Gökmen Kılıçoğlu

Tüm yazıları
...

Kırgızistan’da yeniden lale mevsimi mi?

Henüz yazar hakkında detaylı bilgi verilmemiştir.

Gökmen Kılıçoğlu

Kırgızistan, Türkistan’ın önemli bir parçası ve bir türlü suların durulmadığı bir ülke. Siyasi istikrarsızlığın kronikleştiği ülke, diğer Türkistan Cumhuriyetlerine nazaran ekonomik olarak da çok iyi bir durumda değil. 26 yıllık bağımsızlık tarihi boyunca 28 hükümet değişikliğinin olması bu durumun önemli bir göstergesi. Son olarak Sapar İsakov tarafından kurulan koalisyon hükümeti 19 Nisan itibari ile güvenoyu alamadığı için düştü.

Kırgızistan, SSCB sonrası Türkistan’da siyasi açıdan örnek gösterilen, demokrasi adası olarak adlandırılan bir ülkeydi. Hatta Sovyetler Birliği döneminde bile sıra dışı ülke olmuştu. Askar Akayev 1990 yılında cumhurbaşkanlığı makamına seçilmiş ve Orta Asya’da daha önce Komünist Parti Genel Başkanlığı yapmayan ilk devlet başkanı olmuştu. Bağımsızlık sonrası 12 Ekim 1991 yılında yapılan seçimlerde yine Akayev oyların %95’ini alarak cumhurbaşkanlığı makamına seçilmişti. Fakat bu demokrasi adası olma rüyası maalesef uzun sürmemiş; Askar Akayev hükümeti 24 Mart 2005 yılında yapılan halk ayaklanması sonucunda devrilmiş, yerine Kurbanbek Bakiyev getirilmişti. Kurbanbek Bakiyev’in devlet başkanlığı da 2010’da başka bir halk ayaklanması ile sona ermiştir. 6 aylık bir süre için Rosa Otunbayeva başkanlığında 4 bakanlı geçici bir hükümet kurulmuş, Otunbayeva, 27 Haziran referandumu ile Ekim’de yapılan seçime kadar cumhurbaşkanı seçilmiştir. Roza Otunbayeva öncülüğünde yeni bir anayasa hazırlanmasını ve parlamenter sisteme geçilmesini öngören bir siyasi geçiş süreci başlatılmıştır. Yapılan referandumla %91 oyla yeni anayasanın kabulünü sağlanmış, Kırgızistan Orta Asya Cumhuriyetleri içinde parlamenter rejimi ilk uygulayan devlet olmuştur. Ancak bu gelişme de ülkenin istikrara kavuşmasına yetmemiş, siyasi karmaşa devam etmiştir.

30 Ekim 2011 tarihinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerini % 62,52 oy oranı ile ilk turda Başbakan Almazbek Atambayev kazanmış ve 1 Aralık 2011 tarihinde düzenlenen devir-teslim töreniyle cumhurbaşkanlığı görevini üstlenmiştir. Böylece Kırgızistan Cumhurbaşkanlığı makamının demokratik seçimle el değiştirdiği ilk ve tek Orta Asya Cumhuriyeti olmuştur.

4 Ekim 2015 tarihinde %56,4 katılımla gerçekleştirilen genel seçimlerin ardından Cumhurbaşkanı Atambayev, genel seçimlerden birinci olarak çıkan Kırgızistan Sosyal Demokrat Partisi'nin (SDPK) lideri Çınıbay Tursunbekov’a 29 Ekim 2015 tarihinde hükümeti kurma görevini vermiştir. SDPK, Kırgızistan Partisi, Ata Meken ve Önüggü Progress partileri tarafından ‘Jogorku Keneş’te (Kırgız Parlamentosu) İstikrar, Güven ve Yeni Fırsatlar’ başlıklı koalisyon protokolü imzalanmış, Temir Sarıyev’in Başbakanlık görevini üstlendiği yeni hükümet 5 Kasım 2015’te göreve başlamıştır.

11 Nisan 2016 tarihinde Başbakan Sarıyev’in istifa etmesinin ardından, 13 Nisan 2016 tarihinde Sooronbay Ceenbekov Başbakanlığında yeni hükümet kurulmuştur. Kırgızistan’da 11 Aralık 2016 tarihinde anayasa değişikliğine ilişkin referandum ve yerel seçimler birlikte gerçekleştirilmiştir. %79.6 oranında evet oyu kullanılan referandum sonuçlarına göre Kırgızistan anayasasında cumhurbaşkanının yetkilerini kısma ve parlamentonun, dolayısıyla başbakanın yetkilerini arttırmaya yönelik değişiklikler kabul edilerek geçerlilik kazanmıştır.

15 Ekim 2017 tarihinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda ise, Başbakanlık görevinden istifa ederek cumhurbaşkanlığına aday olan Sooronbay Ceenbekov geçerli oyların %54.82’sini alarak seçimleri kazanmış ve 24 Kasım 2017 tarihinde görevine başlamıştır. Ceenbekov’un yerine Sosyal Demokrat Partisi, Kırgızistan ve Bir Bol Partileri tarafından başbakan adayı olarak gösterilen Meclis dışından Kırgızistan Cumhurbaşkanlığı İdare Başkanı Sapar İsakov geldi.

Geçtiğimiz günlerde Parlamentodaki muhalif Atayurt-Cumhuriyet Partisi Milletvekili Jırgalbek Turuskulov, beş partiden üçünün hükümetin 2017 yılı raporunu başarısız bulduğunu belirterek hükümet için güvenoyu tazeleme talebinin gündeme alınmasını istedi ve yapılan oylamada İsakov hükümeti güvenoyu alamadı.

Ekonomideki başarısızlıkları yüzünden eleştirilen başbakanın güvenoyu alamamasında, yeniden siyasete dönen eski Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev ile ilişkileri dolayısıyla mevcut Cumhurbaşkanı tarafından tehlikeli görülmesi de rol oynamış olabilir. Atambayev’in Kırgızistan Sosyal Demokrat Parti’nin başına yeniden gelmesi ile birlikte ülkenin siyaset gurusu rolüne soyunması, yönetime nasihatlerde bulunması ülkede siyasi gerilime yol açmıştı. Tam da Batılı düşünce kuruluşlarının bu gerilim ülke siyasetini nasıl etkileyecek, hükümet ne olacak sorularını sorduğu sırada gerçekleşen bu düşürülme olayı bir süre daha tartışılacak gibi görülüyor.

Demokrasi dikensiz gül değil, geldi demekle gelmiyor. Uzun bir süre ve sürece ihtiyacı var. Kırgızistan, renkli devrimlerden nasibini alan bir ülke, lale devrimi adı ile yaşanan halk ayaklanmalarını sadece ülke içi dengeler ve şartlarla açıklamak çok mümkün değil. Afganistan’ın işgali ile stratejik önemi artan bu ülkenin Rusya, Çin, ABD ve giderek artan şekilde AB kılıfı altında Alman emperyalizmlerinin çarpışma sahası olduğu gözlerden kaçmamalıdır. Türkiye bölgeye olan göreli ilgisizliğini FETÖ okullarının kapanması için şimdilerde terk etmesi yeterli değildir. Bu ülkede olan bitenle daha yakından ilgilenmek zorundayız.