Senan Kazımoğlu

Tüm yazıları
...

AZERBAYCAN-ERMENİSTAN ANLAŞMASINA BAKIŞ

Senan Kazımoğlu

Herkesin malumu olduğu üzere, 8 Ağustos’ta Amerika’nın arabuluculuğunda Ermenistan ve Azerbaycan arasında bir anlaşma imzalandı. Anlaşmaya geçmeden önce şunu belirtmeliyim ki bu, nihai barış anlaşması değil; barış anlaşmasının paraflanmasıdır. Aliyev’in, anlaşma sonrası Azerbaycan basınına verdiği röportaja göre, nihai anlaşmanın yapılabilmesi için Azerbaycan’ın koyduğu şart gereği Ermenistan Anayasası’nda değişiklik yapılması gerekiyor. Azerbaycan, ancak bundan sonra nihai barış anlaşmasını imzalayacak.

Peki, bu anlaşmanın olumlu ve olumsuz tarafları bizim için nedir? Hem imzalanan metinde yer alan hem de metinden bağımsız olarak Azerbaycan ve Amerika arasında varılan önemli anlaşmalar bulunuyor. Öncelikle, metin dışında Azerbaycan ile Amerika arasında varılan en önemli anlaşmalardan biri, 1992 yılında Ermeni lobisinin girişimleriyle Karabağ’da Azerbaycan Türklerine yapılanları sanki Azerbaycan’ın Ermenistan’a yaptığı gibi göstererek uygulanan Amerikan ambargo ve yaptırımlarının kaldırılmasıdır. Bu ambargo nedeniyle eski Sovyet ülkeleri arasında Amerika’dan yardım almayan tek ülke Azerbaycan olmuştur. Yine bu ambargolar sebebiyle Amerika ve Azerbaycan arasında askeriyeden tutun da birçok alanda kısıtlamalar vardı. İşte anlaşmalarla birlikte bu kısıtlamalar kaldırıldı ve birçok alanda yatırım ile işbirliği konuları karara bağlandı.

Şimdi gelelim anlaşma metnindeki önemli maddelere. Benim en çok dikkatimi çeken mesele, AGİT’in Minsk Grubu’nun kaldırılması meselesidir. Daha önce bu konuda yazmıştım; Azerbaycan’ın Ermenistan ile nihai barış şartlarından biri, Ermenistan Anayasası’nın değişmesi ve AGİT Minsk Grubu’nun kaldırılmasıydı. Bu anlaşmada AGİT’in kaldırılmasıyla ilgili madde yer alıyor. Bir diğer önemli madde, bölgede uluslararası ulaşım yollarının açılması ve en önemlisi Azerbaycan ana karasıyla Nahçıvan arasında engelsiz ulaşımın temin edileceğidir. Bunlardan başka, tarafların şimdi ve gelecekte her türlü düşmanlık ve intikam girişimlerini reddetmesi de dikkat çekici maddelerden biridir. Bu durum, bölgenin gelecekteki istikrarı ve kalıcı barışı açısından önemlidir.

Gelelim beni ve Türk kamuoyunu en çok endişelendiren meseleye, yani Zengezur Koridoru’na. Öncelikle bu konuda bilmemiz gereken en önemli nokta, Zengezur’un tarihi Azerbaycan toprağı olmasına rağmen, 1920’lerin başından itibaren Ruslar tarafından Ermenistan’a verilmiş olmasıdır. Günümüzde de uluslararası hukuka göre Ermenistan toprağı olarak geçmektedir. Zengezur, Ermenistan toprağı olduğu için bölgeyle ilgili alınacak her türlü karar Azerbaycan’a değil, Ermenistan’a aittir. Ermenistan da bu hakkını Amerika’dan yana kullanarak Zengezur Koridoru’nu “Uluslararası Barış ve Refah için Trump Koridoru” (TRIPP) adıyla 99 yıllığına Amerika’ya kiralamıştır. Tekrar ediyorum, bunu yapan Azerbaycan değil, Ermenistan’dır.

Anlaşma metnine bakıldığında, 99 yıllığına bir Amerikan şirketine kiralandığına dair madde yer almıyor. Çünkü bu konuda söz sahibi olan Ermenistan’dır ve Zengezur ile ilgili anlaşma Ermenistan ile Amerika arasında yapılmıştır. Anlaşmada koridor ile ilgili madde ise şöyle:

“Ermenistan Cumhuriyeti, kendi topraklarında ‘Uluslararası Barış ve Refah için Trump Koridoru’ (TRIPP) bağlantı projesinin çerçevesinin belirlenmesi amacıyla Amerika Birleşik Devletleri ve karşılıklı mutabık kalınan üçüncü taraflarla iş birliği yapacaktır. Bu amaca en kısa sürede ulaşmak için iyi niyetle çaba gösterme kararlılığımızı teyit ediyoruz.”

Yaklaşık bir ay önce Zengezur’un Amerikalılara kiralanmasıyla ilgili Aliyev’e soru yöneltildiğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı şu cevabı vermişti:

 “Bunu Ermenistan yönetimine sormak lazım. Bizim arazimizde herhangi bir şirket yönetimi söz konusu olamaz.”

Bu açıklama da durumu doğruluyor. Yani Amerika’yı bölgeye getiren Azerbaycan değil, Ermenistan’dır.

Bu konuda en büyük kaybı yaşayan ise hiç şüphesiz Rusya ve İran’dır. İkinci Karabağ Savaşı’nı bitiren 10 Kasım 2020 anlaşmasına göre Zengezur’un güvenliğini Rusya sağlayacaktı. Ancak aradan geçen beş yıla rağmen Rusya’nın bu konuda hiçbir adım atmaması ve hatta Ermenistan ile Azerbaycan’a karşı etik olmayan sert tutumu sebebiyle, Zengezur Koridoru’ndaki söz hakkını kaybetti. Yine, Zengezur’a en başından beri karşı çıkan ve Türkiye’nin önerdiği “3+3 Bölgesel İşbirliği Projesi”ni elinin tersiyle iten İran, bir anda karşısında Amerika’yı buldu. Üstelik bu, her zaman Rusya ve İran’ın desteğini alan Ermenistan’ın eliyle gerçekleşti.

Velhasıl, şimdilik yaşananlar bunlar. Gelecek bize neler gösterecek, hep birlikte yaşayıp göreceğiz.