AZERBAYCAN
Ermenistan Başbakanı Paşinyan, 30 Eylül’de iki ülkenin dışişleri bakanlarının 2 Ekim 2022 tarihinde görüşeceğini ifade etmişti. Barış anlaşması konusunda sonuç alabilmek için çabalar hızlandırılmıştı. Bu doğrultuda Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ve Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan Cenevre’de görüşerek iki ülke arasında barış antlaşmasının şartları ele alındı.
Fransa’da bulunan Azerbaycan Büyükelçiliğine radikal Ermeni gruplar tarafından düzenlenen eylemin ardından Fransa’nın Bakü Büyükelçisi, Azerbaycan Dışişleri Bakanlığına davet edildi. Radikal Ermeni gruplar tarafından düzenlenen saldırıda büyükelçiliğin idari binasına boya atılmış ve duvarlarına hakaret içerikli sözler yazılmıştı. Notada Fransa’nın yetkili makamlarından, Azerbaycan’ın diplomatik temsilciliklerinin güvenliğinin sağlanması ayrıca bu şiddet eylemlerinin araştırılması ve cezalandırılması istendi.
Kelbecer ve Tovuz bölgesindeki Azerbaycan mevzilerine karşı Ermenistan askerleri tarafından ateş açıldı. Ermenistan tarafından açılan ateşle, ateşkes bir kez daha ihlâl edilmiş oldu. Azerbaycan Savunma Bakanlığı tarafından şu açıklama yapıldı:
"3 Ekim akşam saatlerinden 4 Ekim sabah saatlerine kadar Ermenistan Silahlı Kuvvetleri tarafından, Azerbaycan-Ermenistan devlet sınırındaki Kelbecer ilinin Zivel, Zeylik ve İstisu; Tovuz ilinin ise Ağdam ve Garalar yerleşkelerindeki Azerbaycan ordusu mevzileri yoğun ateş altına alındı."
Ermeniler tarafından gömülen 452 adet mayın, yürütülen faaliyetler sonucunda etkisiz hale getirildi. Bu konu hakkında Azerbaycan Savunma Bakanlığı şu ifadelere yer verdi:
"Daşkesen, Ermenistan silahlı kuvvetlerinin büyük ölçekli sabotaj sırasında gömdüğü mayınlardan temizleniyor. Bahsi geçen alana Ermeni sabotaj grupları tarafından gömülen Ermenistan'da üretilmiş 452 adet Э-001 М tipi anti-personel mayın, mühendislerimiz tarafından tespit edildi ve güvenlik kurallarına uyularak etkisiz hâle getirildi. Azerbaycan ordusunun mühendislik ve tahkimat birimleri, karşı tarafın mayın yerleştirdiği topraklarımızı temizlemeye devam ediyor."
1. Karabağ Savaşı’nda Hocavend ilinin Edilli köyünde Ermeniler tarafından katledilen Azerbaycanlı askerlere ait toplu mezarlar tespit edildi. 12 Azerbaycanlı askerin bulunduğu toplu mezarda askerler kıyafet ve eşyalarıyla birlikte gömüldüğü anlaşılmaktadır. Cesetler üzerinde DNA analizlerinin yapılarak kimlik tespiti çalışmalarının başlayacağı bilgisi Azerbaycan Esir, Kayıp ve Rehine Vatandaşlar Devlet Komisyonu yetkilisi tarafından aktarıldı.
Azerbaycan’a olan desteklerinden dolayı Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a, ülkenin önemli madalyalarından biri olan Azerbaycan Cumhuriyeti Savunma Sanayi Alanında İş Birliği Madalyası” verildi.
Aliyev ile Paşinyan’ın katılacağı Prag’daki dörtlü görüşmede Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel de bulunacak. Bu toplantının sonunda resmî kararlar alınmayıp bir bildiri yayınlanmadı. Bununla birlikte Ermenistan-Azerbaycan sınır belirleme faaliyetlerini izlemek için AB sivil bir misyon göndereceğini açıkladı. 6 Ekim’de gerçekleşen dörtlü görüşmenin sonucunda açıklananlara göre bir sonraki toplantı ekim ayının sonunda gerçekleştirilecek.
Nitekim ekim ayının ilerleyen günlerinde AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, basına açıklamalarda bulundu. Yakın zamanda sınırın Ermenistan tarafında 40 kişinin konuşlandırılacağını ifade etti.
Azerbaycan’ın Washington Büyükelçiliğine ait bir araca 10 Ekim gecesi ateş açıldı. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı bu konuda bir açıklamada bulunarak olayla ilgili endişelerini dile getirerek şu ifadelerde bulundu:
"Son zamanlarda, Washington, Paris, Beyrut ve diğer şehirlerdeki büyükelçiliklerimize yönelik saldırılar ve vandalizm eylemleri de dahil olmak üzere; yabancı ülkelerdeki Ermeni topluluklarının radikal üyeleri tarafından Azerbaycan'ın diplomatik temsilciliklerine yönelik saldırıları ciddi endişe kaynağıdır.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Bartın’da meydana gelen maden ocağı patlamasında hayatını kaybedenler için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a taziye dileklerinde bulundu.
Azerbaycan’ın, Sovyetler Birliğinden ayrılarak 18 Ekim 1991 yılında yeniden bağımsızlığını ilan etmesinin ardından 31 yıl geçti. Azerbaycan ilk bağımsızlığını 28 Mayıs 1918’de Mehmet Emin Resulzade başkanlığında ilan etmişti. Fakat bu tarihten iki yıl sonra Sovyetler Birliği Azerbaycan’ı işgal etmişti. Geçen 70 yılın ardından 20 Ocak 1990’da Sovyetlerin Azerbaycan’da yaptığı katliam, bağımsızlığa giden süreci hızlandırmış, Azerbaycan Yüksek Konseyinde 30 Ağustos 1991 tarihinde bağımsızlığın ilan edilmesi yönünde bildiri kabul edilmiş ve 18 Ekim 1991 yılında Azerbaycan 71 yılın ardından yeniden bağımsızlığa kavuşmuştur. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Azerbaycan’ın bağımsızlığının 31. yılını kutladı.
İşgalden kurtarılan topraklarda ikinci havalimanının inşası tamamlandı. Zengilan Havalimanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Aliyev’in katılacağı törenle hizmete başlayacaktı. Bu doğrultuda Recep Tayyip Erdoğan günübirlik bir ziyaretle 20 Ekim tarihinde Azerbaycan’a gitti ve açılışı gerçekleştirdi. Erdoğan’ın bulunduğu uçak, Zengilan Uluslararası Havalimanı’na indi.
20 Ekim tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Azerbaycan’a gerçekleştirdiği ziyaret esnasında heyet halinde Azerbaycan’a giden Binali Yıldırım’ın aracı kaza yaptı. Takla atan araçta yaralanan Binali Yıldırım, helikopterle Bakü’deki bir hastaneye götürüldü. Yıldırım’ın sağlık durumu hakkında açıklama yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, kaza yapan araçta bulunan 3 kişinin de sağlık durumunun iyi olduğunu belirtti.
Türkiye, uluslararası hukuk ve meşru egemenlik hakları temelinde, toprak bütünlüğü dahil tüm haklarını savunabilmesi için Azerbaycan’a destek vermiş, bu doğrultuda Türk askerinin Azerbaycan’daki görev süresinin uzatılmasına ilişkin tezkere TBMM’ye sunuldu. Bu tezkerede sürenin 17 Ekim 2022 yılından itibaren 1 yıl uzatılması istenmektedir. Rusya ile beraber oluşturulan Ortak Merkez’de faaliyetlerine başarıyla devam eden TSK personeli bölgenin güvenliğinin sağlanmasında önemli rol oynamaktadır.
KAZAKİSTAN
Kazakistan, Hazar Denizi’nde "yeşil hidrojen" üretimi amacıyla Avrupalı yenilenebilir enerji grubu Svevind ile 50 milyar dolarlık anlaşma imzaladı. 27 Ekim 2022’de Tokayev ve Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel arasında gerçekleşen toplantı ilk meyvesini vermiş oldu. Bu kapsamda Kazakistan güneş panellerinden ve rüzgâr türbinlerinden üretilen elektriği kullanabilecek. 2030 yılında üretime başlaması beklenen yeşil hidrojen üretimi projesinde amaç 2032 yılında 2 milyon ton yıllık üretime ulaşabilmek.
1991 yılında SSCB’nin dağılmasının ardından kurulan ve Azerbaycan, Belarus, Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Moldova, Özbekistan, Tacikistan ve Rusya devletlerinden oluşan Bağımsız Devletler Topluluğu üye ülkeleri arasında askerî ve ekonomik iş birliğini amaçlıyor. Her yıl üye bir ülke tarafından yürütülen dönem başkanlığı, aralık ayına değine Kazakistan tarafından yürütülecek ardından Kırgızistan'a geçecek. Astana'da ay boyunca gerçekleşen toplantılarda alınan en ilginç karar 2023 yılının "Rus Dil Yılı” ilan edilmesi oldu.
Eurasianet'in raporuna göre, 24 Ekim 2022'de Cumhurbaşkanı Tokayev'in imzalamasının ardından, dünyada gelişen yeni risk ve tehditlere karşı Kazakistan’a askerî stratejisini yenileyecek uygulamaları hayata geçirmeye hazırlanıyor. Söz konusu askerî doktrinde, dünyadaki kitlesel yıkıcı silah seviyesinin artışından siber alanda yaşanan gelişmelere değin birçok parametre ele alındı. Kazakistan, mevcut bölgesel ve küresel tehditlere karşı askerî ve ekonomik iş birliğini artıracak, sınırlarının daha iyi korunabilmesi için gelişen teknolojilerden faydalanacak. Aynı zamanda terör saldırıları, sabotajlar ve ayrılıkçı eylemlere karşı ülke bütünlüğünü ve kamu huzurunu sağlayacak alacağı yeni önlemlerle daha iyi sağlamaya çalışacak.
Eylül ayında yapılan değişikle, Kazakistan 16-25 Ekim günlerinin Cumhuriyet Günü olarak kutlanmasına karar verdi. Mecliste ilan edilen karara göre, her sene seçilen dönemlerde ülke genelinde resmî tatil ilan edilecek ve kutlamalar yapılacak. Aynı zamanda ülkenin bağımsızlığı ve refahı için şehit düşmüş kahramanlar yâd edilecek.
Trans-Hazar Fiber Optik denizaltı veri iletim kablosu hattı 380 km uzunluğunda olacak. Proje aynı zamanda Avrupa ve Asya arasından telekomünikasyon koridoru olan Dijital İpek Yolu’nun da bir parçası. Kazakistan ve Türkmenistan, Hint Okyanusu ile Basra Körfezi arasında Kuzey-Güney bağlantısı oluşturma konusunda hazır olduklarını bildirdiler. Güçlü altyapı ve taşıma ağı inşa ederek Doğu-Batı, Asya-Avrupa arasında bağlantı oluşturmak ve Hazar Denizi bölgesinde ortaklığı arttırmak bu projenin amaçları arasında.
Türkiye dahil 26 ülkenin üye 4 ülkenin ise gözlemci olduğu uluslararası kuruluş Kazakistan'ın koordinatörlüğünde 1993 yılında faaliyetlerine başlamıştı. Avrupa Güvenlik ve İş birliği Teşkilatı örnek alarak kurulan CICA, bölgede ekonomik, çevre, insanî, yeni sınama ve tehditler, askerî-siyasî olmak üzere beş boyutta uygulanması çalışmalarını yürütüyor. 2020'den beri dönem başkanlığını Kazakistan'ın yürüttüğü oluşum Astana'daki son toplantısında "uluslararası örgüt" statüsüne evrilme kararı aldı.
Türkiye ve Kazakistan arasındaki ticaret ocak-ağustos ayları arasında 4,1 milyar dolara ulaştı. Böylelikle %64,8 oranında bir artış sağlanmış oldu.
Kasım 2022'de yapılması planlanan erken Cumhurbaşkanlığı seçimleri için Kazakistan iktidar partisi Amanat, adaylığını koyması için mevcut başkan Tokayev'i seçti.
İki senede bir düzenlenen oyunlar bu sene Türkiye'de düzenlenmişti. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu tarafından Dünya Göçebe Oyunları rölesi Kazakistan Spor Bakanı Dauren Abayev'e verildi.
KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 99. yıl dönümü dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri ev sahipliğinde düzenlenen kutlama etkinliğine Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yanı sıra Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Sezai Öztürk, bakanlar, milletvekilleri ve siyasetçiler katıldı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri’nin yaptığı konuşma ve 21 pare top atışıyla başladı. Başçeri, geleceğin teminatı, bağımsızlığın sembolü Cumhuriyetin kuruluşunun 99. yıl dönümünü kutlamanın haklı gururunu yaşadıklarını vurguladı.
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen Uluslararası Türk Dünyası Sempozyumu birçok Türk Devleti ve topluluğunu buluşturan bilgi ve kültür şöleni haline geldi. Törende konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs'ta çok acılar çektiklerini, göçler yaşadıklarını ve soykırımlardan geçtiklerini anlatarak şunları dile getirdi: "Türkiye Cumhuriyeti ve Türk dünyası ile oradaki bizler serhat bekçileri, mücahitler ve şehitler diyarında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, Mavi Vatan'da, göklerde hava sahasında bütün bu haklarımızla birleştiğimizde o zaman işte bu zaman gönül coğrafyası çok daha anlamlı, millî, kutsal ve hepimiz için çok önemli bir potansiyel arz etmektedir."
Tatar, Kıbrıs'ta bütün olayları yakından takip ettiklerini söyledi. "Bütün hayalleri, hâlâ daha Kıbrıs'ın bir Helen adası olmasıdır. Gün gelip Türkiye'nin çekilmesi ve meydanın boş kalmasıyla Yunanistan ile müttefikleriyle oradaki karşı zihniyetin orada hâkim olması hayal ediliyor." diyen Tatar, Türk Devletleri Teşkilatı’nın önemini vurguladı. Konuşmaların ardından katılımcılara plaket verildi. Programa 43 ülkeden yaklaşık 800 uzman akademisyen ve Aksakallar Heyeti üyeleri katıldı.
Nobel ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne anlamlı bir destekte bulundu. Sancar, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın sağlık danışmanı Prof. Dr. Nedime Serakıncı’nın hediye olarak gönderdiği üzerinde İngilizce ‘KKTC tanınmalı’ yazan KKTC bayraklı tişörtü giyerek poz verdi. Paylaşım sosyal medyada büyük beğeni toplarken, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar da Sancar’a teşekkür etti. Tatar, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda “Bilim insanı ve sağlık danışmanım Prof. Dr. Nedime Serakıncı’nın hediyesini gururla giyerek paylaşan ve millî mücadelemize büyük destek veren Prof. Dr. Aziz Sancar’a şahsım ve Kıbrıs Türk Halkı adına yürekten teşekkür ediyorum...” ifadelerini kullandı.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksandr Gruşko, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşayan Ruslar için konsolosluk açılmasına yönelik KKTC tarafıyla görüştüklerini açıkladı. Gruşko, KKTC 'de yaşayan Ruslar için konsolosluk açılmasına yönelik KKTC temsilcileri ile görüşme başlattıklarını ve bir sonuca varacaklarından emin olduklarını belirtti.
Gruşko, "Kıbrıslı meslektaşlarımızla uzun süredir istişarelerde bulunuyoruz ve adanın kuzeyinde yaşayan Ruslar için gereken tüm Konsolosluk hizmetlerini sağlamamız gerektiği konusunda Kuzey Kıbrıs tarafıyla yaptığımız istişareler sonucunda bunu resmen ilan ettik. Bu süreç devam ediyor. Bu konuda Kıbrıslı yetkililerle anlaşacağımızdan eminim" diye konuştu.
KIRGIZİSTAN
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Bişkek'teki ziyaretinin ikinci gününde Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov ile birlikte şair Nizami Gencevi'nin adını taşıyacak 550 öğrenci kapasiteli okulun açılışını gerçekleştirdi. Aliyev ve Caparov ayrıca, Azerbaycan'ın üçüncü Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'in adı verilen 500 öğrenci kapasiteli 20 numaralı okulda düzenlenen törene de katıldı. Caparov’un törende yaptığı konuşmada, Kırgızistan ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin tamamen yeni bir stratejik ortaklık düzeyine yükseldiğini vurguladı. Aliyev ise ziyaret kapsamında, Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'un mezarının bulunduğu Ata-Beyit Ulusal Tarih ve Anıt Kompleksini ziyaret etti ve iki liderin katılımıyla başkentte Kırgızistan-Azerbaycan Dostluk Parkı'nın açılışı yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4. Dünya Göçebe Oyunları açılış programının ardından göçebe çadırında Kırgızistan Cumhurbaşkanı Caparov ile bir araya geldi. KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile de görüşen Erdoğan, ardından Kazakistan Meclis Başkanı Yerlan Koşanov'u kabul etti. Kırgızistan Etnospor Derneği Uluslararası İlişkiler Başkanı Nurmuhammed Minbaev, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Kırgızistan'dan getirilen atı hediye etti.
Kırgızistan Savunma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü Barış Gücü Kuvvetlerinin, ülke topraklarındaki "Yok Edilemez Kardeşlik-2022" tatbikatının iptal edilmesine karar verildi. KGAÖ; Rusya, Kırgızistan, Tacikistan, Kazakistan, Belarus ve Ermenistan tarafından 2002'de Türkistan’da güvenliği sağlanması amacıyla askerî ittifak olarak kurulmuştur. Geçen ay sınır anlaşmazlığı yüzünden Kırgızistan ile Tacikistan millî muhafızları arasında çıkan çatışma iki ülke arasında gerginliğe neden olmuştu. Kırgızistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuran Niyazaliyev, Ermenistan'da 7 ekimde yapılan toplantıda, KGAÖ üye ülkeleri arasında çatışmaları önlemek için örgütün tüzüğünde değişiklik yapılmasını önermiştir.
Dijital Kalkınma Bakanlığı Nüfus Kayıt Dairesi Başkanı Nursultan Sardarbekov, düzenlediği basın toplantısında yılın başından bu yana 192 bin 258 Rusya vatandaşının Kırgızistan’a geldiğini açıkladı. Sardarbekov, geçen yıl 9 ayda Kırgızistan vatandaşlığı için 385 Rus'un başvurduğunu, bunun 226'sının kabul edildiğini, bu yılın aynı döneminde ise 1631 Rusya vatandaşının başvuruda bulunduğunu ve bunlardan 603’ünün kabul edildiğini aktardı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki görüşmede başta ekonomi ve ticaret olmak üzere birçok alandaki ikili ilişkiler ele alındı. Mevcut iş birliği mekanizmalarının geliştirilerek devam ettirilmesi konusunda mutabık kalındı. Ortak tarihî ve kültürel bağlara işaret edilen görüşmede, 29 eylül-2 ekim tarihlerinde İznik'te düzenlenen 4. Dünya Göçebe Oyunları da değerlendirildi.
ÖZBEKİSTAN
Asya’da İş birliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı’nın 6. Zirvesi, Kazakistan’ın başkenti Astana’da başladı. Bağımsızlık Sarayında Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in ev sahipliğinde başlayan zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan dünyaya seslendi. Hitabının ardından ikili görüşmelere geçen Erdoğan, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ve Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko ile bir araya geldi. Görüşmeler basına kapalı gerçekleşti. Erdoğan, bu görüşmelerin ardından Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti Başkan Yardımcısı Vo Thi Anh Xuan ile de görüştü.
Özbekistan Cumhurbaşkanlığına bağlı Stratejik ve Bölgelerarası Araştırmalar Enstitüsü’nün ev sahipliğinde Türk Devletleri Teşkilatı Üye ve Gözlemci Ülkeler Resmî Dış Politika Araştırma Merkezleri 8. Toplantısı düzenlendi. Toplantıya Azerbaycan Cumhuriyeti Uluslararası İlişkiler Analiz Merkezi, Kazakistan Cumhurbaşkanlığına bağlı Kazakistan Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Kırgızistan Cumhurbaşkanlığına bağlı Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Türkiye Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi ile Macaristan Dış İlişkiler ve Ticaret Enstitüsü’nden 60'tan fazla uzman katılım sağladı.
Toplantının konusu, ticarî ve ekonomik iş birliği ile ulaştırma ve lojistik bağlantılarının geliştirilmesi beklentileri şeklinde belirlendi. Özbekistan Stratejik ve Bölgelerarası Araştırmalar Enstitüsü Direktörü Eldar Aripov, açılış konuşmasında Özbekistan’da ilk defa yapılan toplantının gelecek ay Semerkant’ta gerçekleştirilecek TDT Zirvesi öncesi düzenlendiğini belirtti. Toplantının teşkilata üye ülkeler arasındaki iş birliğinin daha da gelişmesine katkı sağlayacağını vurgulayan Aripov, bugün Türk dilinde konuşan ülkeler arasındaki iş birliğinin tüm alanlarda geliştiğinin altını çizdi.
TDT Genel Sekreter Yardımcısı Gismat Gozalov da toplantının örgüte üye ülkeler arasındaki iş birliğinin daha da gelişmesine katkı sağlayacağını dile getirdi. Özbekistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Gayrat Fazilov, Özbekistan’ın dış politikasında Türkçe konuşan kardeş ülkelerle ikili ve çok taraflı iş birliğinin öncelikli konulardan olduğunu kaydederek, bu çerçevede Özbekistan’ın ekim 2019’da Türk Konseyi’ne üye olmasının doğal ve tarihî sürecin açık bir göstergesi olduğunu belirtti.
Konferansa katılan Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Ufuk Ulutaş, konferansla ilgili basına açıklamalarda bulundu. TDT’nin stratejik düşünme kabiliyetini oldukça geliştiren bir örgüte dönüştüğünü vurgulayan Ulutaş, şunları belirtti:
“Günümüzde çok önemli sınamalardan geçiyoruz. Sadece Orta Asya veya Kafkaslar bölgesi olarak değil, dünya genelinde savaşların, gıda kıtlığı ve sorununun yaşandığı, lojistik kopmaların meydana geldiği, ulaştırma ve enerji alanlarında ciddi sıkıntıların ortaya çıktığı bir dönemde Orta Asya ve Türk devletlerinin öneminin oldukça arttığına inanıyorum.”
Ulutaş, dünya jeopolitiğinin merkezi noktalarından birisi olmaya doğru giden bu bölgenin kalbinde yer alan söz konusu ülkelerin bir araya gelmesinin sadece bölge değil global ölçekte de çok ciddi etkileri olacağını vurguladı. Toplantının ardından TDT üye ülkeleri analiz merkezleri arasında "iş birliği memorandumu" imzalandı.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in ev sahipliğinde Cumhurbaşkanlığı Sarayı Akorda’da yapılan toplantıya Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman, Türkmenistan Cumhurbaşkanı Serdar Berdimuhamedov’u temsilen de Kabine Başkan Yardımcısı Hocamurat Geldimuradov katıldı.
Tokayev, toplantının açılış konuşmasında, söz konusu buluşmanın Türkistan ülkeleri ile AB arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 30. yıl dönümü arifesinde gerçekleşmesinin sembolik önemine dikkati çekti. Bugünkü buluşmanın siyasî, ekonomik ve beşerî alanlarda yapıcı etkileşimi geliştirmede tarafların arzularını ortaya koyduğuna işaret eden Tokayev, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Çevremizdeki dünya hızla değişiyor. Türkistan, eşi benzeri görülmemiş bu jeopolitik gerilimlerin tehdidini hissediyor. Şu anda Avrasya’nın kalbinde karşılıklı güveni ve iş birliği ruhunu güçlendirmek son derece önemli. Bu zor dönemde bizlerin, Türkistan ve Avrupa’dakilerin duvarlar değil köprüler inşa etmesi gerekiyor."
Liderlerin "AB ve Türkistan" formatındaki ilk toplantıya ilişkin ortak basın açıklaması yayımlandı. Açıklamada, toplantıda liderlerin Orta Asya devletleri ile AB arasındaki çok yönlü ve karşılıklı yarara dayalı iş birliğinin geçmiş dönemini özetledikleri ve güçlü, gelecek vadeden bir ortaklık inşa etmeye devam etme taahhütlerini yeniden teyit ettikleri belirtildi. Barış, güvenlik, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve sürdürülebilir kalkınma için uluslararası hukuka tam saygı göstererek birlikte çalışma konusunda mutabık kaldıkları kaydedilen açıklamada, liderlerin 17 Haziran 2019 tarihli AB-Tükistan Stratejisi çerçevesinde diyaloğun güçlendirilmesinin öneminin altını çizdikleri aktarıldı. Açıklamada, iş yapmak için elverişli ortamın yaratılmasının bölgedeki yatırımları daha da artıracağı ve bu kapsamda tarafların AB-Türkistan Ekonomik Forumu’nun kurulmasını memnuniyetle karşıladıkları belirtildi.
Liderlerin Afganistan’daki durumdan endişelerini dile getirdikleri açıklamada, Afgan halkına insanî yardım sağlama konusunda iş birliğini genişletmenin bir ihtiyaç olduğunu kabul ettikleri de kaydedildi. Bunun yanı sıra liderlerin sınır yönetimi ve güvenliği, terörizm, insan ve göçmen kaçakçılığı, siber güvenlik tehditleri gibi alanlarda Türkistan ile AB arasındaki iş birliği potansiyelini kaydettikleri ifade edildi. Tarafların yeşil kalkınma, iklim değişikliği, çevre ve su kaynakları alanlarında AB tecrübesi modelinde ortak eylemleri güçlendirme konusunda ilgili oldukları belirtilen açıklamada, "Türkistan ülkelerinin liderleri, AB’nin yeşil kalkınma standartlarına bağlı kalarak sürdürülebilir taşımacılık ve dijital gelişimi teşvik etme niyetini memnuniyetle karşılıyor." denildi.
TÜRKMENİSTAN
Türkmenistan'ın, özellikle de diğer Türk devletleriyle, yürütmüş olduğu diplomasi bu iddiayı doğrular nitelikte. Zira haziran ayından beri Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan ve hatta Türkiye ile söz konusu amacına yönelik iş birliklerine yöneldi. Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev'in, Mahtumkulu Türkmen Devlet Üniversitesinden "onursal profesörlük" almak için yapmış olduğu ziyarette iki ülke arasında çeşitli anlaşmalar imzalandı. Bu anlaşmalardan ilki iki devletin karşılıklı olarak sınırlarının dokunulmazlığını tanımasıydı. Bunun yanında genişletilmiş stratejik ortaklık anlaşması da imzaladılar. Zaten iki ülke Türkmenistan'ın Daşoğuz vilayeti ile Özbekistan'ın Harezmi vilayetini kapsayan serbest ticaret bölgesi oluşturma konusunda anlaşmışlardı. Serbest ticaret bölgesi anlaşması sayesinde ticaret yolları, depo ve konteynır alanları, iş adamları için ofisler oluşturulacak bu sayede iki ülkenin ticaret hacmi genişleyecek ve bilhassa da Özbekistan-Türkmenistan gaz akış süreleri çok daha kısalacaktır. Özbekistan gaz rezervinin 20 yıldan daha az süre içerisinde azalacağı göz önünde tutulduğunda Türkmenistan'ın buradaki rolü daha da artacaktır.
14 Ekim 2022’de Türkmenistan Başkanı Berdimuhamedov, üst düzey Türkmen devlet adamlarının da katıldığı bir program kapsamında Kazakistan'ı ziyaret etti. Tokayev ve Berdimuhamedov'un ana gündeminde iki ülkenin ticaret hacmini 1 milyar dolar seviyesine çıkarmak vardı. İki ülkenin ve halklarının dostluğunun yüzyıllarca yıl önceye dayandığını ve arada kardeşlik bağlarının bulunduğunu ifade eden iki lider doğal gaz ticaret hacminin 1,5 milyar metre küp seviyesine ulaşmasını amaçladıklarını belirttiler. Aynı zamanda iki ülke doğal gaz çıkarımı, işletilmesi ve mühendisliği konularında karşılıklı olarak tecrübelerini paylaşma konusunda da irade beyan ettiler. Ek olarak iki Türk Devletinin de Başkanları, Kazakistan-Türkmenistan-İran demiryolu hattının tam kapasite kullanımına geçilmesini, karayollarının etkin şekilde kullanılmasını ve su yollarının daha da genişletilmesi konusunda mutabık kaldılar. Son olarak 2023-2024 yıllarında Kazakistan-Türkmenistan Kültür Günleri’nin düzenlenmesini organize etmeye karar verdiler.
Türkmen yetkililer, daha önce 30 günlük vize hakkının ardından rahatlıkla yerleşme izni alabilen Türkmen vatandaşlarından bu yetkinin kısıtlanmasını istedi. Çünkü Türkmenistan, nüfus politikaları gereği vatandaşların yurtdışında kolaylıkla yerleşebilmesini istemiyor. Eylül ayında bu konuya dair karşılıklı imzaların atılmasından sonra bu ay içerisinde yapılan yasal müdahalelerle Türkmen vatandaşların şartları daha da ağırlaştırıldı.
22 Ekim'de toplanan Türkmenistan Milli Meclisi, uzun süredir planlanan kamu yönetiminde reform paketini görüştü. Programa göre Türkmenistan'daki vilayet ve köy yapısı da dahil yerel yönetim yapısı değişecek. Düzenlenen meclis toplantısında ilk sözü alan meclis başkanı Gülşat Mehmedova bilhassa toprak ve su kullanımının daha akılcı kullanılması ve etkin bir idare tarzı oluşturmak için böylesi bir değişikliğe gidildiğini belirtti.
Türkmenistan'da toplamda 12 Ortodoks Hıristiyan Cemaati bulunurken 19 rahip görev yapıyor. Aşkabat'ta toplantıda konuşan Theophylact seyahatinin amaçlarından birinin Türkmenistan'daki önemli dini merkezlerin korunması ve güzergahlarının iyileştirilmesi olduğunu belirtti. 4. yüzyıldan beri Türkmenistan'ın Hıristiyanlar için önemli bir yer olduğunu vurgulayan Ortodoks din adamı Türkmen memleketinin Hıristiyan kültürünün ayrılmaz bir parçası olduğunu söyledi.
BALKAN TÜRKLERİ
Erzincan Valisi Mehmet Makas, Uluslararası Türk Dünyası Sempozyumu’na katılmak için Erzincan’a giden Balkan ülkelerinden temsilcileri makamında kabul etti. Erzincan Valiliği tarafından yapılan açıklamada “Gerçekleşen ziyaretler kapsamında; Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı Başkan Yardımcısı Sait Yusuf, Kosova Kalkınma Bakanı Fikrim Damka ve Genel Sekreteri Varol Bekteş, Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif, Batı Trakya Türk Kadın Platformu Başkanı Pervin Hayrullah ve beraberindeki heyet, Sayın Valimiz Mehmet Makas’ı makamında ziyaret ettiler. Misafirleri ile bir süre görüşen Sayın Valimiz, ziyaretlerinden dolayı kendilerine teşekkür etti.” ifadelerine yer verildi.
Cumhuriyet Bayramı Balkanlar’da farklı şehirlerde gerçekleştirilen programlarda kutlandı. Üsküp, Belgrad, Sofya, Filibe, Saraybosna, Priştine ve Tiran’da ülke temsilciliklerinin ev sahipliğinde gerçekleşen programlara devlet başkanları, siyasiler ve halk büyük ilgi gösterdi. Çeşitli tiyatro gösterileri ve konserle gerçekleştirilen kutlamalar Balkanlar’daki Türk varlığının somut birer göstergesi olmuştur.
Bosna Hersek’te, 1992-1995’teki savaşta öldürülen ve kimlik tespiti imkânsız olan 22 kurbana ait kemik kalıntıları, tek tabutun içerisinde Vitez Şehitliğine defnedildi. Bosna Hersek’in orta kesimlerinde 1993’te öldürülen ve 1998’de Mostar’daki toplu mezar kazılarında bulunan iskelet kalıntılarının boyutları nedeniyle DNA analizi yapılamadığı belirtilirken, kemiklerin, Vitez Şehitliğine daha önce defnedilen kurbanlara ait olduğu düşünülüyor. Vitez’deki Ahmet Aga Camisinde kılınan cenaze namazının ardından, kemik kalıntıları tek bir tabutla toprağa verildi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, Hırvatistan ziyaretinde Türk İş birliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının Vinko Bek Görme Engelliler Eğitim Merkezi bünyesinde kurduğu duyusal meydan ve duyusal bahçe ile multimedya stüdyosunun açılışını gerçekleştirdi.
Radoviş bölgesindeki Türk köylerinden biri olan Pırnalı’da yaşayan halkın temel bir insan hakkı olan suya erişimi engelleniyor. Radoviş Belediyesi ve belediye bünyesindeki ‘Plavaya’ Kamu Şirketi tarafından bölgedeki tüm yerleşim birimlerine su hizmeti sunuluyor, Pırnalı köyü ise bu kamu hizmetinden yararlanamıyor.
Yıllarca su erişimi konusunda çeşitli zorluklarla mücadele eden Pırnalı sakinleri yetkili kurumlardan gerekli ilgiyi göremeyince soluğu Ayrımcılığı Önleme Komisyonu’nun kapısını çalmakta aldı. Pırnalı köyü muhtarlığı, köylülerden topladığı imzalarla komisyona gerekli belgelerle birlikte itiraz dilekçesi gönderdi. Pırnalı sakinleri dilekçede Türk ve Müslüman oldukları için su hizmeti konusunda ayrımcılığa maruz kaldıklarını iddia etti.
Ayrımcılığı Önleme Komisyonu yapılan tüm incelemelerin ardından, su hizmetinin temel insan hakkı olduğunu ve daha önce su ile ilgili yargıda alınan bazı kararları baz alarak Radoviş Belediyesi ve ‘Plavaya’ Kamu Şirketi’nin Pırnalı sakinlerine ayrımcılık uyguladığını tespit etti.
Balkanlar’daki Türk üniversitelerinin yöneticileri, koordinasyon toplantısı için Üsküp’te bir araya geldi. Toplantıya, Üsküp Uluslararası Balkan Üniversitesi, Uluslararası Saraybosna Üniversitesi ve Türkiye Maarif Vakfı’na bağlı Tiran New York Üniversitesi'nin yöneticileri katıldı.
Konfederasyondan yapılan açıklamaya göre, Kıpçak ve Tomay yerleşim yerlerindeki etkinlik, BRTK’nin “1000 Çocuğumuzu Sevindirelim” adlı proje kapsamında hayata geçirildi. İlki Kuzey Makedonya’da gerçekleştirilen projenin ikincisi Gagavuz Özerk Yeri’nde yapıldı. Gagavuz Özerk Yeri Kıpçak yerleşkesinden başlayan yardım çalışmasında Belediye Başkanı Olek Garizan’ın öncülüğünde okulların öğrencilerine destek sağlandı. Daha sonra Tomay’daki okulda eğitim alan minik öğrencilere hediyeler dağıtıldı. Tomay’daki okulda Belediye Başkanı Fyodor Topçu ile dağıtılan hediyeleri alan öğrenciler büyük mutluluk yaşadı.
Hayatı boyunca Müslüman Boşnakların hakları için mücadele eden İzetbegoviç’in vefat yıl dönümünde yapılan törene, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Sefik Dzaferovic ile Demokratik Eylem Partisi (SDA) Genel Başkanı Bakir İzetbegoviç, birçok ülkenin Saraybosna büyükelçileri ile çok sayıda kişi katıldı.
Cebel (Şeyhcuma) Belediyesine bağlı Duşinkovo (Canbaşalı) köyü sakinleri, şarkı ve dans gösterileri, bol bol neşe ve güreş seyircilerinin yaşadığı keyifli anlarla 2022 tarımsal üretim dönemine veda ettiler. Şenlik programının resmi konukları arasında Cebel Belediye Başkanı Necmi Ali, Belediye Meclis Başkanı Seyfi Mehmedali vb. isimler yer aldılar. Camide icra edilen mevlit programından sonra 2000 kişiye pilav dağıtıldı.
Yüzyıllardan beri her sonbaharda mahsuller tarlalardan hasat edildiğinde burada insanlar büyük bir şenlik düzenlemişlerdir. Bu şenliğe "Pazar Sergisi" de demişlerdir. Bu gelenek, modern zamanlarda da devam ettiriliyor. 16 Ekim Pazar günü düzenlenen şenlik programı zengin içerikli müzik ve spor etkinlikleri içerdi, doruk noktası ise serbest güreş oyunlarıydı. Hristo Smirnenski Halk Kültür Evi çatısı altındaki folklor ekiplerinde yer alan çocuklar, folklor gösterileriyle hazır bulunanları selamladılar.
BATI TRAKYA
Gümülcine Rodop Sıradağlarında yer alan Karlık Dağı olarak bilinen bölgede 22 Ekim’de başlayan orman yangını maalesef hâlâ devam ediyor. Oldukça zorlu bir arazide çıkan orman yangınına müdahale ise fizikî şartların yetersizliğinden dolayı tam anlamıyla gerçekleştirilemiyor.
Uzun yıllar Osmanlı idaresinde kalan Rodos Adası’ndaki Murat Reis Külliyesi, içinde camii, tekke ve şehitlik de bulunuyordu, müzik fakültesine çevrilmişti. Külliye, Ada’da yaşayan Türklerin sünnet, mevlit ve diğer törenlerini de yaptığı manevî merkez olarak da bilinmektedir. Konuyla ilgili açıklama yapan Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Yunan makamlarının bu girişimlerinin kabul edilemez olduğunu ifade etti. Osmanlı Türk eserlerine yönelik sistematik kimliksizleştirme politikasının insanlığın ortak kültürel mirasına da saygısızlık olduğunu belirtti.
Balkanlarda Osmanlı mimarisiyle ilgili 12 kitabı ve 50'den fazla uluslararası makalesi bulunan Marmara Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Neval Konuk, AA muhabirine, yüzlerce yıl Osmanlı İmparatorluğu idaresinde kalan adalar ve Yunanistan'daki Osmanlı eserlerinin durumları ile ilgili değerlendirmede bulundu. Konuk, Rodos Adası'nda yer alan içinde Murat Reis Camisi, tekke binası, şehitlik ve türbelerin bulunduğu tarihi Murat Reis Külliyesi'nin öncelikle şehitlik olduğunu, Ada'nın 1522'de Osmanlı tarafından fethinden sonra şehit askerlerin buraya defnedildiğini söyledi. Kıbrıs'ı fetheden Murat Paşa'nın mezarının da bulunduğu tarihî yapının haziresinde iki Kırım Hanı ve bir İran Şahı'nın kabrinin de yer aldığını aktaran Konuk, külliyenin aynı zamanda Ada'daki Müslüman Türklerin düğün, sünnet, mevlit gibi manevî törenlerinin merkezi olduğunu kaydetti. Konuk, gönüllü türbedar Şaban Kargınlıoğlu'nun 2018'de vefatından sonra külliyeye Rodos Adası Anıtlar Kurulu tarafından el konulduğunu ifade ederek, "Murat Reis Külliyesi, Rodos Adası'nda yaşayan Türklerin düğün, sünnet, mevlit ve diğer törenlerini yaptığı dinî ve manevî merkezdi. Müzik fakültesine dönüştürüldü. Kültürel olarak büyük bir tahribat, dinî olarak ise büyük bir saygısızlık bu." dedi.
Daha önceki raporlarımızda da Batı Trakya’da okulların, özellikle Türk okulları, fizikî şartlarından kaynaklı sağlıklı eğitim yapılmasının mümkün olmadığını çeşitli haberlerle belirtmiştik. Ekim ayında Milletvekili Zeybek İskeçe Azınlık Lisesi’nin sorununu tekrar gündeme getirerek Eğitim ve Din İşleri, İç İşleri, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlıklarına bir soru önergesi verdi. 600’ü aşkın öğrencisi bulunan lisenin bina ve sınıflar bazında yetersiz olduğu için vardiyalı eğitim yapıldığına dikkat çeken Zeybek binanın güvenlik ve eğitim açısından yeterli olmadığını da vurguladı. İlgili bakanlıklar ise konuyla alakalı henüz açıklama yapmadı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 99. kuruluş yıl dönümü Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosluğunun bahçesinde gerçekleşen törenle kutlandı. Kutlamaya millettaşların ilgisi yoğun olurken bahçenin küçük olması nedeniyle kalabalık bahçeye sığmadı.
Kutlamaya katılan misafirleri, Gümülcine Başkonsolosu Murat Ömeroğlu ve eşi Aslı Ömeroğlu ve Başkonsolosluk görevlileri bahçeye girişte kapıda karşıladı. Gümülcine Başkonsolosluğu ilk kez ay yıldızlı bayraklar ve kırmızı beyaz balonlarla süslenmiş bir şekilde misafirlerini karşıladı. Daha önce T.C. Başkonsolosluğu tarafından programlanan ve 28 Ekim 2022 tarihinde Gümülcine’nin seçkin otellerin birinde kutlanması planlanan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, otelde çalışan garsonların ve otel sahibinin tehdit telefonları alması sonucu iptal edilmesinin ardından T.C. Gümülcine Başkonsolosluğu bahçesinde düzenlenen törene İskeçe, Gümülcine ve Meriç-Dedeağaç ilinden Batı Trakyalı millettaşların katılımı belki de son yılların en yoğun katılımı olarak tarihe geçecek. Başkonsolosluk bahçesinde gerçekleşen törene Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif, başta olmak üzere İskeçe Seçilmiş Müftüsü Mustafa Trampa, SİRİZA partisi Milletvekili Hüseyin Zeybek katıldı.
Lozan Anlaşması ile hakları güvenceye alındığı iddia edilen ve bunu desteklemek adına tüm dünyaya karşı polyannacılık oynanan Batı Trakya’da Türklere yönelik baskı devam ediyor. Geçtiğimiz aylarda “İskeçe Türk Birliği” nin başına gelenler bu kez de BTFD’nin başına geldi. Kafkasköy Pontus Takımı başkanı Mihalis Kakulidis Batı Trakya isminin kullanılamayacağını, orasının Yunan Trakya’sı olduğu ve olayla ilgili yasal süreçlerin başlatılacağını ifade etti. Derneğin kurulmasında görev alan tüm yargı mensuplarının cezalandırılması gerektiğini ifade eden Kakulidis Gümülcine ile ilgilenen tüm Yunanların da aynı tutumu sergilemesi çağrısında bulundu.
ABD-Yunanistan ortaklığında devam eden askeri tatbikatlara bir yenisi eklendi. Tank atışı talimlerinin yapıldığı kısım bu kez de İskeçe ilinde gerçekleştirildi. Batı Trakya’da gerçekleştirilen bu tatbikatların ne anlama geldiği ile ilgili farklı yorumlar olsa da Türk kamuoyu tarafından bu tatbikatlar soğuk kanlılıkla karşılanmaktadır. Sürece dair en dikkat çeken noktalardan birisi de şüphesiz Mısır’ın da Güney Kıbrıs’la beraber gözlemci olarak katılması olmuştur. Yunanistan’ın başta Dedeağaç bölgesi olmak üzere Batı Trakya’da silahlanması bölgenin sıcak gündemini oluşturan en önemli başlıklardan olmaktadır.
Batı Trakya’nın önemli şehirlerinden birisi olan Dedeağaç kenti ABD’li askerlerden sonra ABD’li emlakçıların da ilgisini çekmiş durumda. ABD’nin Illinois kentinden gelen 26 emlakçı bölgedeki gayrimenkul yatırım fırsatlarını inceledi. Belediye başkanı ile de görüşen yatırımcılar kamu ve özel sektör projelerine dair de bilgi aldılar.
Avrupa Batı Türk Federasyonu Başkanı Halit Habipoğlu, Avrupa Parlamentosu Milletvekili Kefalogiannis’in Lozan Anlaşması ile ilgili sözlerine tepki gösterdi. Konuyla ilgili olarak ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu, “Ülkemizin AP Milletvekili Kefalogiannis, AB Komisyonuna sunduğu soru önergesinde olduğu gibi kaleme aldığı makalelerde de Lozan Anlaşmasını yine taraflı bir şekilde yorumlayarak gerçekleri bilinçli olarak çarpıtma alışkanlığını sürdürmüştür. Kefalogiannis’in de çok iyi bildiği gibi Lozan Anlaşmasında yalnız ‘gayrimüslim’ ifadesi geçiyor. Dolayısıyla İstanbul’daki azınlığın bir Rum azınlığı olduğunu söyleyen Kefalogiannis’in Batı Trakya’da yaşayan bizlerin de bir Türk azınlığı olduğumuzu söylemesi gerekiyor. Kefalogiannis, bir kez daha ülkemizin Türk kimliğimizi reddeden resmi politikasının sözcülüğüne soyunarak gerçeklere gözlerini kapamıştır.” dedi.
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu, 11-12 Ekim tarihlerinde Strazburg’a çalışma ziyaretinde bulundu. 10-14 Ekim 2022 tarihlerindeki Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Sonbahar Olağan Oturumuna paralel gerçekleştirdiği çalışma ziyaretinde ABTTF, Avrupa Konseyi birimleri ve parlamenterlerle yaptığı görüşmelerde örgütlenme özgürlüğünün ihlâli ve Bekir Usta ve diğerleri dava grubu ile ilgili AİHM kararlarının 14 yılı aşkın süredir uygulanmaması başta olmak üzere Batı Trakya Türk toplumunun güncel sorunlarını gündeme getirdi.
Görüşmelerde ABTTF, Bekir Usta ve Diğerleri dava grubuna konu İskeçe Türk Birliği, Rodop Türk Kadınları Kültür Derneği ve Meriç Azınlık Gençleri Derneği ile ilgili güncel gelişmeler hakkında bilgilendirmede bulundu. Bu çerçevede ABTTF, 29 Haziran 2021’de İskeçe Türk Birliğinin temyiz başvurusunu reddeden Yargıtay’ın 31 Ağustos 2022 tarihli kararı ile diğer iki derneğin de temyiz başvurularını reddettiğini aktardı. Yargıtay’ın Bakanlar Komitesi’nin Haziran 2022 tarihli kararını dikkate almayarak Rodop Türk Kadınları Kültür Derneği ve Meriç Azınlık Gençleri Derneğinin temyiz başvurularını da reddetmesi ile üç derneğin iç hukuk sürecini bitirmiş olduklarını ifade etti.
Görüşmelerde ABTTF, Batı Trakya Türk toplumuna yönelik “ülke içindeki düşman” algısının siyaset ve medyada hâkim olmasının nefret söylemi ve nefret temelli saldırıların artışa geçmesine sebep olduğunu belirterek bu durumun içerdiği potansiyel riske dikkat çekti. Son dönemde yazılı ve görsel medyada Batı Trakya Türk toplumunu temsil eden kişilerin hedef gösterildiğini ve bu kişilere yönelik nefret söylemlerinin arttığını belirten ABTTF, son olarak İskeçe SİRİZA Milletvekili Hüseyin Zeybek’in yerel bir televizyon kanalındaki canlı yayında ölümle tehdit edilmesinin endişeleri artırdığını kaydetti.
DOĞU TÜRKİSTAN
Çin’in, Doğu Türkistan’ı işgalinin 73. yılında 1 Ekim’de İstanbul, Ankara ve farklı ülkelerin Çin Konsoloslukları önünde basın açıklaması ve protesto gösterisi düzenlendi. Doğu Türkistan Uluslararası STK'lar Birliği tarafından Sarıyer'de bulunan Çin'in İstanbul Başkonsolosluğu önünde Çin aleyhine sloganlar eşliğinde devam eden gösteriye çok sayıda STK, siyasî parti temsilcisi ve bini aşkın Doğu Türkistanlı katıldı.
Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği Başkanı Hidayetullah Oğuzhan, Doğu Türkistan Uluslararası STK'lar Birliği adına basın açıklamasını okudu. Açıklamada son günlerde uygulanan açlık soykırımı da hatırlatılarak Doğu Türkistanlıların kurtuluşu için bağımsızlıktan başka yol olmadığına vurgu yapıldı.
14. Dünya Doğu Türkistan Kardeşlik Buluşması ve 5. Doğu Türkistan Milli Birlik Şurası 1-4 Ekim 2022 tarihleri arasında İstanbul'da yapıldı. Şurada, Doğu Türkistan millî mücadelesinin uluslararası arenada güçlendirilmesi, değişen dünya düzeni ışığında Doğu Türkistan davası ve Çin, Batı ülkelerinde Doğu Türkistan davası – gereken adımlar, Türk Devletlerinde Doğu Türkistan davası, Arap-İslam Dünyası’nda Doğu Türkistan davası, sivil diplomasi ve uluslararasında hak arama yolları, Doğu Türkistan davasında maarif hareketi, siyasi mücadele ve ahde-vefa, empati ve Doğu Türkistan davası (sosyolojik yaklaşım), Doğu Türkistan davasında kadınların vazifesi, istihbarat ve güvenlik savunma metotları, sivil toplum kuruluşların geleceği, örgütsel gelişim ve reform metotları, değişen yeni dünya düzeninde yapılması gereken önemli hizmetler konuları ele alındı. Şura sonucu yayınlanan bildiride Doğu Türkistan'ın bağımsızlığını kazanması için gerekli çeşitli yollar sunuldu. Millî kimliğin korunması ve kamuoyu oluşturma maddelerine vurgu yapıldı. Mücadelede birlik ve beraberliğinde bu davayı yürütmede önemli olduğu bildirildi. Ayrıca 5. Millî Birlik Şurasında Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı için gereken yol haritası ve stratejiler hakkında önemli tavsiyeler sunuldu ve kararlar alındı.
İddialara göre Doğu Türkistan’da baskıcı Çin yönetiminin yeniden toplama kampları inşa ettiği belirtildi. 4 Ekim 2022 tarihinde Doğu Türkistan’da görüntülenen videolar, Uygur Haber tarafından yayımlandı. Videoda, Doğu Türkistan’da Uygur Türkleri için inşa edilen devasa kamplar görüntülendi. Çinli yetkililer, ısrarla toplama kamplarının izolasyon merkezi olduğunu iddia etse de bu kampların toplama kampları olduğu öğrenildi.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyinin 6 Ekim’de düzenlenen 51. oturumunda, Doğu Türkistan’daki yaşanan soykırımın değerlendirilmesi ve insan hakları ihlallerine karşı durmak için özel toplantı yapılması talebi, yapılan oylamada reddedildi. Tasarı, 17 kabul oyuna karşı 19 ret ve 11 çekimser oyla reddedildi. Aralarında Bolivya, Küba, Gabon, Endonezya, Kazakistan, Pakistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Özbekistan'ın bulunduğu ülkeler ret oyu verirken aralarında Almanya, Fransa, Çekya, Finlandiya, Polonya, Güney Kore, ABD ve İngiltere'nin olduğu ülkeler tasarının lehinde oy kullandı.
Yaşanan üzücü oylama sonucu üzerine Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği “Çin bu şekilde soykırım ve insanlığa karşı suç işlerken, BM’nin ve BM’ye bağlı kurumların, özellikle İnsan Hakları Konseyi ve İnsan Hakları Yüksek Komitesinin işlevsiz kalması, Çin’in soykırım uygulamalarını meşrulaştırması ve daha da ileriye gitmesinin önünü açmış durumdadır. Bu konuda BM İnsan Hakları Konseyi’nin kuruluş amacına uygun bir karara varamadığı ve üye ülkeler içinden hayır oyu veren ülkelerin insan hakları sözleşmesinin ve söz konusu konseye üye olmanın gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmediğinden dolayı bu ülkeleri protesto ediyoruz ve Doğu Türkistan halkının üzüntülerini iletiyoruz. Bu minvalde, Somali’nin evet oyu kullanan tek Müslüman ülke olmasından ve Türkiye’nin üye olmadığı halde hassasiyet göstermesinden dolayı şükranlarımızı ileterek, BM İnsan Hakları Konseyini ve BM’nin diğer ilgili kurumlarını Doğu Türkistan’daki soykırım ve insan hakları ihlallerinin durdurulması için daha azimli ve verimli adım atmaya davet ediyoruz.” açıklamasını yaptı.
ÇKP’nin 20. Kurultayı 16 Ekim 2022 tarihi itibariyle Çin’in Pekin şehrinde başladı. Kurultayın açılış konuşmasında güvenlik vurgusu dikkat çekti. Jinping “Yurtiçinde ve yurtdışında; askeriyede, ekonomide ve tüm alanlarda güvenlik güçlendirilmelidir. Uluslararası konjonktürde, özellikle dış tehlike, sınırlama, abluka ve baskının arttığı hızlı değişikliklerle karşı karşıya kaldık. Ulusal çıkarlarımızı ve iç politikamızı öncelik haline getirmeye devam ettik. Stratejik odaklanmayı sürdüreceğiz, mücadele ruhunu ileriye taşıyacağız. Çin ve ÇKP’nin onurunu ve temel çıkarlarını her şeyden üstün tutacağız.” açıklamalarına yer verdiği konuşmasında 50 kez güvenlik vurgusu yaptı. Çin Kurtuluş Ordusu’nun stratejik caydırıcılığının artması gerektiğini söyleyen Jinping Doğu Türkistan ve Hong Kong’daki protestolara göz açtırılmaması gerektiğini ifade etti. Jinping’in demecinin ardından ülke genelinde totalitarizmin ve Doğu Türkistan’da yaşanan baskıların artacağı endişesi hâkim olmaya başladı.
Norveç Parlamentosunda 18 Ekim 2022 tarihinde gerçekleşen tanıklık duruşmasında, Doğu Türkistan’daki toplama kamplarından sağ kurtarılan tanıklardan Gülbahar Hatipaci, Kalbinur Siddik, Ömer Bekri, Sayragül Savutbay ve avukat, yargıç Sir Geoffrey Nice ile Araştırmacı Dr. Adrian Zenz; kampların durumunu ve Doğu Türkistanlılara yapılan soykırımı anlattı.
Parlamento önünde ise yüzlerce Uygur Türk’ü kaybolan akrabalarının resimleri ve Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerini anlatan pankartları tutarak Çin’in Uygur soykırımına karşı gösteri düzenledi. Gösteri 17 ve 18 Ekim’de iki gün devam etti. Anlatılanların ardından ise Uygur Türklerine yapılan zulmü soykırım olarak tanıyan 10 ülkeye Norveç’in de dahil olması bekleniyor.
Spatnik News’in haberine göre, Kanada Parlamentosu 25 Ekim'de Uygurlara sığınma hakkı verilmesi önerisini oyladı ve önerinin 258 tam oyla kabul edildiği bildirildi. Kanada parlamentosu avam kamarası Göçmenlik Komitesi tarafından yakın tarihte yayımlanan bir raporu desteklemek adına Muhafazakâr Parti Milletvekili Garnett Genuis tarafından öne sürülen tasarı, tüm Kanada muhalefet milletvekilleri tarafından desteklendi. Ancak Başbakan Justin Trudeau'nun kabinesi oy kullanma hakkından vazgeçti. Geçmişte de Justin Trudeau'nun kabinesi Kanada Avam Kamarası'nın ilk kez Doğu Türkistan'da işlenen suçları “soykırım” olarak tanıdığı Şubat 2021'de de çekimser kalmıştı.
Türkiye’nin de içinde bulunduğu 19 ülke Çin’e, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ile iş birliği ve Uygur Türklerinin haklarının korunması çağrısında bulundu. Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Daimî Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu BM Genel Merkezi'nde düzenlenen toplantıda “Sincan'daki Uygur Türklerine ve diğer Müslüman azınlıklarına yönelik sistematik insan hakları ihlallerine kayıtsız kalamayız. Çin'i, BM Yüksek Komiserliğinin raporundaki tavsiyeleri uygulamaya teşvik etmek, hepimizin ortak sorumluluğu. Tarih, ülkeleri ekonomilerinin büyüklüğüne veya küresel hedeflerine göre yargılamayacak. Tarih, ülkeleri toplumdaki en savunmasız insanlara nasıl davrandığına göre yargılayacak.” dedi.
Çin devletinin ‘Sıfır Kovid’ uygulaması kapsamında yürütülen ‘Açlık Soykırımı’nın şartları giderek ağırlaşmaya devam ediyor. Günlerdir evlerine hapsedilen, kapıları zincirlenen ve aç bırakılan Uygur Türkleri zor şartlar altında hayatta kalmaya çalışıyor. Evden çıktıkları takdirde hapis cezası ile karşı karşıya kalma ihtimalleri olan Uygur Türkleri “Açlıktan ölmektense hapis yatalım daha iyi.” feryadında bulundu. Yürütülen ‘Açlık Soykırımı’ politikasında aralarında bebek ve yaşlılarında da bulunduğu 50’den fazla kişinin hayatını kaybettiği bilgisine ulaşıldı.
GÜNEY AZERBAYCAN
Azerbaycanlı kültür aktivisti ve kadın hakları savunucusu Safiya Karabağ 1 Ekim’de İran’da güvenlik görevlileri tarafından tutuklandı. Kişisel eşyalarına el konulan Zengan şehrinde yaşayan aktivistin, ETTELAAT gözaltı merkezine nakledildiği düşünülmektedir. Karabağ’ın kamuoyunu yanıltmak, hükümete karşı propaganda yapmak ve yanlış bilgi yaymak suçlarıyla gözaltına alındığı ifade edildi.
Geçtiğimiz ay İran’da başlayan hükümet karşıtı eylemler bu ay da devam ediyor. “Hamaney’e ölüm”, “kadın, yaşam, özgürlük”, “diktatöre ölüm” gibi sloganlar Tebriz’de birçok cadde ve sokaklara yazıldı. Bununla birlikte Tebrizli öğrenciler, ulusal amaçlarla protesto çağrılarında bulunarak, şehrin mahallelerinde bildiriler yaymış ve Azerbaycanlılara yapılan haksızlıklardan dolayı yetkililere karşı hareket etmeye çağırmışlardır. 30 Eylül gecesi başlayan bu bildirilerde anadilde eğitim, tarihlerinin ve kimliklerinin tahrif edilmesi gibi konular da ele alınmıştı. Ayrıca kadın haklarına, Urmu Gölü’nün restore edilmesine de değinildi.
1 Ekim tarihinde güvenlik kuvvetleri tarafından tutuklanan sosyal ve kültürel aktivist Farid Hüseyni Azer’in şiddete uğradığı bildirildi. Azer’in neden tutuklandığı ve nerede tutulduğu hakkında bir bilgi bulunmuyor. Hemen sonraki gün Erdebil’de yine güvenlik kuvvetleri tarafından protestolara katılan 3 aktivist tutuklandı. Ayrıca yetkililer özel tutuklananların özel araçlarına el koydu. 4 Ekim tarihinde ise mahkeme emri olmadan, Tebrizli öğretmen Yakub Bahrami memurlar tarafından tutuklandı. Bahrami’nin de neyle suçlandığı ve nerede tutulduğu hakkında detaylı bilgi bulunmuyor.
Tutuklamalara 24 Ekim tarihinde bir yenisi eklendi. Zengan kentine yaşayan ünlü boks hocası Celil Abbasi, güvenlik kuvvetleri tarafından tutuklandı. Abbasi’nin de ne sebeple suçlandığı ve nerede tutulduğu bilinmiyor.
Azerbaycan’ın bilinen gazeteci-yazarlarından Azer Hasret, Güney Azerbaycan hakkında değerlendirmelerde bulundu. İltimas Samimi’nin “Tebriz bir Türk şehridir, İran’ın değil” şiirini vurgulayarak tarihsel süreçte Tebriz’in Türklerin bir şehri olduğunu ifade etti. İran’da yaşanan son gelişmelere de değinen Hasret, Güney Azerbaycan’ın, İran-molla rejimiyle yönetilemeyeceğini, burada yaşayan insanların özgürlüğüne kavuşması gerektiğini dile getirdi. Bununla birlikte yaşanan gelişmelere hazırlıksız yakalandığımızı, milletin önünde duracak bir örgütün veya liderin ne yazık ki bulunmadığını söyledi. Yine de her şeye rağmen içinde bulunulan fırsatı iyi değerlendirerek Güney Azerbaycan’ın kurtuluşunu ancak Güney Azerbaycan halkının başarabileceğini ifade eden Hasret, İran idaresindeki ve ordusundaki Türk asıllı yetkililerin de halkın yanında yer alması gerektiğini vurguladı.
Tebriz Üniversitesi Rektörü Safar Nasrullahzadeh, üniversitesinde önemli bir olayın olmadığını, 1 Ekim tarihinde öğrencilerin üniversite avlusunda toplandıktan sonra dağıldıklarını iddia etti. Buna karşılık, öğrencilerin polis kuvvetleri tarafından saldırıya uğrayarak dağıtılmak zorunda kaldığı videoları yalanlayan Nasrullahzadeh, yayılan bilgilerin dezenformasyon olduğunu iddia etti.
Batı Azerbaycan’ın Hoy kentinde 5 Ekim’de 03:51’de 5,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 280 kişinin yaralandığını ifade eden Batı Azerbaycan vilayeti Kriz Yönetim Merkezi Başkanı Amirabbas Caferi, can kaybının olmadığını belirtti. Hoy valiliği tarafından daha sonra açıklanan rakamlarda yaralı sayısının 390’a ulaştığı ve 50-100 kadar evin yıkıldığı belirtildi.
İran’da devam eden protestolarda molla rejimine karşı halkın öfkesi büyüyor. Hâliyle bu öfke, molla rejiminin liderlerinin ve evliyalarının sembollerine yansıyor. Bunun en tipik örneklerinden birisi de İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü’nün öldürülen komutanı Kasım Süleymani’nin büstleri ve heykelleri üzerinde yaşandı. Protestocular tarafından ülke genelinde onlarcası yıkılarak imha edildi.
Güney Azerbaycanlı Profesör Rahim Akbayrak’ın kitabının yayınlanmasına, İran Kültür ve İslamî İrşad Bakanlığı tarafından kitaplarında “Azerbaycan” ibaresi bulunması sebebiyle izin verilmedi. Nitekim kendisine kitaplarının metninden “Azerbaycan” adının çıkartması halinde yeni kitabının basılacağı söylenirken Akbayrak bunu sosyal medya hesabından paylaştı.
Yine ekim ayı içerisinde sosyal medya kullanıcısı Siyamak Kuşi, yaptığı paylaşımında çocuğuna Türkçe isim seçtiği için kimlik alamadığını söyledi. Oğluna “Saday” ismini seçtiği için Tebriz Nüfus Müdürlüğünden belge alamadığını söyleyen Kuşi, oğlunun muayene ve tedavi gibi temel haklardan mahrum kaldığını ifade etti.
İran Ordusu Kara Kuvvetlerine bağlı Batı Azerbaycan vilayetinde bulunan 164. Mobil Taarruz Tugayı Komutanı, Türkiye sınırında askerî tatbikata başladı. Bölgede bulunan kuvvetler bu tatbikatta, çıkarma harekâtı, gece taarruzu, helikopter muharebesi, muhabere yollarının kontrolü, irtifaların ele geçirilmesi gibi hareketler icra etti.
IRAK TÜRKLERİ
Irak Türkleri Derneği Genel Başkan Yardımcısı Eyüp Kerem ve beraberindeki heyet, Türkmeneli’nin batısına ziyarette bulundu. Suriye’de birçok yetkili ve kurum ile görüşen Kerem “Biz Türkmeneli’ni her zaman tek bir parça olarak gördük” sözleriyle birlik ve kardeşliğe vurgu yaptı.
Irak’ın Babil şehrinde Irak Türkmen Cephesi’ni kahramanca bir mücadeleyle temsil eden Hazım Aydınoğlu hayatını kaybetti.
ITC’den Lahor Şeyh Cengi’nin açıklaması ile ilgili kamuoyu duyurusunda bulundu.
Irak Türkmen Cephesi Lideri Erşat Salihi, 6 Ekim 2022 tarihinde sosyal medya hesabında bir kamuoyu duyurusunda bulundu. İlgili duyuru şu şekilde:
7 Ekim Türkmen Millî Bayramı 20. asırda çile, katliam ve gözyaşıyla dolu Türkmen tarihinde bir dönüm noktasıdır. 7 Ekim günü ümitsizlik ve kararsızlığı geride bırakarak birleşmenin ve millî iradenin inkişafı günüdür. Irak Türkmen Cephesi Kerkük Milletvekili Erşat Salihi de yayınladığı mesajla Milli Türkmen Bayramını şu sözlerle kutladı:
“7 Ekim Milli Türkmen Bayramı’nda Türkmeneli’nde yaşayan bütün milletimizi kutluyorum. Irak Devleti uluslararası kamuoyu bugünü tanımakla yükümlüdür. Türkmen Milli Bayramı, Irak anayasasına dahil edilmesi gereken bir haktır.
7 Ekim Milli Bayramımız Kutlu Olsun…”
Uluslararası Parlamenterler Birliği’nin Ruanda’da gerçekleştiği oturumlara Irak’ı temsilen Uluslararası İnsani Hukuk Komisyonu üyesi olarak Erşat Salihi de katıldı. Ruanda’da yapılan oturumlarda bölgedeki savaşların sona ermesi konuları en önemli başlıklar arasındaydı.
18 Ekim Azerbaycan Bağımsızlık Günü dolayısıyla Bağdat’ta Azerbaycan Büyükelçiliğinde kutlama töreni düzenlendi. Düzenlenen kutlamaya Irak Türkmen Cephesi eski lideri ve Kerkük Milletvekili Erşat Salihi de katıldı.
Irak Türkmen Cephesi Kerkük Milletvekili Erşat Salihi, sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada Kerkük Uluslararası Havalimanının hizmete açıldığını duyurdu: “Uzun yıllardır her şeyi hazır olmasına rağmen bir türlü açılmayan, açtırılmayan Uluslararası Kerkük Havalimanının sonunda açılışı gerçekleşti. Kerkük’e artık direkt olarak ulaşılabilir. Kutlu olsun…”
Yıllar sonra nihayet açılışı yapılan ve Kerkük’e ilk inişini gerçekleştiren uçağı Iraklı Türkmenler büyük bir sevinçle karşıladı.
Erşat Salihi Türkmeneli Öğrenci ve Gençler Birliğinin 30.kuruluş yıl dönümünü:
“Tam tamına 30 yaşında koca bir ağaç ve nice kahramanlar yetiştirmiş, şehitler vermiş bir kuruluş. Türkmeneli Öğrenci ve Gençler Birliğimizin 30.kuruluş yıldönümü kutlu olsun. Bu uğurda mücadele eden yiğit Türkmeneli gençlerimize selam olsun.” sözleriyle kutladı.
Erşat Salihi, Irak’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri devam ederken önemli bir açıklamada bulundu. Salihi yaptığı açıklamada: “Önemli bir bakanlık, Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı ve Başbakan yardımcılığı Türkmenlerin en doğal hakkıdır. Türkmenler, Irak’ın üçüncü ana oluşumudur.” dedi ve bu hakkın Türkmenlere tanınmaması durumunda konuyu Birleşmiş Milletlere taşıyacakları mesajını verdi.
Irak’ta yaşayan Türkmenler, yeni kurulacak hükümette Türkmenlere bakanlık verilmemesinin ardından bu kararın tekrar gözden geçirilmesini talep ederek tepkilerini ortaya koymuşlardı. Bunun üzerine bir ilk yaşanarak Irak Savunma Bakanlığı görevine Telafer bölgesinden Türkmen Sabit Beşşar Halaybeg getirildi. Irak Türkmen Cephesi Kerkük Milletvekili Erşat Salihi, twitter hesabından konuya ilişkin yaptığı paylaşımda: “Irak tarihinde ilk defa Savunma Bakanlığı görevine Türkmen Telafer bölgemizden birisi geldi. Sabit Beşşar Halaybeg göreve seçildi. Kendisini ve bütün Türkmenelimizi kutluyoruz…” sözlerine yer verdi.
KIRIM
Ankara ve Ukrayna ilişkilerini daha da iyiye gittiğini görmekteyiz. Açılışı yapılan park da bunun bir göstergesidir. 1 Ekim 2022 cumartesi günü Kızılırmak Mahallesi Ufuk Üniversitesi Caddesi’nde yapımı tamamlanan Ukrayna Parkı’nın açılış töreni yapıldı.
Çankaya Belediyesi tarafından yapılan parkın açılış törenine Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Ukrayna Büyükelçiliği Elçi Müsteşarı Oleksiy Çernışev, Ukrayna Büyükelçiliği Müsteşarı Denis Zolotaryov, Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Kırım Tatar Teşkilâtları Platformu Koordinatörü Ümit Şilit, Ukrayna-Türkiye Dostluk Derneği Başkanı Celil Sümer ile Ukrayna ve Kırım Tatar Diasporasının temsilcileri katıldı. Halkın da büyük ilgi gösterdiği açılış töreninde ilk olarak millî marşlar okundu.
Protokol konuşmalarının ardından geleneksel Ukrayna şarkıları seslendirildi. Daha sonra Kırım Derneği Genel Merkezi “Cıyın Ansambli” hocası Evelina Kemileva idaresinde sahne aldı. Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen ile Ukrayna Büyükelçiliği Elçi Müsteşarı Oleksiy Çernışev arasındaki hediye takdimi sonrasında toplu olarak park gezilerek konuklara ve basına tanıtıldı. Ankara’nın Ukrayna ile yakinen ilişkileri Ukrayna’da yaşayan Kırım Tatar halkı için moral ve destek sağlamaktadır.
Kerç Köprüsü’nün tarihi geçmişine biraz göz attıktan sonra geçtiğimiz günlerde yaşanılan olaya değinmemiz daha sağlıklı olacaktır. Eski Sovyetler Birliğinde İkinci Dünya Savaşı döneminde Kerç Boğazı üzerinde 1944'te inşa edilen köprü 1945'te Azak Denizi'nden hareket eden buzulların çarpması nedeniyle yıkıldı. 1954'te Kerç Boğazı üzerinden feribot geçişi sağlansa da burada yeni bir köprünün inşası, zaman zaman gündeme geldi. Kırım Yarımadasını 2014'te yasa dışı şekilde ilhak eden Rusya, yarımadayı kendi topraklarına 2015-2018 yıllarda Kerç Köprüsü'nü inşa ederek bağladı. Köprü, Rusya'ya yaklaşık 3 milyar 600 milyon dolara mâl oldu. Rusya'nın Krasnodar bölgesi ile Kırım arasında bulunan ve 595 ayak üzerinde inşa edilen köprü, 4 şeritli otoyol ile demir yolundan oluşuyor. Günde 40 bin araç ve 47 çift trenin geçebileceği kapasiteye sahip olan Kerç Köprüsü'nün, 9 büyüklüğünde depreme dayanıklı olduğu ve en az 100 yıl hizmette olabileceği belirtiliyor. Uzunluğu 19 kilometre olan köprünün, Avrupa'nın en uzun köprüsü olduğu ifade ediliyor. İnşaatı 27 ay sürdü. Putin tarafından 2018’de resmi açılışı yapılan köprü, Kırım ile kara yolu bağlantısını sağlaması nedeniyle Rusya için stratejik öneme sahiptir.
Diğer yandan bakacak isek, Rusya'nın 24 Şubat'ta Ukrayna'ya açtığı savaşta Kırım Yarımadasını asker ve silah sevkiyatında etkin bir şekilde kullanması, köprünün lojistik önemini de ortaya koyuyor. Kerç Köprüsü, savaş için gerekli yakıt ve askeri teçhizatın demir yoluyla Ukrayna'daki cephelere ulaştırılmasını sağlıyordu. Patlamanın maddî kaybı yanında Kırım ile hem karayolu hem de iletişim bağlantısının da zarar gördü. Kırım Yarımadasında gün içeresinde elektrik kesintileri yaşandı. Ayrıca halk internet bağlantısın kesintiye uğramasıyla iletişim hususunda da zorluklar yaşandı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, köprüdeki acil durumla ilgili hükümet komisyonu kurulması talimatını verdiği bildirildi. Köprüye saldırının düzenlendiği 8 Ekim’de başlatılan soruşturmanın dün sonuçlandığını duyuran FSB, “Saldırı Ukrayna Askerî İstihbarat Servisi şefi Kiril Budanov tarafından organize edildi. Budanov’un yanı sıra 12 kişi daha terör eyleminde rol aldı. Zanlılar arasındaki beş Rusya, iki Ukrayna ve bir Ermenistan vatandaşı toplam 8 kişi şu anda tutuklandı. Geriye kalan 4 kişiyi arama çalışmaları devam ediyor” açıklamasını yaptı. Köprüyü havaya uçurmak için kullanılan tır ile ilgili de detay veren Rus güvenlik servisi, “Patlayıcı yüklü TIR, dikkat çekmemek için geçen ağustos ayında ilk önce Ukrayna’nın Odessa şehrinden Bulgaristan’ın Rusçuk şehrine gönderildi. Daha sonra buradan Kafkaslar bölgesine aktarılarak buradan Rusya topraklarına giriş yaptı. Aracının güzergâhının oluşturulmasında Gürcistan vatandaşları da rol aldı. Araçta bulunan yaklaşık 22 ton patlayıcı, paletler halinde sıkı bir şekilde naylonla sarılı olduğu için kontrollerde açılmadan köprüye kadar gelebildi” dendi. Kerç Boğazı Köprüsü’nde 8 Ekim sabahı saat 06.00’da düzenlenen sabotaj eyleminde 3 kişi hayatını kaybetmiş, kısmen zarar gören köprüde ulaşım aksamıştı. Son olarak da Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Başkan Yardımcısı Podolyak, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada "Kırım, köprü, daha başlangıç. Yasadışı olan her şey yok edilmeli, çalınan her şey Ukrayna'ya iade edilmeli, Rusya tarafından işgal edilen her şey sınır dışı edilmelidir" ifadelerini kullandı. Rusya, saldırı sonrasında bir kısmı hasar gören Kırım/Kerç Köprüsü'nde araç geçişlerine tekrar izin vermeye başladı. Aynı gün, Putin, Kerç Boğazı’ndan geçişin, elektrik şebekesinin ve doğal gaz boru hattının korunması ile ilgili önlemlerin artırılmasına yönelik kararname imzaladı. 3 kişinin hayatını kaybettiği olayla ilgili soruşturma başlatılırken, Rusya yetkilileri bunun bir "terör eylemi" olduğunu vurguladı. Kerç Köprüsü'nde oluşan hasarın ise 200-500 milyon ruble (3-8 milyon dolar) olduğu belirtildi.
Bu olay üzerine sosyal medyada paylaşılan görüntülerde Kerç Köprüsü'ndeki yolun çökmesi, raylar üzerinde yakıt bulunan vagonlardan alevlerin yükselmesi yer alıyordu ve Vladimir Putin için 7 Ekim 1952 doğum günü hediyesi olarak yorumlanarak bazı görsellere de yer verilmiştir.
BBC'ye konuşan İngiliz Ordusu’ndan eski bir patlayıcı uzmanı, "Araçlara yerleştirilen çok sayıda bomba gördüm ve bu onlara benzemiyor" dedi ve patlamanın köprünün alt kısmında meydana gelmiş olabileceğini aktardı. Uzman, patlamanın bir insansız hava aracı ile düzenlenmiş olabileceğini söyledi ve sözlerine devam etti: "Köprüler aşağı ve sağ ile sol yöndeki rüzgâr baskısına dayanıklı bir şekilde inşa ediliyor. Ama genelde aşağıdan yukarıya doğru bir baskıya uygun değiller. Bence saldırıda bundan yararlanıldı." Güvenlik görüntülerini izleyen bazı gözlemciler patlamadan saniyeler önce köprünün ayaklarından birinin etrafında ufak bir teknenin yay dalgasını tespit etti. 21 Eylül'de Rus sosyal medya platformlarında, Kırım'daki Sivastopol kentinde Rus deniz üssüne yakın bir noktada insansız bir teknenin karaya vurduğunu gösteren görüntüler paylaşılmıştı. Bu büyük ve üstü kapalı, önünde sensörleri ve üzerinde beyaz periskop cihazı olan bir kayıktı. Yerel basında yer alan haberlere göre bu tekne karaya vurduktan sonra açık denize götürülüp patlatıldı. Rusya kontrolündeki Sivastopol’ün Valisi Mihail Razvozhayev, "İnsansız bir teknenin parçası bulundu. Kontrollerden sonra tekne açık denizde patlatılarak imha edildi. Bu süreçten kimse olumsuz etkilenmedi" dedi. Ukrayna’nın buna benzer gizli donanıma sahip olduğu daha önce de iddia edildi. BBC'ye konuşan İngiliz Ordusu’ndan eski bir patlayıcı uzmanı, "Ukrayna'nın hem gözetleme hem de uzaktan kumandalı deniz saldırı araçları olduğuna dair güvenilir bilgiler var. Bu, yıllardır geliştirilen bir donanım" dedi. Eğer Ukrayna gerçekten kendi kontrolündeki topraklardan yüzlerce kilometre uzaklıktaki Kerç Köprüsü'ne bu şekilde saldırdıysa, bu Kiev'in şimdiye kadarki en iddialı operasyonlarından bir tanesi olabilir. Fakat bu durum henüz netliğe kavuşmadı.
Ukrayna Ana İstihbarat Müdürlüğü Başkanı Kyrylo Budanov, eski Rusya Başbakanı Sergei Kiriyenko'nun Vladimir Putin'den görevi devralacak en ciddi adaylardan biri olduğunu iddia etti. Kyrylo Budanov, iktidar devrinin "az çok barışçıl bir şekilde gerçekleşmesi halinde" Sergei Kiriyenko'nun Rusya'da iktidarı devralmak için en ciddi aday olduğu görüşünü dile getirdi.
Budanov, "Kimse bu durumdan memnun değil. Bunu Rusya'yı sevmediğim için söylemiyorum. Ancak, oradaki herkesin aptal olduğunu söyleyemeyiz. Bu savaş, onlar için bir felaket, bunu çok iyi biliyorlar. Bunun bir son olduğunu ve durumdan bir çıkış yolu aramaları gerektiğini anlıyorlar" dedi.
5 Ekim 2016 tarihinde Cumhurbaşkanlığı ofisinin ilk başkan yardımcılığına getirilen Sergey Kiriyenko, yeni dönemin en fazla öne çıkan siyasetçilerinden bir isim olmuştur.
Putin'in geçtiğimiz günlerde ilhak ettiği 4 bölgede (Donetsk, Luhansk,Zaporijya ve Herson) gerçekleştirilen referandumlardan bizzat sorumlu olan Kiriyenko, Rusya'nın genişlemesinde büyük rol oynadı ve Putin'in yanındaki yerini sağlamlaştırdı. 1998 yılında, henüz 35 yaşında iken Rusya'nın o dönemki Cumhurbaşkanı Boris Yeltsin tarafından başbakan olarak atanan Kiriyenko, 'Rusya'nın en genç başbakanı' olarak tarihe geçti ancak bu koltukta uzun süre oturamadı. Malî krizin bir sonucu olarak görevi sona erdi. 2005-2016 yılları arasında Federal Atom Enerjisi Ajansı Rosatom'un başkanlığını yaptı. Ekim 2016'da başkanlık idaresinin birinci başkan yardımcısı olarak görevi devraldı. 2020 yılında Avrupa Birliği, Alexei Navalny'nin zehirlenmesiyle bağlantılı olarak kendisine yaptırım uyguladı.
Tahıl koridoru anlaşmasında yaşanan aksaklıkların ardından Rusya Savunma Bakanlığı, anlaşmadan çekilmediklerini duyurdu. Yapılan açıklamada, "Ukrayna, tahıl koridorunu askerî amaçlı kullanmayacağının garantisini vermeli. Tahıl koridorundan çekilmedik, askıya aldık." ifadelerine yer verildi. Tahıl koridorunda yaşanan son gelişmelerin ardından Rusya Savunma Bakanlığı'ndan dikkat çeken bir açıklama geldi. Açıklamada tahıl koridorundan çekilmediklerini, askıya aldıklarını belirttiler.
Birleşmiş Milletler İnsanî İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Martin Griffiths, Rusya'nın Karadeniz tahıl anlaşmasını askıya almasının "endişe verici" olduğunu belirterek, tedarik hattının açık kalması çağrısında bulundu. Griffiths, BM Güvenlik Konseyi'nde yaptığı açıklamada, "Girişim ve uygulanmasıyla ilgili tüm endişeleri tüm taraflarla müzakereye hazırız.” dedi. Nakliye endüstrisi için para harcandığını ve milyonlarca insan zorluklar yaşarken gıda dağıtımının ertelendiğini dile getiren Griffiths, "Türkiye'nin arabulucu, kolaylaştırıcı ve ev sahibi olarak kilit katkısına güvenmeye devam ediyoruz." diye konuştu. Griffiths, Rusya'nın Karadeniz tahıl anlaşmasını askıya almasının "endişe verici" olduğunu belirterek, tedarik hattının açık kalması çağrısı yaptı. Küresel gıda krizinin çözümü için Türkiye'nin koordinasyonunda yürütülen Karadeniz Tahıl Girişimi, 22 Temmuz'da İstanbul'da Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın himayesinde Ukrayna, Rusya, Türkiye ve Birleşmiş Milletler arasında imzalanmıştı. Ukrayna lideri Volodomir Zelenski tahıl koridoruna ilişkin yaptığı açıklamada, sevkiyata uygun şekilde hareket edeceklerini kaydetti.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle ilgili yaptığı paylaşımlarla adını duyuran Gülsüm Khalilova, İstanbul'da gözaltına alındı. İşgal bölgesinden haberler yapan gazeteciye gözaltı şoku yaşanıldı.
O süreçte yaşanılanları Gülsüm Khalilova Twitter hesabından şöyle aktardı: “Küresel Gazeteciler Konseyi’nin Medya Çalıştayına ve Ödül Töreni’ne katılmak için yetkililerin daveti üzerine iki günlük Türkiye'ye geldim, Havalimanında Rusya'nın şikâyeti veya başvurusu üzerine 16 saat tutuldum. Rusya Kırım'ı işgal ettiği ve benim gibi Kırım Türklerini de kendi vatandaşı gördüğü için istediği gibi şikâyet ediyor. Daha sonra yetkililerin ve ilgili mercilerin devriye girmesi ile sorun çözüldü. Başta Liderimiz Mustafa Kırımoğlu’na ve Türkiye ve Ukrayna Dışişleri yetkililerine, ilgili kurumlara teşekkür ediyorum. Türkiye Kırım’ın işgalini tanımıyor ama 16 saat burada bekletilmem, bazı yetkililerin Rusya’nın bu asılsız şikâyeti ciddiye almaları beni çok üzdü, başka ülkede Rusya’nın şikâyeti ile tutuklansam, hatta öldürülsem bu kadar zoruma gitmezdim ama canımızdan çok sevdiğimiz Türkiye’de azda olsa böyle muamele açıkçası zoruma gitti. Bilginize arz etmek istedim, Rusya işgalci ülke olarak işgalci politikasını kabul etmeyen başta Kırım Türkleri olmak üzere kendi vatandaşlarına bile baskılar yapıp İnterpol’e veriyor. Türk Polisi’nin bürokratik ve bazı prosedürü uygulamak zorunda kaldığını biliyorum ama herkes benim gibi şanslı olmayabilir, O yüzden Rusya gibi suçlu ve hukuk dışı davranan ülkeler İnterpol sisteminden çıkartılmalı ve onların yazdığı yazılar/ithamları daha tafsilatlı irdelenmeli diye düşünüyorum.” Ayrıca Gülsüm Khalilova hakkında birçok medyada kışkırtıcı haberler yaptığı yönünde açıklamaların yapılması da talihsizliktir. 7 yıldır Rus işgali altındaki anavatanı Kırım ile ilgili yayın yapan Gülsüm Khalilova bir süre ATR kanalı muhabiri olarak görev aldı. ATR’nin kapanması sonrasında tüm yayınlarını kendi hesabı üzerinden gerçekleştirmeye başlayan Gülsüm Khalilova, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline yönelik haberleriyle gündeme geldi. Haberler ile birlikte tehdit varis sözler de gündemden düşmemektedir.
Birçok gazetecinin imtina ile kaçacağı sıcak çatışma bölgesinden haberler yapmaya devam eden; Gazeteci Gülsüm Khalilova ise çektiği video ile tüm dünyaya seslendi. Kiev sokaklarında yürürken konuşan Khalilova, “Savaşın içinden herkese merhaba. Belki bu sizinle son yayınımız olur. Çünkü başkent Kiev sürekli vuruluyor. 21. yüzyılda 1942 yılının karanlığını yaşıyoruz. Biz buradayız, çalışmaya devam ediyoruz. Korkarak yaşamaktansa, şereflice ölmek daha güzeldir.” dedi. Hâlâ da görevini devam etmekte olan Gülsüm Hanım’a, Alanya’da gerçekleşen Küresel Gazeteciler Konseyi 2. Medya Çalıştayı kapsamında yılın gazetecilik ödülü verildi.
26 Ekim'de Simferopol ilçesine bağlı Strogonovka köyünde, siyasî mahkumlara mektup yazmak için başka bir akşam düzenlendi. Etkinliğe, yurttaşlarının kaderini önemseyen mahkumların ve köy sakinlerinin eşleri katıldı. Birlikte, mahkeme öncesi gözaltı merkezlerine ve kolonilere seksenden fazla mektup yazıp gönderdiler. Siyasî tutsakların çocukları, babalarına bir an önce evlerine dönmelerini beklediklerini yazdı.
Yazma gecesine katılanlardan biri, "Vatandaşlarımızı destekliyoruz, onları unutmadığımızı ve masumiyetlerini kanıtlamaya devam ettiğimizi tekrar tekrar gösteriyoruz ve her gün dönüşlerini bekliyoruz" dedi. "Siyasî tutsaklara gönderilen mektuplarda, hepsinin- bire- dönüşüne dair çok fazla güç, destek, endişe ve beklenti var. Siyasî tutuklu Vladlen Abdulkadirov'un eşi Gulzar Abdulkadirova, "Sizi her gün bekliyoruz" dedi. Mahkûm sürelerinin akabiyeti belli olmayan Kırım Tatar vatandaşları için aile ve arkadaşlarından moral ve destek amaçlı her türlü yöntem izlenmektedir.
Kırım Tatar Milli Meclisi İstanbul Koordinasyon Merkezi, bugün faaliyete geçti. Merkezin ilk toplantısı, Kırım Tatar halkının millî lideri, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu başkanlığında yapıldı. Kırım Tatar Milli Meclisi tarafından İstanbul’da Koordinasyon Merkezi açıldı. Koordinasyon Merkezinin amacının, Kırım başta olmak üzere geçici olarak işgal edilen topraklardan tahliye edilen ve Türkiye’ye gelen Ukrayna vatandaşları ile iletişim kurmak ve bilgi desteği sağlamak olduğu belirtildi. Yapılan toplantıya, Ukrayna’nın Bursa Fahri Konsolosu Görkem Şehsuvar, Kırım Millî Varlık Vakfı Başkanı Lenur Mambetov, Kırım Tatar Milli Meclisi Üyesi Gülnara Bekirova, TURKSİD Başkanı Ertan Baştuhan ve çok sayıda isim katıldı. Gelecek vatandaşların güvenli bölgelerde yaşam haklarını elde edilmesi için faaliyetler yürütülmesini sağlamaktır.
Hansaray, Kırım Hanlığının Payitahtı Bahçesaray’da hanlarının ve korantasının bulunduğu saraydı. Burada yaşıyorlardı ve hanlık bu merkezden idare ediliyordu. Yıllarca direnmiş olan Hansaray günden güne yok edilmesine hep birlikte şahitlik etmekteyiz.
Kırım’daki Rus yönetimi, Kırım Tatar mimarisinin dünyadaki tek örneği olan Hansaray’da, sözde restorasyonunda Hansaray’daki Muhafız Bloğu’nun duvarlarında büyük çatlaklar oluştu. 9 büyüklüğündeki depreme ve birçok afet ve etkene dayanan Hansaray’ın şu anki vaziyetini dile getirenleri de gözaltına alınmışlardı. Kırım’ın ilk Cumhurbaşkanı, Antlı Şehidi Noman Çelebicihan’ın sesiyle “Dirileri yaşatan ölülerdir! Ölülerin asarıdır!” demişti. Hansaray Kırım Tatar Türklerinin önemli eseridir. Bu eserin yok edilmesine ses çıkartmak öncelikle Kırım toprakları için can veren millettaşlarımıza karşı insanî görevimizdir ve tarihî eserin yok edilmesi hiçbir ırk, din fark etmeksizin kabul görülecek bir durum değildir.
Kaynak: AAE
https://akademikarastirma.org/aae-turk-dunyasi-raporu-ekim-2022/