Alihan Limoncuoğlu

Tüm yazıları
...

1969 ADANA KONGRESİ'NDE NE OLDU?

Henüz yazar hakkında detaylı bilgi verilmemiştir.

Alihan Limoncuoğlu

1969 yılında Adana’da Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) büyük bir kongre için toplandı. Günümüzde, büyük çoğunluk bu kongreyi Soner Yalçın’ın anlatısından dinlemek zorunda kaldığı için olan bitenler hakkında doğru fikir sahibi değil. Yalçın’ın yazılarında bir ayrışma olduğu ve ayrışmanın temelinde İslam ve İslam’a bakış açısının yer aldığı anlatılmaktadır. Gerçek ise bu anlatıdan oldukça farklıdır. Yıllardır tekrarlana tekrarlana ezber haline gelmiş bu anlatı hiçbir temele dayanmamaktadır. Bazı doğrular ile yalanlar harmanlanarak sunulmuş, özellikle sanal ortamda da başka kaynak bulunamadığı için bu anlatı baskın hale gelmiştir. Bu anlatının baskın hale gelmesi Türk milliyetçilerinin büyük çoğunluğunun bu konuyu konuşacağı alanları sınırlandırmış ve nihayetinde yok etmiştir. Yalçın’ın bu kasıtlı saptırmasını olası sebeplerine yazının sonunda değineceğim. Gelin, ben size bu konuda alternatif bir okuma sunayım.

Rahmetli Türkeş ve arkadaşları yurda dönüşlerinin akabinde önce Adalet Partisinde şanslarını deneseler de favori olan ve destekledikleri aday Sadettin Bilgiç, Genel Başkan seçilemeyince bu sefer tarih olarak da kendi takip ettikleri çizginin devamı ve o an bir lider krizinin içinde olan CKMP’de siyasete başladılar. 1965 seçimlerine Alparslan Türkeş’in genel başkanlığıyla giden CKMP, 11 milletvekiliyle mecliste temsil hakkını kazandı fakat elbette bu CKMP lider kadrosu için yeterli değildi. Partiyi milliyetçi hassasiyetleri yüksek merkez sağ bir oluşumdan doktrinel manada bir Türk milliyetçisi parti olma yolunda dönüştürmek istediler. 1964-68 arası CKMP yayınlarına baktığımız zaman doktrinel bir milliyetçiliğin doğum sancılarını görüyoruz ve bu doğum sancılarında Türkçü toplumculuk olarak adlandırılabilecek bir fikriyat ön plana çıkmaktadır. Fakat 1969 Adana kongresinde karar kılınan dokuz ışık Türkçü toplumcu olarak nitelendirilmeyecek bir ideolojik doktrin iğnesiydi. Zaten Adana kongresi sonrasında partiden ayrılanların da büyük çoğunluğu CKMP’ye geçişte ilk etapta baskın olan ve baskınlıklarını 60’lı yılların ortasındaki CKMP’nin yazılarında net bir şekilde göreceğimiz Türkçü toplumcu ekipti. İlerleyen dönemde Atsız ve arkadaşları zaman zaman Alparslan Türkeş’in aleyhinde söylemlerde de bulunsalar genel manada MHP’ye oy verdiklerini vurgulayarak aslında tasfiyenin “Türkçü” ekibe yapılmadığının bir göstergesidir. Buradaki ayrışma din meselesinden çok iktisadî temellere dayanmaktadır.

Soner Yalçın’ın bu anlatısı temelde Türk milliyetçisi camianın içine gerçekte olmayan bir nifakı sokup, özellikle de o zamanı yaşamamış kuşakların kafasını karıştırmaktan başka bir şeye yaramamaktadır. Elbette kimsenin kalbini yarıp niyetini anlayacak halim yok ama böyle bir tezviratın da çok iyi niyetli olduğunu düşünemiyorum doğrusu.

Türk milliyetçilerinin tarihinin Türk milliyetçileri tarafından yazıldığı günleri görmek umuduyla…