...

Türkiye Üzerinde Oyun mu Oynanıyor?

Ata Atun, Orta eğitimini Ankara Koleji, Magosa Namık Kemal Lisesi ve Şişli Koleji’nde tamamlayarak, İnşaat Mühendisliği Lisans eğitimini Bağdat Üniversitesine bağlı Al Hikma Üniversitesi’nde 1970 yılında, Lisansüstü eğitimini California’daki Century Üniversitesi’nde 1987 yılında ve Doktora eğitimini de Texas’daki Century Üniversitesinde 1989 yılında tamamlamış ve 1994 yılında Fulbright bursu ile Washington’da Doktora üstü çalışma yapmıştır. 2007 yılında, Prag’daki Charles Üniversitesinde, Avrupa Gazetecilik Enstitüsü eğitimlerine katılmıştır.

İngiltere Rhodec School of Interior Design’da İç Mimari diploma eğitimini ve 2012 yılında Girne Amerikan Üniversitesinde, Uluslararası İlişkiler Ana Bilim dalında ikinci Yüksek Lisansını ve 2018 yılında da ikinci Doktora eğitimini tamamlamıştır.

Mücahitliğini 1970 yılında Magosa’da yapmış olup, Barış Harekâtı’na Havan Takım Komutanı olarak katılmıştır.

1976 yılında yapılan Parlamento seçimlerinde çok genç yaşta Magosa Milletvekili seçilmiştir. KTFD Meclisinde 5 yıl süre ile Hukuk ve Siyasi İşleri Komisyonu üyeliği, Başkan yardımcılığı ve Başkanlığı görevlerinde bulunmuştur. TBMM’de ortak Komisyon toplantılarına KTFD Meclisini temsilen katılmıştır.

Akademik hayatına 1991 yılında Yakın Doğu Üniversitesinde başlamış olup, İnşaat Mühendisliği dalında Yakın Doğu Üniversitesinde Yardımcı Doçent, Doçent ve Profesör olmuştur.

2019 yılında Kıbrıs İlim Üniversitesinde Uluslararası İlişkiler Ana Bilim dalında Doçent olmuştur.

Uzmanı olduğu İnşaat Mühendisliği, Uluslararası İlişkiler ve Kıbrıs Tarihi konularında 10 adet Ders kitabı, 4 adet Ders-Notu, Tarih ve Politika-Siyaset içerikli 25 adet kitabı, 200’den fazla tez, bildiri ve makalesi bulunmaktadır. Makale ve çalışmalarına 100’den fazla uluslararası atıf yapılmıştır. 2002 yılından beri sürekli olarak Kıbrıs Siyaseti ve Uluslararası Politika üzerinde 2 binden fazla köşe yazısı KKTC, Türkiye, Almanya, İngiltere ve ABD’de basılan gazeteler ile haber sitelerinde yayınlanmış olup, köşe yazılarına devam etmektedir. Türkiye’de AVİM, SETAM, ASAM, TURAN-SAM ve benzeri düşünce kuruluşları ile bazı ortak çalışmalarda bulunmuştur.

KKTC I. Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’a ve III. Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’na, KKTC Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’a ve Dış İşleri Bakanına Politik Danışmanlık görevi ifa etmiş, ortak çalışmalarda yer almıştır.

Annan Planı çerçevesince 2004 yılında yapılan toplumlararası görüşmelerde KKTC adına görüşmecilik görevini yapmış olup, Aralık 2005 tarihinde Türk Dünyası Araştırmaları, Uluslararası İlimler Akademisi Bilim Kurulu üyeliğine, 2013 yılında da Türk Dünyası Medya Formu Başkanlığına seçilmiştir.

2016 yılında Uluslararası Aydın Üniversitesi Kurucu Rektörlüğüne atanmıştır. Halen Kıbrıs İlim Üniversitesi’nde Mühendislik Fakültesi Dekanlığı görevini ifa etmektedir.

Ata Atun

Türkiye üzerinde sessiz ve derinden bir oyun oynanıyor. Yunanistan’ın ekonomik olarak batmış olmasına, dünya ve Avrupa Birliği içinde saygınlığını ve güvenilirliğini yitirmiş olmasına ve silahlı kuvvetlerinin elindeki yaşlı silahlarının yenilenememiş olmasına karşın Adalar Denizi’nde Türkiye ile sorun çıkartmaya teşvik edilmesi hayli şüphe çekici. Yakın tarihte, Türkiye’nin en zayıf olduğu dönemde bile ordusunun yüzde doksanını kaybettiği ve adına “Sakarya Mağlubiyeti” değil de “Küçük Asya Felaketi” dediği gerçek bir felaket yaşamalarına rağmen Yunanistan, kaybedeceği kesin olan bir savaşı veya bölgesel bir çatışmayı başlatmaya çalışıyor.

Yunanistan’ın Türkiye’ye yönelik kışkırtmaları ve tacizleri, Türkiye’nin diplomatik girişimlerine rağmen devam ediyor. Belli ki bir yerlerden, büyük bir olasılıkla AB’den ve ABD’den şimdilik içeriği açıklanmamış bir destek alarak gaza getiriliyor. Peki müttefik olarak görülen ABD, neden Türkiye’ye karşı hasmane bir tutum izliyor? Sebep çok. Öncelikle Türkiye’nin 2011 yılından sonraki küresel siyasi duruşu, bölgesel saygınlığı, Balkanların, Kafkasların ve Orta Doğu’nun siyasi hayatı üzerinde belirleyici etkiye sahip olması ve Doğu Akdeniz’de yeni keşfedilen enerji kaynakları üzerindeki güçlü söz sahipliliği ABD’nin hiç hoşuna gitmiyor. Tüm bunlara ilaven, başta Yunanistan olmak üzere Avrupa Birliği üyesi devletleri kendine göbekten bağlamasına rağmen Türkiye üzerindeki etkisini ve yaptırım gücünü kaybetmiş olması ABD’yi çileden çıkarıyor ve kara kara düşündürüyor.

Ekonomik gelişmeler önümüzdeki 10 yılda, küresel merkezin Amerika ve Avrupa’nın uhdesinden çıkıp Asya bölgesine kayacağını gösterirken Türkiye’nin Rusya, Çin ve Hindistan ile yakınlaşması, ABD için bir başka büyük sorunu oluşturuyor. Rusya’yı Ukrayna sorunu ile Çin’i de Tayvan sorunu ile yıpratmaya çalışan ABD, Türkiye’yi zayıflatmak için batıda Yunanistan’ı, güney doğuda PKK ve YPG’yi, Doğu Akdeniz’de Kıbrıs Rum Yönetimi ile İsrail’i öne sürmeye ve hedeflediği çatışmalar ile Türkiye’yi bozmayı hedefliyor. Yani ABD’nin Yunanistan toprakları içindeki Batı Trakya bölgesinde konuşlanması, gerçekte kendisinin açıkladığı gibi Yunanistan’dan Finlandiya’ya kadar uzanan Avrupa Birliği’nin doğu sınırlarını Rusya’nın olası saldırısına karşı garanti altına almak için değil. Asıl amaç Yunanistan ile Türkiye arasında bir savaş çıkartmak, eş zamanlı olarak güney doğu Anadolu’da terörist unsurlar PKK ve YPG tarafından Türkiye’ye karşı ortak bir hareket başlattırmak. Benzer bir savaşı Doğu Akdeniz’de sahneye koyarak, Türk Silahlı Kuvvetlerini üç cephede savaşa zorlamak. Türk Ordusunun Yunan ordusunu ezip, Trakya üzerinden Yunanistan’a girmesini önlemek için de ABD ordusunu caydırıcı güç olarak önüne çıkartmak/durdurmak. Sonra da savaşlardan ekonomisi sıkıntıya girmiş, ordusu yorulmuş Türkiye’ye yaptırımlar uygulamak, Doğu Akdeniz’den elini çektirmek ve Türkiye’nin güney hudutları boyunca bölgedeki petrol yataklarını kontrol edecek bir Kürt devletinin kurulmasını sağlamak!

Görüldüğü üzere oyun ve hayal büyük. Lakin unuttukları şey, Türk’ün, her zamanki gibi bu oyunları bozacağı, ABD’nin kuyruğunda maşrapa olan Yunanistan’ın kafasını duvarlara vuracağı…