Ayşe Göktürk Tunceroğlu

Tüm yazıları
...

U’YA MI BİNELİM M’YE Mİ?

Yazar hakkında bilgi henüz girilmedi.

Ayşe Göktürk Tunceroğlu

Akıllara ziyan bir karar. Sayın Bakan’ın açıklamalarından sonra daha da şaşkınlık verici, üstelik çocukça. İstanbul’daki metro sisteminin kimi istasyonlarına U sembolü konacakmış! Metronun sembolü şimdiye kadar bildiğiniz gibi M harfi idi. Haberi duyunca aklıma İngilizce ve Almanca iki kelime geldi. Birkaç sene önce Viyana’da Tuna nehrini arıyordum. Şehir merkezinde, Türk olduğuna yüzde yüz emin olduğum kadınlara rastladım, sordum, bilmiyorlardı. Yaşlı bir Avusturyalı kadın bankta oturuyordu, ona sordum. Tabii o İngilizce bilmiyordu, ben de Almanca bilmiyorum. Sadece “Danube…” diyebildim, bir takım el işaretleri ile bir şeyler dedi. Sözlerini anlamadığımı görünce öfkeli bir yüz ifadesiyle “U Bahn U Bahn” diye sesini yükseltti. O beyaz saçlı kadının yüzünü hiç unutmam! Ne bileyim U Bahn ne demek? Ben o yaz günü güneş altında yürüyerek ve inat ederek Tuna Nehri’ni buldum, şehrin biraz dışından geçiyor. O akşam da “U Bahn”ın ne demek olduğunu öğrendim. Metro! Kadın “Yürüyerek gidemezsin, metroya bin” demiş. Ama yürüyerek gittim! İstanbul metrosunun sembolünün U olacağını duyunca aklıma bu hatıram geldi. İyi de dedim, İstanbul metrosuna neden Almanca “Unter” kelimesinin baş harfi uygun görülsün? Unter, yani yeraltı. Ayrıca Londra metrosunda da “underground” yazar. Yeraltı…

Durup dururken bizim kırk yıllık İstanbul metrosuna neden İngilizce veya Almanca bir kelimenin baş harfi getirilmek istenir? Ardından Sayın Bakan açıklama yaptı. “Bu U dedi, bizim U! Ulaştırma Bakanlığının, ulaşımın U’su!” ve devam etti: “Bu metroları kimin yaptığının bilinmesi ve emek hırsızlığı yapılmaması lâzım. Bunu biz yapıyoruz, herkesin bilmesi lâzım.” Bunu biz yapıyoruz!

M’yi yapan emekçilerle U’yu yapan emekçiler aynı milletin evlâtları değil mi? Hırsızlık ne demek? Yeni sembol U’nun altına “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı” ibaresi de yazılacakmış! Çocukların çekişmesi gibi: “Bu topu babam aldı, top benim, canımı sıkmayın, oynatmam da, kimseye vermem de!”

Şahsî eşyalarımıza adımızı yazabiliriz. Karışmasın, başkası kullanmasın, bizim olduğu belli olsun. Ama halka hizmet söz konusu olduğunda, halka hizmet kurumları arasında sen yaptın, ben yaptım havası, malımı kaptırmam havası yaratmak ve bunu ısrarla sergilemek istemek doğru mudur? Biri belediye, biri bakanlık…. “Biz yapıyoruz, karşı taraf bir şey yapmıyor” dedi Sayın Bakan. Biz ve karşı taraf! Konumuz metro! Biraz ayıp olmakta!

Metro kelimesi de Türkçe değildir amma Türk Dil Kurumunun sözlüğüne de girmiş, artık Türkçeleşmiş. Tren gibi, radyo gibi, televizyon gibi... Dünya üzerinde hemen bütün ülkelerde kullanılan bir sembol. İstanbul gibi yabancı trafiğine çok açık bir büyükşehirde turistlerin de hiç yadırgamadığı bir sembol. (Viyana metrosunda da M yazsa idi, sıkıntı çeker miydim?) Şimdi U’yu görünce yabancıların akıllarına ne gelecek? Ulaştırma Bakanlığı mı? Elbette hayır! Gelen hemen herkes İngilizce bildiği için şöyle diyecek: “Türkçede underground kelimesi kullanılıyor demek ki!” Zaten bakanlığın metro kelimesini daha Türkçeleştirmek gibi bir gayesi yok. Hizmeti sahiplenmek ve sergilemek amacı var ve bu amaca ulaşmak için koyacağı sembolün İngilizceyi, Almancayı akla getirdiğini umursamıyor. İsteyen öyle anlasın, diyor. Türkçeyi o kadar umursamıyor ki, Sayın Bakan sosyal medyada yeni sembolün fotoğrafı altına İngilizce yazmış! Yeni yetmelerin yaptığı gibi: I️U

Hiç İngilizce ve Almanca ile işi olmayan bu dillerden tek bir kelime bilmeyen vatandaşları düşünürsek… Onlar için de iki çeşit sembol lüzumsuz bir kafa karışıklığıdır. “Falan semte U’mu gidiyor M’mi?”, “U yazan istasyondan bin hemşerim, o hatta M yok!” O tabelaların kimi M, kimi U, şehrin manzarasında arz-ı endâm ettikçe ayrışmayı, ikiliği vurgulayıp duracak: “Bunu biz yaptık, ötekini siz yaptınız! Biz daha çok yaptık! Herkesin bilmesi lâzım!” Bakanlık bu ikiliğin getireceği huzursuzluğu da umursamıyor.

Bu nasıl bir anlayıştır? Bundan sonra vatandaşlar da “M’ye binenler, U’ya binenler” olarak mı ayrılacak? Şimdiki belediye başkanına oy verenler M’ye, vermeyenler U’ya… Muhalifler M’ye, muhalif olmayanlar U’ya…

“Ben bakanlığın yaptığına binerim kardeşim, başkasına binmem!”, “Ben belediyeninkinden şaşmam!”

İngilizcesi, Almancası, under’i, unter’i, kafa karışıklığı… Hepsi bir yana en fena tarafı şehrin manzarasında ve vatandaşlar arasında yaratacağı bu ayrışma, bu bölünmedir, bu ikiliktir. “Sen U’cu musun M’ci misin?” Ayrışmalar hânesine bunu da yazın! Vatandaşımızın bunu aşacak kadar sağduyulu olduğunu ümit ediyorum ama koskoca bakanlığın, kırk yıllık M’yi değiştirecek kadar çocukça bir benlik davasına girmesini son derece çirkin buluyorum.