadı. O zaman, bu tanıdığımız Emine teyzenin anlattıklarını kabul etmemiz gerekiyor. Anlaşıldığı kadarıyla müziği anonim olan eserin sözleri Gülnar Hanım’a ait.

Aluşta’dan esken yeller yüzümge vurdu

Balalıgım ösken evde koz yaşım düştü

Men bu evde yaşa almadım, yaşlığıma toya almadım

Vetanımga asret kaldım, ey güzel Kırım.

 

Bakçaların meyvaları bal bilen şerbet

Sularını içe içe kana almadım men

Keze keze toya almadım, Er yerlerni köre almadım

Vetanımga asret kaldım ey güzel Kırım.

 

Bala-çaga vetanım dep koz yaşı töger

Kartlarımız kolun cayıp duğalar iter

Men bu yerde yaşa almadım, yaşlığıma toya almadım

Vetanımga asret kaldım, Ey güzel Kırım