Senan Kazımoğlu

Tüm yazıları
...

GİDİŞLERİ OLSUN, DÖNÜŞLERİ OLMASIN

Senan Kazımoğlu

İki gün önce Azerbaycan ajansları Rus ordusunun Karabağ’ı terk etmesiyle ilgili haberleri son dakika olarak geçti. Haber içeriğinde Rus ordusunun Karabağ’dan çekilme videolarının da olduğu görüntüler vardı. Bu haberler kısa süre içerisinde resmiler tarafından da doğrulandı. İlk açıklama Kremlin’in resmi sözcüsü Dimitri Peskov’dan geldi. Konuyla ilgili bir gazetecinin sorusu üzerin Peskov haberin doğru olduğunu bildirdi. Hemen arkasından Rusya’nın diğer resmileri de haberin doğruluğunu onaylayan açıklamalar yaptı. Azerbaycan tarafında ise ilk açıklama Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sözcüsü Hikmet Haciyev’den geldi. Azerbaycan Resmi Haber Ajansı Azertac’ın konuyla ilgili sorusu üzerine Hacıyev: “10 Kasım 2020 tarihinde imzalanan üçlü anlaşmaya dayanarak, Azerbaycan Cumhuriyeti topraklarında geçici olarak görev yapan Rusya Federasyonu barış güçlerinin ülkemiz topraklarından vaktinden önce çekilmesi her iki ülkenin üst düzey liderleri tarafından karar alındı. Artık süreç başladı, Azerbaycan ve Rusya Savunma Bakanlıkları bu kararın uygulanmasıyla ilgili gerekli tedbirleri alıyor” şeklinde konuştu.

Böylece Sovyet sonrası Rus ordusunun ilk defa ve zamanından önce, girdiği bir topraktan çekilmesi sadece Azerbaycan’da gerçekleşti. Zaten Sovyetler Birliğine dahil olan ülkeler arasında Rus ordusunu ilk defa topraklarından çıkarmak da yine 1992 yılında Azerbaycan’a nasip olmuştu. Haber ilk başta şaşkınlık oluştursa da özellikle Azerbaycan sosyal medyasında coşkuyla karşılandı. Konuyla ilgili yapılan yorumların neredeyse tamamında halk, Rus ordusunun çekilmesini sevinçle karşılıyor ve bir daha bu topraklara ayak basmamaları için dua ediyor. Peki Azerbaycan Türkleri niye Rus ordusunun çekilişine bu kadar seviniyor? Niye halk Rus ordusundan bu kadar nefret ediyor? Bugün bu soru üzerine yoğunlaşmak istiyorum.

Öncelikle şunu söylemem gerekiyor ki, her şeyden önce Rus ordusu işgal ordusudur. Bu ordu Azerbaycan tarihi ve Azerbaycan Türklerinin hafızasında hiç de olumlu şeyler ile kalmamıştır. Aksine, bugün bile yaşadığımız büyük belaların müsebbibi olan da yine bu ordudur. Tarihte ve günümüzde yaşadıklarımız gelecekte yaşayacaklarımızın habercisidir kabilinden, Azerbaycan’ın hafızasında ne bugün ne de gelecekte Rus ordusunun karnesi olumlu olacaktır. Dilerseniz bunun tarihsel sürecine ve neler yaşandığına bir göz atalım.

Rus Ordusu genel olarak ilk Deli Petro zamanında Azerbaycan’ı işgal hareketine girişti. 1722 yılında bir kaynakta Bakü’ye, diğer kaynakta Gilan’a (Güney Azerbaycan) kadar geldi. Fakat Nadir Şah’ın gücü ve siyaseti sayesinde Ruslar Kafkasya’da bulunan Terek Irmağı’na kadar geri çekilmek zorunda kaldılar. Ancak Nadir Şah’tan sonra Azerbaycan’daki iç karışıklıklar ve parçalanmalardan faydalanan Rusları yeniden bu toprakların işgaline başladı. Bu süreçte Azerbaycan Türklerine karşı katliam ve soykırım yapmaktan da geri durmadılar. Özellikle Ruslara karşı direnişin sembolü olan Gence Hanlığında halk kılıçtan geçirildi.

Büyük Azerbaycan Devleti’ni parçalayarak topraklarımızı başkalarına peşkeş çektiler. Sadece toprak değil, toprağın altındakileri bile çalıp götürdüler. Daha sonra günümüzde bile başımıza bela olacak Ermenileri sağdan soldan toplayıp bizim ata topraklarımızı onlara yurt yaptılar. Yetti mi? Elbette hayır! Azerbaycan tarihindeki en büyük katliam ve soykırımlarını ya bizzat yaptılar ya da maşa olarak kullandıkları Ermenilere yaptırdılar. 1905 ve 1918 soykırımlarının arkasında da hep Ruslar vardı.

Çok şükür 23 ay da olsa 1918-1920 arasında onlardan yakamızı kurtarabildik. Fakat o kara 27 Nisan 1920 tarihinde yine Rus ordusu tekrar Azerbaycan’ı işgal ederek devletimizi yıktı. Bu ordunun mensupları çeşitli bahaneler ile milletimiz ve milletimiz aydınlarına karşı katliam ve sürgünlere giriştiler. Yeraltı yerüstü bütün servetlerimizi talan ettiler. Evlatlarımızı İkinci Dünya Savaşı cehennemine sokup en tehlikeli görevlerde yok ettiler. Aynı şekilde bu ordu Karabağ olayları başlayınca Ermeni’yi destekledi. Buna karşı çıkan masum halka karşı ise 20 Ocak 1990 tarihinde katliam yaptı. Yine Ermeniler ile birleşerek dünyanın gözü önünde Hocalı Soykırımı’nı gerçekleştirdi. Karabağ’ın 30 yıllık işgaline sebep oldu. Azerbaycan 2020 yılında kendi topraklarını almak için harekete geçince de Ermenileri her türlü silah ve teçhizat ile donattılar. O silahlar savaş hattından kenarda Terter, Gence, Berde ve başka diğer Azerbaycan şehirlerinde çoğu kadın ve çocuk olmak üzere yüzlerce sivili şehit etti.

Karabağ’da savaşı bitiren 10 Kasım 2020 tarihinde yapılan anlaşmaya zıt olarak (anlaşmaya göre ermeni silahlı birlikleri Karabağ’dan çıkarıldıktan sonra Rus ordusu Karabağ’a girecekti) daha kağıdın mürekkebi kurumadan Karabağ’a çöktüler.

Azerbaycan’ın antiterör operasyonunu başlattığı 19 Eylül 2023 tarihine kadar bölgedeki Ermenilere her türlü yardım ve yataklık eden, kontrolleri altındaki yerlere silah taşınmasına göz yuman, hatta çoğu zaman kılavuzluk eden de yine bu orduydu. Bu söylediklerimin hemen hepsinin delili ve ispatı vardır. Sırf bu sebepten Azerbaycan Cumhuriyeti Rus ordusuna defalarca nota vermişti. Yine antiterör operasyonu sonrasında buna ilk karşı çıkan da bu ordu oldu. Bütün bunlara rağmen Azerbaycan’ın operasyonu ve sonrasında Ermeniler bölgeden göç edince, Karabağ’da kalmak için kırk takla attılar. Trafik polisliğinden tutun da mayın temizleme yardımı teklifine kadar her şeyi yaptılar. Fakat şükürler olsun ki, Azerbaycan Cumhuriyeti ısrarını yineledi ve anlaşmaya göre 2025 yılına kadar Karabağ’da kalması gereken Rus ordusu, pılını pırtını toplayıp Karabağ ve Azerbaycan’ı ebediyen terk etme sürecine başladılar.

Her ne kadar etik sınırlarını aşsam da yine yazımı Rus ordusunun çekilişiyle ilgili sosyal medyada en çok yazılan söz ile bitirmek istiyorum: GİDİŞLERİ OLSUN, DÖNÜŞLERİ OLMASIN!!!