Aylık Raporlar

...

Türk Dünyası Raporu Nisan 2021

AZERBAYCANAzerbaycan bayrağı

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Türk Konseyi Zirvesi'nde konuştu

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Zengezur'dan geçecek ulaşım, iletişim ve altyapı projelerinin tüm Türk dünyasını birleştireceğini, Ermenistan dahil diğer ülkeler için ek fırsatlar yaratacağını söyledi.

Video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen toplantıda konuşan Aliyev, Dağlık Karabağ'da yaşanan savaşla ilgili bilgi verdi.

Aliyev, Azerbaycan'ın uluslararası toplum tarafından tanınan topraklarının yaklaşık 30 yıl Ermenistan tarafından işgal altında tutulduğunu, 1 milyondan fazla Azerbaycanlının anavatanlarından çıkarılarak mülteci durumuna düştüğünü hatırlattı.

Uluslararası kuruluşların Azerbaycan'ın tutumunu desteklediğini fakat bu desteğin pratik hayatta o kadar da büyük önem taşımadığını belirten Aliyev, çözüm için kurulan Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu'nun faaliyetinin de sonuç doğurmadığını kaydetti.

Aliyev, "Minsk Grubu'nun elde ettiği sonuç sıfıra eşitti. Minsk Grubu eş başkanları dünyanın önde gelen ülkeleri, nükleer devletleri ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleridir. Elbette, Ermenistan'a işgal nedeniyle üzerine ciddi bir baskı yapılsaydı ve Azerbaycan'ın talepleri dikkate alınarak yaptırımlar uygulansaydı, mesele barışçıl şekilde uzun zaman önce çözülebilirdi fakat maalesef bu olmadı. Tam aksine sorunun dondurulması yönünde adımlar atıldı. Ermenistan müzakerelerden imtina etti." diye konuştu.

Ermenistan'ın provokasyonları üzerine operasyon başlatarak yürüttükleri 44 günlük savaşın Azerbaycan'ın tam zaferi ile sonuçlandığını vurgulayan Aliyev, Ermenistan'ın yenilgisini kabul eden belgeyi imzalamak zorunda kaldığını hatırlattı.

Aliyev, 10 Kasım 2020'de Azerbaycan, Rusya ve Ermenistan olarak üçlü bildiriye imza attıklarını belirterek, "Böylece sorun askeri ve politik yollarla çözüldü. Dağlık Karabağ sorununun çözüldüğünü artık eminlikle söyleyebiliriz. Şu anda Dağlık Karabağ adında herhangi bir bölgesel birim bulunmamaktadır. Azerbaycan bu sorunu çözdü, tarihi bir zafer kazandı ve tahrip olmuş bölgelerde yeniden imar çalışmalarına başladı." ifadelerini kullandı.

Savaş döneminde kendilerine Türkiye'den verilen desteklerden de bahseden Aliyev, şunları söyledi:

"Sevgili kardeşim (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan savaşın başladığı 27 Eylül günü Azerbaycan'a desteğini açıkça ifade etti. Bu siyasi ve manevi destek çok önemliydi. Sevgili kardeşim Azerbaycan'ın yalnız olmadığını, Türkiye'nin Azerbaycan'ın yanında olduğunu söyledi. Bu çok ciddi bir mesajdı. Bu, başarılı bir karşı saldırı gerçekleştirmemizi sağladı, herhangi bir dış gücün bize müdahale etmesini önledi. Herhangi bir dış müdahale olmazsa Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ sorununu kısa sürede çözülebileceğini söylüyordum, öyle de oldu. Kardeş Türkiye'ye ve değerli Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a derin şükranlarımı sunuyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer Türk yetkililerin savaş sırasında ve çeşitli zamanlarda yaptığı çok sayıda açıklama, sorunun çözümünde önemli rol oynadı. Şuşa'nın kurtuluşu için beni ve Azerbaycan halkını ilk tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu."

Aliyev, Türk Konseyi'nin de savaşın başlamasından bir gün sonra Azerbaycan'ı destekleyen bildiri yayımladığını hatırlatarak teşekkür etti.

Savaşın bittiğini, sorunun tarihte kaldığını söyleyen Aliyev, şunları dile getirdi:

"Yeni fırsatlar oluştu. Bunların arasında en önemli ulaştırma fırsatlarıdır. Bugün Zengezur koridoru üzerinde aktif şekilde çalışıyoruz. Bir zamanlar Zengezur'un Azerbaycan'dan koparılarak Ermenistan'a birleştirilmesi Türk Dünyası’nı coğrafi olarak parçalamıştı. Haritaya bakarsak, sanki vücudumuza hançer saplanmış, Türk Dünyası parçalanmıştır. Tarihi Azerbaycan toprağı olan Zengezur şimdi Türk Dünyası’nın birleştiricisi rolünü oynayacak. Çünkü Zengezur'dan geçen ulaşım, iletişim ve altyapı projeleri tüm Türk Dünyası’nı birleştirecek ve Ermenistan dahil diğer ülkeler için ek fırsatlar yaratacaktır. Ermenistan'ın şu anda müttefiki Rusya ile demiryolu bağlantısı bulunmamaktadır. Bu demir yolu bağlantısı Azerbaycan topraklarından kurulabilir. Ermenistan'ın komşusu İran ile demir yolu bağlantısı yoktur. Bu demir yolu Nahçıvan üzerinden sağlanabilir. Azerbaycan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti üzerinden Türkiye'ye bağlanıyor, Orta Asya Avrupa ile bağlanıyor. Yani yeni bir ulaşım koridoru oluşuyor. Azerbaycan bu işe çoktan başladı. Ortak ülkelerin de bu fırsatları kullanacağına eminim."

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Volkan Bozkır ile görüştü

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Birleşmiş Milletler (BM) 75. Genel Kurul Başkanı Volkan Bozkır'ı kabul etti.

Azerbaycan Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, Bakü'de gerçekleştirilen görüşmede konuşan Aliyev, dünyadaki Korona virüsü (Covid-19) aşılarının paylaşımında yaşanan adaletsizliğe dikkati çekti.

Aliyev, "aşı milliyetçiliği" ve adaletsiz aşı dağıtımının dünyanın gündeminde olduğunu hatırlatarak "Azerbaycan bu sorunu gündeme getiren ilk ülkelerden biriydi. Bugün bu adaletsizliğin giderilmesi için çalışıyoruz. Aynı zamanda, salgın döneminde 30'dan fazla ülkeye maddi ve insani yardım sağladık ve bu faaliyeti sürdürmeye kararlıyız." dedi.

Dağlık Karabağ'da yaşananlara da değinen Aliyev, işgal döneminde Azerbaycan'a ait tarihi, dini ve kültürel anıtların Ermenilerce tahrip edildiğini hatırlattı.

Aliyev, uluslararası kuruluşların, özellikle de bu konularla doğrudan ilgilenen UNESCO'nun bölgeye gelmesini ve yıkımı görmesini istediklerini belirterek "Kurtarılmış topraklarda Ermeni vahşeti ve Vandalizmi apaçık ortadadır. Ne kadar çok uluslararası kuruluş bunu kendi gözleriyle görse çatışma ve Ermenistan'ın işgal döneminde yaptıklarıyla ilgili dünya kamuoyunda o kadar çok bilgi olacak." diye konuştu.

Volkan Bozkır da BM Genel Kurul Başkanı olarak Azerbaycan'ı ziyaret etmekten gurur duyduğunu söyledi.

Azerbaycan'ın salgınla mücadele için BM nezdinde yaptığı girişimlerden, Bağlantısızlar Hareketi'nin dönem başkanlığındaki başarısından övgüyle bahseden Bozkır, Aliyev'in bahsettiği tüm konuları New York'tan dikkatle takip ettiklerini belirtti.

İlham Aliyev, Türkiye'nin Bakü Büyükelçisi Özoral'a "Dostluk Nişanı" takdim etti.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Türkiye'nin Bakü Büyükelçisi Erkan Özoral'a "Dostluk Nişanı" takdim etti.

Azerbaycan Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, Aliyev, Özoral'ı kabul etti.

Aliyev, kabulde yaptığı konuşmada, Özoral'ın görev süresinin dolduğunu hatırlatarak Azerbaycan'daki faaliyetleri dolayısıyla kendisine teşekkür etti.

Özoral'ın Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin gelişmesi için çok büyük işler yaptığını vurgulayan Aliyev, Karabağ Savaşı'nda Türkiye'nin Azerbaycan'a gösterdiği desteği hiçbir zaman unutmayacaklarını vurguladı.

Aliyev, Özoral'ın Azerbaycan'da hem büyükelçi hem de Türk vatandaşı olarak takdirle karşılandığına dikkati çekerek şöyle devam etti:

"Şimdi vatanınıza dönüyorsunuz. Aslında burası da sizin vatanınız. Burada her zaman yeriniz var. Kalbimizde yeriniz var. Ben dahil Azerbaycan kamuoyunun, sivil toplum kuruluşlarının, medya temsilcilerinin, yetkililerin çalışmalarınıza çok değer verdiğini biliyorum. Bu yıllarda hem burada hem de Türkiye'ye yaptığım sayısız ziyaretlerimde faaliyetinize şahit oldum ve gördüm. İki kardeş halkı birbirine yaklaştırmak için her türlü çabayı gösterdiğinizi biliyorum."

Cumhurbaşkanı Aliyev, Özoral'a Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin gelişmesine sunduğu katkılar dolayısıyla ülkenin en önemli devlet ödüllerinden biri olan "Dostluk Nişanı"nı takdim etti.

Türk Konseyi Medya ve Enformasyondan Sorumlu Bakanlar ve Başkanlar Toplantısı yapıldı

Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) Medya ve Enformasyondan Sorumlu Bakanlar ve Başkanlar Toplantısı; Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Macaristan'ın katılımıyla Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlendi.

Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) Medya ve Enformasyondan Sorumlu Bakanlar ve Başkanlar Toplantısı; Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Macaristan'ın katılımıyla Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlendi.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Müşaviri Hikmet Hacıyev'in ev sahipliği, Türk Konseyi Genel Sekreteri Baghdad Amreyev'in moderatörlüğünde gerçekleştirilen toplantıya Kırgızistan Kültür, Enformasyon, Gençlik ve Spor Bakanı Kairat İmanaliev, Özbekistan Cumhurbaşkanlığı Enformasyon ve İletişim Ajansı Başkanı Asadjon Hodjayev, Kazakistan Enformasyon ve Toplumsal Kalkınma Bakan Yardımcısı Askhat Oralov ile Macaristan Güvenlik Politikalarından Sorumlu Devlet Sekreteri Peter Sztaray da katıldı.

Üçüncüsü yapılan toplantıda, Türkiye heyetine Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun başkanlık etti. Heyette, Türkiye'nin Bakü Büyükelçisi Erkan Özoral ile Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz de yer aldı.

İlham Aliyev, Ermenistan'ın savaşta "İskender M" balistik füzeleri kullandığını açıkladı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan'ın Karabağ savaşında Azerbaycan'a karşı Rusya yapımı "İskender M" balistik füzeleri kullandığını açıkladı.

Aliyev Bakü'de, Karabağ savaşında Ermenistan ordusundan ele geçirilen silah ve zırhlı araçların yer aldığı "Savaş Ganimetleri Müzesi"nin açılışını gerçekleştirdi.

Açık havada 5 hektar alana kurulan müzeyi gezen Aliyev, sergilenen silah ve araçları inceledi.

Aliyev, müzede sergilenen "İskender-M" füzelerinin kalıntılarını göstererek, "Ermeniler Şuşa'ya işte bu füzeyi fırlattı. Bu füzeler Ermeni ordusuna nereden geldi? Bu füzelerin onlarda olmaması gerekirdi. İşte kanıtı burada. Bu, Ermenistan'ın savaş suçunun kanıtı ve biz bir cevap istiyoruz. Bu ölümcül silah Ermenistan'ın eline nasıl geçti? Henüz bir cevap almadık ama alacağız. Ermenistan'ın 'İskender-M' füzeleri ile tarihi kentimiz Şuşa'yı yok etmeye çalıştığını herkes görsün. Biz Şuşa'yı kurtardıktan sonra kullandılar bu füzeyi. Yeterli bilgiye sahibiz. Sadece resmi açıklama bekliyoruz. Herkes gelip görecek. Bu, Ermeni vahşetinin ve savaş suçlarının bir başka kanıtıdır." şeklinde konuştu.

Azerbaycan Ermenistan'ı uluslararası mahkemelere çıkaracak.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, "Doğal kaynaklarımızı yasa dışı olarak kullanan Ermenistan ve yabancı ortakları da uluslararası mahkemelerde hesap verecek" dedi.

Azerbaycan Devlet Televizyonuna konuşan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan işgalinden kurtarılan bölgelerde başlattıkları imar çalışmaları ve planlarını anlattı.

Aliyev, bölgede mayın temizleme çalışmalarının sürdüğünü, Ermenistan mayın haritalarını vermediği için sorun yaşadıklarını söyledi.

Savaş sonrasında 100'den fazla sivilin Ermenistan'ın işgal döneminde döşediği mayınların patlaması nedeniyle yaşamını yitirdiğini ve yaralandığını bildiren Aliyev, Ermenistan'ın mayın haritalarını vermeyerek savaş suçu işlediğini vurguladı.

- "Yasal işlemler başlatıldı"

İlham Aliyev, altyapı ve imar çalışmaları ile eş zamanlı olarak zarar hesaplama sürecinin de devam ettiğini ve bu sürece yabancı uzmanların da dahil olduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:

"Planımız Ermenistan'ı uluslararası mahkemelere çıkarmak. Tabii bunu yapacağız ve yabancı uzmanlar bu konuda bize yardımcı olacak. Doğal kaynaklarımızı yasa dışı olarak kullanan Ermenistan ve yabancı ortakları uluslararası mahkemelerde hesap verecek. Çünkü altın, bakır madenleri ile diğer doğal kaynaklarımızın Ermeniler tarafından yağmalanması ve hukuka aykırı olarak kullanılması uluslararası suçtur ve bu yönde yasal işlemler başlatılmıştır. Artık yabancı ortaklarımız da bu işe dahil edildi."

- "Zengezur koridorunu hayata geçireceğiz"

Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile Azerbaycan'ın batı illerini birleştirecek Zengezur ulaşım koridorundan da bahseden Aliyev, "Zengezur koridorunun oluşturulması ulusal, tarihi ve gelecekteki çıkarlarımızla tam olarak örtüşüyor. Ermenistan istese de istemese de Zengezur koridorunu hayata geçireceğiz. İsterse daha kolay çözeriz, istemezse zorla çözeriz. Savaştan önce ve savaş sırasında 'toprağımızı gönüllü olarak terk etmelisiniz yoksa sizi zorla çıkaracağız.' Öyle de oldu. Zengezur koridorunun kaderi de aynı olacak" dedi.

Türkiye ile Azerbaycan arasında enerji ve madencilik iş birliği anlaşması imzalandı.

Türkiye ile Azerbaycan arasında enerji ve madencilik alanında iş birliğine ilişkin anlaşma onaylandı.

İki ülke arasındaki 25 Şubat 2020'de Bakü'de imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Enerji ve Madencilik Alanında İş Birliğine Dair Anlaşma, onaylanarak Resmî Gazete'de yayımlandı.

Buna göre, iki ülke de yenilenebilir ve temiz enerji ile enerji verimliliği alanında iş birliğini artırmak, bu alandaki projeleri desteklemek ve geliştirmek amacıyla yetkili kurumlarını ve yatırımcılarını ortak çalışmaya teşvik edecek. Böylece taraflar, iş birliğinin tesis edilmesi için çalışma grubunun oluşturulmasını destekleyecek.

Taraflar, hidrokarbon ve petrokimya kaynaklarının geliştirilmesi ve kullanımına ilişkin projelerde teknik iş birliği, yerbilimi ve rezervuar mühendisliğiyle ilgili projelerde iş birliği geliştirilmesi, hidrokarbonların aranması, üretimi, taşınması, işlenmesi, ticarileştirilmesi, dağıtımı ve ticareti ile petrokimya ve işlenmiş petrol ürünlerinin üretimi ve ticareti alanlarında ortak çalışmalar yürütecek.

Öte yandan doğal gaz depolama tesislerinin, iletim altyapısının ve ilgili teknolojilerin inşası, rehabilitasyonu, geliştirilmesi, işletilmesi ve sıvılaştırılmış doğal gaz terminallerinin ve ilgili teknolojilerin inşası, rehabilitasyonu, geliştirilmesi, işletilmesi, yedek parçaların üretimi ve bakımı ile petrokimya ve petrol rafinerisi süreçlerinin derinleştirilmesi ve ham maddelerin daha etkin kullanım yollarının araştırılması için iki ülke arasındaki iş birliği artırılacak.

Elektrik alanında ise iki ülke, iletim sistemi operatörlerinin organizasyonel yapısının geliştirilmesine ilişkin tecrübe alışverişi, elektrik iletim şebekelerinin inşası, işletmesi ve bakımına ilişkin teknik iş birliği, elektrik ticareti ve enterkoneksiyon kapasitesinin geliştirilmesi ve elektrik piyasası düzenlenmesi alanında bilgi ve tecrübe paylaşımı yapacak.

Ayrıca iki ülke arasında karşılıklı uzman görüşleri doğrultusunda maden kaynaklarının aranması ve jeolojik araştırmalara yönelik iş birliği olanakları değerlendirilirken, madencilikle ilgili eğitim programları düzenlenecek ve en yüksek güvenlik emniyet, çevre koruma standartlarına uygun olarak madencilik alanında teknolojiler geliştirilecek.

Taraflar, özel ve kamu iktisadi kuruluşlarının enerji ve maden alanında faaliyet gösterecek ortak girişimler ve şirket oluşturmalarını destekleyecek. Ayrıca her iki ülkede veya üçüncü ülkelerde enerji ve madencilik alanında yatırımları teşvik etmek için kamu ve özel şirketleri aracılığıyla birlikte çalışma gerçekleştirebilecek.

Anlaşma, iki ülkenin de kendi iç yasal usullerinin tamamlandığını diplomatik yollarla bildirdikleri son yazılı bildirimin alındığı tarihte yürürlüğe girecek olup 5 yıl devam edecek. Ülkeler 5 yılın sonunda anlaşmayı sona erdirme niyetini bildirmediği takdirde takip eden 5 yıllık süreler için anlaşma geçerli olacak.

İran, barajların güvenliğini Azerbaycan'a devretti.

Azerbaycan ve İran sınırındaki barajların kuzey yakasının güvenliği Azerbaycan’a geçti. Karabağ'ın işgalinden sonra Aras Nehri üzerindeki ortak barajların kuzey yakasının güvenliği 2004 yılından beri İran tarafından sağlanıyordu.

Azerbaycan, Aras Nehri üzerindeki Hüdaferin ve Kızkalesi barajlarının kuzey sınırlarının güvenliğini yeniden eline aldı.

İran Sınır Polisi Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Celal Setare ve Azerbaycan Cumhuriyeti Kara Sınırları Komutanı Araz Muhammedov Hüdaferin sınır kasabasında bir araya geldi.

- "Kuzey bölgesindeki barajların güvenliği Azerbaycan'a iade edilmiştir"

Ortak barajların güvenliğinin kuzey kısmının 17 yıl sonra Azerbaycan Cumhuriyeti'ne devredilmesi kararlaştırıldı.

İranlı yetkili, ''Azerbaycan Cumhuriyeti'nin bölgedeki tam egemenliği ile kuzey bölgesindeki barajların güvenliği Azerbaycan Cumhuriyeti'ne iade edilmiştir" dedi.

Karabağ’ın işgali sonrasında Aras Nehri üzerindeki iki barajın güvenliği 2004 yılından beri İran tarafından sağlanıyordu.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, ABD Başkanı Biden'ın 1915 olaylarıyla ilgili açıklamasını kınadı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ABD Başkanı Joe Biden'ın 1915 olaylarını "soykırım" olarak nitelemesini kınadı ve bunun "tarihi hata" olduğunu bildirdi.

Azerbaycan Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Aliyev'in telefon görüşmesinde, Biden'ın açıklaması kınandı.

Görüşmede, Aliyev, Biden'ın açıklamasını "yanlış" ve "tarihi hata" olarak nitelendirdi, Azerbaycan'ın bu ifadeleri "kabul edilemez" gördüğünü kaydetti.

Aliyev, görüşmede Biden'ın açıklamasının bölgede ortaya çıkan iş birliği eğilimlerine ciddi şekilde zarar verdiğini vurguladı, Azerbaycan'ın her zaman Türkiye'nin yanında olduğunu belirtti.

Azerbaycan'da siyasi partiler, ABD Başkanı Biden'ın 1915 olaylarıyla ilgili açıklamasını kınadı.

Azerbaycan'daki siyasi partiler, ABD Başkanı Joe Biden'ın 1915 olaylarını "soykırım" olarak nitelemesini kınadı.

48 siyasi parti, Biden'ın 1915 olaylarına ilişkin açıklamasına yönelik ortak bildiri yayınladı.

Bildiride, 1. Dünya Savaşı'nda zorlu mücadele koşulları, iç çatışmalar, kıtlık ve hastalık nedeniyle Ermenilerin yaşamını yitirdiği, fakat aynı dönemde daha çok Türk'ün hayatını kaybettiği gerçeğinin kasıtlı olarak görmezden gelindiği belirtildi.

Tarihsel gerçeklerin siyasi amaçlarla çarpıtılmaması gerektiği vurgulanan bildiride, tarihin bu konularda uzman uluslararası enstitülere ve tarihçilere emanet edilmesi gerektiği ifade edildi.

Türkiye'nin arşivlerini tarihçilere açmaya hazır olduğunu defalarca ifade ettiği ve gerçeği ortaya çıkarmak için ortak bir komisyon kurulmasını önerdiği hatırlatılan bildiride, Erivan yönetiminin sinsi politikalarının arkasında tazminat alma ve Türkiye topraklarının bir kısmının Ermenistan'a devredilmesi gibi saçma talep ve iddiaların bulunduğu kaydedildi.

Ermenilerin Azerbaycan'da yaptığı katliamların da hatırlatıldığı bildiride şu ifadelere yer verildi:

"Sözde 'soykırım' iddialarının son zamanlarda dünya gündeminde yer almasının müsebbibi sadece Ermeniler ve Ermeni lobisi değil, aynı zamanda bölgede emperyalist çıkarlar peşinde koşan küresel güçlerdir. Bunların 'soykırım' kavramı yalnızca bir siyasi baskı aracı ve çifte standart politikalarının tezahürüdür. Tarihi hakikat peşinde koşan bu güçler, Ermenilerin Anadolu'da yaptığı acımasız katliamların hesabını sorsalar daha iyi olur.

Azerbaycan siyasi partileri her zaman kardeş Türkiye'nin yanındadır. ABD Başkanının tutumunu şiddetle kınıyoruz."

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığından dünyaya Metsamor Nükleer Santrali çağrısı yapıldı

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, Ermenistan'da bulunan Metsamor Nükleer Santrali'nin dünyanın en tehlikeli nükleer santrallerinden biri olduğuna dikkati çekerek, santralin kapatılması için dünya kamuoyuna harekete geçme çağrısında bulundu.

Bakanlık, Çernobil Nükleer Santrali’nde meydana gelen patlamanın yıl dönümü dolayısıyla yazılı açıklama yayınladı.

Açıklamada, Azerbaycan'ın da Çernobil faciasından etkilenen ülkelerden olduğu, yardıma gönderilen 7 bin Azerbaycan vatandaşından 2 bininin daha sonra vefat ettiği, 5 bin kişinin ise yaşananlar nedeniyle muzdarip olduğu belirtildi.

Nükleer santrallerin güvenliğinin yalnızca bulundukları ülkeleri değil komşu ülkeleri de tedirgin etmesi gerektiği belirtilen açıklamada, Ermenistan'da bulunan Metsamor Nükleer Santrali ile bağlantılı risklerin, uluslararası toplum tarafından kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesi gerektiği ifade edildi.

Metsamor Nükleer Santrali'nin Çernobil'de kullanılan benzer teknolojiyle inşa edildiği ve aktif sismik bölgede bulunduğu hatırlatılan açıklamada, "Eski teknolojisi ve hassas konumu nedeniyle Metsamor, dünyanın en tehlikeli nükleer santrallerinden biridir. Çeşitli uluslararası kuruluşların tesisi 'tüm bölge için tehdit' olarak nitelendiren uyarılarına rağmen Ermenistan, Metsamor'u kullanmaya devam ediyor." denildi.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, işgalden kurtarılan Zengilan'da yeni havalimanının temelini attı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan'ın işgalinden kurtarılan Zengilan kentinde yeni havalimanının, "akıllı köyler"in ve kara yolunun temelini attı.

Aliyev, eşi Mihriban Aliyeva ve kızı Leyla Aliyeva ile Ermenistan işgalinden kurtarılan Cebrayıl ve Zengilan illerini ziyaret etti.

Cebrayıl'da yeni sınır karakolunun açılışını yapan Aliyev, burada konuşlanan insansız hava araçları ile zırhlı araçları inceledi.

Aliyev daha sonra Zengilan ilinin Ağalı köyüne giderek burada kurulacak "akıllı köy"ün temelini attı.

Projede yer alan yabancı şirket temsilcileri ile köyden video konferans yöntemiyle görüşme gerçekleştiren Aliyev, hem bilgi aldı hem de önerilerini belirtti.

Aliyev, "akıllı köy" projesinin yapımında yer alan Türk şirket temsilcisi ile yaptığı görüşmede, "İlk projede bir Türk firmasının yer almasına çok sevindim. Bu da doğaldır. Kardeş Türkiye tüm yeniden imar çalışmalarımızda aktif rol alacak. Artık birkaç Türk firması imar ve altyapı projelerinde yer alıyor. Türk firmasının yeşil enerji alanındaki faaliyetini burada gördüğümüze sevindim." şeklinde konuştu.

Aliyev, daha sonra Zengilan'da yeni havalimanının temelini attı. Burada konuşma yapan Aliyev, havalimanının 3 kilometrelik piste sahip olacağını, kargo uçakları dahil her tür uçağın buraya iniş yapacağını kaydetti.

Coğrafi konumunun Zengilan'ı uluslararası bir nakliye ve lojistik merkezine dönüştürmek için fırsatlar yarattığını söyleyen Aliyev, "Havalimanının burada yapılması tesadüfi değil. Çünkü coğrafi duruma bakarsanız herkes görebiliyor ki Fuzuli, Zengilan ve ardından Laçın'da yapılacak üçüncü uluslararası havalimanı, Karabağ'ın tamamını ve Zengilan dahil doğu Zengezur bölgesini kapsayacak. Buradan demiryolu ve karayolu geçecek ve Nahçıvan'a yol açılacak." diye konuştu.

Aliyev daha sonra Zengilan-Horadiz kara yolunun da temelini attı, işgal döneminde yıkılan Zengilan Camisi'nin duvarına sembolik olarak taş döşedi.


KAZAKİSTANKazakistan bayrağı

Kazakistan Cumhurbaşkanı: "Türk Devletleri Ortak Ekonomik Bölgesinin kurulmasını öneriyorum."

Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, tarihi İpek Yolu güzergahında yer alan Türkistan'da büyük ticaret potansiyeli bulunduğunu belirterek, "Türkistan'da Türk Devletleri Ortak Ekonomik Bölgesinin kurulmasını öneriyorum." dedi.

Tokayev, Korona virüsü (Kovid-19) salgını nedeniyle çevrim içi yapılan Türk Konseyi Devlet Başkanları Gayri Resmi Zirvesi'nde konuştu.

Türk Konseyi bünyesinde yürütülen Türk entegrasyonu çalışmalarının önemine dikkati çeken Tokayev, "Bizim amacımız Türk Dünyası’nı 21. yüzyılda önemli ekonomik ve insani bölgeye dönüştürmek." diye konuştu.

Tokayev, zirvenin "Türkistan, Türk Dünyası’nın Manevi Başkenti" başlığıyla gerçekleştirildiğini vurgulayarak, "Türk-İslam medeniyetinin yaygınlaşmasında öncü rol üstlenen Türkistan'ı tüm dünyaya birlikte tanıtmalıyız." ifadesini kullandı.

Kovid-19 salgını nedeniyle geçen yıl Kazakistan’ın Türk dili konuşan ülkelerle ticaret hacminin yüzde 11,2 azaldığı bilgisini paylaşan Tokayev, “Tarihi İpek Yolu güzergahında yer alan ve yeniden canlanmaya başlayan kadim kent Türkistan’ın ulaşım alanında büyük potansiyeli bulunuyor. Türkistan’da Türk Devletleri Ortak Ekonomik Bölgesinin kurulmasını öneriyorum." dedi.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev, Türk Dünyası’nın ilk ortak finans kurumu olacak Türk Yatırım Fonu'nun, Astana Uluslararası Finans Merkezi’nde faaliyet göstermesi önerisinde de bulundu.

Eğitim alanında “Ulu Türkler Eğitim Fonu” kurulması gerektiğini kaydeden Tokayev, Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Üniversitesinde lisans eğitimi almak isteyen Türk devletlerinden 50 öğrenciye burs vermeye hazır olduklarını söyledi.

İran Dışişleri Bakanı Zarif: "Kazakistan’ın Bender Abbas Limanı'na erişimini destekliyoruz"

İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Kazakistan Dışişleri Bakanı Muhtar Tileuberdi ile görüşmesinde, Kazakistan’ın İran’ın Fars Körfezi'ndeki Bender Abbas Limanı'na erişimini destekleyeceklerini söyledi.

Özbekistan ve Kırgızistan’dan sonra resmi temaslarda bulunmak üzere Kazakistan’a gelen Zarif, başkent Nur Sultan’da Kazak mevkidaşı Muhtar Tileuberdi ile görüştü.

Baş başa ve heyetler arası görüşmede bir araya gelen taraflar Kazakistan ve İran’ın ikili ve bölgesel iş birliği alanlarındaki mevcut durumunu ele aldı.

Ziyaret kapsamında iki ülke dışişleri bakanlıkları arasında iş birliği programını imzalayan Tileuberdi ile Zarif, daha sonra birlikte basın toplantısı düzenledi.

Kazakistan Dışişleri Bakanı Tileuberdi, İranlı mevkidaşı Zarif ile yaptıkları görüşmelerin verimli geçtiğini ve Nur Sultan ile Tahran’ın bölgesel ve uluslararası konularda karşılıklı tutumu hakkında fikir alışverişinde bulunduklarını kaydetti.

Özellikle Hazar Denizi’nde ikili ve çok taraflı iş birliği konularına önem verildiğini belirten Tileuberdi, “2018’de Kazakistan’ın Aktau şehrinde gerçekleşen 5. Hazar Zirvesi’nin tarihi niteliğini değerlendirdik. Söz konusu zirvede kabul edilen Hazar Denizi’nin hukuki statüsüne ilişkin sözleşme maddelerinin uygulanması konusunda anlaştık.” dedi.

Tileuberdi, 2020’de Kazakistan ile İran arasındaki ticaret hacminin yüzde 37,2 azalarak 237 milyon dolar olduğu bilgisini paylaşarak, “Karşılıklı ticareti artırma konusunda mutabık kaldık. Bu bağlamda, Basra Körfezi’nin yanı sıra Avrupa, Rusya ve Çin pazarına hızlı bir şekilde ulaşmamızı sağlayacak Kazakistan (Özen)-Türkmenistan (Bereket)-İran (İnceburun) güzergahındaki demir yolu hattı potansiyelinin tam kapasite kullanımının önemi vurgulandı.” ifadelerini kullandı.

Görüşmede Kazakistan ile İran arasında kültür, eğitim ve bilim alanlarında iş birliği bağlarının kurulması konusunda da anlaşma sağlandığını aktaran Tileuberdi, eski el yazmalarının birlikte incelenmesi, bilim insanlarının karşılıklı ziyaretleri konusunda mutabık kaldıklarını söyledi.

İran Dışişleri Bakanı Zarif ise Kazakistan ile tarihi, ekonomik, kültürel bağları önemsediklerini ve Hazar Denizi’nin iki ülke arasında barışçıl amaçlarla kullanılması konusunun altını çizdiklerini bildirdi.

Zarif, Hazar Denizi Ülkeleri arasında iş birliğini güçlendirmenin önemine vurgu yaptıklarını kaydederek, “Ülkelerimizin Avrasya Ekonomik Birliği çerçevesindeki iş birliği çok önemli. Biz Kazakistan’ın Bender Abbas Limanı'na erişimini destekliyoruz ve buna gerekli koşulları sağlayacağız.” dedi.

Kazakistan ve Macaristan karşılıklı iş birliğini genişletecek.

Kazakistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Muhtar Tileuberdi ile Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto arasında karşılıklı yardım ve iş birliğini geliştirme mutabakatı imzalandı.

Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Szijjarto, Kazakistan’ın başkenti Nur Sultan’a yaptığı resmi ziyaret kapsamında Kazak mevkidaşı Muhtar Tileuberdi ile bir araya geldi.

Taraflar, iki ülke arasında siyasi, ekonomi, ticari, kültürel ve insani alanlarda ilişkileri genişletme yolları ile Türk Konseyi çerçevesinde iş birliği konularını ele aldı.

Görüşmede Kazakistan ve Macaristan Dışişleri Bakanlıkları arasında karşılıklı yardım ve iş birliğini geliştirme mutabakatının yanı sıra, iki ülkenin Dış Politika Araştırma Enstitüleri arasında mutabakat muhtırası imzalandı ve kültür alanında iş birliği programı kabul edildi.

Kazakistan Dışişleri Bakanı Tileuberdi, görüşme sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, Macaristan’ın Doğu Avrupa’daki ülkesinin tek stratejik ortağı olduğuna işaret ederek, “Macaristan ile karşılıklı iş birliğini güçlendirmeye önem veriyoruz. Enerji, su kaynakları yönetimi, eğitim ve Orta Doğu Avrupa ile Orta Asya ülkelerinin transit alanındaki potansiyelinin etkin kullanımı konularını görüştük.” dedi.

Macaristan şirketlerinin Orta Asya’daki konumlarının bundan sonra daha da güçleneceğini belirten Tileuberdi, Astana Uluslararası Finans Merkezi’nde Macaristan’ın İhracat ve İthalat Bankası Ofisi’nin açılacağı bilgisini de paylaştı.

Kazakistan’ın Kovid-19 aşısı Türkiye’de şişelenecek.

Kazak bilim insanları tarafından Korona virüsüne (Kovid-19) karşı geliştirilen ve QazVac (QazKovid-in) olarak adlandırılan aşının, Türkiye'de bir fabrikada şişelere doldurulacağı bildirildi.

Kazakistan Başbakan Yardımcısı Yeralı Tugjanov, gazetecilere yaptığı açıklamada, aşının Türkiye'de ambalajlanması kararını, ülkesindeki yerli aşı üretim fabrikasında inşaat çalışmalarının henüz bitmemesi nedeniyle aldıklarını söyledi.

Tugjanov, QazVac aşısının 21 Nisan’da yüzde 50 oranında uluslararası standartlara uygunluk kontrollerinin tamamlanacağını belirterek, “Ardından Sağlık Bakanlığınca tüm klinik deneyleri değerlendirilecek ve nihai raporu yayımlanacak.” dedi.

- 500 bin dozu Türkiye’de üretilecek

QazVac’ın ilk aşamada Türkiye’de üretilmesi için anlaşma sağlandığını aktaran Tugjanov, "Kazakistan’ın Kovid-19’a karşı geliştirdiği aşısının 500 bin dozunu bir Türk fabrikası bünyesinde üretmeyi hedefliyoruz. Aşı üretiminde tamamen yerli malzeme kullanacağız. Türkiye’de aşı sadece ambalajlanacak." ifadesini kullandı.

Kazak Biyolojik Güvenlik Araştırma Enstitüsü bilim insanları tarafından geliştirilen QazVak aşısı, insanın brakiyalis kaslarına enjekte ediliyor. 21 gün aralıkla ikinci dozunun yapılması gereken aşı, özel soğutma sistemine gereksinim duymuyor.

Kazakistan Dışişleri Bakanı Muhtar Tileuberdi, geçen ay Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyareti kapsamında yerli aşı üretimi için yabancı ortaklarla çalışma yürüttüklerini ve Türkiye’den Atabay şirketi ile üretimle ilgili müzakereler yaptıklarını bildirmişti.

Kazakistan ve Özbekistan sınırında "Orta Asya" Uluslararası Ticaret ve Ekonomi Merkezi'nin inşaatı başlatıldı.

Kazakistan Başbakanı Askar Mamin ile Özbekistan Başbakanı Abdulla Aripov, iki ülkenin sınırında faaliyete geçirilecek "Orta Asya" Uluslararası Ticaret ve Ekonomi Merkezi inşaatının temel atma törenine katıldı.

Kazakistan Başbakanlığı Basın Ofisinden yapılan açıklamaya göre, Başbakan Askar Mamin, Özbek mevkidaşı Abdulla Aripov ile sınırda buluştu.

İkili ve heyetler arası görüşmelerde bir araya gelen Mamin ve Aripov, iki ülke arasında yatırım, ticaret, tarım, transit, turizm, uzay, sanayi, ortak su kaynaklarının kullanımı gibi alanlarda iş birliğini görüştü.

Görüşmelerde, Kazakistan’ın Türkistan şehri ile Özbekistan’ın başkenti Taşkent’i birbirine bağlayacak "Türkistan-Çimkent-Taşkent" güzergahındaki hızlı demir yolu hattının inşaat süreci de ele alındı.

Mamin ve Aripov, daha sonra Kazakistan-Özbekistan sınırında faaliyete geçirilecek "Orta Asya" Uluslararası Ticaret ve Ekonomi Merkezi'nin inşaat çalışmalarını başlattı.

- “10 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor"

Temel atma töreninde konuşan Mamin, "Kazakistan ve Özbekistan, karşılıklı ticaret hacmini 10 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor. Başlattığımız bu proje, söz konusu hedefimize ulaşmaya ve iki devlet arasındaki kapsamlı stratejik iş birliğini daha da güçlendirmeye hizmet edecek." dedi.

Görüşmeler sonucunda Kazakistan ve Özbekistan Başbakanları arasında, "Orta Asya" Uluslararası Ticaret ve Ekonomi Merkezi’nin faaliyeti ile demir yolu taşımacılığının geliştirilmesi için ortak eylem planı protokolleri imzalandı.

"Orta Asya" Uluslararası Ticaret ve Ekonomi Merkezi, Kazakistan ve Özbekistan'ın sınır bölgesindeki 400 hektar alana inşa edilecek ve günde 35 bin yolcu ile 5 bin yük aracı kabul etme kapasitesine sahip olacak.

Söz konusu merkezin Kazakistan ve Özbekistan'ın ortak yatırım projelerinin uygulanması için büyük sanayi, ticaret ve lojistik platformu haline getirilmesi amaçlanıyor.

Kazakistan'da yılın ilk çeyreğinde 21,1 milyon ton petrol üretildi.

Kazakistan Enerji Bakanı Nurlan Nogayev, yılın ilk üç ayında ülkedeki petrol üretiminin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,6 azalarak 21,1 milyon ton olduğunu bildirdi.

Nogayev, Bakanlar Kurulu toplantısında sunduğu raporda ülkenin enerji sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Nogayev, Kazakistan'ın petrol üretiminin ilk çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,6 azalarak 21,1 milyon ton olduğunu bildirdi. Ülkede geçen yıl aynı dönemde ise 23,6 milyon ton petrol üretildi.

Toplam petrolün yaklaşık 13,1 milyon tonunu ülkenin batısındaki en büyük üç petrol sahası Tengiz, Karaçığanak ve Kaşagan'da elde ettiklerini belirten Nogayev, 1 Nisan'da varılan OPEC grubu anlaşması gereği mayıs, haziran ve temmuz aylarında günlük petrol üretimini kademeli olarak 6 bin varile çıkaracaklarını söyledi.

Nogayev, Kazakistan'ın söz konusu dönemde yurt dışına 16,6 milyon ton petrol ve 2,1 milyar metreküp doğal gaz ihracatı gerçekleştirdiğini ifade etti.

Öte yandan Kazakistan Milli Bankası Başkanı Yerbolat Dosayev, altın sektöründe fiyatların düşmesi nedeniyle ocak-mart döneminde ülkenin altın ve döviz rezervlerinin 1,13 milyar dolar azalarak 33,54 milyar dolara gerilediği bilgisini paylaştı.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev, AGİT Dönem Başkanı Linde’yi kabul etti.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, temaslarda bulunmak için başkent Nur Sultan’a gelen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Dönem Başkanı ve İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde ile görüştü.

Kazakistan Cumhurbaşkanlığı Basın Ofisi’nden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Tokayev, AGİT Dönem Başkanı Linde ile ikili ve heyetler arası görüşmelerde bir araya geldi.

Tokayev, görüşmede Kazakistan’ın AGİT ilkelerine ve değerlerine bağlılığını bir kez daha vurgulayarak "Dış politikamızda AGİT ile iş birliği önemli önceliklerimizden biridir. Biz AGİT ve üye ülkelerle daha yakın iş birliğine hazırız." ifadesini kullandı.

Linde de AGİT’in Kazakistan ile ilişkilerine büyük önem verdiğini belirterek Tokayev’e Orta Asya’ya yönelik planları hakkında bilgi verdi.

Ziyareti kapsamında Linde, Kazak mevkidaşı Muhtar Tileuberdi ile de görüştü.

Kazakistan Kovid-19’a karşı yerli aşıyı kullanmaya başladı.

Kazakistan’da yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı geliştirilen yerli aşı QazVak (QazKovid-in) ilk olarak Sağlık Bakanı Aleksey Tsoy'a uygulandı.

Bakan Tsoy'a, başkent Nur Sultan’daki 9 numaralı poliklinikte Kovid-19’a karşı yerli aşı QazVak’ın ilk dozu yapıldı.

Aşı sonrası kendisini iyi hissettiğini belirten Tsoy, ülkede bugün itibariyle halka uygulanmaya başlayan yerli aşı ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Tsoy, Kazak Biyolojik Güvenlik Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilen yerli aşı QazVak’ın ilk aşamada 50 bin dozunun üretilerek bölgelere dağıtıldığını bildirdi.

Aşının doz kapasitesinin artırılması için çeşitli üretim tesisleri ile görüştüklerini kaydeden Tsoy, "Bu konuda Türk ortaklarımızın sahalarını da değerlendiriyoruz." dedi.

Tsoy, ülkesinin dünyada Kovid-19’a karşı kendi aşısını yerli imkanlarla geliştiren 5 ülkeden biri olduğunu da söyledi.

Daha önce Kazakistan Sağlık Bakanlığı, yerli aşı QazVak’ın ölü virüse dayalı teknikle hazırlanmış inaktif aşı olduğunu ve güvenliğinin kanıtlandığını açıklamıştı.

İkinci dozu 21 gün arayla uygulanan QazVak aşısının korunması için, özel soğutma sistemine gereksinim duyulmuyor.

Kazakistan’ın Kurucu Cumhurbaşkanı Nazarbayev, Kazakistan Halk Asamblesi Başkanlığından çekildiğini duyurdu.

Kazakistan'ın Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, ülkenin iç politikasında önemli yere sahip Kazakistan Halk Asamblesi Başkanlığı görevini, Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’e devrettiğini açıkladı.

Nazarbayev, başkent Nur Sultan’da, Korona virüsü salgını nedeniyle video konferans yoluyla yapılan Kazakistan Halk Asamblesi’nin 29. Genel Kurulu'nda konuştu.

"30 Yıldır Birlik, Barış ve Uyum" başlığıyla düzenlenen toplantıda Nazarbayev, "Bağımsızlık, bizim için adalet zamanı oldu. Kazak halkı, yıllarca öğrenmesine ve konuşmasına izin verilmediği milli ruhu ve zengin tarihine yeniden kavuştu." dedi.

Nazarbayev, Kazakistan'ın 30 yıllık bağımsızlığı sürecinde ülke ekonomisini sıfırdan inşa ettiklerini belirterek "Bağımsızlık yıllarında ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası 13 kat arttı. Sovyetler Birliği’nin çökmesiyle bin 500 tesis kapandı. Halkın 2 milyonu işsizdi. O zaman nüfusun yüzde 47,5’i yoksulluk sınırının altında yaşıyorken bugün de bu oran yüzde 10’un altında. İşsizlik üç katına düşürülerek yüzde 4,5 seviyesine düştü." diye konuştu.

Ülke nüfusunun 2025 yılına kadar 20 milyonu aşacağını ve şu anda Kazakların oranının yüzde 70’i geçtiğini aktaran Nazarbayev, vatandaşların devlet dili olan Kazakçayı öğrenme isteklerinin desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Nazarbayev, Kazakistan’ın toplum çeşitliliğini avantaja çevirmeyi başardıklarını belirterek "Bu, artık ülkemizin iyi bilinen rekabet önceliğidir. Bizim geliştirdiğimiz etnik grupları arası ilişki modeli artık tüm dünyada kabul edilmektedir." ifadelerini kullandı.

19 Mart 2019 tarihinde Cumhurbaşkanlığı görevinden istifa ettiğini hatırlatan Nazarbayev, ülkenin iç politikasında önemli yere sahip Kazakistan Halk Asamblesi’nin Ömür Boyu Başkanlık görevinden bugün itibarıyla çekildiğini duyurdu.

Nazarbayev, devletin tüm sorularının aynı elde olması gerektiğine işaret ederek söz konusu görevi mevcut Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’e devretme kararı aldığını açıkladı.

Kazakistan Halk Asamblesi, 1992’de ülkede yaşayan çeşitli etnik gruplar arasında barış ve uyumun desteklenmesi amacıyla kurulmuştu. 1995’ten beri Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak faaliyet gösteren kurum, dil politikasının geliştirilmesi, etnik toplulukların medyaları, tiyatroları ve halk sanatlarının desteklenmesi, etnik gruplar arası ilişkileri güçlendirmek için proje ve programların oluşturulması alanında çalışmalar yürütüyor. 2007’den beri anayasal statüsü verilen Asambleden 9 milletvekili Kazakistan Parlamentosu Meclisi’ne seçilme hakkına sahip oluyor.


ÖZBEKİSTANÖzbekistan bayrağı - Vikipedi

Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, Türk Konseyi ülkelerinin kalkınma bankasını kurmasını teklif etti.

Mirziyoyev, Korona virüsü (Kovid-19) salgını nedeniyle çevrim içi düzenlenen Türk Konseyi Gayriresmi Zirvesi'ne canlı bağlantıyla katıldı.

Burada konuşan Mirziyoyev, Türk Konseyi ülkelerinin kendi yatırım fonu ve kalkınma bankasını kurma zamanı geldiğini belirterek, bunun için somut çalışmalara başlamaya hazır olduklarını söyledi.

Ülkelerin potansiyellerini birlikte kullanarak her türlü zorluklara hazırlıklı olmaları gerektiğini vurgulayan Mirziyoyev, temel hedefleri olan ekonomik ilişkileri güçlendirmek için belirli belgelerin hazırlanması gerektiğini dile getirdi.

"Somut çalışmalara başlamaya hazırız"

Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, "Türk Konseyinin kendi yatırım fonunu oluşturma ve kalkınma bankası kurma zamanı geldi. Bu yönde somut çalışmalara başlamaya hazırız. Ayrıca ulaşım ve transit potansiyelini geliştirmenin de önemi artıyor. Bölgemizde bunun için yeterince imkan ve potansiyel var. Yani Orta Asya üzerinden dünya pazarına girmeliyiz. Azerbaycan ve Türkiye üzerinden de Avrupa ülkelerine girebiliriz. Bu da altyapı projelerinin gerçekleştirilmesini gerektiriyor." dedi.

Özbekistan'da inşa edilecek ilk rüzgâr santralinin temeli atıldı.

Özbekistan Yatırım ve Dış Ticaret Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Nevai bölgesinde Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) Masdar şirketi tarafından inşa edilecek 1500 megavat kapasiteli rüzgar santralinin temeli atıldı.

BAE Enerji ve Altyapı Bakanı Suhail bin Mohammed al-Mazrouei ile Sanayi ve İleri Teknoloji Bakanı Sultan el-Cebir'in de video konferans yöntemiyle katıldığı törende konuşan Özbekistan Başbakan Yardımcısı ve Yatırım ve Dış Ticaret Bakanı Sardor Umrzakov, bu projeyi sektöründe ilk olmasından dolayı önemsediklerini söyledi.

Masdar şirketi İcra Kurulu Başkanı Mohamed Jameel Al Ramahi de bu projenin aynı zamanda Özbekistan'ın temiz enerji hedeflerine ulaşmasına önemli katkı sağlayacağını kaydederek, "Rüzgar enerjisi sektörünün liderlerinden olan Masdar şirketi, Özbekistan'ın düşük karbonlu enerjiye geçiş stratejisini desteklemekten ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için hükümetle iş birliğini güçlendirmekten gurur duyuyor." dedi.

- Rüzgâr santralinin 2024'te tamamlanması öngörülüyor.

Geçen yıl Masdar ile Özbekistan hükümeti arasında 500 megavat kapasiteli rüzgar santralinin inşaatına ilişkin 600 milyon dolarlık anlaşma imzalanmış, daha sonra kapasitesi 1500 megavata çıkarılan proje için 1,6 milyar dolarlık yatırım yapılması planlanmıştı.

Özbekistan hükümeti, 2030'a kadar gerçekleştireceği projelerle toplam elektrik üretimindeki güneş ve rüzgar santrallerinin payını yüzde 26'ya çıkarmayı hedefliyor.

Özbekistan, İran ile taşımacılık alanındaki iş birliğini artırmak istiyor.

Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, ülkesinin, İran ile taşımacılık alanındaki iş birliğini daha da genişletmekten yana olduğunu belirtti.

Özbekistan Cumhurbaşkanlığı Ofisinden yapılan açıklamaya göre, Mirziyoyev, ülkede temaslarını sürdüren İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’i kabul ederek, iki ülke arasındaki siyasi, ticari-ekonomik, yatırım, ulaşım, lojistik ve diğer alanlardaki ilişkilerin durumunu ele aldı.

Görüşmede, Afganistan'da barış sürecinin ilerletilmesi ve bölgesel güvenliğin sağlanması konularının da aralarında bulunduğu tarafları ilgilendiren uluslararası ve bölgesel meseleler de gözden geçirildi.

Mirziyoyev görüşmede, Korona virüsü (Kovid-19) salgınından kaynaklanan zorlu bir dönemde Özbekistan-İran ilişkilerinin sürekli olarak gelişmekte olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

İki ülke arasında taşımacılık alanındaki iş birliğinin daha da genişletilmesinden yana olduklarını ifade eden Mirziyoyev, İran deniz limanlarının etkin kullanımının ve Özbekistan-Türkmenistan-İran-Umman ulaşım koridorunu geliştirmenin önemini kaydetti.

Zarif de Afganistan’da barış sürecinin ilerletilmesine ve bu ülkeyi bölgesel ticari-ekonomik iş birliğine dahil etmeye yönelik Özbekistan’ın çabalarını övdü.

Özbekistan, AB ülkelerine belirli ürünleri gümrüksüz ihraç edebilecek.

Özbekistan'ın belirli ürünleri Avrupa Birliği'ne (AB) gümrüksüz ihraç etmesini sağlayacak Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi (GSP ) statüsü yürürlüğe girdi.

Özbekistan Başbakan Yardımcısı, Yatırımlar ve Dış Ticaret Bakanı Sardor Umurzakov, yaptığı açıklamada, "GSP " statüsünün Özbekistan için yürürlüğe gireceğini belirtti.

Umurzakov, söz konusu statünün, Özbekistan'ın AB’ye gümrüksüz ihraç edeceği ürün çeşidi sayısını 3 binden 6 bin 200’e çıkarmasına olanak sağlayacağını kaydetti.

Bu statünün Özbekistan ile AB ülkeleri arasındaki ticari-ekonomik ilişkilerin daha da derinleşmesine hizmet edeceğini kaydeden Umurzakov, "Özbekistan’ın söz konusu statüden istifade etmesinin başta AB ülkelerinden olmak üzere yatırımcılara ve özel sektör temsilcilerine Özbekistan'da çeşitli projeleri gerçekleştirmeleri için güçlü bir ivme kazandıracak ve Özbekistan ile AB ülkeleri arasındaki ticari-ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesi için sağlam bir altyapı oluşturacak." dedi.

Umurzakov, "GSP " sisteminin tekstil, giyim ve plastik ürünler gibi bazı önemli ihraç malları üzerindeki gümrük ödemelerini kaldırılacağından, AB ile Özbekistan arasındaki ticareti artırmak için ek fırsatlar sunacağını vurguladı.

Avrupa Komisyonu, Aralık 2020’de Özbekistan'a, belirli ürünleri AB ülkelerine gümrüksüz ihracatını sağlayacak sistem olan "GSP " statüsünün verilmesini kararlaştırmıştı.

Özbekistan'ın Ankara Büyükelçisi Azamhocayev: "Özbekistan için Türkiye önem arz eden ülkelerdendir"

Özbekistan'ın Ankara Büyükelçisi Alişer Azamhocayev, "Stratejik ortaklarla dayanışma ve iş birliğinin güçlendirilmesinde Özbekistan için Türkiye önem arz eden ülkelerdendir. İki ülke arasındaki mesafe her ne kadar uzak olursa olsun, gönül coğrafyamız bir ve gerektiğinde birbirimize uzanacak el her daim yan yanadır." ifadesini kullandı.

Büyükelçilikten yapılan açıklamaya göre, Özbekistan'ın Ankara Büyükelçiliği ile Avrasya Ekonomik İlişkiler Derneği (EkoAvrasya) arasında iş birliği protokolü imzalandı.

İmza törenine, Azamhocayev ve EkoAvrasya Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eren katıldı.

İmzalanan protokol ile Özbekistan Ankara Büyükelçiliği ve EkoAvrasya, Türkiye ve Özbekistan’ın yürürlükte olan yasal mevzuatına uygun olarak iki taraflı ilişkilerini geliştirmek ve öncelikli olarak ekonomik, ticari, sosyal ve kültürel alanlarda iş birliği sürecine katkı sunmak üzere ortak hareket etme kararı aldı.

- "Protokol ile de daha çok çalışacağımıza söz veriyoruz"

Törende konuşan Azamhocayev, Özbekistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin her geçen gün güçlenerek devam ettiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

"Stratejik ortaklarla dayanışma ve iş birliğinin güçlendirilmesinde Özbekistan için Türkiye önem arz eden ülkelerdendir. İki ülke arasındaki mesafe her ne kadar uzak olursa olsun gönül coğrafyamız bir ve gerektiğinde birbirimize uzanacak el her daim yan yanadır. Tarihimizden aldığımız güç, kardeşliğimize de güç katmaktadır. Bugün imzalamış olduğumuz bu iş birliği protokolü ile de daha çok çalışacağımıza söz veriyoruz."

AGİT Dönem Başkanı Linde, Özbekistan'ın demokratik dönüşüm ve ekonomik reformlarını desteklediklerini belirtti

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Dönem Başkanı ve İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde, Özbekistan'ın yeni dönemde gerçekleştirilen demokratik dönüşümler, sosyoekonomik reformlar ile Orta Asya'da iyi komşuluk, karşılıklı güven ve ortaklığın güçlendirmesine yönelik politikasını desteklediklerini bildirdi.

Cumhurbaşkanlığı Basın Ofisinden yapılan açıklamaya göre, Ann Linde ve beraberindeki heyet, temaslarda bulunmak üzere geldiği Özbekistan’da Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev tarafından kabul edildi.

Özbekistan'ın AGİT ve İsveç ile ilişkilerinin genişletilmesi meseleleri ele alınan görüşmede, bölgesel ve uluslararası öneme sahip konularda görüş alışverişinde bulunuldu.

Görüşmede, AGİT ile mevcut etkili diyalog düzeyinden duyduğu memnuniyeti belirten Mirziyoyev, İsveç'in AGİT'teki dönem başkanlığının önceliklerini desteklediğini vurguladı.

Mirziyoyev, ülkesinin AGİT ile çok yönlü ortaklığının genişletilmesinin önemine işaret ederek, AGİT’in Özbekistan Proje Koordinatörlüğü Ofisinin çabalarıyla taraflar arasındaki diyalog ve iş birliğinin daha da arttığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, ülkesinin AGİT’in Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu ve Parlamenter Asamblesi ile verimli diyaloğun sürdürülmesinden yana olduğunu belirtti.

İsveç ile ikili ilişkilerin geleceğine de değinen Mirziyoyev, önde gelen İsveç şirketlerinin yenilikçi teknolojileri ve yatırımlarının daha fazla ülkeye çekilmesi için çalışacaklarını, eğitim ve ticaret alanındaki iş birliğin de genişletilmesinden yana olduklarını vurguladı.

Samimi karşılama ve açık diyalog için Mirziyoyev’e teşekkür eden Ann Linde de Özbekistan'da yeni dönemde gerçekleştirilen demokratik dönüşümler ve sosyoekonomik reformlar ile Orta Asya'da iyi komşuluk, karşılıklı güven ve ortaklığın güçlendirmesine yönelik sürdürdüğü politikayı takdir ettiklerini, desteklediklerini dile getirdi.

Görüşmede, İsveç’te Özbekistan’ın diplomatik misyonunun kurulmasının iki ülke arasındaki ve İskandinav ülkeleriyle iş birliğinin daha da gelişmesine katkı sağlayacağı vurgulandı.

Özbekistan ilk çeyrekte yüzde 3 büyüdü.

Özbekistan ekonomisi, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 3 büyüme kaydetti.

Özbekistan Devlet İstatistik Komitesi verilerine göre, ülkenin GSYH'si ilk 3 ayda 2020'nin aynı dönemine kıyasla yüzde 3 arttı.

İlk çeyrekte hizmetler sektörü yüzde 5,8, sanayi sektörü yüzde 3,8, tarım, orman ve balıkçılık sektörü yüzde 3,1, perakende, ticaret yüzde 2,8, taşımacılık yüzde 2,8 ve inşaat sektörü yüzde 0,5 büyürken, yatırım hacminde yüzde 3,5 ve yolcu taşımacılığında yüzde 3,8 küçülme yaşandı.

Özbekistan ekonomisi, geçen yıl yüzde 1,6 büyümüştü.

Özbekistan'ın dış ticareti ilk çeyrekte 7,1 milyar dolar oldu.

Özbekistan'ın dış ticaret hacmi, bu yılın ilk 3 ayında 2020'nin aynı dönemine göre yüzde 11,6 düşüşle 7 milyar 105,1 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Özbekistan Devlet İstatistik Komitesi'nden yapılan açıklamaya göre, ilk çeyrekte ülkenin ihracatı geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 26,5 azalarak 2 milyar 398,1 milyon dolar, ithalatı da yüzde 1,3 düşerek 4 milyar 707 milyon dolar oldu. Söz konusu dönemde ülkenin dış ticaret açığı 2 milyar 308,9 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.

İlk 3 ayda Özbekistan'ın en fazla ticaret yaptığı ülkeler 1 milyar 421,4 milyon dolarla Çin, 1 milyar 277,5 milyon dolarla Rusya, 866,7 milyon dolarla Kazakistan, 653,3 milyon dolarla Türkiye ve 408,3 milyon dolarla Güney Kore oldu.

Özbekistan'ın ihracatında ilk çeyrekte sanayi ürünleri yüzde 38, hizmetler sektörü yüzde 19,5, gıda ve hayvancılık yüzde 9,5, ithalatında da makine ve teçhizatlar yüzde 29,5, sanayi ürünleri yüzde 18,7 ve kimya ürünleri yüzde 14,3 pay aldı.

Özbekistan'ın dış ticaret hacmi, 2020'de yüzde 13,1 azalışla 36 milyar 299,3 milyon dolar olarak gerçekleşmişti.

Özbekistan, bu yılın ocak-mart döneminde 637,7 milyon dolarlık tekstil ürünü ihracatı gerçekleştirdi.

Özbekistan Tekstil Sanayi Birliği verilerine göre, yılın ilk üç ayında ülkenin tekstil ürünleri ihracatı geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 37,8 artış kaydetti.

2020’nin ilk çeyreğinde 462,8 milyon dolarlık tekstil ürünü ihraç eden Özbekistan, bu dönemde diğer ülkelere 637,7 milyon dolarlık tekstil ürünü ihracatında bulundu.

Yılın ilk çeyreğinde 364 çeşit tekstil ürünü sevk eden Özbekistan’ın tekstil ürünleri ihracatının 349,8 milyon dolarını pamuk ipliği oluştururken, en çok ihraç edilen diğer ürünler arasında 147,5 milyon dolarla hazır triko ve konfeksiyon, 55,7 milyon dolarla nakışlı kumaş, 28 milyon dolarla pamuklu kumaş, 11,5 milyon dolarla ipek ve ipekli ürünler ile 8,5 milyon dolarla halı ürünleri yer aldı.

İlk çeyrekte dünyanın 54 ülkesine tekstil ürünleri ihraç eden Özbekistan'ın en fazla tekstil ürünü ihraç ettiği ülkelerin başında 209,4 milyon dolarla Rusya geldi.

Rusya'yı, 170,1 milyon dolarla Çin, 84 milyon dolarla Kırgızistan, 65,9 milyon dolarla Türkiye, 15,4 milyon dolarla Polonya ve 11 milyon dolarla İran takip etti.

Bu dönemde tekstil ürünleri ihracatı, ülkenin toplam ihracatının yüzde 26,6'sını oluşturdu.

2020'de Özbekistan'ın tekstil ürünleri ihracatı yüzde 18,1 artışla 1 milyar 922,2 milyon dolar olmuştu.

Dünyanın önde gelen pamuk üreticilerinden olan Özbekistan, 2020'den itibaren pamuk ihracatını tamamen durdurmuştu. Özbekistan, ürettiği pamuğun tamamını ülkedeki fabrikalarda işlemeyi ve tekstil ürünleri ihracatını 2025'te 8 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor.

Türkiye'nin Taşkent Büyükelçisi Bekar, Cumhurbaşkanı Mirziyoyev'e güven mektubunu sundu.

Türkiye'nin yeni atanan Taşkent Büyükelçisi Olgan Bekar, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev'e güven mektubunu sundu.

Özbekistan Cumhurbaşkanlığı Basın Ofisi, Cumhurbaşkanı Mirziyoyev'in Bangladeş, Çekya, Mısır, Ürdün, Rusya ve Türkiye'nin yeni atanan büyükelçileri ile Avrupa Birliği'nin (AB) Özbekistan'daki delegasyon başkanını kabul ettiğini bildirdi.

Kabul töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, diplomatik misyon şeflerini göreve başlamalarından dolayı kutlayarak Özbekistan'ın bu ülkelerle yapıcı diyaloğu daha da geliştirmeye ve karşılıklı menfaatlere dayalı iş birliği ve yapıcı ortaklığı genişletmeye önem verdiğini kaydetti.

Yeni bir Özbekistan inşa etmeyi amaçlayan demokratik reformlar, stratejik programlar ve projeler ile ülkesinin dış politikadaki önceliklerine de değinen Mirziyoyev, ülkesinin Türkistan ülkeleri ve gelişmiş ülkelerle stratejik ortaklık ve çok yönlü iş birliği ilişkilerinin sürekli olarak pekiştirmeye özen göstereceklerini belirtti.

Mirziyoyev, "Özbekistan, karşılıklı güven ve saygı, eşitlik ve karşılıklı menfaatlere dayalı iş birliği, dostluk ve iyi komşuluk ilişkilerine dayanan dış politika yolunu katiyen sürdürecektir. Dünyadaki zorlu jeopolitik süreçler ve küresel ekonomik kriz döneminde Özbekistan'ın gerçekleştirmekte olduğu açık ve yapıcı dış politika olumlu sonuçlarını vermektedir." dedi.

Konuşmasında Türkiye ile ilişkilere de değinen Mirziyoyev, şöyle konuştu:

"Dünyada büyük bir siyasi-ekonomik, askeri ve kültürel potansiyele sahip kardeş Türkiye ile olan stratejik ortaklık ilişkilerine ayriyeten yüksek değer veriyoruz ve (bu ilişkileri) yüksek düzeye çıkardığımıza herkes tanık olmuştur. Türkiye Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte ilişkilerimizi yüksek düzeye çıkarmak için büyük çabalar gösterdik. Günümüzde iki ülke arasında güvenilir siyasi diyalog kuruldu ve Kovid-19'a rağmen karşılıklı ziyaretler artıyor. Son olarak ülkemize yapılan Türkiye dışişleri ve ticaret bakanlarının ziyaretleri verimli geçti.

Türkiye'nin önde gelen şirket ve bankaları ile ülkede büyük çaplı ticari, yatırım ve altyapı projeleri hayata geçirilmekte. Bölgelerimiz arasında iş birliği ilişkileri kuruldu. Eğitim, sağlık, kültür, sinema ve diğer alanlarda ortak projeler başarılı olarak gerçekleştirilmekte. Biz, uluslararası ve bölgesel örgütler çerçevesinde birbirimizi yakından desteklemekteyiz. Bu yıl İstanbul'da düzenlenecek Türk Konseyi Zirvesi'ne katılacağız. En önemlisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Özbekistan'a resmi ziyaretini bekliyoruz ve bu ziyaret kapsamında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 2. Toplantısı'nı gerçekleştireceğiz."

İki ülke arasındaki ilişkilerin gündeminin çok içerikli ve yoğun olduğuna dikkati çeken Mirziyoyev, Büyükelçi Bekar'ın diplomatik yeteneğinin geniş kapsamlı kardeşlik ilişkilerinin daha da gelişmesine önemli bir ivme vereceğine inandığını belirtti.

Türkiye'nin Taşkent Büyükelçisi Bekar’a Özbekistan'daki görevinde başarılar dileyen Mirziyoyev, "Ata yurdunuzdaki faaliyetinizin verimli olacağını içtenlikle umuyorum" diye konuştu.

Özbekistan, ilk çeyrekte 133,8 milyon dolarlık meyve-sebze ihraç etti.

Özbekistan, yılın ilk üç ayında 133,8 milyon dolarlık meyve-sebze ürünleri ihracatı gerçekleştirdi.

Özbekistan Devlet İstatistik Kurumu verilerine göre, yılın ilk üç ayında ülkenin meyve-sebze ihracatı geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 1,9 azalarak 133,8 milyon dolar oldu.

Özbekistan, söz konusu dönemde 218 bin ton meyve-sebze ürünleri ihraç etti. İhraç edilen ürünlerin 82,2 milyon dolarını sebze, 24,6 milyon dolarını meyve, 12,8 milyon dolarını kuru üzüm, 8,2 milyon dolarını yer fıstığı, 4,1 milyon dolarını biber, 1,6 milyon dolarını üzüm, 300 bin dolarını da kavun-karpuz ürünleri oluşturdu.

Özbekistan'ın en çok meyve-sebze ihraç ettiği ülkeler arasında Kazakistan yüzde 19,8 payla ilk sırada yer aldı. Bu ülkeyi, yüzde 19,3 payla Rusya, yüzde 15,1 payla Çin, yüzde 9,6 payla Pakistan, yüzde 8,3 payla Kırgızistan, yüzde 6,1 payla Afganistan, yüzde 2,5’er payla Azerbaycan ve Türkmenistan, yüzde 2,3 payla Türkiye izledi.

Özbekistan, ilk çeyrekte Türkiye’ye toplam tutarı 3,1 milyon dolar olan 2 bin 900 ton meyve-sebze ürünleri ihraç etti.

Söz konusu dönemde meyve-sebze ürünleri ihracatı, Özbekistan'ın toplam ihracatının yüzde 5,6'sını oluşturdu.

Orta Asya'nın önemli meyve-sebze üreticilerinden olan Özbekistan, 2020'de bir önceki yıla göre yüzde 16,5 artışla 1 milyar 8 milyon dolarlık meyve-sebze ürünü ihraç etmişti.

Özbekistan, Kırgızistan ile Tacikistan'ı sınır hattındaki sorunu müzakere yoluyla çözmeyi önerdi.

Özbekistan Dışişleri Bakanlığı, Kırgızistan ve Tacikistan sınırında can kaybına neden olan gerginliğin tırmandığını ve gelen bilgilerin tedirginliğe neden olduğunu söyledi.

Açıklamada, tarafları çatışmaları derhal sona erdirmeye, durumu istikrara kavuşturmak için ortak önlemler almaya ve gerginliğin daha da artmasına yol açabilecek eylemlerden kaçınmaya çağırdı.

- Özbekistan: Müzakereler için yardıma hazırız

Özbekistan, ortaya çıkan durumun en kısa sürede çözülmesi için mümkün olan tüm yardımı sağlamaya hazır olduğunu vurguladı.

Kırgızistan ile Tacikistan arasında tartışmalı sınır bölgesindeki barajda iki ülke vatandaşları arasında dün başlayan taşlı sopalı kavga bugün silahlı çatışmaya dönüşmüş, her iki tarafın da silah kullandığı çatışmalarda 1 kişi hayatını kaybetmiş, 17 kişi yaralanmıştı.

Özbekistan ve Rusya savunma bakanlıkları 2021-2025 yıllarına yönelik stratejik ortaklık programı imzaladı.

Rusya ve Özbekistan'ın savunma bakanları, 2021-2025 yıllarına yönelik askeri alanda stratejik ortaklık programına imza attı.

Özbekistan Savunma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, temaslarda bulunmak üzere geldiği Özbekistan’ın Buhara şehrinde Savunma Bakanı Bahadır Kurbanov ile bir araya gelerek, iki ülke arasında askeri alandaki iş birliği meselelerini ele aldı.

Görüşmede Kurbanov, stratejik ortaklık ve müttefiklik ilişkilerini somut içerikle doldurmak açısından Rusya ile ikili ve çok taraflı ilişkileri daha da derinleştirmek istediklerini kaydederek, ülkesinin savunma ve bölgesel güvenlik alanında Rusya ile çok yönlü iş birliğini daha da genişletmekten yana olduğunu belirtti.

Şoygu da iki ülke arasındaki askeri alandaki iş birliğinin geliştirilmesi için ilk defa askeri alanda stratejik ortaklık programının geliştirildiğini kaydetti. İki ülke arasındaki askeri iş birliğinin öncelikleri arasında Özbekistan silahlı kuvvetlerinin muharebe potansiyelinin güçlendirilmesi ve askeri personelin eğitilmesi olduğunu kaydeden Şoygu, Özbekistan’ın ülkesinin Orta Asya bölgesindeki stratejik ortağı olduğunu vurguladı.

Şoygu, 2. Dünya Savaşı sırasında Özbek halkının faşizme karşı kazanılan zafere katkılarını anlatan arşiv belgelerini hediye ettiği Özbek mevkidaşı Kurbanov'u Moskova Uluslararası Güvenlik Konferansı, Uluslararası Askeri-Teknik Forumu ve Uluslararası Ordu Oyunları'na davet etti.

Görüşmenin ardından Şoygu ve Kurbanov, Rusya ve Özbekistan savunma bakanlıkları arasında 2021-2025 yıllarına yönelik askeri alanda stratejik ortaklık programına imza attı.

THY, Özbekistan'ın Urgenç ve Fergana şehirlerine seferlere başlayacak.

Türk Hava Yolları (THY), mayıs ayında Özbekistan'ın Urgenç ve Fergana şehirlerine sefer başlatacağını duyurdu.

THY Genel Müdürü Bilal Ekşi, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Köklerimize dönüyoruz. Özbekistan'ın Urgenç ve Fergana şehirlerine sefer başlatıyoruz. Mayıs ayı içinde seferler başlıyor. Lütfen web sitemizi ziyaret ediniz." ifadelerini kullandı.

Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev Türkmenistan’a çalışma ve taziye ziyareti gerçekleştirdi.

Ziyarette iki ülke arasında devam eden ikili ve bölgesel iş birliği konuları görüşüldü. Özbek lider ayrıca, Türkmen liderin geçtiğimiz günlerde vefat eden babası için verdiği iftar yemeğine katıldı.

Türkmen lider Berdimuhamedov, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’i, Oğuzhan Sarayının kapısında karşıladı. Görüşmede konuk Cumhurbaşkanı mevkidaşının babasını kaybetmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve Cumhurbaşkanı ve aile üyelerine başsağlığı diledi. Malikgul Berdimuhamedov’un, Türkmenlerin kalbinde, hayatını halkına hizmet etmeye adanmış gerçek bir vatansever olarak kalacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Gurbanguli Berdimuhamedov da taziyeleri için konuk Cumhurbaşkanına teşekkür etti. Türkmen-Özbek dostluğunun köklerinin asırların derinliklerine uzandığını ifade etti ve iki halk arasında yüz yıllardır iyi komşuluk ilişkilerinin olduğunu söyledi.

Ardından Devlet Başkanları ikili ve bölgesel iş birliği konularında görüş alışverişinde bulundu. Taraflar salgına rağmen gelişen ilişkilerden duydukları memnuniyeti dile getirdi. Türkiye’ye kadar uzanan ulaşım ve transit taşımacılıkta çok yönlü iş birliği olanakları değerlendirildi.

Devlet Başkanları daha sonra Türkmen liderin vefat eden babası için verdiği iftar yemeğine katılmak üzere Kıpçak Camine geçti. Camide Türkmen ve Özbek müftülerin dualarına iştirak eden liderler, burada Türkmenistan’ın ilk Cumhurbaşkanı Saparmurat Türkmenbaşı’nın kabrini de ziyaret etti. Türkmen lider, babası için düzenlenen iftar yemeğine katıldıkları için mevkidaşına ve heyetine teşekkür etti. Özbek lider daha sonra Türkmenistan’dan ayrıldı.


KIRGIZİSTANKırgızistan bayrağı

Kırgızistan Cumhurbaşkanı: "Türk Konseyi isminin, Türk Devletleri Örgütü olarak adlandırılmasını destekliyoruz"

Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, ülkesinin Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi'nin (Türk Konseyi) isminin, Türk Devletleri Örgütü olarak yeniden adlandırılmasını desteklediğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Caparov, Türk Konseyi Gayri Resmi Zirvesi'nde çevrimiçi yaptığı konuşmada, Türk halklarının entegrasyon sürecini güçlendiren ve yeni ivme kazandıran bir dizi etkene dikkati çekti.

Türk Konseyi'nin çok yönlü faaliyetleri ile uluslararası arenadaki yeri ve otoritesine işaret eden Caparov, "Kırgızistan, Türk Konseyi isminin, Türk Devletleri Örgütü olarak yeniden adlandırılmasını destekliyor." ifadesini kullandı.

Caparov, "Konseyin, Türk Devletleri Örgütü'ne dönüştürülmesinin tamamlanmasının ardından örgütün uluslararası arenadaki konumunu güçlendirmede olumlu etkisi olacaktır. Bu durum örgütün faaliyetlerinin kapsamının genişletilmesini teşvik edecek ve diğer ülkelerin örgüte katılımını veya gözlemci statüsü istemelerini sağlayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Türk Dünyası Yatırım Fonu'nun kurulması fikrini de desteklediklerini belirten Caparov, ulaşım ve turizm sektörünü Türk dünyasının temel iş birliği alanlarından biri olarak gördüğünü aktardı.

Caparov, Türk devletleri arasında ulaştırma ve iletişim iş birliğini güçlendirmenin yanı sıra ticaret sürecini geliştirmeye yönelik tedbirlerin alınması gerektiğinin altını çizdi.

Trans-Hazar Uluslararası Taşımacılık Koridorunun tüm potansiyelinin kullanılması gerektiğine dikkati çeken Caparov, Kırgızistan'ı Özbekistan'a, diğer yandan Çin'e bağlayan yeni bir demir yolu projesinin hayata geçirilmesi de dahil, Türk Konseyi'ne üye ülke topraklarında yeni demir yolları projelerinin gerçekleştirilmesinin büyük önem taşıdığını ifade etti.

- "Türk Dünyası’nın gücü ruhunda, zengin kültüründe ve mirasındadır"

Caparov, Türk Dünyası ülkelerinin turizm sektörünü desteklemesi gerektiğini belirterek, "Türk Dünyası’nın gücü ruhunda, zengin kültüründe ve mirasındadır. Türk Dünyası, her şeyden önce Türk medeniyetidir. Türk Dünyası’nın turist haritasının oluşturulması ve yaygınlaştırılması tüm ülkelere fayda sağlayacaktır." diye konuştu.

Türk Konseyi'nin çalışmalarına büyük katkı sağlayan Macaristan'ın statüsünün belirlenmesini öneren Caparov, Türkiye'nin ev sahipliğinde bu yıl yapılacak 4. Dünya Göçebe Oyunları'nın en üst düzeyde gerçekleştirileceğine olan inancını dile getirdi.

Kırgızistan Silahlı Kuvvetleri, ülkenin güneyinde komuta kademesi ve askeri personelin yer aldığı geniş çaplı askeri tatbikat başlattı.

Kırgızistan Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, ülkenin güneyindeki Batken, Oş ve Celalabad bölgesinde 2 bin askerin katıldığı "Güvenlik-2021" ve "Güney-2021 Oluşumu" askeri eğitim tatbikatına 1 Nisan 2021 tarihinde başlanıldığını bildirildi.

Açıklamada, tatbikatın temel amacının, ülkede olası askeri ve olağanüstü hal durumunda askeri, devlet yönetimi ve yerel yönetim organlarının arasında etkileşimi geliştirmek, her düzeydeki komutanların ve birliklerin imkan ve yönetim tecrübesini artırmak olduğu belirtildi.

3 Nisan'da sona erecek tatbikatta 2 bin askerin, 100 tankın ve zırhlı aracın, 20 füze ve top sistemi ile 10 hava aracının yer aldığı kaydedildi.

Savunma Bakanı General Taalaybek Omuraliyev, tatbikatın açılış törenindeki konuşmasında, modern dünyada, temel zorlukların ve tehditlerin uluslararası terörizm ve aşırılığın olduğunu belirterek, "Biz ülkemizin ve vatandaşlarımızın güvenliğini korumaya hazır olmalıyız." dedi.

Orta Asya'nın en kalabalık nüfusunun yaşadığı Fergana Vadisi'nde Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan devlet sınırları kesişiyor ve vadideki söz konusu üç ülkenin mevcut sınır belirsizliği sorunları nedeniyle 1990’lı yıllardan beri önemli sorunlar ortaya çıkıyor.

CASA-1000 yüksek gerilimli elektrik hattı projesinin Kırgızistan ayağına başlandı.

Kırgızistan ve Tacikistan elektriğini Afganistan üzerinden Pakistan'a taşıyacak CASA-1000 (Central Asia South Asia Electricity Transmission and Trade Project) yüksek gerilimli elektrik hattı projesinin Kırgızistan ayağına başlandı.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Sadır Caparov'un katılımıyla ülkenin güneyindeki Batken Bölgesi Batken ilçesi Kara-Bulak köyünde, CASA-1000 yüksek gerilimli elektrik hattı projesi çerçevesinde elektrik kablolarını taşıyacak elektrik direğinin temel atma töreni düzenlendi.

Caparov, törende yaptığı konuşmada, CASA-1000 projesinin bölge ülke ve halkları açısından taşıdığı öneme dikkati çekerek, "CASA-1000 projesi, enerji geliştirme alanında yeni bir sayfa açan ve bir bütün olarak Orta ve Güney Asya ülkelerinin sosyo-ekonomik iyileşmesine katkıda bulunacak büyük ölçekli bir bölgesel projedir." dedi.

Projenin, Kırgızistan'ın elektrik ihracat potansiyelini artıracağını ve enerji sektörüne ek yatırımları çekeceğini vurgulayan Caparov, "Hidroelektrik potansiyelinin artırılması ve yeni elektrik hatlarının inşası ülkenin enerji güvenliğinin sağlanması açısından stratejik bir hedeftir." ifadesini kullandı.

Caparov, 1 milyar 100 milyon dolar toplam yatırım miktarını öngören CASA-1000 projesinin 200 milyon dolarlık Kırgızistan ayağındaki elektrik hatlarının inşaatına destek veren uluslararası finans kuruluşları Dünya Bankası, İslam Kalkınma Bankası ve Avrupa Yatırım Bankasına teşekkür etti.

- CASA -1000 yüksek gerilimli elektrik hattı projesi

CASA-1000 projesiyle, Türkistan’ın en büyük buzullarından beslenen Kırgızistan ve Tacikistan'daki ırmakların fazla suyunun yaz aylarında boşa akmasının önlenmesi ve bu ülkelerde üretilen elektriğin Pakistan ve Hindistan'a ihraç edilmesi amaçlanıyor.

Toplam yatırım tutarı 1 milyar 100 milyon dolar olan CASA-1000 projesinin hayata geçirilmesiyle mayıs-eylül aylarında Kırgızistan ve Tacikistan'da üretilen 5 milyar kilovatsaat elektriğin Afganistan ve Pakistan'a sevkiyatı öngörülüyor.

Kırgızistan CASA-1000 projesiyle, Afganistan ile Pakistan'a mayıstan eylüle ortalama 500 milyon ila 1,5 milyar kilovatsaat arasında veya toplam enerji üretiminin yüzde 40'ını temin etmesi hedefleniyor.

Yaklaşık 1250 kilometre uzunluğunda bulunan CASA-1000 elektrik hattı projesinin yaklaşık 455 kilometresi Kırgızistan'dan geçecek.

Proje için uluslararası finans kuruluşlarından 25 ila 40 yıllık bir süre için imtiyazlı şartlarda kredi alan Kırgızistan, 15 yıl içinde elektrik ihracatı yaparak tüm yatırımlarını telafi etmeyi planlıyor.

CASA-1000 projesi kapsamında yıllık elektrik ihracatından yılda 80 milyon dolar net gelir edecek Kırgızistan'ın enerji dağıtım şirketlerinden Elektrik İstasyonları Anonim Şirketinin 1 milyar 200 milyon dolar ve Kırgızistan Ulusal Güç Şebeke Anonim Şirketinin 320 milyon dolar gelir elde edeceği tahmin ediliyor.

İki yıl içinde tamamlanması beklenen CASA-1000 projesinin Tacikistan ayağının 2016 ve Afganistan ayağının Şubat 2020'de temeli atılmıştı.

Kırgızistan Cumhurbaşkanı Caparov İran Dışişleri Bakanı Zarif'i kabul etti.

Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Kırgızistan ile İran arasındaki yüksek düzeyli siyasi diyaloğa dikkati çekerek, İranlı küçük ve orta ölçekli işletmeleri Kırgızistan ekonomisine yatırım yapmaya davet etti.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Caparov, İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif'i kabul ederek, iki ülke arasında siyasi, ticari, ekonomik, kültürel, insani ve yatırım iş birliğinin genişletilmesi konusunda görüş alışverişinde bulunuldu.

İran ile ticari ve ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesine ilgi gösterdiklerini belirten Caparov, "Kırgızistan ekonomisine yatırım yapmak isteyen İranlı küçük ve orta ölçekli işletmelere kapılarımız her zaman açıktır. Şu anda yabancı yatırımcılar için uygun bir ortam yaratmak için büyük çaba sarf ediyoruz." diye konuştu.

İkili iş birliğinin en aktif alanı olan kültürel ve insani iş birliği konusuna değinen Caparov, İran'ın sponsorluğunda Kırgızistan'ın Oş kentinde inşa edilen spor kompleksi ile yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele de sağlanan insani yardım için teşekkür ederek, "İran tarafının Kırgız halkına karşı böylesine kardeşçe tavrını gerçek bir dostluğun işareti olarak algıladık." ifadesini kullandı.

- Zarif'ten, uluslararası arenada İran'a verilen destek için Kırgızistan'a teşekkür mesajı

İran Dışişleri Bakanı Zarif görüşmede, "Uluslararası arenada İran'a desteğinden ötürü Kırgızistan'a teşekkür ediyorum. İran yönetimi, Kırgızistan ile sürekli olarak iş birliği yapmaya hazırız." ifadelerine yer verdi.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin selamını ileten Zarif, İran lideri adına Caparov'u ülkeyi ziyaret etmeye davet etti.

Zarif, Kırgız-İran Hükümetlerarası Ticaret, Ekonomik, Bilimsel, Teknik ve Kültürel İşbirliği Ortak Komisyonu'nun bir sonraki toplantısının yapılmasının önemine dikkati çekti.

Ortak tarih ve kültürel bağı bulunan tarafların çeşitli alanlarda büyük iş birliği potansiyeline sahip olduğunun altını çizen Zarif, iki ülke arasında yol ve ulaşım potansiyeli alanında etkileşiminin öncelik olduğunu kaydetti.

Zarif, İranlı iş adamlarının ekonominin çeşitli sektörlerine, özellikle de tarım, ilaç, hidroelektrik ve yol altyapısının geliştirilmesine yatırım yapmaya hazır olduklarını aktardı.

Kırgızistan'da güvenlik ve istikrarın korunmasının İran için önemini belirten Zarif, 11 Nisan'da yerel seçimler ile anayasa referandumunun yapılacağı Kırgızistan'a başarı diledi.

Kırgızistan-Macaristan Kalkınma Fonu'nun kuruluşuna ilişkin anlaşma Bişkek'te imzalandı.

Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te Kırgız-Macar Kalkınma Fonu'nun kuruluşuna ilişkin anlaşmaya imza atıldı.

Dışişleri Bakanı Ruslan Kazakbayev, ülkeye resmi temasları için gelen Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto ile bir araya geldi.

Görüşmede ikili eğitim, kültür, ticari ve ekonomik ilişkilerin yanı sıra Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB) ve Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği (Türk Konseyi) çerçevesindeki iş birliği konuları ele alındı.

Ayrıca Macaristan merkezli Wizz Air Havayolu şirketi ile Bişkek-Budapeşte ve Abu Dabi-Bişkek arasında doğrudan uçak seferlerin düzenlemesi konuların masaya yatırıldı.

Kırgızistan ekonomisinin gelişmesine katkıda bulunacak ve tarım, turizm ve enerji alanına yatırım çekmeyi hedefleyen 50 milyon dolarlık sermaye ile kalkınma fonunun kurulmasına ilişkin anlaşma imzalandı.

İki hükümet arasında uluslararası kara yolu, yolcu ve kargo taşımacılığı anlaşmasına, standardizasyon ve metroloji alanında iş birliği mutabakatına, dışişleri bakanlıkları arasındaki iş birliği programına imza atıldı.

İki ülke arasında ilaç ve bankacılık sektöründe iş birliğinin yapılması için İş Konseyi'nin kurulması kararlaştırılırken, Kırgızistan ve Macaristan Dışişleri Bakanları düzeyinde Stratejik Konseyin kurulması konusunda anlaşmaya varıldı.

Kırgızistan Silahlı Kuvvetlerine ait hastane için su arıtma ekipmanı hibe edildi, Macar iş adamları heyeti de ikili görüşmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Sadır Caparov da Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Szijjarto'yu kabul ederek, ikili iş birliğinin geliştirilmesine kişisel katkılarından dolayı teşekkür etti.

Kırgızistan'ın Avrupa Birliği'nde stratejik ortağı olan Macaristan ile ilişkileri takdir eden Caparov, ülkeler arasında ortak Türk köklerine bağlı kültürel ve insani iş birliğinin önemli potansiyeline dikkat çekti.

Ülkesinin 11 yıl önce Doğu ve Asya'da dış politikasını genişletmeye başladığını anlatan Bakan Szijjarto da Macaristan'ın Avrupa'da Kırgızistan'ın güvenilir bir dostu olduğunu teyit etti.

Sadır Caparov, Azerbaycan'a Bakü-Bişkek uçak seferlerinin yeniden başlatılmasını önerdi.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, Caparov, Azerbaycan'ın Bişkek Büyükelçisi Hidayet Orucev'i kabul ederek, ülkeler arasında siyasi, diplomatik, ticari, ekonomik, sosyal, insani ve diğer alanlarda iş birliğinin artırılması konularında görüş alışverişinde bulunuldu.

İki ülke arasında doğrudan hava ulaşımının yeniden başlatılması konusuna değinen Caparov, bu konuya ilişkin görüşmelerin hızlandırılması önerisinde bulundu.

Kırgızistan'ın, Azerbaycan ile geleneksel dostluk ilişkilerinin daha da geliştirilmesine büyük önem verdiğini belirten Caparov, ekonomik iş birliğinin çeşitlendirilmesinin ikili ilişkilerin daha da geliştirilmesi için kilit öneme sahip olduğunun altını çizdi.

Caparov, Azerbaycan'ın sponsorluğunda Bişkek'te inşaatı devam eden Kırgızistan-Azerbaycan Dostluk Parkı ve Haydar Aliyev Ortaokulu için teşekkür ederek, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Kırgızistan'a yapacağı ziyarete kadar inşaatların tamamlanacağına olan güvenini ifade etti.

Büyükelçi Orucev, Cumhurbaşkanı Aliyev'in selamını ileterek, Caparov'un liderliğinde ülkeler arasındaki dostluk ve ortaklık ilişkilerinin daha da derinleşeceğine olan inancını dile getirdi.

Azerbaycan tarafının Kırgızistan'a yeni yatırımları çekmeye hazır olduğunu ifade eden Orucev, ekonomik iş birliğinin geliştirilmesinde kullanılmayan büyük potansiyele işaret etti.

Orucev, Azerbaycan'ın Caparov'un izlediği reform politikasını desteklediğini vurgulayarak, ülkesinin lideri adına Caparov'u Azerbaycan'ı ziyaret etmeye davet etti.

İki ülkenin bağımsızlığına kavuşmasının ardından ilk kez 27 Ekim 2014'te Bakü-Bişkek-Bakü seferi başlatılmış, kısa süre sonra durdurulmuştu.

Kırgızistan Cumhurbaşkanı Caparov, AGİT Dönem Başkanı Linde'yi kabul etti.

Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, 11 Nisan'da halk oylaması sonucu kabul edilen anayasaya ilişkin, yeni anayasanın ülkedeki düzeni güçlendirip daha da gelişmesini garanti altına alacağına inandığını söyledi.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Caparov, Orta Asya ülkeleri turu yapan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Dönem Başkanı ve İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde'yi kabul etti.

Anayasa referandumunun sonucuna ilişkin değerlendirmede bulunan Caparov, tüm sorumluluğun ülke devlet başkanına ait olduğu yeni anayasanın ülkedeki düzeni güçlendirip daha da gelişmesini garanti altına alacağına inancını dile getirdi.

Caparov, çeşitli alanlarda ikili ilişkilerin güçlendirilmesi ve yakın gelecekte iş birliği önceliklerin ele alındığı görüşmede, Kırgızistan'ın AGİT ile daha verimli ortaklığa her zaman açık ve hazır olduğunu aktardı.

- "Kırgızistan, çok değerli bir ortaktır"

AGİT Dönem Başkanı Linde de başında olduğu kurum için Kırgızistan'ın çok değerli bir ortak olduğunu vurguladı.

Linde, Kırgızistan'ı, Kadınların Barış ve Güvenlikteki Rolüne İlişkin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararının Uygulanmasına İlişkin Eylem Planı'nı bölgesinde ilk kabul eden ülke olarak ve yerel seçimlerde kadınlar için yüzde 30'luk kontenjan uygulaması için tebrik etti.

Teşkilatın faaliyetlerinde çevre koruma konularının da öncelikli olduğuna dikkati çeken Linde, bu yıl kabul edilmesi beklenen "İklim Değişikliğinin Güvenlik Üzerindeki Etkileri Bakanlar Deklasyonu" için destek istedi.

Kırgızistan'da cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini öngören köklü değişikliklerin yapıldığı yeni anayasa, referandum yoluyla 11 Nisan'da kabul edilmişti.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Kırgız Bakan İmanaliyev ile görüştü.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Kırgızistan Kültür, Enformasyon, Spor ve Gençlik Politikası Bakanı Kayrat İmanaliyev ile görüştü.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığında gerçekleşen toplantıda, medya, iletişim, kültür ve kamu diplomasisi alanlarında iş birliği ile Türkiye-Kırgızistan ilişkilerini geliştirecek adımlar ele alındı.

Altun, toplantıda yaptığı konuşmada, Kırgızistan'ın bağımsızlığının 30. yılını tebrik ederek, Türkiye ve Kırgızistan'ın aralarında güçlü bağlar bulunan iki ülke olduğunu söyledi.

İki ülke halkının birbirini daha iyi tanıması gerektiğini vurgulayan Altun, ortak tarih ve kültüre sahip çıkmanın ortak gelecek inşası için gerekli olduğunu dile getirdi.

- "FETÖ ile mücadeleyi çok hayati görüyoruz"

Altun, ortak medya platformuyla gerek haber gerek film gerek dizi alanlarında güçlendirilecek birlikteliğin ve müşterek hareket etmenin sağlayacağı faydalara değinerek, şunları kaydetti:

"Ortak kültür değerlerimizi, zenginliklerimizi bütün dünyaya daha doğru ve daha fazla anlatarak önemli kazanımlar elde edebiliriz. Ülkelerimiz aleyhine kara propaganda ve dezenformasyonla hep birlikte daha güçlü mücadele edebiliriz. FETÖ uluslararası alanda kara propaganda ve dezenformasyon faaliyetleri yürütüyor. FETÖ ile mücadeleyi çok hayati görüyoruz. FETÖ, Türk-Kırgız ilişkilerini zedelemeye yönelik dezenformasyon içinde. Bu karanlık terör örgütüyle mücadelede Kırgız kardeşlerimize desteğimizi sürdüreceğiz. Diğer taraftan dijital faşizmi bertaraf etmek içinde iş birliği yapmalıyız. Bütün alanlarda Türkiye olarak bütün imkanlarımızla Kırgız kardeşlerimizin yanında olacağız."

Siyaset, ekonomi, medya ve kültür alanlarında iş birliğini derinleştirme noktasında Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesinin daha iyi değerlendirilebileceğine dikkati çeken Altun, etnospor etkinliklerinin de uluslararası kamu diplomasisi faaliyetlerine iyi bir örnek olabileceğini vurguladı.

Türkiye, Kırgızistan'daki anayasa referandumu ve yerel seçimlerin başarıyla tamamlanmasından memnun.

Türkiye, dün Kırgızistan’da düzenlenen anayasa referandumu ve yerel seçimlerin başarıyla tamamlanmasını memnuniyetle karşıladı.

Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, "Kırgızistan’da 11 Nisan’da düzenlenen anayasa değişikliği referandumu ve yerel seçimlerin başarıyla tamamlanmasından memnuniyet duyuyoruz." ifadesi kullanıldı.

Açıklamada, "Referandum ve yerel seçim sonuçlarının dost ve kardeş Kırgız halkı için hayırlı olmasını diliyoruz." mesajı paylaşıldı.

Kırgızistan'da köklü değişimleri öngören anayasa taslağını onaylamak için yapılan referandumda oy kullananların yüzde 79,1'i yeni anayasaya "evet" demişti.

Kırgızistan ile Tacikistan arasındaki gerginliğin sona erdirilmesi için uzlaşma sağlandı.

Kırgızistan ile Tacikistan, sınır bölgesinde yaşanan silahlı çatışmanın sona erdirilmesi için uzlaşma sağladı.

Kırgızistan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Dışişleri Bakanı Ruslan Kazakbayev ile Tacikistan Dışişleri Bakanı Sirojiddin Muhriddin ve diğer yetkililer, iki ülkenin sınır bölgelerindeki sorunu çözüme kavuşturmak amacıyla görüştü.

Görüşmede, her iki taraf için kayıplara ve insanların yaralanmalarına yol açan çatışmanın siyasi ve diplomatik müzakereler yoluyla barışçıl bir şekilde çözüme kavuşturulması gerektiği vurgulandı.

Kazakbayev, Kırgız tarafının toprak talep etmediğini ve topraklarını kimseyle paylaşma niyetinde de olmadığını belirterek, sorunların müzakere masasında çözülmesi gerektiğini ifade etti.

Bakanlar, görüşmeler sonucunda, yerel saatle 20.00'den itibaren bölgede tam bir ateşkes ve askeri güçlerin konuşlandırıldıkları eski yerlere çekilmesi konusunda anlaşmaya vardı.

Ayrıca, birkaç saat içinde tarafların yerel makamlarının temsilcilerinin katılımıyla kolluk kuvvetleri ve güvenlik teşkilatlarının yöneticilerinin bir araya gelmesi kararlaştırıldı.

Kırgızistan Cumhurbaşkanı Caparov ile Tacikistan Cumhurbaşkanı Rahmon, Duşanbe'de bir araya gelecek

Kırgızistan ve Tacikistan arasında dün yaşanan çatışmanın ardından tansiyon düşürülmeye çalışılırken, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov'un, Tacikistan Cumhurbaşkanı Emomali Rahmon ile Tacikistan'ın başkenti Duşanbe'de bir araya geleceği bildirildi.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamada, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Caparov'un, Tacikistan Cumhurbaşkanı Rahmon ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiği belirtildi.

Açıklamada, "İki lider, mayıs ayının ikinci yarısında Tacikistan'ın başkenti Duşanbe'de görüşmek için anlaştı, iki ülke, hükümetler arası sınır belirleme heyetlerinin de 1 Mayıs’ta Kırgızistan'ın Batken bölgesinde bir araya gelmesi konusunda uzlaştı." ifadelerine yer verildi.

- Dışişleri Bakanlığı: Su şebekesi Kırgızistan'a ait

Diğer yandan, Kırgızistan Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, bölgedeki durumun çözüme kavuşturulması için diplomatik yollarla yapılan çabalara ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Dışişleri Bakanlığı Birinci Siyasi Daire Başkanı Ermek Kıştobayev, Kırgızistan-Tacikistan sınırında çatışmalara sebep olduğu belirtilen "Golovnoy adlı su dağıtım şebekesinin Kırgızistan topraklarında yer aldığını ve Kırgızistan'a ait olduğunu" vurguladı.

Kırgızistan ile Tacikistan, sınır bölgesinde yaşanan silahlı çatışmanın sona erdirilmesi için uzlaşma sağlandığını hatırlatan Dışişleri Bakanlığı Birinci Siyasi Daire Başkan Yardımcısı Ayday Omurkulova, her iki tarafın da bölgedeki durumun istikrara kavuşana dek çaba içinde olacağını kaydetti.

- Cumhurbaşkanı Caparov ulusa seslendi

Öte yandan, Caparov, Tacikistan ile yaşanan çatışmanın ardından ilk kez yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, "Barışı ve istikrarı korumaya yönelik çabalarımıza rağmen, bazı güçler Kırgız-Tacik sınırında olaylar çıkardı." dedi.

Kırgızistan ve Tacikistan halkları arasındaki birlik ve dayanışmayı korumak için her türlü çabayı göstererek çatışmanın şiddetlenmesini önlediklerini belirten Caparov, "21. yüzyılda Kırgız ve Tacik halkları, iyi komşuluk örneği göstermelidir. Biz sadece komşu değiliz, aynı zamanda doğal kaynaklarımızdan da sorumluyuz." diye konuştu.

Caparov, Kırgızistan ve Tacikistan'ın temiz su kaynaklarına sahip önde gelen ülke olduğunu belirterek, silahlı çatışmanın sivil halkın huzurunu kaçırdığını, her iki tarafın insan kayıplarına ve ekonomik zarara yol açtığını ifade etti.

Sınır konularının barışçıl yolla çözümlenmesi gerektiğinin altını çizen Caparov, "Barış ve huzur her şeyden önce gelir. İç savaşı atlatan Tacik halkının bunu çok iyi anladığını düşünüyorum. Müslüman halkların Ramazan ayında birbirlerine karşı gelmeleri de iyi olmadı. Bu nedenle tüm tarafları barışa çağırıyorum." ifadelerini kullandı.

Caparov, Tacikistan Cumhurbaşkanı Rahmon ile görüştüğünü hatırlatarak, "Sınır sorunları yanı sıra diğer tüm sorunları müzakereler yoluyla barışçıl bir şekilde çözmek için anlaştık. İnşallah, her şeyi yakında çözeceğiz. Bu vesileyle, insanlara yardım etmek için Batken'e gitmeyi amaçlayan genç ve vatansever vatandaşlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Sizlerden duygularınıza hâkim olmanızı rica ediyorum." dedi.

- Sınırdaki çatışma

Kırgızistan-Tacikistan sınırında bulunan Golovnoy adlı su dağıtım şebekesini kontrol etme konusunda 28 Nisan’da yaşanan gerginlik, 29 Nisan’da iki ülke halkının birbirini taşlamasıyla devam etmişti.

İki ülkenin sınır birliklerin devreye girmesiyle yaklaşık 10 saat süren çatışmada, 3'ü asker, 31 Kırgızistan vatandaşı yaşamını yitirmiş, 134 kişi yaralanmıştı.

Tacikistan tarafında ise 8 Tacik vatandaşın yaşamını yitirdiği, 90’dan fazla kişinin de yaralandığı aktarılmıştı.

İki ülkenin Dışişleri Bakanları yaptığı görüşme sonucunda, 29 Nisan'da yerel saatle 20.00'den itibaren bölgede tam bir ateşkes ve askeri güçlerin konuşlandırıldıkları eski yerlere çekilmesi konusunda anlaşmaya varmıştı.


TÜRKMENİSTANTürkmenistan bayrağı

Türkmenistan, Türk dili konuşulan ülkelerle kültür iş birliğini güçlendirmeyi hedefliyor

Türkmenistan Cumhurbaşkanı Kurbankulu Berdimuhammedov, "Türk dili konuşulan ülkelerle kültür alanındaki iş birliğini güçlendirmeyi hedefliyoruz." dedi.

Türkmenistan Cumhurbaşkanı Berdimuhammedov, Türk Konseyi Devlet Başkanları Gayriresmi Zirvesi'nde konuk cumhurbaşkanı sıfatıyla çevirim içi yaptığı konuşmada, zirvenin gündemi itibarıyla çok önemli olduğunu belirtti.

Berdimuhammedov, ülkesinin küresel enerji güvenliği alanında uluslararası düzeyde girişim başlattığını bildirerek "Söz konusu girişim çerçevesinde oluşturulacak petrol ve gaz transiti sistemine Türk dili konuşan ülkeleri de dahil olmaya davet ediyorum." dedi.

Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) kapsamında ünlü Türkmen yazar ve şairlerin tanıtım faaliyetlerinin yapılmasını öneren Berdimuhammedov, "Türk dili konuşulan ülkelerle kültür alanındaki iş birliğini güçlendirmeyi hedefliyoruz." ifadesini kullandı.

Türkmenistan'da "Türkiye Turizm Haftası" etkinlikleri düzenlendi

Türkmenistan'da "Türkiye Turizm Haftası" dolayısıyla Kültür ve Turizm Bakanlığının geçen yıl uygulamaya başladığı Güvenli Turizm Sertifika Programı hakkında bilgilendirme toplantısı ve "Ödüllü Türkiye Fotoğrafları" sergisi düzenlendi.

Türkiye'nin Aşkabat Büyükelçiliğince düzenlenen etkinliğe, Aşkabat’ta yerleşik diplomatik misyonların ve uluslararası kuruluşların temsilcileri, Türkmen tur operatörleri, basın mensupları ile kültür ve sanat camiasından temsilciler katıldı.

Türkiye'nin Aşkabat Büyükelçisi Togan Oral, toplantıda yaptığı sunumda, Türkiye'nin Korona virüsü (Kovid-19) salgınına yönelik tedbirleri, uygulamaya konulan "Güvenli Turizm Sertifika Programı" ve turizm sektörü çalışanlarına yönelik başlatılacak aşılama programı hakkında bilgi paylaştı. Toplantıda, Kültür ve Turizm Bakanlığınca hazırlanan tanıtım videolarının gösterimi de yapıldı.

Toplantının ardından Büyükelçilik Kültür Merkezi binasının bahçesinde "Türkiye Fotoğrafları Sergisi" açıldı. Sergi sırasında, Aşkabat'ta Milli Eğitim Bakanlığına bağlı faaliyet gösteren Türkmen-Türk Ortak Eğitim Okulu öğrencileri, folklor gösterisi sundu.


KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİKuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bayrağı

Türkiye ile KKTC, salgın nedeniyle sıkıntı yaşayan KKTC'li çiftçiler için iş birliği yapacak

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu, KKTC'de Kovid-19 salgını dolayısıyla sıkıntı yaşayan çiftçilerin durumlarının iyileştirilmesine yönelik adımları ele aldı.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki görüşmede, Türkiye ve KKTC arasında toprak ürünleri alanında muadil şirketlerin iş birliği, arpa, buğday ve diğer yem hammaddelerinin uygun şekilde tedariki ve KKTC'deki üretim fazlası 350 ton çiğ sütün Türkiye'de değerlendirilmesi konusunda görüş alışverişinde bulunuldu.

Türkiye'den KKTC'ye taşınan 70 milyon metreküp içme suyunun Geçitköy Barajı'yla tarım alanlarında da kullanımı için atılacak adımların değerlendirildiği görüşmede, Mesarya ve Güzelyurt ovalarının sulanmasına ilişkin çalışmalar değerlendirildi.

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'dan eski Cumhurbaşkanı Akıncı'ya tepki: "Ortamı germeye çalışıyor"

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'yı "ortamı germeye çalışmakla" suçladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, Mustafa Akıncı'nın "Tatar, Cenevre'de Ankara'nın papağanı olacak" sözlerini kınayarak Akıncı'ya "Sen Crans Montana'da haritayı verirken kimin papağanıydın acaba?" diye sordu.

KKTC'de cumhurbaşkanlığı yapan bir siyasinin böyle konuşmasının neye hizmet ettiğini soran Tatar, Akıncı'nın cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi "ölümle tehdit edildiğini" söyleyerek, şimdi de "papağan" ifadesini kullanarak ortamı germeye çalıştığını dile getirdi.

Tatar, Kıbrıs Türk halkının artık sahada devletine, egemenliğine sahip çıkması yönünde inanç belirttiğini anlatarak, güvenli ve müreffeh gelecek için Türkiye ile iyi ilişkiler içerisinde, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin olacağını ifade etti.

KKTC'de ABD Başkanı Joe Biden'ın 1915 olaylarını "soykırım" olarak nitelemesine tepkiler

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Dışişleri Bakanlığı, ABD Başkanı Joe Biden'ın 1915 olaylarını "soykırım" olarak nitelemesine tepki gösterdi.

Cumhurbaşkanı Tatar, yaptığı yazılı açıklamada, ABD Başkanı Biden'in 1915 olaylarıyla ilgili talihsiz açıklamasının kabul edilemez olduğunu bildirdi.

"Sayın Biden'ın tarihi gerçekleri çarptıran bu açıklamasını şiddetle kınıyorum." ifadesini kullanan Tatar, Türk ulusunun bulunduğu her coğrafyada azınlıkları koruduğunu, onların her türlü hak ve özgürlüklerini sağladığını kaydetti.

Tatar, açıklamasında, "Siyasi amaçlar uğruna asil Türk milletinin şanla, şerefle dolu tarihini karalamaya çalışanlar, soykırım arıyorlarsa Kıbrıs Adası'nda Kıbrıs Türklerine karşı 1963-1974 yıllarında EOKA tarafından sistemli şekilde yürütülen mezalime bakmalıdırlar." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye-KKTC arasında imzalanan protokol onaylandı.

Türkiye ve KKTC arasında imzalanan protokolün onaylanmasına ilişkin karar, Resmî Gazete'de yayımlandı.

Lefkoşa'da 11 Şubat'ta imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı Arasında Karayolu Master Planı 2021-2022 Uygulama Protokolü"nün onaylanması hakkındaki karar, Resmî Gazete'de yer aldı.

Buna göre, Karayolu Master Planı kapsamında "3. sınıf yol" olarak tanımlanan ve bu yolların geçtiği güzergahlar üzerindeki yerleşim yerlerinde ihtiyaç olduğu tespit edilen iç ulaşım yollarındaki yapım, onarım, üst yapı takviyesinin gerçekleştirilebilmesi için faaliyetler yürütülecek.

- Finansman ihtiyacı ödenekten karşılanacak

KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı, bu projenin yürütülmesine ilişkin KKTC'de cari bağlantı yollarıyla ilgili geçici işgal, istimlak, deplase, gerektiğinde uygulama projelerinin hazırlanması, irtifak hakkı ve tahsis işlemleri, bunlarla ilgili her türlü ödeme faaliyetlerini aksatmayacağını ve zamanında yapacağını taahhüt etti.

Projenin uygulanması için gerekli finansman ihtiyacı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile KKTC Hükümeti arasında İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşmaları kapsamında Ankara kaynaklı KKTC Karayolları Master Plan Uygulama Projesi ödeneğinden karşılanacak.

KKTC Başbakanı Saner: "Kıbrıs Türk tarafı Cenevre'de yapıcı bir tutum izledi"

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Ersan Saner, Cenevre'de gerçekleşen 5+1 gayriresmi Kıbrıs konferansında, Kıbrıs Türk tarafının yapıcı bir tutum izlediğini söyledi.

Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde, 27-29 Nisan'da Kıbrıslı taraflar ve garantör ülkelerin de katılımıyla 5+1 formatında İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenen gayriresmi Kıbrıs konulu konferansa katılan Başbakan Saner, KKTC'ye dönüşünde Ercan Havalimanı'nda gazetecilere değerlendirmelerde bulundu.

Saner, Cenevre'de oldukları süre içerisinde Kıbrıs'taki müzakerelerin yeniden ve nasıl başlayacağıyla ilgili "Kıbrıs Türk tarafı yapıcı bir tutum izledi" dedi.

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın, ana oturumda Kıbrıs meselesinin bugüne kadarki sürecini çok net bir şekilde ortaya koyduğunu belirten Saner, Tatar'ın federasyonun neden bir çözüm modeli olamayacağını ifade ettiğini ve sürecin farklı gelişmesi için kendi önerilerini ortaya koyduğunu aktardı.

Saner, Cenevre’deki görüşmelerde, aynı şeylerin yapılarak bir sonuca ulaşılamayacağını çok net bir tavırla muhataplarına ilettiğine dikkati çekerek Kıbrıs meselesinin bu şekilde çözümsüz bir noktada kalmasının, sadece statükoyu beslediğini söyledi.

Başbakan Saner, "Bizler, Kıbrıs Türk halkı olarak 1960'ta Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken en az Kıbrıslı Rumlar kadar egemen bir toplum olduğumuzu ve bundan asla geriye adım atmayacağımızı da Cenevre'de ortaya koyduk." diye konuştu.

Guterres'den Kıbrıs açıklaması: Ortak zemin bulamadık

BM Genel Sekreteri Guterres, "Kıbrıs sorununun çözümü için resmi görüşmelerin başlaması için yeterli ortak zemin bulamadık" dedi.

Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde, Cenevre'de Kıbrıslı taraflar ve garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin de katılımıyla 5+1 formatındaki gayriresmi Kıbrıs konulu konferansın son gün oturumu yapıldı.

BM Genel Sekreteri Guterres, konferansın ardından yaptığı açıklamada, "Takdir edersiniz ki bu kolay bir toplantı değildi. Çabalarımızın sonunda Kıbrıs sorununun çözümü adına resmi görüşmelerin başlaması için yeterli ortak zemin bulamadık." dedi.

Kıbrıslı Türklerin dün ortaya koydukları tutumda, Kıbrıs sorununu çözmeye yönelik yıllardır süren çabaların çözümsüz kaldığına dikkati çektiklerini vurgulayan Guterres, buna Crans Montana'nın da dahil olduğunu ifade etti.

Antonio Guterres, Kıbrıslı Türklerin iki toplumlu ve iki kesimli federasyona yönelik müzakerelerin tükendiğini düşündüğünü aktararak, "Kıbrıslı Türkler, eşit uluslararası statü ve egemen eşitlik hakettiğini düşünüyor ve çözümün birbiriyle iş birliği yürüten iki devletli çözüm olduğunu savunuyor." diye konuştu.

Diğer taraftan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) delegasyonunun müzakerelere Crans Montana'da kalındığı yerden devam edilmesi gerektiğini savunduğunu anımsatan Guterres, onlara göre de çözümün, siyasi eşitlik temelinde iki toplumlu ve iki kesimli federasyondan geçtiğini dile getirdi.

- Yakında tekrar toplantı düzenlenecek

Antonio Guterres, pes etmediğini, gündeminin esasen çok basit olduğunu belirterek, "Gündemim, birlikte barış ve refah içinde yaşamayı hakeden hem Kıbrıslı Türklerin hem de Kıbrıslı Rumların güvenliği ve iyiliği için mücadele etmek." değerlendirmesinde bulundu.

Yakın zamanda 5+1 formatında tekrar bir toplantı düzenleyeceğini bildiren Guterres, bunun da resmi müzakerelerin başlaması için ortak zemin arayışını hedefleyeceğini kaydetti.

Guterres, yeni görüşmelerin ne zaman başlayacağına yönelik soru üzerine, "Muhtemelen 2-3 aylık bir süre yeterli olacaktır. Kısa bir süre olumlu gelişmelerin yaşanmasına izin vermeyecektir. Uzun bir süre ise sorunun çözümü için ortak nokta bulmamıza fayda sağlamayacaktır." görüşünü paylaştı.

Guterres, "Diyaloğu sürdürmek ve olumlu sonuçlar elde etmek için elimizden geleni yapma konusunda kararlıyız." diye konuştu.

Cenevre'deki Kıbrıs konulu konferans 27 Nisan'da başlamıştı.

Bakan Çavuşoğlu: Rum lider toplantıya yeni bir vizyon getiremedi

Kıbrıs Rum Kesimi lideri Nikos Anastasiadis'in toplantıya yeni bir vizyon getiremediğini, takılmış plak gibi eski söylemlerini tekrarladığını söyledi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde, Kıbrıslı taraflar ve garantör ülkelerin de katılımıyla 5+1 formatında düzenlenen gayriresmi Kıbrıs konulu konferansın ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

Yeni bir müzakere sürecinin iki toplum arasında değil, 2 devlet arasında olması gerektiğini söyledik.

- "Takılmış plak gibi eski söylemlerini tekrarladı"

Görüşmelerde Kıbrıs Rum Kesimi lideri yeni bir vizyon getiremedi. Takılmış plak gibi eski söylemlerini tekrarladı. Egemen eşitliğe karşı çıktı, hatta bırakın devlet olarak egemen eşitliği, Kıbrıs Türklerinin toplum olarak bile egemen eşitliği olmayacağını söyledi. Bu anlamda Genel Sekreter Guterres'in önerilerini de reddetti.

- "Kıbrıs Türklerinin eşitliğini yine koşullara bağladılar"

Meselenin Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Kıbrıs Türklerini içine alacak şekilde evrilmesi olduğunu dile getirdiler sık sık. Kıbrıs Türklerinin eşitliğini yine koşullara bağladılar.

Hem biz hem de sayın Tatar, Federasyon defterini 2017'de kapattığımızı muhataplarımıza hatırlattık. GKRY'nin tutumunda hiçbir değişiklik yok. Rum yönetiminin lideri, gündemi değiştirmek için Maraş’ın ve Ercan Havalimanının BM kontrolüne, Gazimağusa Limanı'nın da Avrupa Birliği kontrolüne verilmesini teklif etme cüretini gösterdi. Tabii bunların ciddiye alınması mümkün değildir. Kendilerine de söyledik.

- "Yunanistan BM Güvenlik Konseyi kararlarının arkasına saklandı"

Yunanistan ise beklendiği şekilde federasyonu öngören BM Güvenlik Konseyi kararlarının arkasına saklandı. 50 yıldır sonuç vermeyen federasyon modelinin tekrar müzakere edilmesi gerektiğini savundu. Biz de tabii eski BM Güvenlik Konseyi kararlarının günümüz gerçeklerini, iki tarafın ortak iradesini yansıtmadığını ve taraflar isterse değiştirilebileceğini söyledik.

- "Yeni bir müzakere süreci başlatmak için ortak bir zemin bulunamadı"

İngiltere ve BM Genel Sekreteri bir orta yol bulunabilir mi diye zemin yokladı. Toplantıda yeni bir müzakere süreci başlatmak için ortak bir zemin bulunamadı. Bunun üzerine Genel Sekreter, birkaç ay daha gayrı resmi bir şekilde bu süreci sürdürmeyi, zemin yoklamaya devam etmek istediğini söyledi, biz de bu kararını destekledik.

KKTC'nin egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüm önerisine çok güçlü bir şekilde destek vermeye devam edeceğiz. KKTC’nin bağımsızlığı, egemenliği ve eşitliği konusunda ödün vermeyeceğiz.

- Tatar: Eski şartlarda masaya oturmamızın bir anlamı olmayacak

Ersin Tatar'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

Eşitliğe dayalı ve eşit statü tanınmadan eski şartlarda masaya oturmamız ve resmi görüşmelere başlamamızın anlamı olmaz. Rum Kesimi'nin amacı, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin devamı ve anayasal değişiklikle Kıbrıslı Türklerin buna yama edilmesidir. Egemen eşitlik temelinde müzakere masasına oturabiliriz.


DİĞER

Macaristan, Türk Konseyi ülkeleriyle ilişkisini stratejik düzeye taşımak istiyor

Türk Konseyi gözlemci üyesi Macaristan Başbakanı Viktor Orban da zirvede yaptığı konuşmada, en son Özbekistan'la önemli anlaşma yaptıklarını ve yakın zamanda Kırgızistan'da da büyükelçilik açacaklarını kaydederek "Bizim amacımız Türk Konseyi ülkeleriyle ilişkilerimizi stratejik düzeye taşımak." ifadesini kullandı.

Orban, Türk Yatırım Fonunun kurulmasını önemsediklerini ve Macaristan tarafının gerekli bütçeyi sağlamaya hazır olduğunu dile getirdi.

Türkistan Türk Dünyası’nın manevi başkenti oldu.

Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyince (Türk Konseyi), çevrim içi düzenlenen Türk Konseyi Devlet Başkanları Zirvesi'nin sonuç bildirisi yayımlandı.

Bildiride, toplantının Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Kasım-Comart Tokayev başkanlığında, Kazakistan Cumhuriyeti Birinci Cumhurbaşkanı, Elbaşı ve Türk Konseyi'nin Onursal Başkanı Nursultan Nazarbayev, Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kırgız Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sadır Japarov, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özbekistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbangulu Berdimuhammedov, Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın yanı sıra Türk Konseyi Genel Sekreteri Baghdad Amreyev'in katılımlarıyla gerçekleştirildiği kaydedildi.

Türk Konseyi Devlet Başkanları, ilkbahar ekinoksunu müjdeleyen, doğanın yenilenmesini ve yeni bir hayatın başlangıcını simgeleyen Nevruz Bayramını kutladı.

Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan'ın bağımsızlıklarını yeniden kazanmalarının yaklaşan 30. yıl dönümü dolayısıyla tebriklerini ve 1991 yılında Türk Dili Konuşan Devletlerin bağımsızlığını hemen tanıdığı için Türkiye Cumhuriyeti'ne şükranlarını ifade eden Devlet Başkanları, Türk Dili Konuşan Devletlerin son yıllarda elde ettiği kayda değer siyasi ve sosyo-ekonomik ilerlemeye vurgu yaptı.

Devlet Başkanları, Türk Dünyası’nda çok taraflı ilişkilerin gelişimine yüksek değer atfettiklerini ve Türk devletleri arasındaki iş birliğini daha da derinleştirmeye yönelik güçlü taahhütlerini ifade etti.

Azerbaycan topraklarının askeri işgalden kurtarılmasını övgüyle anan ve Ermenistan-Azerbaycan çatışmasının sona ermesinden memnuniyet duyduklarını dile getiren Devlet Başkanları, Türk Dünyası’nda daha yakın iş birliği ve daha ileri dayanışma için uzun vadeli vizyon ve hedefleri belirleme ve stratejik yönelimi şekillendirme kararlılıklarını yineledi.

Devlet Başkanları, başlangıcından bu yana Türk Konseyi'nin elde ettiği değerli kazanımları vurgulayarak, konseyin Türk Dünyası’nda iş birliğinin ve eşgüdümlü faaliyetlerin sağlanmasındaki, Türk Dünyası’nın değerlerinin ve çıkarlarının bölgesel ve uluslararası arenada daha fazla tanıtılmasındaki ve desteklenmesindeki rolünü artırma niyetlerini teyit etti.

Halklarının yararına barış, istikrar, güvenlik ve refaha katkı sağlayan bir araç olarak çok taraflı ekonomik iş birliğinin öneminin altını çizen Devlet Başkanları, Türkistan şehrinin geniş Türk dünyasından halkları bir araya getirmedeki manevi önemini kabul etti.

İslam ahlakının Türk ekolünü kuran ve Türk Dünyası’nda felsefenin gelişiminde güçlü bir etkide bulunan ilham kaynağı büyük bir şahsiyet olarak Hoca Ahmet Yesevi'nin mirasını öven Devlet Başkanları, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi'nin Kurulmasına Dair Nahçıvan Anlaşması doğrultusunda, örgüte üye devletlerin ortak tutum geliştirmelerini teminen, Türk Dünyası’nın çıkarlarını etkileyen bölgesel ve uluslararası konularda istişarelerde bulunmaya devam etmenin önemini ifade etti.

Türk Cumhuriyetlerinin büyükelçileri, ülkelerinin bağımsızlığının 30. yılında Hatay'da buluştu.

Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlığının 30. yıl dönümünde Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Azerbaycan'ın Ankara büyükelçileri ile eşleri, Hatay'daki resim sergisinde bir araya geldi.

Vali Rahmi Doğan, Büyükşehir Belediyesince Gastronomi Evi'nde düzenlenen serginin açılışında büyükelçileri Hatay'da ağırlamaktan mutluluk duyduklarını söyledi.

Bu yılın aynı zamanda "Yunus Emre ve Türkçe Yılı" olarak ilan edildiğini hatırlatan Doğan, TÜRKSOY'lu devletlerin Türkçeyi konuşabiliyor ve birbiriyle anlaşıyor olmasının önemine değindi.

Coğrafi birliğin de önemli olduğuna dikkati çeken Doğan, bu durumun Türk kültürünün ve kardeşliğini pekiştireceğini ifade etti.

Resim sergisinde her ülkenin kendi değerlerinin yer aldığını belirten Doğan, bunları gidip yerinde görmek gerektiğini vurgulayarak ülkeler arası seyahatlerin arttırılarak devam ettirilmesinin de önemli olacağını söyledi.

İran'da Azerbaycan Türk’ü aile, bebekleri için Türkçe isim yazılı kimlik mücadelesini 9 ay sonra kazandı.

İran'ın Erdebil kentinde yaşayan Azerbaycan Türk’ü görme engelli sokak müzisyeni Seccad Colani'nin, yeni doğan kızına Türkçe isim verme mücadelesi 9 ay sonra neticeye ulaştı.

Colani, İran'ın Erdebil kentindeki Nüfus Müdürlüğünden yeni doğan kızı için 9 ay sonra "uyanmak" ve "ayağa kalmak" anlamına gelen Türkçe "Ayıl" yazılı kimliği almayı başardığını söyledi.

Colani, "Yaklaşık üç hafta önce Nüfus Müdürlüğüne gittim ve yetkililere 'Eğer Ayıl bebeğin kimliğini vermezseniz ailemle müdürlük binasının kapısının önünde oturma eylemi başlatacağım.' dedim. Bana sözlükte Ayıl'ın anlamını bulup getirmemi söylediler, götürdüm. Yine bir netice çıkmadı. Kendilerine oturma eyleminde kararlı olduğumu söyledim. Nihayet 9 ay sonra bebeğimin kimliğini vermeyi kabul ettiler." ifadelerini kullandı.

Bu süreçte kendisine destek olan herkese şükranlarını ileten Colani, İran'da bebeklerine Türkçe isim vermek isteyen ailelerin sorununun bir an önce çözüme kavuşmasını umduğunu belirtti.

Görme engelli sokak müzisyeni Colani, şunları kaydetti: "İran'da yaşayan Türkler, çocuklarına Türkçe isim koyma konusunda sorunlar yaşıyor. Böyle birçok aile var ama baskılar nedeniyle bu konuyu medyaya taşımaktan çekiniyorlar. Bazı çocukların ebeveynleri devlet dairelerinde çalışıyor ve bu konuda ısrar edecek olurlarsa işten çıkarılabilirler. Bazı aileler Türkçe isim koyamayınca çocuklarının kimliğine Farsça isim yazdırıyorlar ama evde Türkçe isimle çağırıyorlar. Okulda başka, evde başka bir isim. Bu konu ülkemizde sosyal ve psikolojik neticeleri olan bir sorundur. İranlı yetkililerden bu sorunun bir an önce çözülmesini istiyoruz."

Ukrayna Bakanlar Kurulu, "Kırım Tatar Dilinin Gelişimi Stratejisi"ni kabul etti.

Ukrayna Resmi Haber Ajansı Ukrinform'a göre, söz konusu karar bakanlar kurulu toplantısında onaylandı.

Karara göre, Ukrayna Geçici İşgal Altındaki Toprakların Yeniden Entegrasyonu Bakanlığı, Kırım Tatar Milli Meclisi ve Ulusal Bilim Akademisi 2022-2032 için Kırım Tatar Dilinin Geliştirilmesi Stratejisini ağustos ayına kadar oluşturacak.

Toplantıda, Ukrayna Geçici İşgal Altındaki Toprakların Yeniden Entegrasyon Bakanı Oleksiy Reznikov, kritik bir durumda olan Kırım Tatar dilinin gelişimi için konseptin önemli olduğunu aktardı.

Ukrayna Başbakanı Denis Şmıgal da Kırım Tatar dilinin gelişiminin, Kırım'ı Kurtarma Stratejisinin önemli bir parçası olduğunu belirtti.

Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, 12 Mart'ta "Kırım'ın Kurtarılması ve Yeniden Entegrasyonu Stratejisi"ni kabul ettiklerini duyurmuştu.

Blinken, Kazak, Kırgız, Tacik, Türkmen ve Özbek mevkidaşlarıyla görüştü.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan dışişleri bakanları ile çevrimiçi ortak bir görüşme gerçekleştirdi ve ABD ile bu ülkeler arasındaki iş birliği alanlarını değerlendirdi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Blinken ile Türk Cumhuriyetlerinin dışişleri bakanları arasındaki ortak görüşmeye ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Açıklamaya göre görüşmede, ABD ile Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan arasındaki iş birliği alanlarının derinleştirilmesi ve bölgesel konularda koordinasyonun artırılması hususları ele alındı.

Blinken, görüşmede bu ülkelerin bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı konusunda ABD'nin her zaman net bir tutum içinde olduğunu vurguladı.

Görüşmede ayrıca, Afganistan barış süreci, Korona virüsü (Kovid-19) ile mücadele ve iklim değişikliği gibi konular da ele alındı.

ABD ile söz konusu 5 Türk Cumhuriyeti arasında C5 1 adıyla yürütülen iş birliği platformu, ABD'nin Orta Asya ile ilişkilerini düzenlediği önemli bir platform olarak kabul ediliyor.

Türk Konseyi Genel Sekreteri Amreyev, Biden'ın 1915 olaylarıyla ilgili açıklamasını kınadı.

Türk Konseyi Genel Sekreteri Baghdad Amreyev, ABD Başkanı Joe Biden'ın 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddiaları hakkında soykırım nitelemesinde bulunmasıyla ilgili, "ABD Başkanı'nın açıklamasını kınıyor ve siyasi amaçlarla veya 'tarihi yeniden yazma' çabalarıyla tarihin tahrif edilmesinin ve bunun siyasi baskı için kullanılmasının, ülkeler ve halklar arasında daha fazla kutuplaşmaya yol açacağına ve bölgemizde barış ve istikrarı engelleyeceğine inanıyorum." ifadelerini kullandı.

Amreyev, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Biden'ın 1915 olaylarına ilişkin yapmış olduğu, tarihi gerçeklere rağmen ve bölgedeki iş birliği ve istikrar umutlarını zedelemek pahasına siyasi motivasyon taşıyan açıklamasından büyük üzüntü duyduğunu aktardı.

Ülkeler ve halklarının, tarihsel, bilimsel ve hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde, talihsiz siyasi amaçlarla, başka ülkelerin parlamentoları veya yönetimleri tarafından yargılanmaması ve mahkûm edilmemesi gerektiğini belirten Amreyev, "Bilakis, 1915 olaylarının uluslararası hukuk ve ilgili uluslararası belgeler dikkate alınarak şeffaf ve adil bir şekilde incelenmesi gerekir." açıklamasında bulundu.

Amreyev, başka bir ülkeye yönelik olarak çarpıtılmış tarihsel iddiaların silah haline getirilmesinin, ancak toplumlar arasında nefret, intikam ve düşmanlık duygularını körüklemek isteyenlerin işine yaracağını belirterek, "ABD Başkanı'nın açıklamasını kınıyor ve siyasi amaçlarla veya 'tarihi yeniden yazma' çabalarıyla tarihin tahrif edilmesinin ve bunun siyasi baskı için kullanılmasının, ülkeler ve halklar arasında daha fazla kutuplaşmaya yol açacağına ve bölgemizde barış ve istikrarı engelleyeceğine inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Bu bağlamda, Türkiye'nin 1915 olaylarının tarihçiler tarafından incelenmesi için ortak bir Tarih Komisyonu kurma girişimi ve bu amaçla arşivlerini açmasının övgüye değer olduğunu belirten Amreyev, bunun tarihi gerçekleri ortaya çıkarmak ve adil hafızayı inşa etmek isteyen herkes için yapıcı bir yaklaşım ve iyi niyet göstergesi olduğunu vurguladı.

Türk Konseyi Genel Sekreteri Amreyev'den gerginlik yaşayan Kırgızistan ve Tacikistan'a çağrı yapıldı.

Türk Konseyi Genel Sekreteri Baghdad Amreyev, Kırgızistan-Tacikistan sınırında yaşanan gerginliklerin diplomatik müzakereler ve dostane istişareler yoluyla çözülmesi gerektiğini belirterek, durumun istikrara kavuşması için taraflara önlem alma çağrısında bulundu.

Amreyev, Kırgızistan-Tacikistan sınırındaki su dağıtım şebekesini kontrol etme nedeniyle çıkan çatışmalarla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, her iki taraftan can kayıplarına yol açan durumun tırmanışını büyük bir endişeyle öğrendiklerini kaydetti.

Hayatını kaybedenlere rahmet dileyen Amreyev, tarafların istişarelerin ardından ateşkes elde etmelerinden memnuniyet duyduklarını belirtti.

Amreyev, ramazan ayında daha fazla birlik içerisinde olunması ve farklılıkların bir kenara bırakılması gerektiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Mevcut sorunların ancak iki ülke arasındaki iyi komşuluk ilişkileri ruhuna uygun bir şekilde diplomatik müzakereler ve dostane istişareler yoluyla çözülmesi gerektiğine kesinlikle inanıyoruz.

Bu bağlamda, Türk Konseyi, özellikle de Kırgız tarafının barışın yeniden tesisine katkısına vurgu yaparak, tarafları ihtiyatlı olmaya devam etmeye ve gerginliğin daha da artmasına yol açabilecek herhangi bir eylemden kaçınarak mevcut durumun istikrara kavuşturulmasını teminen ortak önlemler almaya çağırmaktadır.

Türk Konseyi, teşkilatın kurucu üyesi olan kardeş Kırgızistan ile konu hakkında yakın temas içinde olmaya devam edecektir."

Salihi, Irak Türkmen Cephesi'nin 26. kuruluş yıl dönümü münasebetiyle Türkmen halkını kutladı.

Irak Türkmen Cephesi Milletvekili Erşat Salihi, Irak Türkmen Cephesi'nin 26. Kuruluş yıl dönümü münasebetiyle Türkmen halkını kutladı.

Salihi yayınladığı kutlama mesajında şu ifadelere yer verdi.

Irak Türkmen Cephesi'nin ilan edilmesi, Türkmenlerin ekonomik, kültürel ve siyasi arenada bir değişim gerçekleştirmesine vesile olmuştur.bu ulu kuruluş, liderlerini, kadrosunu ve bir çok üyesini Türkmeneli uğrunda kurban vermiştir. Türkmenler arasında mezhep ayrımcılığının kökten kurutulması için çabalayan ITC, hiçbir zaman mezhepsel ve bölgesel bir yaklaşımda bulunmamıştır. Her zaman milli kimliğin ve birleştirildiğin öncüsü olarak yoluna devam edecektir. Hepimizin ortak hedefi Türkmeneli bayrağını, ITC aracılığı ile yükseğe çıkarmak olmalıdır.

Salihi mesajını, yüce milletimize de bütün haklarımızı alana dek mücadelemize devam edeğimizi bildirir, bu kutlu yolda şehit düşenlerin de izlerinden asla ayrılmayacağımızın vurgusunu yapıyoruz diyerek sonlandırdı.

Turan: ''ITC, Türkmenlerin iradesinin asıl millî kimliğidir''

Irak Türkmen Cephesi başkanı Hasan Turan, Irak Türkmen Cephesi'nin kuruluşunun 26. Yıl dönümü münasebetiyle kutlama mesajı yayınladı.

Turan mesajında, Irak Türkmen Cephesi'nin 24 Nisan 1995 yılında Erbil'de kuruluş ilanı Türkmenlerin Irak muhalefetinde kurduğu siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve verdiği mücadelenin sonucu olduğunu ifade etti.

Turan, Irak Türkmen Cephesi'nin 1920'lerden günümüze kadar milli hakları yolunda uğradıkları göçe zorlama, zindanlar, idamlar ve saire mağduriyetlerinin bir meyvesidir. Ve Irak Türkmen Cephesi tarih boyu Türkmen milli davasına inanan, ulusal ve milli bir proje olduğu ve Irak'ın toprak bütünlüğünü savunduğu için çok sayıda saldırı ve suikastlara maruz kaldığını dile getirdi.

ITC'nin ve Kuruluşlarının Türkmenlerin iradesinin asıl milli kimliği olduğunu halkımıza bildirmekteyiz diyen Turan mesajını '' kutladığımız bu münasebetle birlikte halkımızı tüm siyasi partilerinin tek bir listede birleşerek seçime girme kararları münasebetiyle de tebrik eder ve gelecek günlerde Türkmen siyasi hareketinde büyük desteği olmasını dileriz diyerek sonlandırdı.

ITC Başkanı Turan ve Cumhurbaşkanı Salih bir araya geldi.

Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih, Irak Türkmen Cephesi Başkanı Hasan Turan'ı makamında ağırlayarak, Kerkük'ün güvenlik ve istikrarıyla ilgili meseleleri ele aldı.

Irak Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre Salih, Bağdat'taki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda ITC'nin yeni Başkanı Hasan Turan'ı kabul etti.

Kerkük'teki hizmetler başta olmak üzere güncel meselelerin ele alındığı görüşmede, kentin bileşenleri arasındaki diyaloğun desteklenmesi, güvenlik ve istikrarının güçlendirilmesi gerektiği üzerinde duruldu.

"Kerkük'te askıda kalan konuların anayasa yoluyla çözülmesi gerektiğine vurgu yapıldı." denilen açıklamada ayrıca, "Kimseyi dışlamadan kent ahalisinin yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerekiyor ve tüm çözümlerin halkın iradesine bağlı olması lazım." ifadelerine yer verildi.

Açıklamaya göre Salih görüşmede, "Kerkük, doğal ve insan kaynaklarıyla zengin bir kenttir. Bu durumun Kerkük halkına olumlu yansımaları olmalı. Kerkük'ün istikrarını bozan teröristlerin önünün kesilmesi lazım." değerlendirmesini yaptı.

Turan da Kerkük'te barışçıl yaşamı desteklediği için Cumhurbaşkanı Salih'e teşekkür etti.

2011 yılından itibaren Erşat Salihi'nin yürüttüğü ITC Başkanlığına, 28 Mart'ta Başkan Yardımcısı Hasan Turan getirilmişti.

ITC Milletvekili Salihi, 2021 malî bütçesinden Türkmen bölgeleri için 6 milyon dolar ayrıldığını söyledi.

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Milletvekili Erşat Salihi, 2021 mali bütçesinden Türkmen bölgelerinin imarı için 10 milyar Irak dinarı ayrıldığını açıkladı.

Salihi, yaptığı açıklamada, dün Meclis'te onaylanan yeni mali bütçe ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Türkmen bölgelerinin kalkınması için canla başla çalışmaya devam ettiklerini belirten Salihi, “Irak 2021 bütçesinden 10 milyar dinarın (yaklaşık 6 milyon dolar) Türkmen bölgelerinin imar ve kalkındırılması için ayrılmasını sağladık.” dedi.

“Irak’ta Türkmenlerin yaşadığı bölge olan 'Türkmeneli' ismini de bütçede resmi olarak tescillendirdik” diyen Salihi, “Türkmeneli, Orta Doğu bölgesinin parlayan yıldızı olacak.” ifadesini kullandı.

Irak Meclisi, Bağdat-Erbil arasındaki anlaşmazlık nedeniyle aylarca sürüncemede kalan 2021 bütçesini dün onaylamıştı.

Çubarov: Kırım'da Kırım Tatarları Rusça eğitime zorlanıyor!

Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, işgal edilen Kırım’da Kırım Tatar çocukların okullarda Rusça eğitime zorlanmaları ve bir ortaokulda görevli öğretmenin Kırım Tatar halkına yönelik hakaretlerini konu alan açıklamalarda bulundu. Çubarov, Kırım Tatarcanın geleceğinin korunmasına dikkat çekerek, “Kırım Tatar dilimizin geleceği sadece KTMM için değil hepimiz için en önemli konu olmalıdır” ifadelerini kullandı.

KTMM Başkanı Refat Çubarov, bugün sosyal medya hesabından Kırım Tatar dili ile ilgili açıklamalarda bulundu. Çubarov, işgal edilen Kırım’da Kırım Tatar çocukların okullarda Rusça eğitime zorlanmaları ve bir ortaokulda görevli öğretmenin Kırım Tatar halkına yönelik hakaretlerini değerlendirdi.

- “Rusça eğitime zorlayarak seçme imkânı tanımıyorlar”

Çubarov, işgalci devlet Rusya’nın Kırım Tatar dilini yok etmek amacıyla çeşitli yöntemlere başvurduğunu belirterek, “Rus işgalciler ve onlara yardımcı olan iş birlikçiler, Kırım’da Kırım Tatar dilini ayaklar altına almak için, Kırım Tatar dilini okullarda kaldırmak için ve bütün Kırım Tatarlarına asimilasyon uygulamak için çeşitli aldatmaca yöntemler uygulamaya çalışıyor. Bahçesaray bölgesi Biya Sala (Verhoriççya) köyündeki okuldaki öğrencilere, ‘Rusça’ olarak belirtilmiş dilekçeler verilerek, velilere çocuklarının eğitim dilini seçme imkanı bile tanınmadı. Daha sonradan bu konuda tepki gösterildiğinde, okul yönetimi bu dilekçeleri kanıt göstererek kendi istekleri ile Rusça eğitim istedi diyecek. Bu dayatmaya boyun eğmeyin. Biz gerektiği takdirde kendi avukatlarımızla size yardımcı olacağız.” diye konuştu.

Kırım'da su sorunu: İşgalciler, Azak Denizi'nde tatlı su aramaya başladı

Kırım’ın Rusya tarafından işgal edilmesi nedeniyle yarımadada yaşanan su sorununa bir türlü çözüm bulamayan işgalciler, Azak Denizi’nde tatlı su rezervleri bulmak için keşif çalışmalarına başladı. İşgalci yönetim, çalışmanın amacının, bölgedeki yeraltı suyu rezervlerinin incelenmesi ve günlük su ihtiyacını karşılama ihtimalinin araştırılması olduğunu belirtti.

Rus işgali altında bulunan Kırım’da, neden oldukları su sorununa çözüm arayışlarına devam eden işgalciler, Azak Denizi’nde tatlı su kaynağı arama çalışmalarına başladı. Kremlin kontrolündeki sözde Kırım Başbakan Yardımcısı Yevgeniy Kabanov, Rus basınına yaptığı açıklamada, Azak Denizi’nde tatlı su rezervleri bulmak için keşif çalışmalarına başladığını duyurdu.

- İşgalci yönetim, Kırım’da tatlı su arayışına devam ediyor

Yevgeniy Kabanov, “Azak Denizi’nin altında tatlı su bulunursa, çözümlerden biri onu, belli nedenlerden dolayı büyük bölümü boş duran Kuzey Kırım Kanalı’na vermek olabilir.” dedi. İşgalci yetkili, çalışmaların amacının, bu alandaki yeraltı suyu rezervlerinin hacminin araştırılması ve incelenmesi ile bu suyun günlük ihtiyaçlarda kullanılabilirliğinin araştırılması olduğunu söyledi. Ön araştırma sonuçlarının bu yılın haziran ayı sonunda elde edilmesinin planlandığı belirtildi.

- Kırım’ın işgalinden sonra Ukrayna anakarasından yarımadaya su tedariki kesildi!

Rusya Kırım’ı işgal etmeden önce, yarımadanın içme suyu ihtiyacının yüzde 85’i Ukrayna tarafından Dinyeper (Dnipro) nehrinin Kuzey Kırım Kanalı’na aktarılması sayesinde sağlanıyordu.

1961-1971 yıllarında kurulan Kuzey Kırım kanalı Ukrayna’daki Kahovskoye baraj gölünden Kırım’ın Kerç şehrine kadar uzanıyor. Uzunluğu 402,6 km olan kanal saniyede 300 metreküp su akışı sağlıyor.

Şubat-Mart 2014’te Kırım’ın Rusya tarafından işgal edilmesinden sonra kanaldan sağlanan su tedariki durdurulmuştu. Rus işgalci yönetimi, su sorununu yeraltı kaynakları aracılığıyla çözmeye çalışıyor. Birçok yerleşim yerinde su kuyuları açılmaya başlandı. Ancak bu durum da, Kırım toprağının tuzlanmasına yol açıyor.

- Kırımoğlu: Su sorununu çözmek için Kırım’ı mahvedecekler

Kırım Tatar halkının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Rusya tarafından işgal edilen Kırım’daki su sorunu çözme girişimlerinin, yarımadanın ekolojisini olumsuz etkileyeceğini ifade etmiş; işgalcilerin Kırım’da yeni su kuyuları açarak, yarımadayı mahvedeceğini vurgulamıştı.

İşgalci yönetimin, su sorunu çözme yöntemlerini değerlendiren Kırımoğlu, “Şu anda yeraltı suyu çıkarmak için yeni kuyu açılmasına ağırlık veriyorlar. İlk olarak yeraltı suyu rezervleri sınırsız değil ve tüm Kırım’a suyla sağlamaya yetmeyecektir. İkinci olarak, Kırım’ın ekolojisi için büyük tehdit oluşturuluyor. Tatlı su çıkarıldıktan sonra oluşan boşluklara deniz suyu dolduruluyor ve tüketimi uygun olmayan çeşitli kanalizasyon suları dolduruluyor. Bu da toprağın tuzlanmasına yol açıyor.” ifadelerini kullandı.

KTMM'den Türkiye'ye teşekkür mektubu

Türkiye ve Ukrayna arasında 10 Nisan 2021 tarihinde düzenlenen Türkiye-Ukrayna Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı’nda, “Kırım Tatar Halkının Temsilcileri ve Ukrayna Vatandaşlarının Yararlanıcı Kategorileri İçin Konut Yapımı Alanında İş Birliğine Dair Çerçeve Anlaşma” imzalandı. Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, söz konusu anlaşmanın imzalanması ile ilgili Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir mektup yazarak teşekkürlerini bildirdi.

Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, “Kırım Tatar Halkının Temsilcileri ve Ukrayna Vatandaşlarının Yararlanıcı Kategorileri İçin Konut Yapımı Alanında İş Birliğine Dair Çerçeve Anlaşma’nın” 10 Nisan’da imzalanması bağlamında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir mektup yazdı.

- Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı, Ukrayna’da 500 konut projesi için Türkiye’ye teşekkür etti

Çubarov, mektubunda Türkiye’nin Kırım Tatar halkına verdiği destek için teşekkür etti. Çubarov’un dün sosyal medya üzerinde yaptığı paylaşımının tam metni şu şekilde:

10 Nisan 2021 tarihinde Ukrayna ile Türkiye hükümetleri arasında , “Kırım Tatar Halkının Temsilcileri ve Ukrayna Vatandaşlarının Yararlanıcı Kategorileri İçin Konut Yapımı Alanında İş Birliğine Dair Çerçeve Anlaşma”nın imzalanması bağlamında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir mektup gönderdim. Mektupta aşağıdaki hususlara dikkat çektim:

-KTMM adına Türkiye’nin Ukrayna’nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne verdiği kararlı destekten, yedi yıldır Rusya Federasyonu’nun işgali altındaki Kırım’da yaşayan Kırım Tatar halkının hak ve çıkarlarının korunmasına gösterilen özenden dolayı teşekkür ediyorum.

-Kırım Tatar halkının en büyük arzusu; Kırım’ın en hızlı bir şekilde işgalden kurtarılması ve Kırım Yarımadası ile etrafındaki Karadeniz ve Azak Denizi karasularının Ukrayna devlet egemenliği altına geri dönmesidir.

-Kırım dışında ama Ukrayna sınırları içinde yaşayan Kırım Tatarlarının hem kendi kimliklerini koruyabilmesi hem de Rus işgalcilerden kurtarılan Kırım’ın yeniden entegrasyonu ve kalkınması için kullanabilecekleri mesleki ve entelektüel potansiyellerini artırmak için uygun koşulları oluşturmaya çalışıyoruz.

-KTMM Türkiye Cumhuriyeti’nin, can tehdidi nedeniyle Rusya işgali altındaki Kırım’ı terk etmek ve Ukrayna anakarasında yaşamak zorunda kalan Kırım Tatarlarının yerleştirilmesine yönelik çabalarını takdir ediyor. Bunlar arasında Rus-Ukrayna savaşına katılanlar, siyasi tutsaklar, Kırım Tatar milli hareketi aktivistleri, sivil aktivistleri, siyasetçiler, gazeteciler, üniversite öğretmenleri, kamu görevlileri ve diğerleri yer alıyor;

-Ancak Çevre Anlaşması ile öngörülen oranda ( Kıyiv 100 daire, Mıkolayiv 200 daire, Herson 200 daire) konutların inşa edilmesi işgal altındaki Kırım’ı terk etmek zorunda kalan ve Kıyiv ile Ukrayna’nın başka bölgelerine yerleşen birçok Kırım Tatar ailesinin konut sorununun ciddiyetini ortadan kaldırmayacaktır.

-Ukrayna ve Türkiye Cumhuriyeti hükumetleri tarafından kabul edilen ve Ukrayna ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri arasında imzalanan “Kırım Tatar Halkının Temsilcileri ve Ukrayna Vatandaşlarının Yararlanıcı Kategorileri İçin Konut Yapımı Alanında İş Birliğine Dair Çerçeve Anlaşması” ile güvence altına alınan karara saygı duyan KTMM, 500 konutun inşa edilmesine yönelik söz konusu projenin hayata geçirilmesi ile eş zamanlı olarak, Kıyiv şehri de dahil olmak üzere zorunlu iç sığınmacı olan Kırım Tatarlarının yoğun olarak yaşadığı yerlerde ek 500 dairenin inşa edilmesi olanağını değerlendirme çağrısında bulunuyor.

Rusya, Osetya ve Donbas'ta savaşan birlikleri Kırım'a gönderdi.

Rusya, işgal ettiği Kırım’a asker yollamaya devam ediyor. Rusya Savunma Bakanlığı, 58. Kombine Silah Ordusu birliklerinin işgal altındaki Kırım’a sevk edildiğini duyurdu. Adı geçen ordunun, Osetya ve Ukrayna’nın doğusunda savaştığı öğrenildi.

Rusya Savunma Bakanlığı, 2008 Güney Osetya Savaşı’na ve 2014 yılında Donbas’taki çatışmalara katılan birliklerin işgal altındaki Kırım’a sevk edildiğini bildirdi. Açıklamada, daimi konuşlandırma yeri Kuzey Kafkasya olan 58. Kombine Silah Ordusu birliklerinin Kırım’da düzenlenen tatbikata katıldığı belirtildi.

- Rusya tatbikat bahanesiyle Karadeniz’in bir kısmını gemilere kapattı.

Bilindiği üzere, Rusya Federasyonunun askeri tatbikat bahanesi ile Karadeniz’in bir kısmını 19 Nisan’dan başlayarak 2021 Ekim ayına kadar yabancı devletlerin gemileri için kapatacağını açıkladı. Rusya’nın kapatma kararını kınayan Ukrayna Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, “Rusya Ukrayna’nın egemenlik haklarını gasp etmek için uluslararası hukukun norm ve ilkelerini ihlal eden bir başka girişimdir.” ifadelerini kullandı.

Rusya, Kırım'a 50'den fazla savaş uçağı yolladı.

İşgalci Rusya Kırım’daki askeri varlığını artırmaya sürdürüyor. Rus ordusunun, işgal altındaki yarımadaya 50’den fazla saldırı uçağı sevk ettiği bildirildi.

Rusya Güney Askeri Bölgesi basın servisinden yapılan açıklamada, Rusya’nın Stavropol bölgesinden işgal edilen Kırım Yarımadası’na 50’den fazla savaş uçağının sevk edildiğini duyuruldu.

Açıklamada Kırım’a sevkedilen uçaklar arasında Su-24M, Su-25SM ve SU-34 bombardıman uçakları ayrıca Su-27SM, Su-30SM avcı uçaklarının yer aldığı belirtildi.

- Rusya Kırım’a askeri yığınağı sürdürüyor

Daha önce Rusya’nın, 2008 Güney Osetya Savaşı’na ve 2014 yılında Donbas’taki çatışmalara katılan birliklerin işgal altındaki Kırım’a sevk edildiğini bildirilmişti.

Rusya Savunma Bakanı, Kırım'daki sözde referandumun silahların namluları altında yapıldığını kabul etti.

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Kırım’ın işgalini meşrulaştırmak için 2014 yılında yapılan sözde referandum sırasında Rus askerlerinin, Kırım halkını güya “radikal unsurların şiddetinden koruduğunu” ileri sürdü.

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Kırım’ın işgalini meşrulaştırmak için Rusya tarafından yarımadada Mart 2014’te düzenlenen sözde “referandumun” silahların namluları altında düzenlendiğini itiraf etti.

Bir Rus televizyon kanalında 16 Nisan 2021 tarihinde konuşan Şoygu, Rus askerlerinin güya “Kırım sakinlerine iradelerini özgürce ifade etmelerine yardımcı olduğunu” ileri sürdü. Şoygu, “Aslında asıl görev, kanın dökülmesini önlemek ve insanların, nerede olmak ve nasıl yaşamak istedikleri konusunda iradelerini özgürce ifade edebilmeleri sağlamaktı.” dedi. Bunun yanı sıra Şoygu, Kırım’ın işgalinde yer alan askerlerin, Kırım sakinlerini “radikal unsurların şiddetinden” koruduğu yönündeki iddiasını yineledi.

Rüstem Umerov: Rusya, Türkiye'nin Ukrayna'ya verdiği desteği diplomatik yenilgi olarak görüyor.

Ukrayna Milletvekili, Kırım Tatar Milli Kurultayı delegesi Rüstem Umerov, Ukrayna-Türkiye ilişkilerini değerlendirdi. Türkiye’nin Ukrayna’ya verdiği desteğin çok önemli olduğunu vurgulayan Umerov, “Rusya, Türkiye’nin Ukrayna’ya verdiği desteği diplomatik yenilgi olarak görüyor.” ifadesini kullandı.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy, 10 Nisan 2021’de Türkiye’yi ziyaret ederek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la bir araya geldi. Görüşme sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadeniz bölgesindeki gerginliği azaltmak için herhangi yardımda bulunmaya hazır olduğunu belirterek; Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliğine ayrıca Kırım Platformu girişimine verdiği desteği bir kere daha teyit etti. İnterfaks-Ukrayna Haber Ajansına konuşan Ukrayna Milletvekili, Ukrayna-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Eş Başkanı, Kırım Tatar Milli Kurultayı delegesi Rüstem Umerov, Ukrayna-Türkiye ilişkilerini değerlendirdi. Umerov, “Ukrayna’nın güvenliği, toprak bütünlüğü ve egemenliği konusunun devletçilik meselesidir, dolayısıyla Karadeniz’de bir NATO müttefiki olan Türkiye’nin verdiği destek güçlü bir sinyal. Bu yüzden Rusya için bu büyük bir eksi; yani onlar Türkiye’nin Ukrayna’ya verdiği desteği diplomatik yenilgi olarak görüyor.” dedi.

 

KAYNAK

TRT Avaz

Türkmeneli Haber

Kırım Haber Ajansı