Söyleşiler

Türkiye, Meselenin İnsani Yönüyle İlgilenmelidir Putin Hayranı Olduğu Sovyetler Birliği’nin Taktiğini Uyguluyor TÜRKMENLER, MUKAVEMET VE DİRENİŞ RUHUNU GÖSTERMELİDİR TÜRK MİLLETİ UYAN! DOĞU TÜRKİSTAN’DA SOYKIRIM VAR! İran Türklüğünün Esas Gayesi, Millî ve Siyâsî Kimliğimizin Yeniden İhyasıdır Olayların Sosyal, Siyasî ve Ekonomik Sebepleri Var ADI DEVLET OLSUN
ÖĞRENCİLERİN 1,5 YILLIK ÖĞRENİM KAYBI VAR

ÖĞRENCİLERİN 1,5 YILLIK ÖĞRENİM KAYBI VAR

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necati Cemaloğlu ile salgın döneminde gerçekleştirilen uzaktan eğitimin detaylarını konuştuk.

Bir seneyi aşkın bir süredir uygulanan uzaktan eğitim süreci, ülkemizde devam eden salgın dolayısıyla halen devam ediyor. Kademeler arasında farklılıklar gösteren bu süreçte ne konumdayız, eksiklikleri ve olması gerekenleriyle birlikte anlatır mısınız?

Türkiye, yaklaşık 14 aydan beri okulları kapalı tutuyor. Kısmen seyreltilmiş bir halde devam eden birinci, sekizinci ve on ikinci sınıflar oldu. Okul öncesi eğitim kurumları açıktı. Ancak salgın oranlarındaki ani artışla birlikte okullar tekrar kapatıldı. Bir yıllık süreçte okulların kapalı olması, öğrencilerin eğitim-öğretim yılında 1,5 yıllık bilgi kaybına neden oldu. Özellikle ilkokul aşamasında okuma-yazma ve temel beceriler açısından ileride telafisi imkânsız sorunlar ortaya çıkabilir. Sekizinci ve on ikinci sınıfların sınavlara girecek olması, bilgi eksikliğinin artarak devam etmesi, öğrencilerin ilerideki eğitim yaşantılarını olumsuz yönde etkileyecektir. 1 Temmuz tarihine kadar çevrim içi eğitimler devam etmeli, daha sonra okullar tatile girmelidir. Bu süreçte öğretmenler, öğrenciler, veliler ve okul yöneticileri çok yoruldu. Yaz aylarında yapılacak telafi eğitiminin kimseye faydası olmaz. Eylül ayına kadar öğretmenler, okul çalışanları ve okul yöneticileri aşılanmalı, eylülden itibaren telafiyi de içeren eğitim programları uygulanmalıdır. Yaz tatillerinde öğrencilere okuyacakları kitaplar, araştırmaya ve projeye dayalı ödevler verilebilir.

Eğitim noktasında en çok merak edilen konulardan biri olan, öğrencilerde öğrenme eksikliği görülmesi ihtimali ne derecededir ve bu tehdit ülkemizin geleceği açısından ne gibi riskler barındırmaktadır?

İlk soruda da belirttiğim gibi yaklaşık 1,5 yıllık öğrenme kaybı vardır. Bu kayıp kırsalda, dar gelirli, dezavantajlı gruplarda daha yüksektir. Maddî durumu, sosyo-ekonomik durumu iyi olan ailelerin çocuklarında daha azdır. Bu aileler hem kendileri eğitim desteği vererek hem de özel ders, kurs yoluyla çocuklarının öğrenme kayıplarını asgari düzeye indirdiler. Bu durum toplumda zaten var olan uçurumu daha da açacak ve dezavantajlı kesimin dezavantajlılık özelliğinin devam etmesinde etkili rol oynayacaktır. Aynı zamanda dikey hareketlilik dediğimiz, eğitim yoluyla sınıf atlama süreci bir müddet daha rölantide çalışmaya devam edecektir. Krizler, savaşlar ve salgınlar her zaman dar gelirli kesimi vurur. Korona virüsü salgını döneminde de değişen bir şey olmadı. Bilgi kaybının artmış olması, uluslararası düzeyde PISA ve TIMSS gibi sınavlardaki düşük olan eğitim seviyemizi daha da aşağıya çekecektir. Sınıfta kalma olmadığı için öğrenme eksikliği olan çocuklar üst eğitim kurumlarına gidecek, iş hayatına atılacak ve bilgi eksikliği toplumumuzun kanayan bir yarası olmaya devam edecektir. Türkiye bu sorunu salgın sonrası hızlı bir şekilde telafi etmelidir. Cumartesi günleri okullar açık olabilir. Tatillerin süresi kısaltılabilir. Ek, çevrim içi öğrenme imkanları yaratılabilir. Ayrıca lise için olgunluk sınavı getirilebilir.

Farklı farklı hususiyetleri olsa da okulların açılması her kademede belli başlı sorunları giderecek gibi gözüküyor. İlköğretim, lise ve üniversitelerin açılması sizce hangi sorunları çözüme kavuşturacaktır?

Dezavantajlı kesiminin sorunlarını öncelikle azaltılacaktır. Evinde televizyonu, interneti, bilgisayarı olmadığı için çevrim içi dersleri takip edemeyen bilgi kaybı her geçen gün artan kesim için çare olacaktır. En kısa zamanda 20 yaş üstü kesim ve üniversite çalışanları aşılanırsa, 2021-2022 eğitim-öğretim yılı güz döneminde üniversiteler açılabilir. Üniversite eğitimi çevrim içi yapılan ders değildir. Üniversitenin amfisi, kantini, entelektüel ortamı, kongreleri, panelleri ikinci bir üniversiteden mezun olmak anlamına gelir. Okulların açılması öğrenme kayıplarının azaltmasının dışında çocuklarda meydana gelen obezite, antisosyal davranış sorunlarını asgari düzeye düşürür. Ayrıca ailelerle çocuklar arasında bozulan ilişkilerin düzelmesine ve dijital bağımlılığın ortadan kalkmasına uygun ortam yaratır.

Salgının sona ermesi veya aşılanmaların büyük oranda tamamlanması durumunda normale dönecek olan eğitim sisteminde meydana gelebilecek değişiklikler neler olacaktır?

Salgın sonrası, eğitimin bir kısmı çevrim içi devam edecektir. Hatta derslerin belirli bir yüzdesini çevrim içi almak isteyen öğrencilere fırsat verilecektir. Uzaktan eğitim kurumları daha da yaygınlaşacak ve muhtemelen gelecek jenerasyon 4 yılını üniversite koridorlarında tüketmeyecektir. Bilişim teknolojilerinin kullanımındaki artış daha da devam edecektir. Öğrenciler bir süre okula uyum ve disiplin sorunu yaşayacaktır. Muhtemelen artık kar yağdığı için kar tatili olmayacaktır. Kar yağdığında çevrim içi ders yapılacaktır.

Uzaktan eğitim sürecinde daha çok merak edilen, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması ve aksi durumlarda oluşan veya oluşabilecek sorunları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Eğitimde fırsat eşitsizliği zaten vardı. Salgın dönemi bu eşitsizliği daha da artırdı. Sosyal devlet ilkesi bağlamında konu ele alındığında devletin dezavantajlı kesim için bir master planı olması gerekir. Devlet, ekstra kaynak ayırarak, yeni politika ve programlarla bu sorunları çözmesi gerekir. Aksi taktirde işsizlik, gelir dağılımındaki adaletsizlik, suç işleme oranında artış, hırsızlık ve toplumsal şiddet olaylarında artış gözlenebilir. Bu durum iyi yönetilmediğinde toplumsal düzeni, dirliği ve birliği tehdit eder hale dönüşebilir.

Diğer Söyleşiler