Aylık Raporlar

...

Türk Dünyası Raporu Eylül 2022

AZERBAYCANAzerbaycan bayrağı

  • Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki gerginlik devam ediyor

3 Eylül’de Azerbaycan Savunma Bakanlığı’nın duyurusuna göre son 24 saat içinde Azerbaycan ordusu mevzilerine Ermeni silahlı birliklerince 19 kez ateş açıldı. 16 kez Kelbecer ve Laçın illeri istikâmetinde bulunan mevziler, Basargeçer ve Karakilise’deki  Ermenistan mevzilerinden ateş altına alındı. 3 kez ise yasa dışı Ermeni silahlı gruplarca Azerbaycan ordusunun mevzilerine ateş edildi. 7 Eylül’de ise Ermenistan’ın bir kez daha ateşkesi ihlâl etmesi üzerine Azerbaycan Savunma Bakanlığı şu açıklamada bulundu:

"6 Eylül günü 19:50-01:20 arası, Ermeni silahlı kuvvetlerine ait birlikler, Basargeçer'e bağlı Yukarı Shorja ve Noravan yerleşimleri yönlerinde bulunan mevzilerden, ordumuza bağlı Kelbecer İlçesi ve Laçın İlçesine bağlı Ahmedli yerleşim birimlerine ait mevzilere aralıklı olarak çeşitli kalibre ateşli silahlarla ateş açıldı."

Diğer taraftan Karabağ bölgesinde mayın temizleme çalışmaları tüm eylül ayı boyunca devam etti. ABD Dışişleri Bakanlığının mayın temizliği için 2 milyon dolar yardımda bulunacağı kayıtlara geçti. Çatışma bölgesindeki mayınların ve patlamamış mühimmatların tehlike yarattığını ve geri dönüşü engellediğini belirten ABD Dışişleri bakanlığı, Ermeni ordusunun döşediği on binlerce mayının bulunduğu tahmininde bulundu. Mayın temizleme faaliyetlerini ise Azerbaycan Mayın Temizleme Ajansı (ANAMA) ile Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı istihkam birlikleri yürütüyor. Olağanüstü Haller Bakanlığı, Sınır Hizmetleri Komutanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Özel Mayın Arama Temizleme (ÖMAT) timleri de bu faaliyetlere destek oluyor.

  • Çatışmalara dünyadan tepkiler sürüyor

Eylül ayındaki Azerbaycan ile Ermenistan arasında gerçekleşen çatışmalara dünyadan tepkiler geldi. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, çatışmaların derhal durdurulması çağrısında bulundu, aynı zamanda Azerbaycan Savunma Bakanlığının çatışmaların başladığını duyurmasının ardından yazılı bir açıklama yapan Blinken, şu ifadeleri kullandı:

 "ABD, Ermenistan'daki yerleşim yerlerine ve sivil altyapıya yönelik bildirilen saldırılar da dahil olmak üzere, Ermenistan-Azerbaycan sınırındaki çatışma haberlerinden derin endişe duymaktadır. Uzun zamandır açıkça belirttiğimiz gibi, bu sorunun askeri bir çözümü olamaz. Her türlü askerî çatışmaya derhal son verilmesi çağrısında bulunuyoruz."

Paşinyan ile Blinken, Azerbaycan-Ermenistan sınırındaki son çatışmaların ele alındığı bir telefon görüşmesinde bulundu. Blinken, durumun daha da ileri gitmesinin kabul edilemeyeceğini ve ABD'nin durumu istikrara kavuşturmak için çabalamaya hazır olduğunu ifade etti.

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise "Ermenistan artık tahrikleri bırakmalı. Azerbaycan’la vardıkları uzlaşı çerçevesinde barış müzâkerelerine ve iş birliğine odaklanmalı" ifadelerini kullanarak Ermenistan’a tepki gösterdi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki çatışma için yazılı açıklamada bulundu. Azerbaycan-Ermenistan sınırının belirli bölgelerinde durumun daha da ağırlaşmasından endişe duyduklarını ifade etti. Rusya, çatışmanın son bulması için arabulucuğunu yaptığı anlaşmanın sorunsuz olarak uygulanmasını beklediklerini açıkladı. Açıklamada "Daha önce olduğu gibi Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki tüm anlaşmazlıkların münhasıran siyasî ve diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği fikrinden hareket ediyoruz" dedi.

Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü ise değerlendirmesinde güç kullanımının kabul edilemez olduğunu ve tüm anlaşmazlıkların siyasî ve diplomatik yollarla çözülmesi gerektiğini belirtti.

Avrupa Birliği, Azerbaycan-Ermenistan çatışmasına ilişkin iki ülkeden de ateşkese uymaları gerektiğinin çağrısında bulundu. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, sınırda ciddi çatışmalar ve can kaybı olduğunu ve ateşkese tam olarak uyulmalıdır ifadelerini kullandı. Ayrıca AB’nin arabulucu olarak devam edeceğini ve AB Özel Temsilcisi Toivo Klaar'ın iki ülkeyi de ziyaret edeceğini söyledi.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan Başbakanı Paşinyan ile iletişim ve temas hâlinde olduklarını belirtti. Azerbaycan Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, "Ermenistan, bölgelerimize ve birliklerimizin ikmal yollarına mayın döşeyerek bildiriye aykırı davranışlar sergiliyor" ifadeleri kullanıldı.

Azerbaycan Savunma Bakanlığı Uluslararası Askerî İşbirliği Dairesi Başkanı Tümgeneral Hüseyin Mahmudov ise "Gerginlik, çatışma ve kayıplardan Ermenistan askerî ve siyasî liderliği sorumludur” dedi. Askerî ataşelere, “Kelbecer ve Laçın bölgelerinde, Ermenistan tarafından 2019-2021 yılları arasında üretilmiş 1390 anti personel mayının tespit edildi” notu iletildi ve Ermenistan'ın Azerbaycan ordusuna ait mevzilere saldırmasının sebebi, barış anlaşmasını imzalamayı reddetmek ve kurtarılan bölgelerde yürütülen yeniden yapım çalışmalarını geciktirmek olduğu vurgusu yapıldı.

  • Ermenistan yine saldırdı

Çatışma ve kayıpların sorumlusu olan Erivan, bir kez daha Azerbaycan ordusuna ait mevzilere saldırdı. Ermenistan güçleri Daşkesen, Kelbecer ve Laçın'da bazı askerî noktalara havan toplarının da dahil olduğu ağır silahlarla ateş açtı. Azerbaycan ordusu saldırıya karşılık verdi. Azerbaycan, saldırı sonucunda şehit verdiklerini açıkladı. Açıklamaya göre Azerbaycan’ın şehit sayısı 80’e yükseldi. Ermenistan’ın saldırısının ardından Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu “Her zaman can Azerbaycan'ın yanındayız, can Azerbaycan hiçbir zaman yalnız değildir" dedi.

Akil ve Müşfik Türk Dış Politikası toplantısında saldırıyı dile getiren Çavuşoğlu şu ifadeleri kullandı:

“Azerbaycan'ın toprakları 30 yıldır işgal altındaydı. Minsk Grubu, uluslararası sistem, aktörler 30 yıl işgal edilmiş toprakların geri alınmasında bir şey yapmadı. Azerbaycan’ın sabrı bitti ve Ermenistan’ın tahriklerine karşı muharebe başlattılar. Azerbaycan'ın topraklarını geri aldılar. Şimdi aslında barış için fırsat çıktı ama Ermenistan bunu tercih etmek yerine sürekli kışkırtıyor.”

Azerbaycan-Ermenistan sınırındaki çatışmalara dair İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Ermenistan Başbakanı Paşinyan ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede Reisi şu ifadeleri kullandı:

"Kafkas bölgesi özel koşullardan geçiyor ve ne yazık ki bu bölgeye barış henüz dönmedi. Bölgenin yeni bir savaşa tahammülü yok. Üçlü ateşkes bildirisini imzalayan ülkeler, söz konusu bildirinin hükümlerine bağlı kalmalı ve bölgede gerilim yaratacak her türlü eylemden kaçınmalıdırlar. Kafkas bölgesinin güvenliği İran için çok önemli."

Azerbaycan Dışişleri bakan yardımcısı Mammadov, Ermenistan’la yaşanan olaylar üzerine Uluslararası Adalet Divanı’na bir mektup göndererek ‘mahkemenin kararını ihlal ettiğini’ ifade etti. Ayrıca 2020 yılından bu yana Ermenistan işgalinden kurtarılan yerlerde 240’tan fazla Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybettiğini belirtti.

  • Bakü’nün işgalden kurtuluşu ve Nuri Paşa, bağımsızlığın 104.yılında anıldı.

Bakü’nün, Kafkas İslam Ordusu adı verilen Osmanlı ordusu tarafından Ermenilerden kurtarılmasının üstünden 104 yıl geçti. 28 Mayıs 1918’de bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan, Osmanlı Devleti’yle bir antlaşma imzalamış buna göre de Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın kardeşi Nuri (Killigil) Paşa, Azerbaycan’ın yardımına gitmiştir. Nuri Paşa 15 Eylül 1918’de şiddetli çatışmalarının ardından Bakü’yü düşman işgalinden kurtararak bağımsızlığına kavuşturmuştu. Bağımsızlığın ardından 104 sene geçti ve bugün Nuri Paşa ile Mehmetçikleri Azerbaycan’da saygıyla anıldı.

  • THK, TurAz Kartalı 2022 Tatbikatı için Azerbaycan’a gitti.

Türk Hava Kuvvetleri’ne bağlı ekipler, “TurAz Kartalı 2022 Tatbikatı” için 1 Eylül’de Azerbaycan’a gitti. Gence’ de resmî bir açılış töreni düzenlenen tatbikatta, İstiklal Marşı ve Azerbaycan Milli Marşı okundu. İki ülke arasındaki ortak faaliyetlerin arttırılması planlanan TurAz Kartalı 2022 Tatbikatı 9 Eylül Cuma günü sona erdi. Tatbikatta, Türk ve Azerbaycan Türk’ü pilotlar, pilotaj ve savaş manevraları ile diğer görevleri yerine getirdiler.

  • HAVELSAN, TSK’nın kullandığı yazılımların Azerbaycan ordusunda kullanılması için çalışmalara başladıklarını, projelerin kısa sürede tamamlanacağını ifade etti.


 

KAZAKİSTANKazakistan bayrağı

 

  • Kazakistan Cumhurbaşkanı, sonbaharda cumhurbaşkanlığı erken seçimleri yapılmasını önerdi.

 Tokayev, Parlamento'nun açılış töreninde halka hitap etti. Adaletli bir Kazakistan kurma yolunda derin ve kapsamlı reformları başarıyla faaliyete geçirmek için halkın yeni bir güvenoyuna ihtiyaç duyduğunu kaydeden Tokayev, "Bu sonbaharda cumhurbaşkanlığı erken seçimlerinin yapılmasını öneriyorum." dedi. Bunun yanı sıra ülkede cumhurbaşkanlığı görev süresinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizen Tokayev, "Cumhurbaşkanlığı görev süresini 7 yıllık bir süreyle sınırlandırmayı öneriyorum. Ancak tekrar seçilmesi yasaklanacak." diye konuştu.

  • Kazakistan’da 25 Ekim ‘Cumhuriyet Günü’ olarak kutlanacak.

Kazakistan Parlamentosunun alt kanadı Meclis'in haftalık genel oturumunda, ülkenin sinematografi ve kültür konularındaki yasasına bazı değişiklikler ile eklemelerin yapılmasını öngören yasa tasarısı onaylandı. Ülkede, daha önce 25 Ekim Cumhuriyet Günü, resmi bayram statüsünde kutlanmış, 2009'da dönemin Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev tarafından resmi bayramlar takviminden kaldırılmıştı. Bu yıl haziran ayında yapılan halk kurultayı toplantısında, Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, aslında bağımsız Kazakistan’ın devlet egemenliğine ilişkin deklarasyonun 1990 yılında 25 Ekim’de kabul edildiğine işaret ederek, 25 Ekim’in yeniden canlandırılması gerektiğini dile getirdi.

  • Kazakistan’da petrol gelirlerinin devlet bütçesindeki payı azalıyor.

Kazakistan'da devlet bütçesindeki petrol gelirleri payının bu yıl yüzde 40,2'ye, 2025 yılında ise yüzde 21,8'e düşeceği bildirildi. Petrol dışı gelir payının 2025'te yüzde 78,2'ye çıkmasını öngördüklerini kaydeden Saveleva, "Petrol dışı sektörlerden elde edilen gelir artışı, devlet bütçesinin petrole bağımlılığında kademeli bir düşüşe işaret ediyor." ifadesini kullandı.

  • Papa Franciscus, Kazakistan’a ilk ziyaretini gerçekleştirdi.

Kazakistan'a ilk kez resmi ziyaret gerçekleştiren Papa Franciscus, Nursultan Nazarbayev Uluslararası Havalimanı'nda Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev tarafından karşılandı. Ardından Papa için Cumhurbaşkanlığı Sarayı Akorda’da resmî tören düzenlendi. Tören sonrası Papa Franciscus ile Tokayev, baş başa görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede, dinler arası uyumun ve diyaloğun geliştirilmesindeki güncel konuların yanı sıra Kazakistan ile Vatikan arasındaki iş birliğinin perspektifleri ele alındı.

  • Çin Devlet Başkanı Şi, Kazakistan’da.

Korona virüs salgının ilk aylarından beri yurt dışına çıkmayan Şi, yaklaşık 3 yıl aradan sonra ilk kez yabancı ülkeyi ziyaret ediyor. Başkent Nur Sultan'a ulaşan Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'i havaalanında Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev karşıladı. Kazakistan Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, iki liderin Kazak-Çin kapsamlı ortaklığının güçlendirmesine yönelik önerileri tartışacağı" ve "ikili anlaşmalara imza atacağı" bilgisi paylaşıldı. Şi, Kazakistan'ın ardından Özbekistan'ı ziyaret ederek Şanghay İş birliği Örgütü'nün (ŞİÖ) Semerkant'ta düzenlenecek Devlet Başkanları Konseyi Zirvesi'ne katılacak.

  • Kazakistan’daki rüzgâr çiftliği kömür tasarrufu sağlıyor.

Kazakistan'ın Zhambyl Bölgesi'ndeki Zhanatas şehri yakınlarında yer alan ve toplam 100 megavat kapasiteli 40 rüzgâr türbininden oluşan rüzgâr çiftliği, China Power International Holding ve Visor Kazakistan tarafından ortaklaşa yürütülüyor. Çinli bir firma tarafından inşa edilen ve yıllık 350 milyon kilovat saat elektrik üretme kapasitesiyle Türkistan’ın en büyüğü olan rüzgâr çiftliği, 2021 yılında faaliyete geçti. Rüzgâr çiftliği, Kazakistan'ın güneyindeki elektrik kesintilerini azaltarak bir zamanlar sessizliğe bürünen sanayi şehrini yeniden hayata döndürdü. Rüzgâr santralinin, aynı kapasiteye sahip başka bir termik santral ile karşılaştırıldığında, yılda yaklaşık 110.000 ton standart kömür tasarrufu sağlaması ve sera gazı emisyonlarını azaltması bekleniyor.

  • Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev: “Bölgesel güvenlik, ŞİÖ’nün temel görevi olarak kalacak.”

Tokayev, ŞİÖ'nün Semerkant Zirvesi'nin genişletilmiş toplantısında konuştu. Tokayev, uluslararası sorunların çözümünde yaptırımlar niteliğindeki baskıcı yöntemlerin ön plana çıktığına işaret ederek "Bu durumda örgüt içinde karşılıklı güven ve eşit düzeydeki açık diyaloga bağlı Şanghay ruhunu güçlendirmek son derece önemli." ifadesini kullandı. Ayrıca ŞİÖ'nün savunma ve özel servis teşkilatları arasındaki askeri-siyasi iş birliğini artırma önerisinde bulunan Tokayev, "Bölgesel güvenlik, örgütün temel görevi olarak kalacak." diye konuştu.

  • Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev, Pakistan Başbakanı Şerif ile baş başa görüştü.

Tokayev, görüşmede, Şahbaz Şerif'e yakın zamanda Pakistan'da meydana gelen sel felaketinde hayatını kaybedenler için bir kez daha taziyelerini iletti. Görüşmede, Tokayev, iki ülke arasında oluşturulan anlamlı siyasi diyalog çerçevesinde ticari, ekonomik ve ulaştırma alanında aktif iş birliği yürüttüklerini bildirdi. Görüşmede, taraflar, ayrıca bölgesel güvenliğin sağlanması konusunu da ele aldı.

  • Kazakistan’ın başkentinin adı yeniden Astana oldu.

Kazakistan Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, Tokayev, Anayasa'nın bazı maddelerine yapılacak değişiklikleri öngören kanunu onayladı. Söz konusu kanun kapsamında imzalanan kararname ile ülkenin başkentinin ismi yeniden Astana oldu.

  • Kazakistan Cumhurbaşkanı: Dünya nükleer silah kullanma ihtimaliyle karşı karşıya

Tokayev, New York’ta Birleşmiş Milletler 77. Genel Kurulu’nda konuştu. Kazakistan’ın geçmişte nükleer denemelerden önemli ölçüde zarar gördüğüne işaret eden Tokayev, “Nükleer güçlerin artan rekabeti ve söylemlerinden endişe duyuyoruz” dedi. Tokayev, süper güçler arasındaki karşılıklı güvensizliğin endişe verici bir düzeye ulaştığına işaret ederek, “Dünya, iki kuşak sonra ilk kez nükleer silah kullanma ihtimaliyle karşı karşıya” diye konuştu.

  • Kazakistan: Rusya’dan gelenlerle ilgili ciddi riskler oluşması durumunda tedbirler alınacak.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Kazakistan’da bazı vatandaşların Rusya’dan gelenlerin sayısındaki artıştan endişe duyduğu belirtildi. Açıklamada, “Bu nedenle şuna açıklık getirmekte fayda var: Yabancı uyrukluların Kazakistan Cumhuriyeti’ne giriş ve kalışlarını belirleyen prosedür var. Şu anda tüm ilgili devlet kurumları, bu durum üzerinde sürekli kontrol sağlıyor.” ifadeleri kullanıldı. Kazakistan topraklarında kalan her yabancı uyruklu vatandaşın, ülkenin göç mevzuatına uymak zorunda olduğu belirten açıklamada, "Devlet, her şeyden üstün olan milli çıkarlarını korumak için yeterli mekanizmaya sahiptir. Çevredeki herhangi bir zor jeopolitik durumda ulusal güvenlik önceliğiyle hareket edeceğimizi belirtmek isteriz." denildi. Söz konusu durumun yakından takip edildiğinin altı çizilen açıklamada, “Ciddi riskler oluşması durumunda uluslararası hukuk ve ulusal mevzuat dikkate alınarak uygun önlemler alınacaktır.” ifadesi kullanıldı.

  • Kazakistan’da, Türkistan Şehrine ‘Manevî ve Tarihî Başkent’ Statüsü Verilecek.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, ülkenin güneyindeki Türkistan eyaletinin idari merkezi Türkistan'a giderek Hoca Ahmet Yesevi Türbesi'ni ziyaret etti. Tokayev, ziyareti kapsamında kent halkıyla bir araya geldi ve Türkistan'ın Kazak tarihindeki özel yerine işaret etti. Türkistan'ın Türk dünyasının beşiği ve bütün dünyanın bildiği kutsal bir mekan olduğuna dikkati çeken Tokayev, "Türkistan'daki Hoca Ahmet Yesevi Türbesi, maneviyatımızın sarsılmaz kaynağıdır. Bu nedenle Türkistan'a ve bir bütün olarak bu bölgeye özel ilgi göstermeliyiz." diye konuştu. Tokayev, Türk halklarının Türkistan'a büyük saygısını ve geçen yıl kentin Türk dünyasının manevi başkenti ilan edildiğini anımsatarak, "Şüphesiz bu kutsal şehre manevî ve tarihî başkentimiz demek doğru olur. Dolayısıyla hükümet yakın zamanda Türkistan'a böyle bir statü verilmesi konusunda karar alacaktır." ifadesini kullandı.


 

KIBRISKuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bayrağı

 

  • Ersin Tatar, Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreterini kabul etti.

77. BM Genel Kurul çalışmalarına katılmak üzere New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC Temsilciliği’nin de yer aldığı Türkevi’nde bugün Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Baghdad Amreyev’i kabul etti. Görüşmede, KKTC ile Türk Devletleri Teşkilatı arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve dayanışmanın artırılması hususları ele alındı. Cumhurbaşkanı Tatar, bir Türk Devleti olarak KKTC için Türk Devletleri Teşkilatı’nın vermekte olduğu desteğin büyük önem taşıdığının ve aradaki bağın daha da kuvvetlendirilmesinin gerekli olduğunun altını çizdi. Cumhurbaşkanı Tatar, Amreyev’e ayrıca Kıbrıs konusundaki son gelişmeler hakkında bilgi verdi. Genel sekreter Amreyev, Türk Devletleri Teşkilatı’nın da aynı şekilde KKTC ile ilişkilere önem atfettiğini vurguladı.

  • Rum provokasyonunun yeni boyutu

Zaman zaman terörizmin kıvılcımı sayılabilecek sansasyonel işlere imza atan Rum tarafı bu kez de bürokratları ile gündemde. Rum papazlardan sonra şimdi de Rum bakan ve milletvekillerinin de atış tâlimi yapmaları akıllara ENOSİS’i getirdi. Rum Yönetimi Savunma Bakanı Haralambos Petridis ve milletvekillerinin, Rum Milli Muhafız Ordusu’nun karargâhına yaptıkları ziyaret sırasında, askerî miğfer giyerek atış tâlimi yaptıklarını içeren görüntüler, EOKA’cı ruhun ve adanın Yunanistan’a bağlanması hayalinin Kıbrıs’ın Rum kesiminde hâlen hüküm sürdüğünün bir göstergesi midir? Atış tâliminin, ABD’nin Güney Kıbrıs’a silah ambargosunu kaldırmasının hemen ardından meydana gelmesi de mânîdar bulunmuştur. Yine geçtiğimiz şubat ayında Rum Milli Muhafız Ordusu ile Rum Ortodoks Kilisesi iş birliğiyle papazlara silah eğitimi verilmesinin ardından dün de Rum bakan ve milletvekillerinin atış talimi yapması hem Kıbrıs Adası hem de bölgenin istikrarı bağlamında ve Türk-Yunan dengesi açısından olumsuz bir gelişme olmakla birlikte iki taraf arasında varılabilecek olası uzlaşı umutların sorgulanmasına sebep olmaktadır. Konuyla ilgili açıklama yapan Tatar, “KKTC’nin, Doğu Akdeniz’de bir Türk devleti olarak dünyada hak ettiği yere ulaşması için kararlılık ve azimle mücadelemizi sürdürürken Kıbrıs Türk halkının, haklı ve kutsal dâvâsını ve şanlı mücadelesini tüm dünyaya Anavatan Türkiye’nin tam desteği ile savunmaya ve duyurmaya devam edeceğiz. Bilinmelidir ki Kıbrıs Türk’ünü yok etmek için çaba harcayan hiçbir zihniyete ve oynanan hiçbir sinsi oyuna geçit vermeyeceğiz.” ifadelerini kullandı.

  • Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk Yardım Cemiyeti Heyeti ile New York’ta bulunan Türkevi’nde bir araya geldi.

Yapılan toplantının ardından Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ta ancak egemen eşitlik temelinde ve eşit uluslararası statünün kabulü, yan yana yaşayan iki devletin iş birliğiyle bir antlaşmanın mümkün olabileceği yönünde ortaya konulan yeni Kıbrıs Türk siyasetini, New York’ta yeniden ortaya koyduklarını ifade etti. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın New York’ta KKTC’nin resmen tanınmasına yönelik yaptığı tarihi konuşmanın önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs’ta bir Türk devleti olarak ilelebet bağımsız ve egemen olarak yaşayacağız ve kendi geleceğimizi tayin edebileceğimiz şekilde bir antlaşma olabileceğini dünyaya duyurmaya devam edeceğiz” dedi.

  • Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’ndan Türkiye’nin Kıbrıs politikasını pekiştiren açıklamalar

Pamukkale Üniversitesi ÜNİAK Gençlik Buluşması'na katılan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Türkiye'nin karşısına dünya dahi dikilse Kıbrıs'ta, Ege'de ve Doğu Akdeniz'de haklarını, hukuklarını korumaya devam edeceklerini ve bu konuda kararlı olduklarını” söyledi. ABD'nin Kıbrıs Rum Kesimi'ne yönelik silah ambargosunu kaldırmasına ilişkin değerlendirmede bulunan Çavuşoğlu, ortaya konulan “kara para aklama konusunda iş birliği yaptı, ödüllendirmek için yapıldı” söylemi karşısında görüşmelerinde ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'a, "Silahınız dışında başka verecek bir şeyiniz yok mu" sorusunu yönelttiğini aktardı. ABD tarafının aldığı karara karşılık Çavuşoğlu, "Kıbrıs Türk’ünü korumak için oraya daha fazla güç göndereceğiz ve silah olarak da ne ihtiyacı varsa onları da karşılayacağız" ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu, Türkiye'nin haklarını, çıkarlarını korumak için de diplomasinin tüm imkanlarını kullandıklarını vurgulayarak, sahada ve masada güçlü olduklarının altını çizdi.

  • Güney Kıbrıs’tan gerilimi tırmandırıcı hamleler

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi savaş senaryolarında Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Amerikan özel kuvvetlere ait birlikler savaş senaryoları üzerine eğitim tatbikatları gerçekleştirmeye başladı. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY), Rum Milli Muhafız Ordusu'na ait özel kuvvetleri, Yunanistan ve Amerika Birleşik Devletleri'ne ait özel kuvvetlerinin katılımıyla Güney Kıbrıs'ta özel operasyonlar senaryolu bir tatbikat gerçekleştirdi. Ortak eğitim tatbikatında, GKRY kara ve deniz sahasının bir bölümünde ve üç ülkenin Özel Harekât ekiplerinin katılımının yanı sıra, Deniz ve Hava Komutanlığı personeli, deniz ve savaş uçaklarının katılımıyla gerçekleşti. Yapılan bu tatbikatın KKTC ve dolaylı olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne bir gözdağı olma ihtimali de bazı çevrelerce öne sürülmektedir. Rum bürokratları ve din adamlarının da silah tatbikatı ilişkili terörizmi teşvik edecek davranışları hem Türkiye hem de KKTC kamuoyunda eleştirilmektedir.


 

KIRGIZİSTANKırgızistan bayrağı

           Kırgızistan Cumhurbaşkanı Caparov, Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüştü.

Rusya'nın Kırgızistan'ın ticaret ve ekonomide önde gelen ortağı olmaya devam ettiğini belirten Putin, şunları kaydetti: "Kırgızistan'a ekonomik destek sağlamaya devam ediyoruz. Geçen yıl 20 milyon dolar mali yardımda bulunduk. Bu yıl da Kırgızistan'da sınırda yaşanan trajik olaylar nedeniyle zarar gören sosyal altyapı için bir buçuk milyon dolar daha ayrıldı. Bunu elbette son trajik olayları da göz önünde bulundurarak yapacağız".

Caparov da Putin ile görüşmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Rusya geleneksel olarak bizim önde gelen ticari ve ekonomik ortağımız ve ana stratejik müttefikimizdir." ifadesini kullandı.

•           Kırgızistan ile Tacikistan sınırında çıkan silahlı çatışmada birçok kişi yaralandı.

1.         Kırgızistan ile Tacikistan sınırında iki ülke muhafızları arasında silahlı çatışmanın yeniden başladığı ve çatışmada toplam 12 kişinin yaralandığı bildirildi.  Kırgızistan Milli Güvenlik Devlet Komitesi Basın Merkezinden yapılan açıklamada, Kırgızistan-Tacikistan sınırında çatışmanın sürdüğü belirtildi. Açıklamada, Tacik tarafının Kırgızistan’ın sınır köyleri Kulundu, Maksat ve Janı-Jer yerleşim birimlerini ateş altına aldığı ifade edildi.

2.         İki ülke dışişleri bakanlarının görüşmesinde, sınırda ortaya çıkan sorunların münhasıran siyasi ve diplomatik yollarla çözülmesi gereğine bir kez daha dikkatin çekildiği vurgulandı. Tacik tarafa nota verildi. Öte yandan, Kırgızistan Dışişleri Bakanlığı, yasa dışı ve yıkıcı eylemlerine ilişkin Tacik tarafına protesto notası verdi.

•           Türk Devletleri Teşkilatı, Kırgız-Tacik sınırındaki çatışmalar için acil ateşkes çağrısı yaptı.

TDT yaptığı yazılı açıklamada, Kırgız-Tacik devlet sınırında devam eden silahlı çatışmalardan büyük endişe duyulduğunu belirterek, "acil bir ateşkes ve anlaşmazlıkların bir müzakere masası etrafında siyasi ve diplomatik yollarla" çözülmesi çağrısında bulundu.

•           Kırgızistan ve Tacikistan sınırda ateşkes konusunda anlaştı.

Kırgızistan Milli Güvenlik Devlet Komitesi Sınır Hizmetleri Basın Merkezinden yapılan açıklamada, Kırgızistan Milli Güvenlik Devlet Komitesi Başkanı Kamçıbek Taşiyev ve Tacik mevkidaşı Saymumin Yatimov'un görüşmesi sonucunda sınırda ateşkes konusunda anlaşmaya varıldığı belirtildi.

•           Kırgızistan Cumhurbaşkanı Caparov ile Tacikistan Cumhurbaşkanı Rahman sınırdaki durumu görüştü.

Kırgızistan Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamada, Caparov ile Rahman'ın sınırdaki durumu Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Liderler Zirvesi'nin yapıldığı Özbekistan'ın Semerkant kentinde görüştüğü belirtildi. İki ülke liderinin, ilgili kurumlarına, sınırdaki temas hattından güçlerini çekmeleri talimatını vermeyi kabul ettiği aktarılan açıklamada, sınırdaki çatışmanın ortaya çıkma nedenini araştıracak komisyonun kurulacağı ifade edildi.

•           Tacikistan: Kırgızistan'la müzakerelere devam etmeye hazırız.

Tacikistan Dışişleri Bakanı Siraceddin Muhriddin, "Müzakerelere devam etmeye hazırız. Tacik ve Kırgız halklarının uyum, dostluk ve barış atmosferini birlikte inşa etme ve birlikte yaşama hakkına olan inancımız tamdır" dedi.

•           Kırgız-Tacik Sınır Çatışmaları: 24 Kırgız hayatını kaybetti, 121 yaralı.

1.         Kırgızistan hükümeti tarafından 14 Eylül'de Batken Bölgesi’nde başlayan çatışmaların gidişatına dair kronolojik bir açıklama yapıldı. Öte yandan Kırgızistan Sağlık Bakanlığı, dün itibariyle 24 Kırgız'ın hayatını kaybettiğini ve 121 kişinin yaralandığını duyurdu.

2.         Özbekistan'ın Semerkant kentinde dün bir araya gelen Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman ve Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov ‘un 'ateşkes ve tarafların ateş hattından çekilme' kararına rağmen bugün itibariyle zaman zaman çatışmalar devam ediyor.

3.         Kırgızistan hükümeti tarafından 14-17 Eylül arasında gerçekleşen olayların kronolojisine dair yapılan açıklamada, 14 Eylül'den itibaren zaman zaman Tacikistan sınır güçlerinin Kırgızistan'ın Batken bölgesindeki Kırgız yerleşim yerleri ile sınır güçlerine havan topuyla ateş açtığı ve Kırgız sınır muhafızlarının karşılık verdiği belirtildi.


 

ÖZBEKİSTANÖzbekistan bayrağı - Vikipedi

  • Mirziyoyev, Kazakistan'daki orman yangınları hakkında konuştu

6 Eylül'de Şevket Mirziyoyev, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev ile bir telefon görüşmesi yaptı. Mirziyoyev, Kostanay bölgesindeki orman yangınlarıyla ilgili olarak Kazakistan liderine destek sözlerini dile getirdi. Ayrıca Özbekistan’da acil durumun sonuçlarının ortadan kaldırılması için gerekli yardımı sağlamaya hazır olduklarını vurguladı. Cumhurbaşkanlığı basın servisinden yapılan açıklamada, "İki ülkenin cumhurbaşkanları, Özbek-Kazak arasındaki iyi komşuluk, stratejik ortaklık ve ittifak ilişkilerini daha da güçlendirmek, ikili iş birliğinin öncelikli alanlarında pratik etkileşimi genişletmek gibi güncel konuları değerlendirdi" dendi.

  • Özbekistan Azerbaycan ile sınaî mülkiyet üzere iş birliği yapacak

6 Eylül'de Başkan, “Uluslararası anlaşmanın onaylanması üzerine” bir kararname imzaladı. Buna uygun olarak, sınai mülkiyetin korunması konusunda Azerbaycan ile iş birliği yapılacaktır. Şevket Mirziyoyev ve İlham Aliyev 21 Haziran'da Taşkent'te 18 belge imzaladı. Bunlar arasında bölgeler arası iş birliği, sanayi, uluslararası karayolu trafiği, yasadışı göçle mücadelede iş birliği, bitki karantinası ve koruma alanlarında iş birliği, askeri ve askeri-teknik iş birliği anlaşmaları ve turizm alanında iş birliği programları vardı. Uluslararası anlaşmanın yürürlüğe girmesinden sonra, Bakanlar Kurulu ve ilgili bakanlık başkanları Özbekistan'ın yükümlülüklerinin yerine getirilmesini sağlayacak.

  • Özbekistan, Azerbaycan-Ermenistan sınırındaki çatışmanın tırmanmasına tepki gösterdi

Özbekistan, Azerbaycan-Ermenistan sınırında barışın sağlanmasını ve gerilimin ortadan kaldırılmasını memnuniyetle karşılıyor. Özbekistan tarafı: “Özbekistan, tüm sorunların ve mevcut sorunların ancak uluslararası hukuka ve önceden varılmış anlaşmalara dayalı barışçıl müzakereler ve istişareler yoluyla çözülebileceğine inanıyor. Barış şartlarına kesinlikle uyulacağını umuyoruz, Tarafları mevcut durumu istikrara kavuşturmak ve durumdan çıkmak için siyasi ve diplomatik müzakereleri yürütmeye çağırıyoruz." ifadelerini kullandı.

  • Çin-Kırgızistan-Özbekistan demiryolu inşaatının projesi imzalandı

Semerkant'ta Çin, Kırgızistan ve Özbekistan demiryolu acenteleri, Çin-Kırgızistan-Özbekistan demiryolu inşaatı projesi için anlaşma imzaladı. Demiryolu inşaatının, tüm Türkistan bölgesinin ulaşımını ve transit potansiyelini artırması bekleniyor. Demiryolu hattı, Trans-Afgan demiryolu üzerinden Çin, Kırgızistan ve Özbekistan'ı Hazar Denizi ve Avrupa limanlarının yanı sıra Pakistan limanlarına bağlayacak.

  • Taşkent Özbekistan– Azerbaycan iş forumuna ev sahipliği yaptı

5 Eylül'de Taşkent'te Özbekistan- Azerbaycan İş Forumu yapıldı. Forum, Özbekistan Ticaret ve Sanayi Odası, Azerbaycan Girişimciler Kurucu Kulübü ve Azerbaycan, Türkiye ve Özbekistan Girişimciler Birliği'nin destekleriyle düzenleniyor. İş birliğini geliştirmek ve ortak projeleri hayata geçirmek ve yabancı yatırımı çekmek için işletmeler arası toplantıları yapıldı. Forum çerçevesinde Semerkant ve Buhara'da bulunan fabrika ve fabrikalarda iş gezileri ve girişimcilerle toplantılar da düzenlenecek.

  • Tacik-Kırgız sınırında çatışma: Şevket Mirziyoyev, Emmali Rahmon ve Sadır Caparov ile görüştü

20 Eylül'de Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, Kırgız Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Caparov ve Tacikistan Cumhurbaşkanı Emmali Rahmon ile ayrı ayrı telefon görüşmeleri gerçekleştirdi.  Devlet başkanları, Kırgızistan-Tacikistan sınırında yaşanan son trajik olaylara ilişkin görüş alışverişinde bulundu. Özbekistan Cumhurbaşkanı, kurbanların ailelerine ve akrabalarına taziyelerini iletti ve durumun gerginliğinin azaltılmasına ilişkin ikili anlaşmaların başarısını içtenlikle memnuniyetle karşıladı.

  • Özbekistan Dışişleri Bakanlığı ülkeye gelen Ruslar hakkında açıklama yaptı

Dışişleri Bakanlığı, Rusya'daki seferberliğin ardından Özbekistan'da artan Rus vatandaşlarına ilişkin açıklama yaptı. Bakanlık: “Özbekistan, dış politikasını açıklık, eşitlik, egemenliğe saygı, toprak bütünlüğü ve diğer devletlerin iç işlerine karışmama gibi ulusal çıkarlar ve temel ilkelere dayalı olarak yürütür. Mevcut durumun uluslararası hukuk normlarına uygun olarak siyasî ve diplomatik yollarla çözülmesi için koşulların erkenden oluşturulmasından yanayız. Özbekistan topraklarına gelen Rusya Federasyonu vatandaşlarının sayısındaki artışa ilişkin olarak, Kalışları veya olası iadeleri konusunun ülkemiz mevzuatının yanı sıra ikili ve çok taraflı yasal düzenlemelerle düzenlendiğini not ediyoruz. Aynı zamanda suç işlemeyen yabancı ülke vatandaşları da zorunlu sınır dışı edilemez.” şeklinde açıklama yaptı

  • Özbekistan, "Mir" ödeme sistemini askıya aldı.

23 Eylül'den itibaren Özbekistan'da “Mir” kartlarına yönelik hizmete teknik nedenlerle ara verildi. Uzcard-Mir ortak rozetli kart ile ilgili bölümler bankaların internet sitelerinden kaldırıldı. Şimdiye kadar Türkiye'de bir dizi banka, Kazakistan, Ermenistan ve Vietnam, ABD ve AB'nin ikincil yaptırım tehdidi nedeniyle Rus “Mir” kartlarına hizmet vermeyi durdurdu.

  • Özbekistan ve Kırgızistan Dışişleri Bakanlığı görüşme gerçekleştirdi

Özbekistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Furkat Sıdıkov bugün Kırgızistan Büyükelçisi Musa Yamanbayev ile görüştü. Görüşmede dışişleri bakanlıkları arasındaki temasların sürdürülmesi, uluslararası ilişkilerin geliştirilmesi konuları ele alındı. Ticaret ciro hacmini daha da artırmak için ortak önlemler almanın önemi, yatırım projelerini uygulamak ve iki ülkenin ticari kuruluşları ve bölgeleri arasındaki doğrudan bağların genişletilmesini teşvik etmek kaydedildi. Taraflar ayrıca çeşitli alanlarda ikili iş birliğinin güncel yönlerine değindi, ayrıca uluslararası ve bölgesel meseleleri tartıştı.

  • Kırgızistan ve Özbekistan arasında sınır belirleme konusunda protokol imzalandı

Kırgızistan Hükümeti Basın Merkezinden yapılan açıklamada, Kırgızistan ve Özbekistan hükümetleri arasında sınır belirleme heyetlerinin başkent Bişkek'te bir araya geldiği belirtildi. Toplantının ardından Kırgızistan Milli Güvenlik Devlet Komitesi Başkanı ve Bakanlar Kurulu Başkan Yardımcısı Kamçıbek Taşiyev ile Özbekistan Başbakanı Abdullo Aripov arasında sınır belirleme konusunda ortak protokol imzaladığı ifade edildi. Açıklamada, protokolün, Kırgız-Özbek devlet sınırının belirli bölümlerine ilişkin yeni bir taslak üzerinde anlaşmaya varma prosedürünün başlatılmasını öngördüğü kaydedildi. Kırgızistan ile Özbekistan arasında 1379 kilometrelik ortak sınırın 200 kilometrelik kısmıyla ilgili 23-25 Mart 2021'de Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te yapılan sınır konulu müzakerelerde sorunun karşılıklı arazi değişimi usulüyle çözüme kavuşturulduğu bildirilmişti.

  • Özbekistan Devlet Senfoni Orkestrası, İstanbul'da konser verdi

Türkiye-Özbekistan diplomatik ilişkilerinin tesisinin 30. yılına ithafen Özbekistan Devlet Senfoni Orkestrası konseri düzenlendi. Konser, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY), Özbekistan Kültür Bakanlığı ve Özbekistan'ın Ankara Büyükelçiliğinin katkılarıyla, Bahçeşehir Kültür ve Sanat Merkezi'nde düzenlendi. Orkestra Şefi Kamoliddin Urinbaev, konser öncesinde yaptığı açıklamada orkestranın Türkiye'de ilk kez konser verdiğini söyledi. Türk halkının kültür, sanat ve özellikle de müziğe çok önem verdiğini dile getiren Urinbaev, "Bu konser Özbekistan Devlet Senfoni Orkestrası'nın dünya turnesi kapsamında gerçekleştiriliyor. Türkiye'de ilk defa konser veriyoruz ve turne kapsamında ilk durağımızın Türkiye olmasından dolayı çok mutluyuz." şeklinde konuştu.

  • Özbekistan-Türkiye İş dünyası Zirvesi Gerçekleştirildi.

Müstakil Sanayici ve İş adamları Derneği Başkanı Mahmut Asmalı başkanlığında Türkiye'den iş adamlarından oluşan bir heyet Özbekistan'a geldi. Özbekistan Ticaret ve Sanayi Odası'na göre, bu ziyaretin amacı inşaat sektörü, tarım, gıda endüstrisi, petrol ve metalurji, et ve süt endüstrisi, rüzgâr ve güneş enerjisi, ulaşım ve lojistik. İki ülke işletmeleri arasındaki iş birliğinin daha da hızlandırılması da dâhil olmak üzere, Özbekistan ve Türkiye arasındaki ticarî ve ekonomik iş birliğinin geliştirilmesi beklentileri hakkında görüş alışverişinde bulunuldu. Etkinliğe Özbekistan'daki yaklaşık 150 ticarî kuruluş katıldı. İki ülke arasındaki ortaklığın derinleştirilmesine ilişkin görüş alışverişi de dahil olmak üzere, Özbekistan ve Türkiye arasındaki ticari ve ekonomik iş birliğinin daha da geliştirilmesi için beklentiler tartışıldı.

  • Mirziyoyev ve Erdoğan görüşme gerçekleştirdi

16 Eylül'de Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, ŞİÖ Semerkant zirvesi çerçevesinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. Erdoğan, Özbekistan liderini ŞİÖ zirvesinin başarıyla tamamlanmasından dolayı tebrik etti ve onur konuğu olarak katılma davetinden dolayı kendisine teşekkür etti. Görüşmede liderler, karşılıklı saygı, dostluk ve güvene dayalı çok yönlü Özbekistan-Türkiye iş birliğinin etkinleştirilmesi konularında görüş alışverişinde bulundu. Taraflar, siyasî-diplomatik, parlamentolar arası, ticari-ekonomik ve kültürel-insanî ilişkilerin daha da derinleştirilmesi ve kapsamlı stratejik ortaklık düzeyine getirilmesinin önemini vurguladılar. Taraflar, bu yıl 29-30 Mart tarihlerinde Taşkent'te yapılan üst düzey toplantılarda varılan anlaşmaların uygulanması sayesinde karşılıklı diyalogların yeni zirvelere ulaştığını memnuniyetle kaydettiler. İki ülkenin liderleri tarım, ulaşım, elektrik mühendisliği, tekstil ve deri endüstrisi, yenilikler, yüksek teknolojiler, turizm ve kültür alanlarında yeni ortak projeler hayata geçirme konusunda anlaştılar. Özellikle enerji sektörünün gelecek vaadeden bir iş birliği alanı olduğuna dikkat çektiler. Gelecek yıllarda taraflar yaklaşık 1 milyar dolar değerindeki projeleri hayata geçirecek. Taraflar ayrıca Semerkant'ta yapılacak OTS zirvesi planı da dahil olmak üzere gelecekteki olaylar hakkında görüş alışverişinde bulundular.

  • Mirziyoyev ve İlham Aliyev iş birliğini genişletme konularını görüştüler

15 Eylül'de Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, ŞİÖ zirvesine katılmak üzere Semerkant'a gelen Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede Mirziyoyev, Azerbaycan halkıyla dostluk ve iş birliğine çok değer verdiğini kaydetti. Aliyev, Özbekistan'ın manevî ve kültürel mirasını paylaşan davet için Mirziyoyev'e teşekkür etti ve ülkeler arasındaki stratejik ortaklık ilişkilerinin üst düzeye ulaştığını kaydetti. Başkanlar, kültürel ve insanî ilişkilerin daha da güçlendirilmesinin önemini vurguladılar. Toplantıda, gelecekteki etkinliklerin planı Semerkant'taki OTS zirvesinin gündemi üzerinde anlaşmaya varıldı.

  • Özbekistan ve Çin 15 milyar dolarlık anlaşma imzaladı

Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile Semerkant'ta bir araya geldi. Taraflar, e-ticaretin geliştirilmesi de dâhil olmak üzere ticarî ve ekonomik iş birliğinin daha da genişletilmesinin yanı sıra özellikle otomotiv endüstrisi, yeşil enerji, tarım ve altyapı geliştirme gibi alanlarda çığır açan endüstriyel iş birliği projelerinin uygulanmasının önemine dikkat çekti. Görüşmede taraflar ticaret, yatırım, mâli ve teknik iş birliği alanlarında öncelikli projelerin uygulanmasına ilişkin toplam 15 milyar dolarlık anlaşmalar imzaladılar.

  • Şevket Mirziyoyev, Xi Jinping'e "Üst Düzey Dostluk" nişanı verdi

Özbekistan'ın en yüksek devlet ödülü olan "Oly Darajali Dustlik" Nişanı'nın Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'e teslim töreni Semerkant'ta yapıldı. Mirziyoyev, Xi Jinping'in kapsamlı stratejik ortaklık ilişkilerine katkıda bulunduğunu, güveni ve karşılıklı anlayışı güçlendirdiğini, ekonomik, kültürel ve insani bağları genişlettiğini vurguladı. Çin liderinin ortak çabaları ve özel ilgisi nedeniyle ülkeler arasındaki ilişkilerin üst düzeye ulaştığı, dinamik bir ton kazandığı kaydedildi.

  • Şevket Mirziyoyev, Semerkant'ta Vladimir Putin ile bir araya geldi

Özbekistan ve Rusya Cumhurbaşkanları ikili ilişkilerin daha da güçlendirilmesi konularını görüştüler. Taraflar, son yıllarda Özbekistan ile Rusya arasındaki çok yönlü ortaklığın eşi görülmemiş bir düzeye ulaştığını belirttiler. Bölgeler arasındaki doğrudan ilişkiler, iş birliğinin genişletilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Yılın ilk yarısında iki ülke arasında yaklaşık 50 ziyaret gerçekleşti.

  • Şanghay İş birliği Örgütü Üye Ülkeleri Semerkant Zirvesinde 44 belge imzaladı

Bugün, Şanghay İş birliği Örgütü Devlet Başkanları Konseyi'nin Semerkant şehrinde bir toplantısı yapıldı. Toplamda 44 olmak üzere rekor sayıda anlaşma, kavram, program ve diğer kararlar kabul edilmiştir. Alınan Bazı Önemli Kararlar:

  1. ŞİÖ Üye Devletlerinin uzun vadeli iyi komşuluk, dostluk ve iş birliği antlaşması hükümlerinin uygulanması için 2023-2027 için kapsamlı eylem planı.

  2. Üye devletlerinin birbirine bağlılığın geliştirilmesi ve verimli ulaşım koridorlarının oluşturulması.

  3. ŞİÖ üye devletlerinin karşılıklı anlaşmalarında ulusal para birimlerinin payında kademeli artış için yol haritası.

  4. ŞİÖ Sekreterliği ile Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür (UNESCO) arasında Mutabakat Muhtırası imzalanması.

  5. ŞİÖ üye devletlerinin hükümetleri arasında turizm alanında iş birliği anlaşması.

  6. ŞİÖ üye ülkeleri arasında hizmet ticareti alanında iş birliği çerçevesi.

  7. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı alanında ŞİÖ ülkeleri arasında iş birliği programı.

  8. ŞİÖ üye devletlerinin yapay zekanın geliştirilmesine ilişkin İş birliği Programı.

  9. ŞİÖ ve Arap Devletleri Ligi sekretaryaları arasında mutabakat.

  10. ŞİÖ Sekreterliği ile Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) arasında memorandum.

  11. ŞİÖ Sekreterliği ile Asya ve Pasifik Ekonomik ve Sosyal Komisyonu (ESCAP) ve diğer belgeler arasında memorandum.


 

TÜRKMENİSTANTürkmenistan bayrağı

•           Türkiye ile uçuşların yeniden başlamasının ardından İstanbul'a ilk uçuş Aşkabat'tan başladı.

Türkmenistan Havayolları'nın uçuşların yeniden başlamasının ardından 5 Ekim 2022 günü ilk uçak Aşkabat'tan İstanbul'a gerçekleşti. Boeing 737-800 tipi uçak Türkmenistan'ın başkentinden Aşkabat saatiyle 18:40 sularında havalandı. T5 0921 sefer sayılı uçak yerel saatle 20:40'ta İstanbul'a indi. Pazartesi, çarşamba, cuma ve pazar günleri Aşkabat'tan İstanbul'a düzenli uçuşlar gerçekleştirilecektir. Türkiye'den Türkmenistan'a ters istikamette giden uçaklar, Türkmenbaşı Havalimanı’na dönecek.

•           Kazakistan, Türkmenistan ile Hazar Denizi sınırındaki anlaşmayı onayladı

TASS'ın bildirdiğine göre, Kazakistan Meclisi bugün Türkmenistan ile Kazak-Türkmen devlet sınırının sınırlandırılmasına ve Hazar Denizi'ndeki balıkçı bölgelerinin bitişik bölümlerinin sınırlandırılmasına ilişkin bir anlaşmanın onaylanmasını onayladı. Mazhililer tarafından onaylandıktan sonra, Kazakistan ile Türkmenistan arasındaki anlaşma Kazakistan Senatosu'nun değerlendirmesine sunulacak. Kazakistan'ın güneydeki devlet sınırının sınırlandırılması sürecini tamamlayacak olan anlaşmanın, Hazar Denizi'ndeki devlet sınırlarını kıyı devletleri arasında yasal olarak sabitleyen tarihteki ilk belge olacak.

•           Türkmenistan Devlet Başkanı, Dışişleri Bakanına Basra Körfezi ülkeleriyle iş birliğini geliştirme talimatı verdi

Cumhurbaşkanı Serdar Berdimuhamedov, Başbakan Yardımcısı Dışişleri Bakanı Raşid Meredov'a Basra Körfezi ülkeleriyle iş birliğini geliştirmeye yönelik sistematik çalışmaya devam etme talimatı verdi. Tarafsız Türkmenistan gazetesinin bugünkü haberine göre, Bakanlar Kurulu toplantısında ilgili talimatlar verildi. Devlet başkanına göre tarafsız Türkmenistan, Basra Körfezi ve genel olarak Orta Doğu devletleriyle daha etkili etkileşimi hedefliyor. Bunun için ekonomi, ticaret ve yatırım, enerji, ulaşım, iletişim ve lojistik, sanayi ve altyapı, insani ve kültürel bağlar gibi güncel alanlarda sağlam bir potansiyel ve geniş beklentiler var.


 

BALKAN TÜRKLERİ

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan Balkan turunda

Bosna Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan’ı kapsayan Balkan turunun ardından yurda dönen Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla geziye dâir önemli bilgiler verdi. "Geçmişte kader birliği yaptığımız, ortak tarihi ve coğrafyayı paylaştığımız, beşerî ve kültürel bağlarımızın olduğu Balkanlardaki kardeşlerimizin her zaman yanındayız." değerlendirmesinde bulundu. Geniş katılımlı ve önemli bürokratların bulunduğu programa Çavuşoğlu ve Soylu olmak üzere birçok bakan ve üst düzey bürokrat eşlik etti.

Ziyarete ilk olarak Saraybosna’dan başlayan grup, Bosna Hersek Devletince özel bir karşılama töreni ile kabul edildi. İnşâsı Türkiye tarafından tamamlanan Bosna Hersek İslam Birliğinin yeni binası ziyaret edilerek ülkenin dört bir yanından gelen din adamlarıyla görüşmeler gerçekleştirildiği yapılan açıklamalarda yer aldı.

Ziyaretin en dikkat çeken kısmı ise ikinci durak olan Sırbistan oldu. Ekonomik ve diplomatik temasların günden güne olumlu seyrettiği Sırbistan’da Türk kafilesi, Cumhurbaşkanı Vucic tarafından özel protokolle karşılandı. Yapılan açıklamalarda ekonomik ve politik iş birliğinin en kısa sürede katlanarak artması yönünde ifadeler sunuldu. Ayrıca Türk nüfusun yoğun yaşadığı Yenipazar ve Sancak bölgesine duyulan ilgi ve destek açıklamaları da Türk yetkililer tarafından tekrar edildi.

Ziyaretin son durağı Hırvatistan’da Cumhurbaşkanı Milanoviç ve Başbakan Plankoviç’le ikili ve heyetler arası görüşmelerin gerçekleştirildiği aktarılarak ikili ilişkilerin güçlendirilmesine yönelik mutabakata varıldığı paylaşıldı. Ayrıca yapılan bu ziyarette TİKA’nın desteği ile Sisak şehrinde yaptırılan cami ve İslam Kültür Merkezi’nin açılışı da Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirildi.

  • İçişleri Bakanı Soylu Göç Diyaloğu Konferansında

Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da düzenlenen 2. Göç Diyaloğu Konferansı’na katılan Soylu, Avrupa kadar Türkiye'nin de kendi iç dengeleri olduğunu söyleyerek "İngiltere bize teklifte bulundu. Resmen bulunamıyor da bize gelen göçmenlerin bir kısmını size gönderelim . Biz sizin göçmen deponuz muyuz? Biz Avrupa'nın göçmen deposu muyuz? Biz insanî olarak bugüne kadar her türlü adımı attık." dedi. Ayrıca Türkiye'nin, sorunun kaynağında göçe kaynaklık eden ülkelerde çözüme yönelik politikasının devam ettiğine işaret eden Soylu, "Biz Afganistan'da Taliban iş başındayken iyilik trenleri gönderiyoruz. Oradaki insanların kışın donmaması, gıda eksikliklerinin olmaması, hayatlarının devam edebilmesi için. Peki bunu sadece biz mi yapmalıyız? Bütün dünya bu konuda 50 bin dolarlık, 60 bin dolarlık kişi başına gelir seviyesi olup burada ölü numarası yapan ülkeler bunları gerçekleştirmemeli mi?" diye konuştu.

  • Anadolu Ajansı, Uluslararası Belgesel Film Festivalinde

Anadolu Ajansının, Global İletişim Ortağı olduğu ve Al Jazeera Balkanlar tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen Al Jazeera Balkans Uluslararası Belgesel Film Festivali, Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da düzenlenen ödül töreniyle sona erdi. Bu yıl dokunaklı insan hikayelerinin anlatıldığı festivalde “AJB Ana Ödülü”, 7 torununu Suriye’de kapatıldıkları DAEŞ kampından kurtarmaya çalışan bir adamın hikayesini anlatan Gorki Glaser Müller’in “Düşmanın Çocukları” (Children of the Enemy) isimli belgeseline verildi. Festival Direktörü Edhem Foco, festivalin beklediklerinden çok daha iyi geçtiğine işaret ederek, “Seyirciyi kurguya değil de gerçek olaylara çekmek kolay değil. Biletlerin kapalı gişe satılması ve insanların bu konulara ilgi göstermesi bizi şaşırttı.” dedi. Bosna Hersek’te 9-13 Eylül’de düzenlenen AJB DOC kapsamında, dünyanın farklı kesimlerinden ve bölge ülkelerinden 12’si yarışma kategorisinde olmak üzere 25 belgesel, sinemaseverlerin beğenisine sunuldu.

  • Arnavutluk’ta Türkoloji Kongresi düzenlendi.

Türkiye Maarif Vakfına bağlı olan Tiran New York Üniversitesince başkent Tiran’da “Balkanlarda Türkçe Öğretimi ve Türkoloji Uluslararası Sempozyumu” yapıldı. Tiran New York Üniversitesi Balkan Araştırmaları Merkezi, bölge ve Türkiye’den üniversiteler ve kurumların iş birliğince düzenlenen sempozyum, Balkanlar’da Türkçe öğretimi ve Türkoloji alanlarında çalışma yapan ulusal ve uluslararası paydaşları Arnavutluk’ta buluşturdu. Türkçe öğretimi ve Türk dili edebiyatı alanlarında Balkanlar’a yönelik çalışan bilim insanlarını bir araya getirerek bu alanlardaki temel güncel sorunları tespit etmeyi, bu sorunlara çözüm önerileri sunmayı ve bu alandaki bilimsel araştırmaları değerlendirmeyi amaçlayan sempozyumda, Türkçe öğretimi ve Türkoloji ile ilgili çeşitli konulardaki bildiriler tartışıldı. Tiran Üniversitesi’nin ev sahipliğinde İstanbul, Trakya, İstanbul Medeniyet, Gaziantep ve Uluslararası Balkan Üniversitesinin paydaşlığını yaptığı sempozyum, Balkanlar’da Türk edebiyatı, eserler, yayınlar ve kişiler üzerine henüz üzerinde çalışma yapılmamış konuları ortaya çıkarmayı hedeflediği ifade edildi.

  • Belgrad’da Sırbistan-Türkiye İşbirliği Forumu düzenlendi

Vucic, başkent Belgrad'daki Sırbistan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlenen forumda, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinin önemi hakkında konuştu. İkili ilişkilerde güvenin önemini vurgulayan Vucic, bu güvenin Sırbistan'daki Türk yatırımcıların ve Türkiye'deki potansiyel Sırp yatırımcıların kendilerini "evlerinde gibi" hissetmeleri adına önemli olduğunu vurguladı. Vucic, Türk şirketlerinin, Sırbistan'daki yatırımlarının Sırbistan'ın gayri safi yurtiçi hasılasının artmasına yardımcı olduğunun altını çizerek "Sırbistan'daki Türk şirketlerinde 10 bin kişi istihdam edildi." dedi. Türk yatırımcıları ülkeye çekmeye devam etmenin çok önemli olduğunu belirten Vucic, bütün alanlarda birlikte çalışarak Türkler ve Sırplar arasında güven inşâ edilebileceğini söyledi. Vucic, iki ülke arasındaki olumlu ilişkilerle insanların kalpleri arasında da bağlar oluşturulduğunu da kaydetti. Sırbistan'a verdiği destek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür eden Vucic, "İş forumundaki tüm Türklere 'hoş geldiniz' demek istiyorum burada evinizde gibi hissedebilirsiniz." diye konuştu. Vucic, Türk yatırımcılara Sırbistan'ı ziyaret etmeleri yönünde çağrıda bulunarak, "Yaşasın Sırbistan-Türkiye dostluğu." ifadesini kullandı.

  • TİKA’dan Kuzey Makedonyalı çiftçilere destek

Türk İş Birliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığınca Kuzey Makedonya’nın doğu bölgesinde bulunan Konçe Belediyesi’nde “Sürdürülebilir Tarım – Tarımsal Ekipman Desteği Projesi” teslim töreni düzenlendi. Törene, TİKA Üsküp Koordinatörü Halim Ömer Söğüt ve Konçe Belediye Başkanı Zlatko Ristov’un yanı sıra bölgeden çiftçiler ve yetkililer katıldı. TİKA Üsküp Koordinatörü Söğüt, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, TİKA’nın farklı alanlarda proje gerçekleştirdiğini, bunların içinde tarım ve kırsal kalkınmayı desteklemenin özel bir alan olduğunu söyledi. Tarım ve hayvancılık anlamında arıcılığın geliştirilmesi, meyve fidancılığının geliştirilmesi noktasında ceviz yetiştiriciliği, çilek yetiştiriciliği gibi alanlarda da projeleri hayata geçirdiklerini dile getiren Söğüt, bu projelerin başarılı olması ve üreticilerin gelirlerinin artmasının kendilerini mutlu ettiğini vurguladı. Konçe Belediye Başkanı Ristov da TİKA’nın motokültivatör ve diğer tarım ekipmanı desteğinde bulunduğunu anımsatarak, yapılan hibeden dolayı TİKA’ya teşekkür etti. TİKA bu kapsamda Kuzey Makedonya’nın İştip, Demir Kapı, Konçe, Valandova, Köprülü, Negotin, Bosilovo, Vasilevo, Gostivar bölgelerinde üretim alanlarının artırılması ve üretim teknolojisinin geliştirilmesi için 1000 çiftçinin ortak kullanacağı 20 adet toprak işleme motokültivatörü ve 20 adet zirai ilaçlama makinesi hibe etti.

  • Kuzey Makedonya bağımsızlığının 31. Yıldönümünü kutluyor.

Eski adıyla Makedonya, 1990'lı yılların başında eski Yugoslavya'daki siyasî ayaklanmalar ve çatışmalar sonucu bağımsızlığını ilan etti. 8 Eylül 1991'de düzenlenen bağımsızlık referandumunda halkın % 95,3'ü "bağımsız Makedonya" için oy kullandı. Bağımsızlık ilanının ardından başta Türkiye ve Bulgaristan olmak üzere pek çok ülke Makedonya'nın bağımsızlığını tanıdıklarını açıkladı. Bağımsız Makedonya'nın ilk Cumhurbaşkanı Kiro Gligorov olurken ülke, 26 Nisan 1992'de de kendi para birimi dinara kavuştu, aynı yılın ağustos ayında da kendi ordusunu kurdu. Makedonya, 8 Nisan 1993'te Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda yapılan oylamada oy birliğiyle BM üyeliğine kabul edilse de güney komşusu Yunanistan'ın itirazı sonucu geçici referans olarak "Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya" adıyla üyeliğe alındı.

  • Türkiye ile diplomatik ilişkilerin 30. yılı

Kuzey Makedonya, bu yıl 26 Ağustos'ta Türkiye ile diplomatik ilişkilerinin tesisinin 30. yılı kutladı. Bu kapsamda iki ülke dışişleri bakanlıkları tarafından ortak bir yazılı açıklama yayımlanarak, diplomatik ilişkilerin tesis edilmesinin 30. yılı vurgulandı. İki ülke arasındaki bağın sadece diplomatik ve ekonomik olmadığı, iki ülke halkının tarihi, kültürel ve gönül bağı bulunduğu ifade edilerek bu bağların güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı.

  • Zulmün duyulmayan yüzü Batkoviç kurbanları anıldı.

Bosna Hersek’teki savaş döneminde ülkenin ilk açılan ve en son kapanan toplama kampı Batkoviç’te işlenen savaş suçları, işkence ve cinayetlerin kurbanları, zulmün 30. yılında anıldı.

Bosna Hersek’in Bijelina Şehri yakınlarında 1 Nisan 1992 tarihinde bir buğday ambarında açılan toplama kampı, savaşı sona erdiren Dayton Barış Antlaşmasının imzalanmasının ardından, 1996 yılı ocak ayında kapatıldı. Ölüm kampından savaş boyunca 40 bin kadar Boşnak, Hırvat, Roman ve Sırp olmayan diğer milletlerden sivil geçti. Anma programı, Bijeljina – Janja Toplama Kampı Mağdurları Derneği ile Bijeljina İslam Birliği Meclisi tarafından tertiplendi. Bosna Hersek’teki Toplama Kampı Mağdurları Birliğinin verilerine göre, 1992-1995 yılları arasında, toplam 657 toplama kampı kuruldu. Yaklaşık 200 bin sivilin esir tutulduğu bu ‘ölüm’ kamplarında 30 bine yakın insan öldürüldü, yaklaşık 25 bin kadın ve erkek tecavüze uğradı.


 

BATI TRAKYA

 

  • Yeni müftü Mustafa Trampa oldu.

Batı Trakya’nın İskeçe İli genelinde Batı Trakya Türk azınlık tarafından müftü seçimi yapıldı. Seçim sonuçlarına göre İskeçe’nin yeni Müftüsü Mustafa Trampa oldu. 9 Eylül 2022 Cuma günü İskeçe İlinde 83 camide çok yoğun bir katılımla gerçekleşen seçimlerde %65 4.750 oy alan Mustafa Trampa, yeni İskeçe seçilmiş Müftüsü oldu. İkinci aday olan Mustafa Kamu ise %35 2.570 oy alarak seçimi ikinci sırada tamamladı. Müftülük binası yanında bulunan Atik Camii’nde birlik beraberlik mesajlarının verildiği törende din adamlarının katılımıyla tekbirlerle cüppe ve fesi takan Mustafa Trampa resmen İskeçe Müftüsü olarak göreve başladı.

  • Avrupa Konseyi Irkçılık ve Hoşgörüsüzlükle Mücadele Komisyonu (ECRI), Yunanistan’la ilgili 6. ülke raporunu yayımladı.

ECRI’nin Kasım 2021’de Yunanistan’a yaptığı ziyaretin ardından hazırladığı 6. Ülke Raporu, Yunanistan’da Mart 2022’ye kadar olan gelişmeleri içeriyor. ECRI, devam eden eşitsizlikler ve polislik faaliyetlerindeki ırkçılıkla ilgili endişeli olduğunu ifade etmiştir. Yunanistan’daki eşitlik birimi olan Kamu Denetçisi ’nin (Ombudsman) mahkemede ayrımcılık veya hoşgörüsüzlük mağdurlarına yasal temsil sağlama, stratejik davaları takip etme veya vakaları mahkemelere taşıma yetkinliğinden hala yoksun olduğunun belirtildiği ECRI raporunda, ülkede sıklıkla görülen nefret söyleminin zaman zaman politikacılar ve hatta devlet görevlilerinden de geldiğine dikkat çekiliyor. Raporda, Yunan polisi tarafından toplanan istatistiklere göre 2020’de 51 nefret söylemi vakasının yaşandığını, bunun 34’ünün çevrim içi gerçekleştiği not edilerek, Yunanistan’da nefret söylemine dair çok az sistematik veri toplamanın olduğunu kaydediliyor. ECRI Yunanistan’a, çevrimiçi dahil nefret söylemi vakaları için kamuoyunu bilinçlendirme kampanyaları eşliğinde kapsamlı bir izleme sistemi oluşturmasını tavsiye ediyor. Türk azınlığa karşı haksız uygulamaların gerçekleştirildiği Yunanistan’dan şimdiye kadar herhangi bir açıklamanın gelmemesi de raporun doğruluğunu kuvvetlendirmektedir.

  • ABTTF, AGİT konferansına katıldı.

Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu, Batı Trakya Türk toplumunu temsilen 28-29 Eylül 2022 tarihlerinde Polonya’nın başkenti Varşova’da yapılan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) İnsani Boyut Konferansı’na katıldı. “Din veya inanca dayalı olanlar dahil ırkçılık, yabancı düşmanlığı, ayrımcılık ve hoşgörüsüzlük” başlıklı oturumunda konuşan ABTTF, Yunanistan’da Batı Trakya Türk toplumunun antlaşmalarla teminat altına alınan dini özerkliğine yönelik sistematik ihlâllerin sürdüğünü kaydetti. Yunan Devleti’nin, Batı Trakya Türk toplumunun seçtiği müftüleri tanımadığını ve Batı Trakya’da devlet tarafından atanmış müftüler ve seçilmiş müftüler olmak üzere ikili bir yapının olduğunu belirten ABTTF, Türk toplumunun seçtiği müftülerin dinî sembolleri yasadışı kullandıkları gerekçesiyle yargılandığını ve hapis cezasına çarptırıldığını da ifade etti.

  • Türkiye’den Batı Trakya çıkışı

Türkiye, Lozan Antlaşması kapsamında azınlık olarak tanımlanan gayrimüslim grupların Türkiye’de kendine ait kurumları olduğunu ancak Yunanistan’ın Batı Trakya Türk azınlığına karşı tutumunun çağdaş azınlık hakları standartlarını ihlal ettiğine vurgu yaptı. Türkiye’de yaşayan Rum azınlığın Hristiyan azınlık olarak anılmak yerine Rum azınlık olarak anıldığını ifade eden Türkiye, Batı Trakya’daki Türk azınlığın aynı hakkı elde edememesini şaşkınlıkla karşıladığını ifade etti.

  • TBMM Başkanı Şentop, Balkan Turu’nda.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un, bir grup milletvekili ile çıktığı Balkan ülkeleri ziyaretleri programının ilk durağı Batı Trakya oldu. Şentop, bir grup milletvekili ile çıktığı Balkan ülkeleri ziyaretleri programının ilk durağı Gümülcine oldu. Başkan Şentop ve beraberindeki heyet ilk olarak Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif’i makamında ziyaret etti. Müftü İbrahim Şerif başta olmak üzere din adamlarından oluşan geniş bir grup Şentop’u Müftülük binası önünde karşıladı. Daha sonra Müftü Şerif ile Şentop Müftülük makamına geçerek bir süre görüştü. Yapılan ikili görüşmelerin ardından geçtiğimiz aylarda vefat eden İskeçe Müftüsü Ahmet Mete’nin mezarı ziyaret edildi. Burada Batı Trakya Türklüğünün Türkiye Türklüğünden ayrı düşünülemeyeceğini ifade eden Şentop, yapılan ayrımcılıklarla ilgili önemli mesajlar verdi. İskeçe Müftüsü Mustafa Trampa da bugünkü ziyaretlerin bayram havası yaşattığını ifade etti. Başkan ve beraberindeki heyet mezarlık ziyaretinin hemen ardından İskeçe Türk Birliğini ziyaret ederek Ozan Ahmetoğlu tarafından ilgiyle karşılandılar. Ozan Ahmetoğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu uygulama nedeniyle aleyhine karar vermesine rağmen Yunanistan’ın AİHM kararını uygulamadığını ifade etti. Yunanistan vatandaşları olarak bu ülkeye sevgi ve saygıyla bağlı olduklarını belirten Ahmetoğlu, “Ancak bizler de kendi kimliğimize, Türklüğümüze, Müslümanlığımıza da saygı bekliyoruz. Kimliğimizin inkâr edilmesi bizleri derinden yaralıyor.” dedi.

  • İskeçe milletvekili Hüseyin Zeybek, İskeçe’den yayın yapan yerel TV’de canlı yayınlanan “Anihti Grami (Açık Hat)” programına telefonla bağlanan bir izleyici tarafından ölümle tehdit edildi.

Konuyla ilgili olarak Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habip Oğlu da yaptığı açıklamada, “ABTTF olarak milletvekilimiz Hüseyin Zeybek’in alenen ölümle tehdit edilmesini şiddetle kınıyoruz.” ifadelerini kullandı. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığının Twitter hesabı üzerinden yapılan paylaşımda konuyla ilgili Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu’nun açıklamasına yer verilerek “Tüm tehditlere ve baskılara rağmen, insan hakları ve özgürlük mücadelesinden vazgeçmeyen Batı Trakya Türk Azınlığının arkasındayız.” dedi. ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu konuya ilişkin açıklamasında şu ifadelere yer verdi: Konuyla ilgili olarak “Avrupa’da yaşayan Batı Trakya Türklerinin temsilcisi ABTTF olarak milletvekilimiz Hüseyin Zeybek’in alenen ölümle tehdit edilmesini şiddetle kınıyoruz. Ülkemizin savcılarını göreve davet ediyor, olayın ivedilikle soruşturulmasını ve fâillerin hak ettikleri cezaya çarptırılmalarını bekliyoruz. Ülkemizde son dönemde siyaset ve medyada Batı Trakya Türk toplumuna karşı giderek artan nefret söylemi ve toplumumuzun temsilcilerinin hedef gösterilmesinin sonucu olarak bu vahim olay yaşanmıştır.” beyanında bulundu. 

  • İstanbul Zeytinburnu İlçe Belediye Başkanı Ömer Arısoy ve beraberindeki heyet 23-24 Eylül tarihlerine Batı Trakya’da bir dizi temaslarda bulundu.

Başkan Ömer Arısoy ve beraberindekiler Batı Trakya temaslarına 23 Eylül Cuma sabahı Türkiye’nin Gümilcine Başkonsolosu Murat Ömeroğlu’nu ziyaret ederek başladılar. Ardından İskeçe’ye geçen heyet burada ilk olarak Şahin Köyü’ne geçerek Cuma namazını Şahin Karacaahmet Camii’nde millettaşlarla birlikte eda ettiler. Namaz sonrası Şahin Eğitim ve Kültür Derneği tarafından ağırlanan misafir heyet Şahin Karaacahmet Kültür Merkezi’nde Şahinli millettaşlarımızla kucaklaştılar.


 

DOĞU TÜRKİSTANDoğu Türkistan Cumhuriyeti - Vikipedi

  • Doğu Türkistan’da açlık soykırımı yapılıyor.

Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği, Doğu Türkistan’da son günlerde gerçekleşen insan hakları ihlâllerine dâir özet raporunu yayınladı. Raporda ‘Sıfır Kovid’ uygulaması kapsamında Uygur Türklerinin evlerinde açlığa mahkûm edildiği ve ÇKP (Çin Komünist Partisi) rejiminin bölgede tam bir ‘Açlık Soykırımı’ politikası yürüttüğüne yer verildi. Urumçi, Kaşgar ve Gulca şehirlerinde uygulanan ‘Sıfır Kovid’ sürecinde bölgede yaşayanların şehirlerarası seyahat etmeleri yasaklandı. Okullarında tatil edildiği bu bölgelerde toplu taşıma hizmetleri de durduruldu. Şehirlerde acil servisler dahi hiçbir sağlık hizmeti verilmedi. Bölgede yaşayan Uygur Türklerinin evlerinin kapısı kaynakla kapatılmak suretiyle ya da zincirlenerek evlerinden çıkmaları engellendi. Şehre yiyecek temininin yapılmadığı bu sebeple Uygur Türklerinin evlerinde açlığa mahkûm edildiği görüldü. Yaşanan bu sözde “karantina” uygulaması zulme dönüştü ve bu ağır şartlar sebebiyle 22 kişinin hayatını kaybettiği öğrenildi. Karantina bölgesine son bilgilere göre Korla kenti de eklendi.

Dernek tarafından yayınlanan raporda Türkiye Cumhuriyeti yetkililerine de seslenildi.  “Türkiye Cumhuriyeti Devleti başta olmak üzere uluslararası toplum bu duruma ses çıkarmaz ve Çin’in toplu imha politikalarını açığa çıkarmazsa çok sayıda masum insanın hayatlarını kaybetmesi kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır” çağrısında bulunulan raporun, Türk yetkililerce cevapsız bırakılmamasını temenni ediyoruz.

  • Doğu Türkistan’da tarih katlediliyor.

Yıllar içerisinde birçok tarihî yapıya zarar veren ve yok etmeyi hedefleyen ÇKP hükümeti Doğu Türkistan’ın kültür varlıklarını harap etmeye ve ‘Kültür Soykırımı’ yapmaya devam ediyor. “Kültür Soykırımı’na” bir yenisi daha eklendi. Doğu Türkistan’ın Kumul vilayetinde bulunan tarihi Kara Şehir bölgesindeki bir türbenin dış cephesi ve iç mimarisindeki hasar bir turistin videosu ile ortaya çıktı. Daha önceki tahribat ve yok etme çalışmalarıyla son 5 yılda 10.000 mabet, cami, mezarlık ve türbenin yok edildiği tespit edildi.

  • Dışişleri Bakanlığından Doğu Türkistan açıklaması

Birleşmiş Milletler’in (BM) hazırladığı ve geçen ay yayınlanan ‘Çağdaş Kölelik Biçimleri ve Sonuçları’ raporunun ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, konuyla ilgili açıklama yaptı. (İslam İşbirliği Örgütü’nün New York’taki Koordinasyon Toplantısında konuşmasını gerçekleştiren Çavuşoğlu,  İslam dünyası  ve  mazlum  Müslüman toplulukların içinde bulunduğu sorunları dile getirdi. Konuşması esnasında Doğu Türkistan’da unutmadı. Çavuşoğlu açıklamasında “Biz tekrardan Uygur Türkleri, Arakanlı Müslümanlar, Keşmirli kardeşlerimiz ve aynı zamanda dünyanın her tarafında adaletsizlikle karşılaşan Müslüman camiasıyla dayanışmamızı tekrar dile getirmek istiyoruz. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin 31 Ağustos 2022’de yayımlamış olduğu son Uygur raporunun, Çin’in Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygur Türklerine karşı yapılan insan hakları ihlâllerini açık şekilde ortaya koymuştur.  Uygur İnsan hakları raporu aynı zamanda uluslararası camia için de çok önemli tavsiyeler barındırmaktadır. Uygur Türkleri başta tüm mazlum Müslümanlara yönelik adaletsizliklere karşı müşterek ses olmamız gerekir.” sözlerine yer verdi.

  • Erdoğan ve Muhalefet Partilerinden Doğu Türkistan Sesleri

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulunun 77. dönem toplantısına katıldı. Toplantıda Doğu Türkistan meselesini de dile getiren Erdoğan “Müslüman Uygur Türklerinin temel hak ve özgürlüklerinin korunması hususunda hassasiyet gösteriyoruz.” ifadesini kullandı.

Doğu Türkistan meselesi ve yaşanan zulme Türkiye’deki muhalefet partileri de sessiz kalmadı. Milliyetçi Hareket Partisi’nin lideri Devlet Bahçeli, Hür Doğu Türkistanlılar Derneği yönetim kurulunu ağırladı. Ziyaret sonrasında “Doğu Türkistan davası doğru ve emin ellerde. Milliyetçi Hareket dün olduğu gibi bugünde yarında bu davanın takipçisi ve destekçisi olacak.” açıklamasını yapan Devlet Bahçeli, Uygur Türkü kardeşlerimizin yalnız olmadığını vurguladı.

Yayınlanan BM raporunun ardından İYİ Parti bir açıklama yaptı. Yayınlanan raporun zulmü apaçık ortaya koyduğunu ifade eden İyi Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, “Bu rapordan sonra ülkemizi yönetenler yine sessiz kalırlarsa zulme ortak olurlar. Biz İyi Parti olarak mazlum Doğu Türkistan halkının yanında olmaya devam edeceğiz.” sözleriyle açıklamasına devam etti.

Muhalefet cephesinin bir diğer aktörü Saadet Partisi ’de sessiz kalmadı. Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, rfa./Uyghur radyosundaki konuşmasında “Türk hükümetinin Uygur dramı  konusunda sessiz kalmasından dolayı Türk Milletinin bir üyesi  ve bir insan olarak  utanç duyduğumu  ifade ediyorum.” dedi.

  • Özbekistan Cumhurbaşkanı Çin liderine Dostluk Nişanı takdim etti.

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, Semerkant şehrinde Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ile bir araya geldi. Yapılan görüşmede iki ülke arasındaki bağların kuvvetlenmesi gerektiği ve bunun için gerekli adımların atılacağı vurgulandı. Görüşmenin ardından Mirziyoyev, Jinping’e Üst Düzey Dostluk Nişanı’nı takdim etti. Yaşanan samimiyet Doğu Türkistan davasının önde gelenleri tarafından hoş karşılanmadı. Türk’e yapılan zulmün ödüllendirildiği düşünüldü.

  • Guterres’ten Çin’e çağrı

BM Genel Sekreteri António Guterres, Çin’e çağrıda bulundu.  BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin 31 Ağustos’ta açıkladığı Uygur İnsan Hakları Raporunun Uygur Türklerine yönelik ağır insan hakları ihlâlleri içerdiği ve raporun tavsiye bölümüne dikkatle uyulması gerektiğini dile getirdi.

BM Genel Sekreterinin Sözcüsü Stephane Dujarric ise “BM İnsan Hakları Yüksek Konseyi’nce açıklanan Uygur İnsan Hakları raporu sayın Genel Sekreterin Çin’in Uygur bölgesindeki uygulamaları hakkında   uzun süreden beri ifade ettiği hususların; yani bölgede yaşayan Türk halklarının   insan haklarına uygun şekilde uygulamalar yapması ve Uygur Toplumunun dinsel, etnik ve kültürel haklarına saygı gösterilmesi gerektiği yolundaki endişelerini doğrulamaktadır.” açıklamasını yaptı.

  • Guma’da dezenfektan zehirlenmesinden 13 kişi hayatını kaybetti.

Doğu Türkistan’da “Sıfır Kovid” politikasıyla başlayan uygulamalara bir yenisi daha eklendi. ÇKP hükümetinin bölgedeki mahallelerde ilaçlama adı altında dezenfektan uygulaması yaptığı öğrenildi. Ancak dezenfektan uygulaması binlerce kişinin zehirlenmesine sebep oldu. İlaçlama sebebiyle rahatsızlanan ve zehirlenen 13 kişi ise hayatını kaybetti. Pervasızca yapılan bu uygulama ise akıllara birçok soru işareti getirdi. Daha öncede birçok uygulama ve deneyde Uygur Türklerini kullanan ÇKP hükümetinin yine böyle bir uygulamaya gittiği sanılıyor. Dünya Sağlık Örgütü ve BM İnsan Hakları Komisyonu’nun yaşanan olaylara sessiz kalmaması umuluyor.

  • ABD’de açlık grevi düzenlendi.

Uygur Türklerine yapılan “Sıfır Kovid” uygulaması ile de artış gösteren zulme bir protesto da ABD’den geldi. ABD’de yaşayan Doğu Türkistanlı Uygur Türkleri, Çin zulmünü protesto etmek amacıyla Washington’daki Beyaz Saray önünde açlık grevi başlattılar. Amerikalı Kongre Üyesi (Milletvekili) Chris Smith ile ABD’nin BM’deki eski Büyükelçisi Kelley Currie ise eylemcileri ziyaret ederek protestolarına destek verdi. Çin’in Uygur Türklerine yaptığı soykırımı durdurmak için her türlü girişim ve çalışmalarını sürdüreceklerini ifade ettikleri bildirildi.

  • Açlık soykırımına karşı yapılan gösterilerde 617 Uygur Türk’ü tutuklandı.

“Sıfır Kovid” politikasıyla başlayan “Açlık Soykırımı’na” karşı sokaklarda protestolar düzenlendi. Protestolar polis müdahalesi ile bastırılmaya çalışıldı. Gulca şehrinde 11 Eylül’de başlayan gösterilerde 617 kişinin tutuklandığı bilgisine ulaşıldı. Gulca Emniyet Müdürlüğünden bir yetkili  karantina şartlarını ihlal eden, sokağa çıkarak protesto gösterilerine katılan kişilerin en ağır şekilde cezalandırılacaklarını açıkladı.


 

GÜNEY AZERBAYCANDosya:Guney Azerbaycan bayragi.jpg - Vikipedi

  • Doğu Azerbaycan Valisi, Ermenistan’a bir ziyaret gerçekleştirdi.

1 Eylül’de ekonomik ve ticarî aktivistlerden oluşan bir heyetle birlikte Ermenistan’ı ziyaret eden Vali Zeynelabdin Razavi Khurram, İran ile Ermenistan arasında ortak bir teknoloji kampüsü kurulması gerektiğini ifade etti.

  • Urmu Gölü krizi hâlâ devam ediyor.

Geçtiğimiz aylardan beri devam eden Urmu Gölü krizinde, yetkililer tarafından hala etkili bir adım atılmadı. Bununla beraber yaşanan krizde önlem alınması için yapılan eylemler devam ediyor. Nitekim bu eylemlere destek verenlerden birisi de İran’daki bir futbol kulübü olan Traktör FC Takımı oldu. Takım taraftarları, oynanan maçlarda “Urmu Gölü can verir, meclis öldürülmesini emreder” gibi çarpıcı sloganlar attı. Ayrıca “Herkesin Türkçe bir medresesi olsun” gibi millî sloganlar da atıldı.

  • Tebrizli sporcu Karim İsmailzade tutuklandı.

 Doğal afetler karşısında etkilenen insanlara yardım etmesiyle ünlenen Tebrizli sporcu Karim İsmailzade, 2 Eylül’de güvenlik departmanı tarafından yerel şubeye çağrılmıştı. Sonra mahkemeye çıkarılan İsmailzade tutuklandı. Neden tutuklandığı hakkında bilgiye sahip olunamayan İsmailzade, ekim ayının ilerleyen günlerinde ise geçici süreliğine serbest bırakıldı. Son zamanlarda İran’da güvenlik güçlerinin sosyal medya aktivistlerine karşı baskıları arttırdığı ve tutuklamaların arttığı da dikkat çekmektedir.

  • Abbas Lisani’nin mahkûmiyeti hâlâ devam ediyor.

2019 yılından beridir Erdebil Hapishanesi’nde mahkûm bulunan, İran’da Türklerin ana dilde eğitim yapma gibi anayasal haklarını savunan Abbas Lisani ’nin mahkûmiyeti hâlâ devam ediyor. Abbas Lisani, geçtiğimiz günlerde sağlık iznindeyken öğrencilerle yaptığı bir görüşmede ulusal hareketin durumu hakkında açıklamalarda bulunmuştu. Özgürlük yolundaki temel direğin ‘ulusal bilincin yüksek tutulması’ gerektiğine inanan Lisani, bu görüşmede "Azerbaycan halkının inançlarına ve millî değerlerine saygı ilkesine dayalı mücadele sonucunda halkımız şüphesiz mutluluğu ve özgürlüğü bulacaktır." dedi.

  • 12 Şehrivar Beyannamesi’nin yıl dönümünde afişler ve broşürler dağıtıldı.

3 Eylül’de Tebriz’de ulusal aktivistler 12 Şehrivar Deklarasyonu’nun kabulünün 77. yıldönümü için afişler ve broşürler dağıttı. 3 Eylül 1945 tarihinde 47 kişi tarafından imzalanan 12 Şehrivar Beyannamesi, Azerbaycan Millî Hükümeti’ni kuracak olan Azerbaycan Demokratik Partisi’nin kuruluşunu ilân eden bir belge olarak geçmektedir.

  • Kaşkay Türkleri, İran Hükümet’i tarafından köylerinden sürüldü.

İran’ın güney ve orta bölgelerinde yaşayan Kaşkay Türkleri, son yıllarda sistematik bir baskı altında yaşamaktayken bu baskılara Eylül ayı içerisinde bir yenisi daha eklendi. Kaşkay Türklerinden Teymur Aşireti’nin bir kolu olan Doğanlı Aşireti, İsfahan’da yüzyıllarca yaşadıkları Doğanlı Köyü’nden ve otlaklarından kovuldu. İran Tarım Bakanlığı, bu hususta köyde kaçak yapılaşmayı bahane ederek 150 evin yıkılıp nüfusun başka bölgelere taşınmasına karar verdi.

  • Traktör FC Takımı İran’da en değerli dördüncü futbol takımı olarak seçildi.

Transfermarket’in verilerine göre bu takımın değeri 9 milyon Euro’ya ulaştı.

  • İran’ın, Türk devletlerine karşı göstermiş olduğu düşmanca tavır Eylül ayında bir kez daha aşikâr oldu.

İran Kürdistan Demokrat Partisi’nin istekleriyle Türkiye sınırındaki Azerbaycan eyaleti Nahçıvan’ın bazı bölgelerine PKK bayrakları ve diğer semboller asıldı. Söz konusu parti, İran Devleti’ne muhalif gibi görünse de Türk devletlerine karşı İran rejimiyle iş birliği içerisine girmektedir.

  • Erdebilli Şair Memarî hayatını kaybetti.

Erdebilli şair ve Uzman Doktor Yusuf Memarî, 5 Eylül’de hayatını kaybetti. Fars edebiyatının birçok eserini Türkçeye çeviren ve Türkçe şiirleriyle bilinen Memarî, aynı zamanda göz doktoruydu.

  • Azerbaycanlı büyük şair Şehriyâr’ın ölümünün üzerinden 34 yıl geçti.

Yılların geçmesine rağmen şiirleri eskimeyen İran Türklüğünün kültür hayatında önemli bir yere sahip olan Şehriyâr, 18 Eylül 1988 tarihinde Tahran’da vefat etmişti.

  • Urmiye Gölü eylemlerine katılanlar gözaltına alındı.

Urmiye Gölü ile ilgili genişleyen eylemlere katılan bir grup kültür ve çevre aktivisti, 17 Eylül’de barışçıl bir protesto düzenlemiş ve akabinde gözaltına alınarak tutuklanmışlardı. Aktivistlerin ertesi gün serbest kaldığı ama aileleri tarafından gözaltına alındıkları yerlerde dövüldükleri iddia edildi.

  • Mahsa Amini’nin ahlak polisleri tarafından öldürülmesi ülkede geniş çaplı eylemlere yol açtı.

16 Eylül’de İran’ın başkenti Tahran’da hayatını kaybeden Mahsa Amini’nin öldürülmesi, İran’da geniş çaplı eylemlerin çıkmasına sebep oldu. Başörtüsü kurallarına uymadığı nedeniyle gözaltına alınan Mahsa Amini’nin ahlak polisleri tarafından dövülerek öldürüldüğü iddia edildi. Nitekim Amini’nin kardeşi Kiaresh, kardeşinin bacaklarında morluklar olduğunu ifade etti. Ölümünün ardından İran’da geniş çaplı protesto hareketleri ortaya çıktı. Eylemciler “yaşam, özgürlük” sloganlarıyla yürüyüşler düzenledi. Protestolar özel polis güçleri tarafından çok sert olarak bastırılmış olsa da eylemler gün geçtikçe şehirden şehre yayılmaya başladı. Bazı İranlı kadınlar protestolar kapsamında saçlarını kesti. Eylemler aynı zamanda sosyal medya mecralarında da yer aldı. Nitekim Twitter üzerinden “#MahsaAmini” hastagiyle atılan tweet sayısı 5,1 milyonu aştı. Ayrıca eylemlerde çok sayıda kişinin de İran polisinin sert müdahaleleri sonucu öldürüldüğü de bilinmektedir. Protestoların genişlemesi üzerine Tahran yönetimi interneti kesmişti. Buna karşılık ABD, yaptırımlarını gevşeterek İran halkına uydu tabanlı internet sağlamaya başladı. Elon Musk, internet erişimi sağlayabilmek için Starlink sistemini devreye soktuklarını ifade etti.


 

IRAK TÜRKLERİ

  • Türkmen kenti Kerkük, Peşmergeye peşkeş çekiliyor!

Irak’ta hükümeti kurma görüşmelerinde Kerkük pazarlık konusu yapıldı. Türkmenlerin yok sayılacağı hükümette Peşmerge’nin Kerkük’e dönüşüne izin vermesi bekleniyor.

Irak’ta Mukteda es-Sadr’a bağlı milletvekillerinin istifasıyla başlayan hükümet krizinin çözülmesi için yürütülen görüşmelerde Barzani’nin partisi KDP’ye, Peşmerge’nin Kerkük’e geri dönmesinin vâdedildiği bildirildi. Türkmen gazeteci Mustafa Kemal Yılmaz’ın aktardığına göre İran destekli partilerin yer aldığı, başını Fetih Koalisyonu’nun çektiği Koordinasyon Çerçevesi adlı ittifak, Barzani ile anlaşmaya vardı. Hükümetin kurulması için Koordinasyon Çerçevesi ve KDP arasında yapılan anlaşmaya ilişkin yapılan duyuruya göre hükümet kurulur kurulmaz Irak merkezi hükümetine bağlı birlikler, Kerkük’ü boşaltarak Barzani Peşmergelerine teslim edecek. Hükümet binalarının tamamı, şehre yerleşecek olan Kürt partileri ve Peşmerge güçlerine tesis edilecek.

Irak anayasasına göre Peşmergelerin Kerkük’e girmesinin hukuki bir dayanağı yok fakat Koordinasyon Çerçevesi ittifakının hükümeti kurmak için Türk kenti Kerkük’ü KDP’ye peşkeş çekmesi, 21. yüzyılda bir Türk soykırımını beraberinde getirebilir. Peşmerge’nin Kerkük’ten çıkarılmasında en büyük rolü üstlenen, Türkmenlerdi. Peşmerge’nin Kerkük’te bulunduğu günlerde Türk mahallelerinde hemen her hafta bombalı saldırılar gerçekleşirken Barzani güçlerinin şehirden çıkarılmasından sonra saldırılar giderek kesildi ve bu yıl içinde hiçbir bombalı saldırı yaşanmadı. Fakat Peşmerge’nin şehre geri dönüşüyle Türkmen kenti Kerkük’ün Kürtleştirilmesi sürecinin başlatılması ve Irak Türklerine yönelik ırkçı saldırıların zirveye çıkması bekleniyor.

İran destekli Koordinasyon Çerçevesi’nin iktidara gelmesi hâlinde IKBY’ye uygulanan petrol ve gaz haklarının kısıtlanması gibi tüm cezaların kaldırılacağı, Kerkük’ün yanı sıra Sincar’ın da Peşmerge’nin kontrolüne bırakılacağı belirtiliyor. Anlaşmanın ortaya çıkması üzerine açıklama yapan Irak Türkmen Cephesi lideri Hasan Turan, pek çok Türkmen siyasî oluşumun temsilcisiyle birlikte yaptığı açıklamada “Türkmensiz hükümet kurulamaz, Kerkük’ün geleceğine Türkmensiz karar verilemez” dedi.

  • Irak Türkmenlerinden çözüm odaklı açıklama

Irak Türkmen Cephesi, ülkede Sadr Grubu lideri Mukteda es-Sadr’ın taraftarlarınca başlatılan ve iki gün süren kanlı olayların ardından, yakın zamanda hazırladığı duruma ilişkin çözüm önerilerini paylaştı. ITC Başkanı Hasan Turan başkanlığında gerçekleşen, Birleşik Irak Türkmenleri Listesi’ndeki parti başkan ve temsilcilerinin katılımıyla yapılan toplantıdan çıkan bildiride, ulusal çözüme ilişkin öneriler paylaşıldı.

Bildiride, ülkenin oldukça tehlikeli ve hassas bir süreçten geçtiği, her türlü gelişmelere gebe olduğuna dikkat çekilirken, sorunların çözümü için hâlâ fırsatların tükenmediği vurgulandı. Birleşik Irak Türkmenler Listesi’nin gelişmeleri yakından izlediği ifade edilen bildiride, “Son seçimlerin üzerinden 10 ay geçmesine rağmen, bir türlü hükümetin kurulmaması, toplumsal tepkilere yol açmıştır. Tüm gelişmelere rağmen yolsuzluklardan kurtulmak ve siyasî gidişatın düzeltilmesi şartıyla hâlâ düzelme şansının olduğuna inanıyoruz” denildi. Bildiride çözüm önerileri şöyle sıralandı:

  1. Tüm ulusal siyasî önderlerin katılımıyla Bağdat’ta oturum yapılarak geleceğe yönelik yol haritası oluşturulmalı,
  2. Ülkedeki tüm etnik grupları kapsayacak bir hükümet kurulmalı veya hâlihazırdaki hükümet erken seçime kadar görevini sürdürmeli,
  3. Seçim yasası değişmeli, seçim listesi yöntemine geri dönülmeli ve elektronik oy sayımı iptal edilmeli,
  4. Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği yasasında değişiklik yapılarak uluslararası uzmanların desteğiyle ve tarafsız komisyonların seçimiyle bu kuruma kâbiliyetli ve nezih üyeler getirilmeli,
  5. Parlamento feshedilmeli, seçim tarihi belirlenmeli ve ulusal uzlaşı oturumundan bir yılı geçmeyecek şartıyla parlamento ile il meclisi seçimleri birlikte yapılmalı,
  6. Ülkedeki tüm etnik ve mezhep gruplarından insanların can güvenliğinin korunmasına, toplumsal yapıyı tehdit edecek tüm tutum ve davranışlardan uzak durulmalı,
  7. Bağdat’taki durumdan ötürü güvenlik güçlerinin görevine yoğunlaşmasını fırsata çeviren terör örgütlerinin herhangi bir eyleme kalkışmasına izin verilmemeli,
  8. Kerkük’ün mevcut durumuna dokunulmamalı ve yasaların uygulanmasına ilişkin müktesebat korunmalı.
  • “Irak’ta Türkmenlerden arındırılmış bir hükümeti asla kabul etmeyeceğiz”

ITC Milletvekili Erşat Salihi, Koordinasyon Çerçevesi’nin Başbakan adayı Muhammet Sudani ile Irak Parlamentosu Türkmen Grubu olarak görüşme gerçekleştirdiklerini Twitter hesabı üzerinden duyurdu. Erşat Salihi, kurulacak olan hükümetin içerisinde Türkmenlerin temsil edilmesi gerektiğinin vurguladı ve yaptığı paylaşımını “Irak’ta Türkmenlerden arındırılmış hükümeti asla kabul etmeyeceğiz” sözleriyle bitirdi.

  • Irak Türkmen Cephesi üyesine suikast girişimi

Irak Türkmen Cephesi üyesi Necmettin Veli Abdullah'a bombalı saldırı girişiminde bulunuldu. ITC üyesi Necmettin Veli Abdullah, Süleymaniye'de aracına yerleştirilen bombanın infilak etmesi sonucu yaralandı. ITC Milletvekili Erşat Salihi, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda Irak Türkmen Cephe’mizin Süleymaniye şehrinde bir üyesine yapılan alçak terör saldırısını en şiddetli şekilde kınadığını ve saldırıyı gerçekleştirenlerin tutuklanması gerektiğini ifade etti. “Yerel güvenlik güçleri, tehlike altında olan Irak Türkmen Cephesi’nin üyelerini korumak ile yükümlüdür” sözlerini de yayınladığı mesajına ekledi.


 

KIRIMFlag of the Crimean Tatar people.svg

  • Savaşın arasındaki Kırım Tatarları ve değişmeyen mâkûs tâlih

Kırım, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın etkileriyle yaşamayı sürdürmektedir. Okulların açılması, Kırım halkını savaşın gölgesinden uzaklaştırmaya başlamış olsa da halkın savaşa katılmasındaki zorunluluk, adeta II. Dünya Savaşı yıllarındaki iki ayrı cephede mücadele ettiği yıllarını anımsatmaktadır. Savaş ile birlikte Kırım Yarımadasındaki baskı ve korku da artmaktadır. Tutuklanan Kırım Tatar Türkleri, hâlâ serbest bırakılmamıştır. Süren mahkemelerde öne sürülen tutarsız delillerle tutukluların hapsi hâlâ devam ettirilmektedir.

  • Ayrılıkçıların yaptırdığı “Rusya’ya bağlanma referandumu” yapıldı

Rusya destekli ayrılıkçılar tarafından yasa dışı olarak oluşturulan sözde Lugansk Halk Cumhuriyeti’nin ardından, sözde Donetsk Halk Cumhuriyeti’nden de Rusya’ya bağlanma konulu referandumun tarihi hakkında açıklama yapıldı. Sözde Donetsk Halk Cumhuriyeti Başkanı Denis Puşilin, referandumun 23-27 Eylül 2022 tarihleri arasında düzenleneceğini duyurdu.

  • Barışın hâlâ sağlanamadığı Rusya- Ukrayna Savaşı, yeniden kış şartları ile karşı karşıya

Kışın bölgede sert olarak yaşanması, gıda tedarikindeki birtakım sorunlar, gaz ve ekonomik sıkıntılar da insanların temel ihtiyaçlarından mahrum bırakılması korkusunu akla getirmektedir. Rusya ile Batı arasındaki savaşın neticesinde meydana gelen enerji çatışması da göz ardı edilemez bir durumdur. İlerleyen süreçte yaşanacak gaz sorunu ile savaşın seyrinin değişeceği tartışılmaktadır. Michael Clarke, The Times gazetesine “Eylül ayı, Ukrayna’da neden önemli bir aydır?” başlığı ile yazdığı makalesinde, “Özellikle son haftalarda çatışma tarafları arasında sahada yaşanan değişiklikler çerçevesinde bu eylül ayı, Ukrayna’daki çatışmanın seyri için belirleyici olabilir” ifadesini kullandı.

Clarke, “Bir hafta önce Ukrayna güçleri, Rusya kontrolündeki Herson şehrine karşı bir saldırı başlattı. Bu durum, çoğu hareketini ortaya koymak için daha soğuk bir kışa bel bağlayan Rus kuvvetlerinin hesaplarını karıştırdı. Herson’un kıştan önce geri alınması, Ukrayna için askerî bir son tarih ve Kiev’in Batı ile ilişkilerindeki siyasî bir son tarih” görüşünü dile getirdi. Michael Clarke, “Ukrayna için, Batı’nın artan askerî desteği olmazsa her yerde yavaş yavaş kaybederken bir yerlerde kazanmaya geçiş mümkün olmaz. Yani Batı’nın finansal desteği olmadan Ukrayna hükümeti, bir yandan hayatta kalma savaşı verip bir yandan da faaliyetlerini sürdüremez” dedi.  Clarke, ABD’nin Ukrayna’ya yapılan tüm askerî yardımların %70’inden fazlasını sağladığını, ancak Avrupa Birliği’nin de yaptırımlarını sürdürmesini ve Rus ekonomisine yatırım yapmamasının gerekli olduğunu belirtti. Clarke, “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, enerji baskısı yoluyla birçok ülkede yaptırım rejimini kırmak için Avrupa’nın daha fazla bölünmesini umuyor. Bu baskı, Moskova’nın Avrupa’ya (özellikle Almanya ve İtalya’ya) baskı yaparak Avrupa’nın bazı tavizler vermesini sağlayabilir. Ayrıca Rusya, dostları ve Macaristan Yunanistan, Bulgaristan ve Sırbistan gibi kararsızların verebileceği tavizlerin olmasını umut ediyor. Kısaca tüm bu gelişmeler, Avrupa’nın üretimini azaltabilecek, ekonomik durgunluğu ve muhtemelen sosyal ve endüstriyel huzursuzluğunu artırabilecek çok yüksek enerji fiyatları ve endüstriyel kesintiler ile kasvetli bir kışla karşı karşıya kalacağı bir zamanda yaşanıyor” değerlendirmesinde bulundu. Michael Clarke’a göre önümüzdeki kış, gelecek yıldan itibaren Rus enerji kaynaklarına bağımlılıklarını azaltmak isteyen Avrupalılar için en iyi fırsat olacak.  Clarke ayrıca, Ukrayna’daki mevcut çatışmanın birkaç yıl boyunca Moskova ile Kiev arasında aralıklı bir çatışmaya dönüşebileceğini söyledi.


 

DİASPORA TÜRKLÜĞÜ

  • YTB Hırvatistan’daki Millettaşlarımızın Tarihini Gün Yüzüne Çıkardı

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın (YTB) destekleriyle hazırlanan, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Hırvatistan’a yerleşmiş Türk topluluğunun günümüze kadar olan tarihsel sürecine dikkat çeken “Hırvatistan’daki Türkler” kitabı okuyucuyla buluştu. Hırvatistan’daki Türk topluluğu 2011 yılında gerçekleştirilen son resmî nüfus sayımında 367 kişi olarak kayıtlara geçti. Hırvatistan Anayasa’sında ise Türk topluluğu resmî azınlık olarak tanınıyor. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, bu kapsamda geçmiş dönemlere ait tarihî belgeler, kaynaklarda yer alan bilgiler ve günümüzde ülkede yaşamakta olan millettaşlar ile yapılan görüşmeler neticesinde akademik bir eser hazırlanmasına destek sağladı. Hırvatistan’da bulunan Göç ve Etnik Araştırmalar Merkezi bünyesinde, Hırvat akademisyenler Filip Şkilyan ve Vlatka Dugaçki tarafından kaleme alınan “Hırvatistan’daki Türkler” kitabı Osmanlı İmparatorluğu döneminde ülkeye yerleşmiş Türklerin geçmişten günümüze içinde bulundukları koşulları ortaya koyuyor.

Kitabın hazırlanma sürecinde saha araştırmaları, röportajlar ve arşiv kaynaklarından elde edilen içerikler kullanıldı. Hırvatça dilinde hazırlanmış ve 2021 yılı içerisinde tamamlanmış olan kitap, 2022 yılının ilk yarısında çevirmen Kayhan Gül tarafından Türkçeye çevrildi.

  • Los Angeles’ta “Aşkına” Konseri

Yunus Emre Enstitüsü ABD Kültür Merkezi, Türk kültürünün ABD’de müzik yoluyla tanıtılması amacıyla Los Angeles Amerikan Yahudi Üniversitesi'nde “Aşkına” isimli konser gerçekleştirdi.

Los Angeles'taki Amerikan Yahudi Üniversitesinde düzenlenen konserde Türkçe, Arapça, İbranice ve İngilizce eserler icrâ edildi. Tasavvuf ve Halk Şairi Yunus Emre'nin “Gel Gör Beni Aşk Neyledi” ve “Bana Seni Gerek Seni” eserlerinin senfoni orkestrasına uyarlandığı gala programı, 2022 Grammy Müzik Ödüllü besteci Sharon Farber'in “Ashkina” (Aşkına) isimli eseri ile birlikte hazırlandı. Aşkına konserinde dört dildeki eserler Doğu ve Batı enstrümanlarıyla seslendirilerek Anadolu’nun kültürel zenginliğine dikkat çekildi.

Dünyaca ünlü Türk ney virtüözü Ömer Faruk Tekbilek'in sahne aldığı konserde sema gösterisi de yapıldı. Türk-Amerikan ilişkilerine pozitif katkı sunmak ve Türk kültürünün Amerikan toplumuna daha iyi tanıtılması özelinde düzenlenen konserde Los Angeles'ta yoğun olarak yaşayan Asya, Akdeniz, Orta Doğu ve Afrika kökenli toplumlarla olan bağların kuvvetlendirilmesi de hedeflendi.

  • Brno Türk Günleri

T.C. Prag Büyükelçiliğinin desteğiyle Turkczech Derneğinin düzenlediği “Brno Türk Günleri” kapsamında Viyana Yunus Emre Enstitüsü de yer aldı. Enstitü iş birliğiyle Türk Günleri kapsamında ebru ve çini sergisi gerçekleştirildi ve Yeden Türk Müziği Topluluğuyla Türk müziğinin güzel örnekleri seyirciyle buluşturuldu. 18. yüzyıldan kalma, günümüzde tiyatro olarak kullanılan tarihî Hausperk Sarayı’nda gerçekleşen Türk Günleri’ne Çeklerin yanı sıra birçok farklı kesimden insan katıldı. Konser, sergi, atölye çalışması ve tiyatro gösterilerinin yanında Türk mutfağının lezzetli örnekleri katılımcılara ikram edildi.


Kaynak: AAE

https://akademikarastirma.org/aae-turk-dunyasi-raporu-eylul-2022/