Söyleşiler

Türkiye, Meselenin İnsani Yönüyle İlgilenmelidir Putin Hayranı Olduğu Sovyetler Birliği’nin Taktiğini Uyguluyor TÜRKMENLER, MUKAVEMET VE DİRENİŞ RUHUNU GÖSTERMELİDİR TÜRK MİLLETİ UYAN! DOĞU TÜRKİSTAN’DA SOYKIRIM VAR! İran Türklüğünün Esas Gayesi, Millî ve Siyâsî Kimliğimizin Yeniden İhyasıdır Olayların Sosyal, Siyasî ve Ekonomik Sebepleri Var ADI DEVLET OLSUN
KRİPTO PARALARIN ARKASINDA ÖNEMLİ BİR OTORİTE YOK

KRİPTO PARALARIN ARKASINDA ÖNEMLİ BİR OTORİTE YOK

​​​​​​​Gelişim Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Hakan Yıldırım ile son günlerde adını sıkça duyduğumuz kripto paralar ile ilgili konuştuk.

Bitcoin ile tanımış olduğumuz kripto paralar, dünyada ve ülkemizde gittikçe yaygınlaşmaktadır. Öncelikle kripto paralar ve bu paraların süratle yaygınlaşması hakkında neler söylersiniz?

İnsanlık, tarih boyunca kolay zengin olma yollarına başvurmuştur. Tarihte bunun birçok örneği vardır. 1636-37 yılında yaşanan lale çılgınlığı, 1720’lerde yaşanan Mississippi Balonu, Güney Denizi Balonu, 1929 Büyük Buhran, 2008 küresel krizi ve Türkiye de yaşanan bankerler krizi buna en güzel örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır. 2009 yılından itibaren kripto paraların öncüsü olarak ifade ettiğimiz Bitcoin piyasalarda adını duyurmaya başladığında o dönem itibariyle 2008 krizinden mütevellit insanların diğer yatırım araçlarına pek de güvenleri kalmamıştı. Yani hangi hisse senedine yatırım yapacaklarını, hangi para birimine yatırım yapacaklarını ve hangi emtiaya yatırım yapacaklarına karar veremiyorlardı. Çünkü 2008 krizi, dünyanın süper gücü olarak addedilen, ekonomisi baş sıralarda gelen bir hükümetin bir anda patlak vermesi ve ekonomik anlamda yetersiz seviyelere düşmesi, finansal piyasalardaki kırgınlık, bunun oluşturduğu sonuçlar ve insanları daha güvensiz hale getirdi. Yani insanlar piyasalara güven duymamaya başladı.

2009 yılında da Bitcoin ile tanışan yatırımcılar aslında Bitcoin’in misyonunu tam olarak anlamamışlardı. Bitcoin, bir ödeme ve değişim aracı olarak piyasaya sunulsa da zaman içinde bir yatırım aracı haline gelmeye başladı. Yatırım aracı durumuna geldiği vakit insanların taleplerindeki artışla birlikte büyük bir alış baskısı oluştu. Alış baskısıyla birlikte yüksek fiyat seviyelerine tırmanmaya başladı. Özellikle 2021 yılına geldiğimizde salgının oluşturduğu belirsizlik neticesinde insanların altın yatırımlarına yönelmesi beklenirken küresel anlamda ele aldığımızda yatırımcılar kripto paralara yönelmeye başladılar. Dolayısıyla birkaç senedir 5500’ü aşkın alt ürün ve kriptoların oluşması olağan oldu. Yani ilk başta Bitcoin ile başlayan bu serüven 5500’ün üstünde bir kripto para sisteminin oluşmasıyla devam etti. Şimdi buradaki konu şu: İnsanlar devamlı bu fiyatların yükseleceğini düşünüyorlar ve bunun hiç düşmeyeceğini, bu oluşan balonun patlamayacağını düşünüyorlar. Tarihte, lale çılgınlığında bu durum yaşanmıştı ve bugün aynı durum tekerrür ediyor. Yani bir lale soğanının Hollanda’ya gitmesi ve burada soğanın bir lüks ev fiyatı ile eş değer bir fiyata sahip olması sonucunda insanlar devamlı lale soğanı alıp satmaya başlıyorlar ve bir anda patlayan fiyat balonu neticesinde lale soğanı fiyatları değersiz hale geliyor. Böylelikle ekonomik ve finansal anlamda problem yaşayan Hollanda ve hane halkı önemli bir çılgınlığın kötü sonuçlarına katlanmak durumunda kalıyorlar. Kripto paraların yaygınlaşmasının en büyük sebebi; ilk olarak yatırımcıların devamlı olarak bu kripto paralara kolay yoldan para kazanma gayesiyle yatırım yapması. İkinci olarak ise, medyanın önemli bir şekilde devamlı kripto paralardan bahsetmesi ve bunun neticesinde yatırımcıların algısında alım yönünde bir durum oluşturulması. Diğer taraftan dünyanın sayılı milyarderleri tarafından yatırıma konu olması, yine bunun medya kanalıyla küresel yatırımcılara aks ettirilmesi kripto paraların aşırı değerlenmesini ve bunun sonucunda büyük bir fiyat balonunun oluşmasına sebep oldu.

Kripto paraların yaygınlaşmasıyla birlikte, bu paraların alım satımının yapıldığı birtakım internet siteleri üzerinden vatandaşlarımızın dolandırılmaları söz konusu oldu. Bu gibi durumların arkası gelecek midir ve ilgili internet sitelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bundan on yıl önce Forex piyasaları çok ama çok revaçta bir sistemdi. Her türden yatırımcıyı kendine çekiyordu. Bu piyasalarda dolar, euro, altın, petrol hatta borsa endeksi bile alınıp satılıyordu. Burada insanlar; bizlere 100 dolar yatırın, sizlere binlerce dolar kazandıralım edasıyla müşteri temsilcileri tarafından aranıyordu. Yavaş yavaş insanlar buralarda yatırım yapmaya başladılar ve Forex piyasası çok popüler bir hale geldi. Daha sonraları bu iş yurt dışına taşınmaya başladı. Yani biz İngiltere’den, Almanya’dan, Amerika’dan arıyoruz diyen müşteri temsilcileri aslında merdiven altı bir yerde müşteri temsilciliği kurup, insanların parasını alıp 100 dolarla, 500 dolarla, 1000 dolarla yatırım yapabileceklerine inandırılıyordu ve büyük kârlar elde etmeyi planlayan yatırımcılar kimi zaman kâr etseler de çoğunlukla zarar ediyorlardı. Kâr eden yatırımcılar yatırdıkları ana paraların dışında kâr ettikleri zaman paralarını çekmek istediklerinde bu aracı kurumlara telefon açıp ben paramı çekmek istiyorum dediğinde hiçbir muhatap bulamıyorlardı. Artık şimdi, kripto para alım satım platformları ve merdiven altı şirketler tarafından gün geçtikçe daha fazla yaygın bir şekilde yatırımcılar dolandırıyor. Bunun önüne geçebilmek için; BDDK, Sermaye Piyasası Kurumu ve hükümetin diğer önemli organları bununla alakalı bir planlama yapacaktır.

İnsanlar artık sanal para ile ilgili internet siteleri üzerinden alım satım yapıyorlar ve paralarını da belirli kişilere yatırıyorlar. Artık, anapara ve kârı çekmek zor bir hal aldı. Yani insanlar kâr ettiklerinde paralarını çekmek istediğinde kripto para yatırımcıları paralarını alamamaya başladı. Buna en güzel örnek olarak son günlerde yaşanan durum gündemin ana maddesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu internet sitelerin kurulmasının önüne geçmek aslında biraz zor. Bugün herhangi bir internet sitesini kurar, yarın da başka internet sitesini kurarsınız ve burada alım satım platformu oluşturup yatırımcılara ulaşmak çok basit. Tabii ki BDDK, Sermaye Piyasası Kurulu ve birçok karar mercii bununla alakalı bir planlama ve buna karşı bir önlem oluşturmaya çalışıyor. Önümüzdeki günlerde de ne olacağını göreceğiz.

 

Dünyada kripto paraların günlük hayattaki alışveriş içerisinde kullanılması gittikçe yaygınlaşıyor. Ülkemizde durdurulan kripto paralarla alışverişin ilerleyen günlerdeki durumu nasıl olacaktır?

Aslında dünyada kripto paralar ile alım satım yapmak, bir mal ya da hizmetin bedelini ödemek, yani kripto paraların değişim aracı olarak kullanılması çok yaygın düzeyde değil. Genellikle yaygın bir biçimde olduğu ifade ediliyor ama Türkiye’ye bakıldığında yapılan düzenleme öncesinde de kripto paralarla bir mal ya da hizmetin bedelini ödeme gibi bir durum da söz konusu çok yaygın değildi. Avrupa ülkelerinde ve Amerika’da da yine yaygın olduğunu düşünmüyorum. Kripto paraların temel amacı, bir ödeme aracı olarak kullanılmasıydı ama bu misyonuda pek başarılı olamadı. Yatırım aracı olarak kullanılmak yolunda tercih edildi. TCMB’nin, söz konusu değişim aracı olarak kullanılma amacıyla ortaya çıkan kripto paralara ait yaptığı düzenleme çok doğru bir karardı. Çünkü bunun değişim aracı olarak kullanılması, diğer merkez bankaları tarafından basılan ve piyasaya arz edilen para birimleri üzerinde önemli bir baskı oluşturacaktır. Yani şöyle bir durum söz konusu olabilirdi; merkez bankaları tarafından basılan paralar kripto paralar karşısında değersizleşecekti. Yani bu değer biçimini, fiyat hareketleri açısından değil de bir algı açısından değerlendirdiğimizde daha değersiz hale gelecekti. Yani insanlar hükümet paralarına olan güvenlerini bir kenara, bir askıya alıp kripto paralara güvenmeye başlayacaktı ki zaten durum ona doğru gidiyordu. Bunun da önüne geçilmesi gerekiyordu.

Diğer bir taraftan zaten siz bunu serbest bıraktığınızda değişim aracı olarak Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomiler bunun ödeme aracı olarak kullanılmasını bir-iki senede kabul etmez. Bir şeylere adapte olmamız hızlı gelişiyor ama bu kripto paralar hususunda bizim buna adapte olmamız, bir değişim aracı olarak kabul etmemiz çok uzun süreler alabilirdi. TCMB’nin kararı ve uyguladığı sistem yerinde bir sistem oldu ve oluşabilecek bu tür bir sıkıntının önüne geçilmiş oldu. Dolayısıyla Avrupa Birliği’ne üye olan ülkeler yani “Euro Bölgesi” dediğimiz bölgede kripto paralar çok da fazla bir ödeme aracı, bir değişim aracı olarak kullanılmıyor. Şu anda genellikle son günlerde tüm dünya çapında bir yatırım aracı olarak kabul edilmiş durumdadır.

Merkez Bankası, MASAK, SPK ve BDDK’nın kripto paralar hakkında getirilecek olan düzenlemeler üzerinde çalıştığı açıklandı. Kısa sürede tamamlanacağı söylenen bu çalışmalardan hangi kararlar çıkacaktır ve sizin yapılması gereken düzenlemeler hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

BDDK, SPK ve diğer kurumları ele aldığımızda şöyle bir sistem olabilir: Kripto para piyasasında alım satım yapacak bir yatırımcı minimum ana para ile başlamak durumundadır. Bu, birinci düzenleme olabilir. Bir diğer düzenleme ise, kripto paralar artık kaldıraçlı sistemde anlık satılmaya başlandı. Yani kaldıraçlı sistem dediğimizde mesela bire on kaldıraçlı bir sistem düşünün yani 1’in 10 katı. Siz bin lira yatırdığınızda 10 bin TL ile işlem görüyormuş gibi kâr ya da zarar elde edebiliyorsunuz. Peki, yetkili organlar ne yapabilir? Kaldıraç etkisinden mütevellit yatırımcıların karşılaşabileceği risklerin önüne geçmek adına bu kaldıraçlı sistemi ortadan kaldırabilir. Yani bunu sınırlayabilir ki bu da doğru bir hamle olacaktır. Mesela, bin dolarla yatırım yaptınız, 10 bin dolarla yapıyormuş gibi kâr-zarar ediyorsunuz. Yani bin dolardan yaptığınız kâr, 50 dolar olduğunda bunun 10 katı olan 500 dolar olarak kâr elde etmiş oluyorsunuz. Siz burada kâr ettiğinizde 500 dolar kâr etmiş oluyorsunuz ama zarar ettiğinizi düşündüğünüzde 50 dolarlık zarar, 500 dolarlık bir zarar oluyor çünkü kâr da zarar da on katı cinsinden size geri dönüş sağlamış oluyor. Bu durum, önemli kayıplara yol açabilir. Kaldıraçlı sistemler dahilinde kriptoların alınıp satılması yatırımcılar için çok büyük bir risk arz ediyor. Dolayısıyla buna karşı bir düzenleme de yapılabilir. Diğer taraftan sermaye piyasası kurulları tarafından denetlenen ya da denetlenmeyen kurumlar olarak ikiye ayrılabilir. Yani, kripto para alım satımına konu olan bir platforma sahip ve bir aracılık hizmeti sunan şirketler, kurum ve kuruluşlar SPK tarafından sıkı bir denetim altına alınabilir.

Sermaye Piyasası Kurumu tarafından denetlenen bir kurul olarak ifade edilebilir. Eğer denetlenmeyen kurullar söz konusu ise faaliyetlerini sürdürmeyebilir. Günümüzde bunun örneği var. Mesela Forex piyasasında 1’e 100 kaldıraçta istediğiniz kadar parayla alım satım yapabiliyorsunuz. Sermaye Piyasası Kurulu dedi ki: “50 bin TL ana parayla alım satım yapabilirsin. Minimum 50 bin TL yatırmazsan alım satım yapamazsın.” Böylelikle küçük tasarruf sahibi olan yatırımcıları koruma altına aldı. Diğer taraftan 1’e 100 kaldıraç ile işlem yapmak artık imkânsız dedi. Bunu, en fazla kaldıraç oranı 1’e 10 olarak belirledi. 2000 dolarlık bir altın aldığınızda maksimum 20 bin dolarlık altın almış gibi alım satım yapabiliyorsunuz. Yani eskiden bunun 100 katı bir işlem söz konusu oluyordu. Bunun önüne geçildi. Yani kaldıraç etkisinden mütevellit oluşabilecek büyük zararların önüne geçildi. Dolayısıyla özetle burada söyleyebileceğimiz şey; bu adımlar küçük tasarruf sahiplerini koruyucu bir hamle olacak. Yapı şu şekilde olabilir; belirli bir para yatırmanız gerekebilir. Mesela 50 bin TL altında kripto para alımı satımı yapamazsınız denilebilir. Böyle bir düzenleme gelebilir. Bu kaldıraç etkisinden mütevellit oluşabilecek maddi kayıpların önüne geçebilmek adına kaldıraç durumunu ortadan kaldırabilir ve şirketler Sermaye Piyasası Kurumu tarafından bir denetim altına alınabilir diye ifade edebiliriz.

Kripto para tercihlerinde Avrupa’da birinci sırada olduğumuz belirtiliyor. İnsanlarımızın bu piyasaya olan ilgilerinin sebepleri nelerdir?

Artan enflasyon, artan işsizlik oranları ve artan döviz kurları yatırımcıları ellerinde bulundurdukları paraların değer kaybetmemesi açısından çeşitli yollara başvurmasına sevk ediyor. Mesela, elimizde 100 bin TL var ama dolar yüksek seviyelere gidiyor. Bunun sonucunda Türk Lirası değer kaybediyor ve hisse senedi yatırımı yapmak istiyorum. Lakin borsadaki hızlı iniş çıkışlardan dolayı bir güvensizlik oluşabiliyor. Böylelikle, Türkiye’deki yatırımcılar paralarını değerlendirmek istiyorlar. Yani paranın zaman içinde değer kaybetmemesi açısından bazı yollara başvuruyorlar. Bu yollardan bir tanesi de kripto paralara yapılan yatırımlar.

Diğer bir taraftan ülkemizde maalesef kolay yoldan para kazanma isteği çok yaygın bir durum. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde bu durumu çokça kez görebiliyoruz. Hatta gelişmiş ülkelerde de bu durumu görebiliyoruz. Yani devamlı artış gösteren bir değer karşısında kayıtsız kalamıyoruz ve devamlı bunlara yatırım yapma arzusu içine giriyoruz. Ancak bu durum, yatırımcı açısından çok büyük bir risk arz ediyor. Oluşan bir fiyat balonu var. Sanal anlamda bir balon oluştu ve bu balonun patlaması neticesinde fiyatlarda dip seviyelere gelinebilir. Bu da yatırımlarını, sermayesini ve elindeki tasarruflarını kat ve kat arttırmak isteyen yatırımcılar için çok önemli sonuçlar ortaya koyabilir. Yani 100 bin TL’yi yatırdım, 200 bin TL yatırdım ve bunu 500 bin TL, 1 milyon TL yapmak istiyorum. Bir anda fiyatlar düşünce benim param 10 bin TL’ye düşebilir. Büyük bir düşüş söz konusu olabilir. Bu durum, yatırımcıların ava giderken avlanmasına sebep olabilir.

Çok önemli bir husus olarak, insanlar bu yatırımlar için kredi çekiyorlar, emekli ikramiyelerini kullanıyorlar ve kenardaki tasarruflarını kullanıyorlar. Borçtan borçlanarak yatırım yapıyorlar. Borçlanarak yatırım hiçbir piyasada geçerli bir durum değildir. Yani tehlikeli bir durumdur. İnsanlar borçlanarak yatırım yapamazlar. Evet bir konut alabilirsiniz, bir araba alabilirsiniz ama borsanın bir menkul kıymet piyasasında ya da bir kripto para piyasasında ya da bir Forex piyasasında işlem yapmak ve zengin olma gayesi içinde büyük yatırımlar yapmak yatırımcılar için büyük bir hata olur. Dolayısıyla bu durum küçük yatırımcıları daha doğrusu küçük tasarruf sahiplerini büyük risklerle karşı karşıya getirebilir.

Ülkemiz veya diğer devletler, yaklaşık 10 yıllık geçmişi olan fakat son birkaç yılda değer ve kullanım noktasında sıçramalar yaşayan kripto paraların önünde durabilir mi?

Şu an baktığımızda 2021 yılında bir Bitcoin, yaklaşık olarak 50 bin dolara gelmiş durumda. Bir kere, Amerika bu duruma müsaade etmez. Yani bir şekilde bu durumu bertaraf etme planları içindedir. Diğer bir taraftan ülkeler kendi kripto paralarını basmaya başlayacak. Yani merkez bankaları kendi kripto paralarını bastığı vakit ve bunu yatırımcılara, tasarruf sahiplerine sunduğu vakit kripto paralar karşısında sağlam bir duruş sergilemiş olacaktır. Dolayısıyla artık insanlar bir merkez bankası tarafından arkasında durulan bir parayı almaya ve satmaya başlayacaklardır. Yani şu anki kripto paraların hiçbirinin arkasında önemli bir otorite yok. Yani bir merkez bankası yok. Mesela, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bir kripto parayı piyasaya sunduğunda ne olacaktır? Merkez Bankası otoritesi yatırımcılara daha da büyük bir güven vermiş olacaktır. Böylelikle diğer kripto paralar karşısında merkez bankalarının sunduğu kripto paralar diğer sanal kripto paralar karşısında önemli bir güç sergileyecek ve yatırımcının ilgisini çekmeye başlayacaktır. Böylelikle bu diğer kripto paraların modası geçmiş olacaktır ve herkes bu hükümetlerin deklare ettiği haberler neticesinde ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ve diğer merkez bankalarının piyasaya sunduğu kripto paralar popüleritesini arttırıp daha güvenilir, daha yatırım yapılası araçları haline gelecektir.

Diğer Söyleşiler