Söyleşiler

Türkiye, Meselenin İnsani Yönüyle İlgilenmelidir Putin Hayranı Olduğu Sovyetler Birliği’nin Taktiğini Uyguluyor TÜRKMENLER, MUKAVEMET VE DİRENİŞ RUHUNU GÖSTERMELİDİR TÜRK MİLLETİ UYAN! DOĞU TÜRKİSTAN’DA SOYKIRIM VAR! İran Türklüğünün Esas Gayesi, Millî ve Siyâsî Kimliğimizin Yeniden İhyasıdır Olayların Sosyal, Siyasî ve Ekonomik Sebepleri Var ADI DEVLET OLSUN
KURAKLIK EN KAPSAMLI ETKİYE SAHİP OLAN AFETTİR

KURAKLIK EN KAPSAMLI ETKİYE SAHİP OLAN AFETTİR

Prof. Dr. Engin Kınacı ile etkisini en çok tarım sahasında gösteren kuraklık afeti hakkında konuştuk.

Meteoroloji Genel Müdürlüğünün analizine göre, Türkiye’nin üçte ikisi aşırı kuraklık-acil durum düzeyine ulaşmıştır. Başta çiftçilerimizi olmak üzere milletimizi doğrudan etkileyen kuraklık sorunun sebepleri nelerdir?

Kuraklık, ne zaman başlayacağı, ne zaman biteceği tahmin edilemeyen, olağan dışı meteorolojik olaylar içinde en kapsamlı etkiye sahip olan afettir. Ülkemiz yarı kurak alanlar içinde yer almakta ve çok yıllık verilere göre kuraklıktan sık sık etkilenmektedir.

Yağış miktarında uzun yıllar ortalamasına göre azalma olması kuraklık nedenidir. Bu azalmanın büyüklüğüne göre etkilerinin kapsamı genişler, vereceği zarar artar. Başlangıçta meteorolojik kuraklık olarak değerlendirilen bu kuraklık, tarımsal üretim için de ciddi bir tehlike uyarısıdır. Bu süreç uzadıkça, toprakta yetiştirilmekte olan bitkilerin kök bölgesinde, büyüme ve gelişmeleri için ihtiyaç duydukları su yetersiz kalmaya başlar. Bu durum tarımsal kuraklık safhasıdır ve özellikle sadece yağışa bağımlı olarak tarım yapılan alanlardaki üretim için çok ciddî bir tehdittir. Yağış eksikliği uzun bir süre devam ederse yer üstü ve yer altı sularında azalma, eksiklik meydana gelmeye başlar, bu safha hidrolojik kuraklık demektir ve bu durumda sulu tarım da tehlike altına girer.

Başta çiftçilerimiz olmak üzere halkımız, söz konusu kuraklıktan nasıl etkilenmektedir?

Kuraklığın etkileri öncelikli olarak sulama olanakları olmayan yerlerde kuru tarım sistemiyle yetiştirilen ürünlerde başlar. Süresi ve şiddeti arttıkça normalde yağışı yeterli olan yerlerdeki ürünleri ve kısmen de sulanarak yetiştirilen ürünleri etkiler. Kuraklıktan en çok etkilenen bölgelerimizde geniş alanlarda yağışa bağımlı olarak üretilmekte olan serin iklim tahılları (buğday, arpa, yulaf, tritikale, çavdar) genellikle kuraklıktan en başta etkilenen ürünlerdir. Kuraklığın etkisiyle çiftçilerin üretimlerinde öncelikle verim ve buna ilaveten bazı ürünlerde kalite de düşer. Bu, mahsulün düşük fiyatla satılması ve bu üretim için yapılan masrafların, harcanan zamanın ve iş gücünün önemli bir kısmının boşa gitmesi demektir. Kayıplar bu kadarla da kalmaz. Moral, çalışma azmi, geleceğe ait ümitlerde de düşüşler yaşanır. Üretim miktarı ve ürün kalitesindeki düşüşler, bunlardan elde edilecek mamul maddeler ve gıdaların maliyetlerinin artmasına neden olacağı için halkımız bunları daha yüksek fiyatlarla satın almak zorunda kalır.

Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarında kuraklıktan etkilenen çiftçilere destek verileceği ifade edildi. Verilecek olan desteğin kapsamı nedir ve çiftçimizin sorunlarını giderme noktasında yeterli olacak mıdır?

Kuraklığın etkisini en fazla hisseden küçük çiftçiler ve aile işletmelerinin hem o yıldaki kayıplarını hem de bir sonraki üretimi için gereken girdileri karşılayabilecek ölçüde bir destek yapılamamakta. Bu, onları üretim için borçlanmaya itmektedir. Sürekli fiyatları artan üretim girdilerini karşılayabilmek için sürekli bir borçlanma yaşayan çok sayıda üretici bulunmaktadır.

Önüne geçilmediği takdirde milletimizin geleceğini olumsuz bir şekilde etkileyecek olan kuraklık sorununa karşı hem devletimizin hem de toplumumuzun yapması gerekenler nelerdir?

Toplumumuz, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin ne kadar büyük bir sorun olduğunu ve bu sorunla baş etmede her bireyin kendisine de önemli sorumluluk düştüğünü bilmeli ve ona göre davranmalıdır. Çevre konusunda hassasiyet artmalı, toprağı, suyu, ormanı korumayı vatan görevi olarak kabul etmelidir. Kuraklık tahmin edilebilir bir doğa olayı değildir, ancak izlenebilir ve yönetilebilir. Bu konuda devletimizin çalışmaları vardır, kuraklık eylem planları hazırlanmaktadır. Ancak bu planların başarısı sahada yapılan uygulamalara bağlıdır. Uygulamaların üreticilerce yapılması gereken kısmı işin en zor kısmıdır. Önce, onların yapmaları gerekenlere inanmalarını sağlamak, yapılacakları özümlettirmek ve sürekli izlemek, destek olmak gerekir. Örneğin, toprağının su tutma gücünü artıracak işleme tekniklerini uygulattırmak, ekim nöbetini sistemini benimsemesini sağlamak, bu sistemde yetiştireceği en doğru ürün çeşitleri ve üretim girdilerini seçmesini ve tarımsal faaliyetlerinin zamanlamasına doğru karar vermesini sağlamak gibi yöntemler kuraklıktan daha az zararla kurtulma şansını artıracaktır.

Diğer Söyleşiler