Geçenlerde sosyal medyada bir video ile karşılaştım. Videodaki adam, kendisinin Türk düşmanı — hatta İsrailli bir Yahudi — olması hâlinde yapacağı ilk şeyin Azerbaycan ile Türkiye’nin arasını açmak ve nefret tohumları ekmek olacağını söyledi. Bunu da medyadaki algı yöntemleriyle gerçekleştireceğini belirtti.
Bir Azerbaycan Türkü olarak adamın ne demek istediğini o kadar iyi anladım ki... Zira İsrail’in Gazze’de soykırıma başladığı 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren Türkiye medyasında Azerbaycan aleyhine bir karalama kampanyası başlatıldı. O kadar şiddetli saldırıyorlar ki, sanırsınız Gazze’deki katliamı Azerbaycan yapıyor.
Fakat gerçek şu ki, Azerbaycan 7 Ekim 2023’ten bu yana defalarca Gazze ile ilgili olarak Filistin’in yanında olduğunu vurguladı. Bu gerçek, hem devlet kurumları hem de hükümet yetkilileri tarafından birçok kez dile getirildi. Hatta bu açıklamalar Anadolu Ajansı ve TRT tarafından da yayımlandı. Ancak öyle kirli oyunlar oynandı ki bu haberlerin neredeyse tamamı Türk kamuoyuna ulaşmadı. Bunun yerine halka aktarılanlar, Azerbaycan’a yönelik düşmanlık ve algılardan ibaretti.
Bu konuyu daha önce de çok konuştuk, farkındayım; ama vallahi artık Türkiye’deki sosyal medyada Azerbaycan hakkında hakaret ve nefret söylemleri görmekten bıktık, usandık. Bu durum artık Azerbaycan hükümet yetkilileri tarafından da dile getirilmeye başlandı. Hatta kısa süre önce Türkiye’nin Bakü Büyükelçisi ile görüşen Azerbaycanlı gazeteciler, bu konudaki şikâyetlerini açıkça elçiye ilettiler.
Kısacası, Azerbaycan halkının her kesiminden insanlar bu durumdan son derece rahatsız. Bahsi geçen konular hakkında daha önce yazılar kaleme aldığım için tekrar detaya girmek istemezdim. Fakat bugünkü yazının konusu ile bağlantılı olduğu için bu şekilde bir giriş yapmak zorunda kaldım.
19 Haziran tarihinde, Kahramanmaraş’taki “Azerbaycan Mahallesi”nin açılışı Türkiye ve Azerbaycan cumhurbaşkanları tarafından gerçekleştirildi. Ancak Azerbaycan tarafından inşa edilen bu mahallenin açılış ve anahtar teslim törenine Azerbaycan ve Türkiye’den çok sayıda hükümet yetkilisinin katılmasına rağmen, Türk kamuoyunda bu gelişmenin üzerinden sessizce geçildi. Azerbaycan medyası, daha günler öncesinden bu ziyareti kardeşlik mesajlarıyla duyurmuştu. Program günü de büyük coşku ve kardeşlik vurgusuyla haberler yapıldı. Söz konusu haber, Azerbaycan kamuoyunda büyük ilgiyle karşılandı.
Ben de Azerbaycan-Türkiye kardeşliğine vurgu yapan bu haberi, Türk Dünyası raporuna eklenmesi için arkadaşlara göndermek istedim. Bu süreçte tek tek bilinen büyük haber kuruluşlarının sosyal medya hesaplarını taradım. Fakat Türkiye’de, TRT ve Anadolu Ajansı gibi resmi haber ajanslarının yayınlamasına rağmen, birkaç istisna dışında hatta hükümete yakın haber kanallarının sosyal medya hesaplarında bu konuda tek satır paylaşım yapılmamıştı.
Düşünebiliyor musunuz? Erdoğan’ın attığı her adımı yakından takip eden, hakkında dünyanın öbür ucunda söylenen sözü bile kaçırmayan büyük haber kanalları, Kahramanmaraş’taki bu anlamlı ziyareti haberleştirme gereği bile duymamış. Hadi bir iki kanal neyse, ama Azerbaycan ile ilgili her türlü haberi farklı şekillerde paylaşan, yorum kısımlarında hakaret ettiren veya buna göz yuman bu medya kuruluşları, Türkiye-Azerbaycan kardeşliğini güçlendirecek bir haberi tamamen görmezden gelmiş. Üstelik bunu daha önce de defalarca gözlemledim. Bunun adı Türk düşmanlığıdır.
Konuya başa dönecek olursak: Evet, Türk milletine ve Türk devletine düşman olanlar; Siyonist zihniyeti destekleyenler de en az bu medya grupları kadar zarar verecek yöntemlerle karşımıza çıkıyorlar. Emin olun ki amaçları aynıdır.