Konuk Kalemler

Tüm yazıları
...

Kara Martlar “Altunköprü”

Reşat Salihi

Altunköprü, Kerkük’ün kuzeyinde Erbil ile Kerkük’ü birbirine bağlayan ilçedir. Bu ilçe, Kerkük ile Erbil’i birbirinden ayıran Dicle nehrinin bir kolu olan Zap ırmağının üstüne kurulmuştur. Sultan Dördüncü Murat’ın 1638’de Bağdat seferi sırasında Zap ırmağını geçerken, bu bölgedeki köprü eksikliğinden dolayı bir köprü yapılması emrini vermiştir. Rivayetlere göre ise, köprünün temeli altından yapıldığı için, Altunköprü adını almıştır. Yine bir başka rivayete göre de Sultan Murat bu suyu geçerken, şu hoyratı dillendirmiştir.

“Su seni/Su göğertmiş, süseni/Geçme namert köprüsün/Koy aparsın su seni/Yatma tilki kölgesinde/Koy yesin aslan seni” diyerek bu suyu geçmiş, önce Kerkük’e sonrasında ise Bağdat’a seferler düzenlemiştir.

Tarih boyunca önemli olaylara tanıklık eden Altunköprü, 1911 yılında İngiliz casus ve seyyah Gertrude Bell’in objektiflerine de yansımıştır.

Sultan Dördüncü Murat zamanından 1920’li yıllara kadar ayakta duran bu köprüye İngilizler gözünü kestirmiş, Türk eseri olduğu için de derhâl yıkılması emrini vermişlerdir. Şimdi ise bu yapının sadece taş kalıntıları kalmış, yerine ise çelikten bir köprü yapılmıştır.

Tarihi eserleri ellerinden alınan Altunköprü her zaman şiirlere konu olmuş, güzelliği ile nam salmış şirin bir Türk yurdudur. Gökbörü şehri Erbil’in kızı Nesrin Erbil, Altunköprü’yü “İki Şehir” şiirinde öyle güzel tanımlamıştır ki, hiçbir cümle, hiçbir roman o anlatım biçimine yetişemezdir.

İki şehir bilirim
Candan bağlı
Yürekten dağlı
Bir Altunköprü ile
Kalpleri bağlı

Diğer Türk yurtlarına göre birazcık talihsizdir Altunköprü. Balıkesir, Ayvalık ya da İzmir, Alaçatı ne kadar güzel ise, Altunköprü de o kadar güzeldir aslında.

Yalnız hizmet görmüyor, tarihi yok ediliyor ve insanları da sömürülüyor, dilleri değiştiriliyordu.

Irak’ın bütün bölgelerindeki Türkler eşit bir şekilde kıyıma maruz kalmıştır. Altunköprü’de yaşayan Türklere Türk değil, farklı etnisitelere mensup oldukları aşılanmıştır. Hâl böyle iken, diktatör Saddam rejimi, Türkçe adlandırılan Altunköprü’deki semt isimlerini Arapça isimler verip bu bölgenin millî kimliğini değiştirmek istemiştir. Saddam’ın Araplaştırma politikasının yanı sıra Kürtleştirme amacı ile de Türk yurdu Altunköprü, Kürtçede köprü anlamına gelen “pîrde” olarak adlandırılmak istenmiştir. Türklerin ağırlıklı olarak yaşadığı bölgelere bugün bile Kürt ve Araplar yerleştiriliyor, Altunköprü’nün millî kimliği ile oynanmak isteniyor. Buna örnek olarak ise, 1991 yılında Altunköprü’nün uğramış olduğu Türk kıyımıdır. Suçsuz, günahsız Türkler, Saddam’ın canileri tarafından çoluk çocuk demeden katledildi. 1991 yılında Irak’ın genelinde çıkan ayaklanmaları bastırmak üzere Saddam’ın ordusu, Bağdat üzerinden Kerkük’e doğru büyük bir güç ile yürümüş, yol üzerinde bulunan sırasıyla 27 Mart 1991’de Tuzhurmatu’da, ardından ise 28 Mart günü Tazehurmatu, Kerkük ve Altunköprü’de katliamlar düzenlemiştir. Ramazan ayının son günleri yaklaşmışken, herkes bayram hazırlığını yaparken, küçücük 13 yaşındaki Atilla Ahmet Enver, bayram elbisesini giymek yerine, kefene sarılmıştır. Ağabeyi Turan Ahmet Enver ve babası Ahmet Enver ile birlikte canice, vahşice, insanlıktan nasip almamış gözü dönmüşler tarafından katledildiler. Bu küçücük bir örnek iken her evde şehitler verildi Altunköprü’de. Bu sayılar bazı evlerde 3’e, bazılarında ise 7’ye kadar çıkmıştı.

Kara Martlar hiçbir zaman ak olmadı Türk’ün eli Türkmeneli’de. Yıllar geçti, Saddam devrildiyse de bu bölgelerdeki oyunlar asla bitmek, tükenmek bilmedi. Tuzhurmatu’ya bağlı Yengice köyü 10 Mart 2006 tarihinde teröristler tarafından hedef alındı ve orada yaşayan Irak Türk’ü birçok insan şehit düştü. Ardından Türkmeneli’nin en kuzeyi olan Telafer’in Kamberdere semti 27 Mart 2007 tarihinde büyük bir patlama ile başlamıştı güne. Yine suçu, günahı olmayan 200’ü aşkın masum Türk, hep birlikte göç edip, vardılar Kürşad’ın, Türkeş’in, Atsız’ın yanına. Un yüklü bir kamyonun patlaması sonucu 100’ü aşkın ev çöktü, 400 kişi yaralandı ve 200’den fazla Türk şehit düştü. Mart ayının derdi, gamı ve kederi bitmek tükenmek bilmiyordu. 28 Mart 2017 senesinde ise, bütün Irak Türkleri Altunköprü’de şehitleri anmak için tören düzenlerken, Kerkük İl Meclis binasına Kürt bayrakları göndere çekildi. Kerkük’ün bütün devlet daireleri ve sokaklarına Kürt bayrakları monte edildi. Bizler Altunköprü şehitlerini anarken, onlar ise bu önemli günümüzde bizi arkadan vurup, her zamanki ihanetlerini ortaya çıkarmış oldular. Mart ayının kayda alınmış en kötü olaylarından birisi ise, geçtiğimiz yıl 28 Mart 2021 tarihinde gerçekleşmiştir. Uzun mücadeleler ve şehit kanları sayesinde kurulmuş olan Irak Türklerinin yegâne temsilcisi Irak Türkmen Cephesi, milliyetçi ideolojiden alınıp, Siyasal İslamcılara teslim edilmiştir. Böylece Irak Türkmen Cephesi 1 yıldır işgal altına alınmış bulunmaktadır.

Sonuç olarak Mart ayı, Irak Türkleri için Kara Martlar olarak adlandırılır ve bu ayın içerisinde ise Irak Türkleri büyük saldırılara maruz bırakılmıştır. Bu ayın ve özellikle de 27-28 Mart tarihlerinin seçilmesinde büyük bir mesaj bulunuyor, bu yüce milleti vurmak için bu özel günler seçiliyor.