Söyleşiler

Türkiye, Meselenin İnsani Yönüyle İlgilenmelidir Putin Hayranı Olduğu Sovyetler Birliği’nin Taktiğini Uyguluyor TÜRKMENLER, MUKAVEMET VE DİRENİŞ RUHUNU GÖSTERMELİDİR TÜRK MİLLETİ UYAN! DOĞU TÜRKİSTAN’DA SOYKIRIM VAR! İran Türklüğünün Esas Gayesi, Millî ve Siyâsî Kimliğimizin Yeniden İhyasıdır Olayların Sosyal, Siyasî ve Ekonomik Sebepleri Var ADI DEVLET OLSUN
Ziya Gökalp: Türk Milliyetçiliğinin kurucu ve önder figürü

Ziya Gökalp: Türk Milliyetçiliğinin kurucu ve önder figürü

İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Alihan Limoncuoğlu ile vefatının 94. yılında Ziya Gökalp’in hayatını ve onun Türk Milliyetçiliği tarihindeki yerini konuştuk.

Ziya Gökalp’in Türk Milliyetçiliği tarihindeki yeri ve önemi nedir?

Ziya Gökalp’in Türk milliyetçiliği tarihindeki yeri ve önemi şöyledir; bence her şeyden öte eğer bugün Türk milliyetçiliği diye bir kavramın varlığından söz edebiliyorsak bunun belki de ilk ve en önemli figürü Ziya Gökalp’tir. Özellikle modern ve ideolojik manada Türk milliyetçiliğinden bahsettiğimiz zaman Ziya Gökalp olmasaydı Türk milliyetçiliği olur muydu olmaz mıydı bunun bile tartışılması lazım. Aslında sadece bunun üzerine doktora tezi yazılabilecek kadar önemli bir husus. Elbette bir Türk milliyetçiliği olacaktır ama özellikle vurgulamak isterim ki modern ve ideolojik manada bu fikre en önemli şekli veren kişi, Ziya Gökalp’tir. Ziya Gökalp birçok fikriyle ve yaptıklarıyla, gerekse de aksiyonuyla Türk milliyetçiliğinde kurucu ve önder bir figür olmuştur. Tabi ki en başta meşhur iki kitabı ‘Türkçülüğün Esasları’ ve ‘Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak’ı yazarak her kişinin kütüphanesinde bulunması gereken kitaplar bırakmıştır geriye.

Hocam sadece teori de kalmayan aynı zamanda aksiyon adamı olan bir Gökalp’ten bahsettiniz. Ziya Gökalp’in, Türk milliyetçiliği fikrinin aksiyonuna yönelik ne tür önerileri vardır?

Sadece öneriler kalmamıştır bizzat yaptıkları da vardır. Malta’ya sürgüne gönderildiklerinde, İngilizlerin işgali sonrasında gönderildiklerinde, orada Ziya Gökalp bir duvara veya yüksek bir yere çıkarak oradaki Türklere dersler anlatırmış. Milliyetçilik konusunda, sosyoloji konusunda veyahut birçok değişik konuda ders anlatır bilgilendirme yaparmış. Yani hayatı boyunca fikirleri uğruna çalışarak ömrünü geçirmiş kaldı ki sağlık durumu çok iyi olmayan birisi olmasına rağmen.

Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kadrolara ve bu devletin kuruluşundaki zihniyete Ziya Gökalp’in yaptığı tesirler nelerdir?

Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kadrolar şüphesiz milliyetçi kadrolardır ve bu yüzden Ziya Gökalp’in fikirlerinden etkilenmişlerdir. Zaten bu kişiler çoğunlukla önceki hayatlarında İttihat ve Terakki Cemiyeti mensubu, İttihatçı kökenli insanlardır. Ziya Gökalp de İttihat ve Terakki Cemiyeti’nde idarecilik yapmıştır ve bu suretle de oradaki insanlara fikirleriyle tesir etmiştir. Tabi ki bu şu anlama da gelmiyor; Ziya Gökalp ne dediyse ne yazmışsa yapmışlar veyahut da yaptıkları her şeyin kaynağı Ziya Gökalp’tir, ama hepimiz biliyoruz ki Ziya Gökalp en ciddi etkileri yapmış fikir adamlarından bir tanesidir Cumhuriyeti kuran kişilere. İşte özel bir davet vekil seçilip Ankara’ya gelmesine kadar varan süreçler var biliyorsunuz ki. Bütün bunların akabinde de kurucu kadrolarda bugün hala Ziya Gökalp’in etkileri, yaşam tarzının izlerini, Türkçü bir manada fikirlerinin önemini görebiliyoruz. Sonuç olarak bu ülkenin en önemli kurucularından olduğunu söyleyebiliriz.

Ziya Gökalp’in millet ve milliyetçilik tarifi nedir?

Genel olarak Batı’daki milliyetçilik tariflerine baktığımızda ya da Batı’da milletlerin nasıl tanımlandığına baktığımızda, iki tür milliyetçilik karşımıza çıkıyor. Birisi etnik milliyetçilik, diğeri sivil milliyetçiliktir. Ziya Gökalp’ten bahsederken; Durkheim’den etkilenmiş ve hatta eleştirmek için Durkheim ne yazmışsa kabul etmiş, Türkçeye çevirip üzerine bir iki ekleme yapmış denilir. Halbuki Ziya Gökalp’in vardığı sonuç çok farklı. Vardığı sonuç ise genelde batıdaki hem Alman tipi etnik milliyetçilikten uzak hem de aynı zamanda Fransız tipi sivil millet tariflerinden de uzak aslında üçüncü bir form olarak, bizim bugün kültür milliyetçiliği diye adlandırdığımız bir anlayış ortaya koyuyor. O yüzden kültüre bakışında kültür, kendisi de bir sosyolog olduğu için, millet tasvirinde de çok büyük rol oynuyor. Mesela bugün de biz milleti tanımlarken aslında hepimizin yaptığı tanım kültür üzerinden yapılan bir millet tanımıdır. Diğer yandan medeniyet meselesine gelince de bazı ardıllarının katılmadığı ama söylediği bahsettiği bir şey var, medeniyetin ve kültürün ayrı kavramlar olduğundan bahsediyor mesela. Bu hususta ise gelişmiş medeni bir toplumdaki bir unsurun, vasıtanın alınabileceğini ve bu durumun kültüre bir tesiri olmayacağını veya çok az olacağını ifade ediyor. Ziya Gökalp’in yine de kültüre verdiği önemi görebiliyoruz. Milleti kültür bazlı tanımlıyor ve o kültür dairesine mensup olan veya o kültürün içinde kendini gören bireylerin o milletin üyesi olduğunu söylüyor. Türklük özelinde ise Türklüğü bir terbiye olarak görüyor. Tabi o terbiyeden kasıt işte o kültürle hemhal olmuş, o kültür ile harmanlanmış bir şekilde yetişmiş insanları kastediyor. İkinci bir şey ise milliyetçilikten bahsederken de aslında bizim hala genel geçer olarak kullandığımız tanımları kullanıyor; Türk milletini sevmek, bu millete bağlılık, milletin menfaatlerini korumak ve bu menfaatler uğruna çalışmaktır. Sonuç olarak, milliyetçilik tanımı yukarda zikrettiğim gibidir.

Ziya Gökalp sosyoloji ilminde pozitivist aydın ve bilim adamlarının çalışmalarını takip etmiş ve bu metotları benimsemiştir. Bu itibarla Gökalp’in din kavramına nasıl bir yaklaşımı olmuştur?

Ziya Gökalp’in, kaynaklardan anladığımıza göre, gençliğinde şüpheler duyduğu bir süreç var. İşte bunalımı girip intihara sürüklendiği süreçte bu aydınların büyük etkisi var, mesela bu meselede Abdullah Cevdet’in büyük etkisi vardır. Fakat Ziya Gökalp Sultan Abdülhamid’e yaptığı muhalefetten dolayı hapse girince, hapiste tekrardan İslam’ı ve tasavvufu keşfediyor. Ve o zamandan vefatına uzanan süre boyunca İslamiyet dünya görüşünde büyük yer kaplıyor. Zaten ideolojik manada da Türklüğü tanımlarken de dinin önemine birçok yerde değiniyor. Kitabında da görebileceğimiz gibi “Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak” . Mesela Türkçe ibadet fikrini öne sürerken böyle bir şey olsa nasıl olur, işte, ibadeti Türkçe yaparsak birçok kişi bu dini anlar ve bu konuda şuuru artar şeklinde fikirler öne sürmüştür. Ziya Gökalp’in İslamlaşmaktan kastı ise, toplumun İslam’dan uzaklaşmasından endişeleniyor ve toplum ile dinin arasındaki bağı güçlendirmek için birçok değişik yol öneriyor. Bence bu da zaten Gökalp’in İslam’a ne kadar önem verdiğini gösteriyor. Ziya Gökalp dini kültür için ana öğelerden birisi olarak görüyor. Dil ve dini kültürün ana unsurları olarak tanımlıyor. Çünkü dinî pratikler her koşulda günlük hayata yansıyorlar ve kültürün şekillenmesini sağlıyorlar. Milletimizin birçok geleneği de aslında dinî kökenli. Bazı geleneklerimiz Asya bozkır kökenli bazı geleneklerimiz de İslamiyet sonrası gelen pratiklerdir. Ziya Gökalp, işte bu sebeplerden dolayı, dinin toplum içindeki değerini daha da arttırılması gerektiğini düşünmüş ve bunlarla alakalı önerilerde bulunmuştur.

Ziya Gökalp’in Türkiye’deki sosyoloji ilmine getirileri nedir? Ne gibi katkıları olmuştur? Bu itibarla günümüz sosyolojisindeki yeri ve önemi nedir?

Ziya Gökalp aslında Türkiye’deki modern sosyolojinin kurucusudur. Nasıl ki Türk milliyetçiliğinin kurucusu olarak bahsediyorsak, ülkemizdeki sosyoloji biliminin kurucusu olarak da bahsedebiliriz. Mesela yabancılar Ziya Gökalp’ten bahsederken ‘Türk Durkheim’ diye bahsediyorlar. Çünkü Durkheim nasıl ki sosyolojinin kurucusu, aynı şekilde Ziya Gökalp de Türkiye’de bu bilimin kurucularının başında gelmektedir. Yaptığı birçok kültürel çalışmalar var özellikle şu an bizim Güneydoğu Anadolu Bölgesi dediğimiz bölgede Ziya Gökalp’in ciddi sosyolojik araştırmaları, çalışmaları vardır. Aynı zamanda bilimlerde, özellikle sosyal bilimlerde, hızlı değişimler, paradigma kaymaları dediğimiz şeyler yaşanabiliyor ama günümüzde hala Ziya Gökalp’in söylediklerinden geçerliliğini koruyan oldukça fazla öğe, tespit, inceleme bulabiliriz.

Diğer Söyleşiler