Ayşe Göktürk Tunceroğlu

Tüm yazıları
...

Göçmen Kurtaran Gemiler

Yazar hakkında bilgi henüz girilmedi.

Ayşe Göktürk Tunceroğlu

Bağdatlı Ruhi’nin bir yuh çekmesi vardır. Terkib-i Bend’inde:

Yûf hârına dehrin gül ü gülzârına hem yûf

Ağyârına yûf yâr-ı cefakârına hem yûf

Çün ehl-i vücûdun yeri sahrâ-yı âdemdir

Yuf kâfile vü kâfile-sâlârına hem yuf

Çerh-i feleğin sa'dine vü nahsine lâ'net

Kevkeblerinin sâbit ü seyyârına hem yûf

(Hâr: Diken Dehr: Dünya Gülzâr: Gül bahçesi Adem:Yokluk Kâfile-sâlâr: Kafile reisi Sa’d: Bahtiyarlık  Nahs: Uğursuzluk  Kevkeb: Yıldız

İtalyan parlamentosundan bir karar geçti, kanunlaştı.

Koalisyon hükûmetinin hazırladığı, yasa dışı göçle mücadele ve özellikle düzensiz göçmenleri denizden kurtaran sivil toplum kuruluşlarına yönelik tedbir ve yaptırımlarla dikkati çeken ikinci güvenlik paketi 5 Ağustos’ta kanunlaştı. Yasalaşan güvenlik paketi, izinsiz giriş yapanlara bir milyon Avro’ya kadar para cezası ya da gemiye el koyma gibi yaptırımlar öngörüyor.

Şimdi bu haber üzerine yuh çekmez misiniz?

İtalyan hükûmetine yuh!

İtalyan parlamentosuna yuh!

Avrupa Parlamentosu’na yuh!

Avrupa Birliği ülkelerine yuh!

Güvenlikten ne anladıkları anlaşılamayan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne yuh!

Demokrasi havâriliğini kimselere bırakmayan çalımlı yöneticilere yuh!

Sesini çıkarmayan herkese yuh!

Düzensiz göçmenleri denizden kurtaranlara ceza var bundan böyle!

Yani diyor ki İtalya parlamentosu: Bırakınız ölsünler!

Devletler kaçak göçmenlerin ülkelerine girmesini istemezler. Bu haklarıdır. Her devlet sınırlarını sorgusuz sualsiz her gelene açarsa oluşan kargaşanın altından kalkamaz. Her devlet demografik yapısını korumak istemekte haklıdır. Her devlet ekonomisine yük getirecek, sosyal bünyeyi sıkıntıya sokacak göçleri önlemeye çalışmakta haklıdır.

Fakat bunun yolu, çaresi, tedbiri, hasbelkader denize açılmış kadınlı, erkekli, çocuklu yola düşenleri taşıyan botların karaya ulaşmasını engellemek değildir. O göçmenler kurtarılmayıp ne yapılacak? Botları batırılacak mı? Hitler’i kınayıp duran insan hakları savunucuları bu kanunu insanlığın neresine koyacak?

Süleyman Nazif’in ve Cenap Şehabeddin’in torunu, doksan küsur yaşındaki Nazife Ozankan New York’ta oturur. Türkiye’ye gelmeden önceki ziyaretimde, bir ay önce bir şey anlattı. İkinci Dünya Savaşı yıllarında İzmir’deler. Bir gün bir haber gelmiş: Almanya’dan kaçan Yahudilerle dolu bir gemi Türkiye’den sığınma istiyor. Akdeniz’de birçok ülkeden geri çevrilmiş, son umut bize gelmişler. Bizim hükûmet izin vermiyor. “Gemiyi gördük” diyordu Nazife Hanım, yetmiş küsur sene önceki üzüntüyü yaşayan sesiyle. “Limanın açıklarında demirlemiş bekliyor. Hükûmetle görüşmeler sürüyor, takip ediyoruz. Ama izin verilmedi. Biz her gün gemiyi görmeye giderdik limana. Çok üzüldük, ama elimizden bir şey gelmedi. Bir gün gemi demir aldı, gözden kayboldu gitti. Sonra gazetelerde okuduk, Akdeniz’de batırılmış.”

Ben Orta Doğu’dan, Asya’dan, Afrika’dan yola düşenlerin Avrupa ülkelerine akın etmelerini tasvip ediyor değilim. Bu gidişlerden utanç duyuyorum. Müslüman ülkelerin insanlarının Avrupa’nın taşına toprağına muhtaç durumda olmalarından, canları pahasına kendilerini oralara atmak istemelerinden utanç duyuyorum. Dindaşım olan ülkelerdeki hukuksuzluk, mutsuzluk, yoksulluk, güvensizlik, çaresizlik içimi acıtıyor. O işin başka bir yüzü. Onları bu duruma getiren, onlara gün yüzü göstermeyen, vatanlarından kaçıran yöneticilerine, zorbalara, zalimlere de yuh!

Ama üzerinde kuruldukları, kendilerini mirasçısı saydıkları Roma’nın hukuku, hâlâ Hukuk Fakültelerinde okutulan İtalya’nın böyle bir kanun çıkarması yüz kızartıcı bir durumdur.

Birleşmiş Milletler bu durumlar için insanî bir çözüm bulamayacaksa niye var? Angelina Jolie’yi sağa sola iyi niyet elçisi olarak göndermekle meseleler hallolmuyor. Bu kaçak göçmenler sınırları ihlâl ediyor olsalar da, ülkelere kanunsuz giriş yapmaya çalışıyor olsalar da denizlerde boğulmaya, yollarda ölmeye terkedilemez. İlk adım, düşünülecek ilk şey onların sâlimen bir karaya çıkabilmeleridir. Akdeniz’de belki bir adada onlar için kamplar oluşturulup güvenlikleri sağlanabilir. Bir sonraki adımda onlar için nasıl bir çözüm bulunacağı konuşulur. Büyükleri hesaba katmıyorsanız bile, o kafilelerde çocuklar vardır. Masum, günahsız, dünyanın kirlerinden, siyasetin döndürdüğü dolaplardan habersiz…

Eyy İtalya! Biz seni Akdeniz’in iyi niyetli, güler yüzlü, sıcakkanlı ülkesi bilirdik.

Sesini çıkarmayan herkese yuh!