Dr. İrfan Paksoy

Tüm yazıları
...

20 YANVAR KATLİAMI

1962 yılında Kahramanmaraş’ta doğmuş olan İrfan Paksoy, ilk ve orta eğitimini Kahramanmaraş’ta yapmış, lisans eğitimini Hava Harp Okulunda (Yeşilyurt-İstanbul) tamamlamış ve Eylül 1984 ayında da Hava Kuvvetlerinde subay olarak göreve ve meslekî yaşamına başlamıştır.

Meslek hayatı boyunca (1984-2015) değişik kademelerde görev yapmıştır. Bu çerçevede; Hava Kuvvetlerinin değişik birlik ve kurumlarında, Millî Savunma Bakanlığı Dış Tedarik Daire Başkanlığında, Genelkurmay Başkanlığında ve Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Komutanlığında değişik kademelerde proje subayı, yönetici ve komutan olarak; Millî Güvenlik Akademisinde öğretim elemanı ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı Başkanı olarak, 1999-2002 döneminde de üç yıl süreyle Almanya’da Savunma Bakanlığı bağlısı kısa adı BWB olan Federal Savunma Teknolojisi ve Tedarik Dairesi nezdindeki Türk İrtibat Ofisinde Türk Silahlı Kuvvetlerini temsilen irtibat subayı olarak görev yapmıştır.

1991 yılında girdiği Hava Harp Akademisini (1) (Yenilevent-İstanbul) 1993 yılında tamamlamış (2) ve kurmay subay olmuş, 1998 yılında 69. dönem müdavimi olarak Silahlı Kuvvetler Akademisinde (3) (Yenilevent-İstanbul), Eylül 2011-Şubat 2012 döneminde de Millî Güvenlik Akademisinde (Ankara) eğitim görmüş, 2007-2009, 2011 -2013 dönemlerinde de Millî Güvenlik Akademisinde (4) öğretim elemanı ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı Başkanı olarak görev yapmıştır.

2003 yılında Erciyes Üniversitesi (Kayseri) Tarih Ana Bilim Dalı Türkiye Cumhuriyeti Bilim Dalında başladığı doktora eğitimini 2008 yılında tamamlamış “Tek Parti Dönemi Siyaset Kültürünün Sonrasına Etkileri” başlıklı tezi ile “Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Doktoru” unvanını almıştır.

Yazar Eylül 2017 ayında Ankara Üniversitesi Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Bölümünde başladığı yüksek lisans eğitimini “1858 Arazi Kanunnâmesi Bağlamında Tanzimâttan Cumhuriyete Arazi Mülkiyet Sistemi” konulu çalışması ile 18 Ocak 2020 tarihinde tamamlamış olup Şubat 2020 ayından beri Ankara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesinde yarı zamanlı öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.

Yazarın 2018 yılında yayımlanmış “Cihan Harbi’nde Osmanlı Devleti”, 2020 yılında yayımlanmış “Bilgelik Okumaları” ve 2021 yılında yayımlanmış (müşterek bir çalışma olan) Enver Paşa (Hürriyet, Adalet, Müsâvât)” ve “Azerbaycan Aydınları” isimli araştırma-inceleme dalındaki eserleri ile yayımlanmış birçok makalesi bulunmakta olup değişik dergi ve yayın organlarında belirli aralıklarla da makâle yazmaktadır.

Yazar evli olup, iki evlat ve bir torun sahibidir.

 

DİPNOTLAR:

(1) Harp Akademileri bünyesinde verilmekte olan iki yıl süreli kurmaylık eğitimi YÖK ile Gnkur.Bşk.lığıjnda yapılan protokol gereği “Yönetim, Uluslararası İlişkiler, Kamu Yönetimi ile Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi” bilim dallarında yüksek lisans eğitimine muadil kabul edilmiştir.

(2) Yazarın Hava Harp Akademisi eğitimi esnasında “TSK’da şeffaflık ilkesinin amaç, ilke ve esasları nasıl olmalıdır?” başlıklı tezi hazırlamıştır.

(3) Yazarın (uluslararası ilişkiler, küresel ve bölgesel ilişkiler ve güvenlik, bölgesel ve küresel ekonomi, kriz yönetimi, ulusal güvenlik ve strateji konularında disiplinlerarası bir eğitim niteliğinde olan) 4,5 ay süreli Silahlı Kuvvetler Akademisi eğitimi esnasında “Hava Kuvvetleri Komutanlığının 21’inci Yüzyılda Lojistik Yapılanması Nasıl Olmalıdır?” başlıklı bir tez hazırlanmıştır.

(4) Millî Güvenlik Akademisi eğitimi asker ve sivil orta ve üst düzey yöneticilere verilmekte olan ulusal ve NATO ittifakı ölçeğinde (stratejik seviyede) kriz yönetimi ve harp yönetimi konularında teorik ve uygulama düzeyinde bir eğitimi içeren; ulusal, bölgesel ve küresel ölçekte politik, askerî, ekonomik ve sosyo-kültürel gelişmeler konusunda müdavimlerine vizyon kazandıran disiplinlerarası bir eğitimdir.

Dr. İrfan Paksoy

“Deyirem eşq olsun dünen ve bugün./Azadlıq yolunda can verenlere.”
(Dün ve bugün istiklâl yolunda can verenlere aşk olsun)

Bahtiyar Vahapzâde

Genel

20 Yanvar (Ocak) 1990, Azerbaycan halkının istiklâl yolunda yaşadığı acı ve şerefli bir gündür.

20 Yanvar 1990, Azerbaycan halkının âzadlık için kızıl kanla yazdığı bir tarihtir.

20 Yanvar 1990, Azerbaycan halkının tarihinde sadece ağıt ve acı ile değil, bunun da ötesinde şan ve şerefle hatırlanacak bir gündür.

Kanlı 20 Yanvar’ın sebebi ve öncesi

20 Ocak katliamının öncesi ve sebebi Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti (SSC)1 talepleri ile yakından ilgilidir. Ermenilerin, Azerbaycan’a yönelik artan toprak talepleri karşısında Azerbaycan SSC’deki2 büyük bir Azerbaycan Türkü kitlesi tepki göstermiş ve “Ermeniler dışarı” sloganları atarak yürüyüşler yapmıştı. Buna misilleme olarak Ermenistan SSC’de yaşayan çok sayıdaki Türk de bu ülkeden kovulmuştu. Bu yükselen tansiyon ortamında Bakü’de 13 Ocak 1990 tarihinden itibaren başlamış olan olaylar Moskova tarafından Ermenilere yönelik bir katliam olarak addedilmiş ve (sözde) Bakü’deki bu katliamını durdurmak üzere SSCB3 Komünist Partisi Genel Sekreteri Gorbaçov’un SSCB Anayasası’nın 119 ve Azerbaycan SSC Anayasası’nın 71. maddesine aykırı olarak imzaladığı kararnâmenin ardından modern silahlarla donatılmış 40 bin kişilik bir Kızıl Ordu kuvveti Azerbaycan’a gönderilmiştir.

Kanlı 20 Yanvar faciası

Tarihte bir halkın kahramanlık ve matemi aynı günde yaşaması pek nâdir görülmüştür. Azerbaycan tarihinde 20 Ocak 1990 şeref, şan, kahramanlık ve derin hüzünle dolu bir gündür. O gün Bakü’yü havadan, karadan ve denizden kuşatan Kızıl Ordu birlikleri, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ve bağımsızlığı talebiyle meydanlara dökülen büyük halk kitlelerine tanklarla ve ağır makineli silahlarla saldırarak kanlı bir katliam gerçekleştirmiştir.

19 Ocak günü saat 19:30’da KGB’nin özel Alfa Grubu Azerbaycan devlet radyo televizyonu enerji blokunu bombalamış ve Kızıl Ordu’nun Bakü’ye saldırısını halktan ve dış dünyadan gizli kalmasını sağlamıştı. 19-20 Ocak gecesi de SSCB’nin çeşitli bölgelerinden gelen, Ermeni asıllı subayların ve askerlerin de içinde bulunduğu Kızıl Orduya mensup 40 bin kişilik büyük bir askerî güç, millî özgürlüğü ve ülkesinin toprak bütünlüğü uğruna mücâdeleye başlamış Azerbaycan halkına yönelik katliam için Bakü’ye vahşice saldırmıştı. Bu vahşi saldırı aynı zamanda SSCB’nin boyunduruğu altındaki özgürlük isteyen diğer halklarına da gözdağı verme maksadı da güdüyordu.

Bakü’ye giren modern silahlarla donatılmış Kızıl Ordu birlikleri, çocuk, kadın ve yaşlı demeden savunmasız halkın üzerine ateş açmak ve kurşun yağdırmak suretiyle eşi görülmemiş kanlı bir katliam gerçekleştirmiştir. Katliamın ertesi günü 21 Ocak sabahında Kızıl Ordu birliklerinin geçtiği Bakü sokaklarında korkunç bir manzarayla karşılaşılmıştır. Kızıl Orduya ait tank ve zırhlı araçları durdurmaya çalışan Türkler katledilmişti. Resmî bilgilere göre 20 Ocak Bakü Katliamı’nda 132 Azerbaycanlı şehit olmuş, 612’si ağır yaralanmış ve 841’i de hapse atılmıştır. Bu katliam üzerine Azerbaycan SSC’de olağanüstü hâl ilan edilmiş ve sonrasında binlerce bağımsızlık yanlısı Azerbaycan Türkü de tutuklanmıştır.

21 Ocak ve sonraki günlerde Kızıl Ordu, Azerbaycan’ın Gence, Lenkeran şehirleri ve diğer bölgelerinde on beş Azerbaycan vatandaşını daha katletmiştir. Bakü halkından bir buçuk milyon kişi 23 Ocak 1990 tarihinde şehitlerini, sokak başlarını tutan Kızıl Ordu tanklarının tehdidi ve yüksek binalara yerleştirilmiş Kızıl Ordu mensubu keskin nişancılarının namluları altında Bakü’deki Şehitler Hıyabanına4 defnedilerek ebediyete uğurlamıştı. O gün Bakü, Kızıl Ordu tarafından katledilen Rus, Yahudi ve başka milletlere – dinlere mensup olan insanları da ebediyete uğurlamıştır. Yaşanan katliam, resmî otorite eliyle de olsa terörün din ve milliyet tanımadığını göstermiştir.

Azerbaycan tarihinin en önemli olaylarından biri sayılan 20 Ocak Katliamını gerçekleştiren Kızıl Ordu birlikleri daha sonra da Azerbaycan egemenliğindeki Dağlık Karabağ bölgesinde Ermenilere destek vererek buradaki Ermeni işgâline yardım etmiştir.

Moskova için protestocu Azerbaycanlıları cezalandırmaktan da öte, artan milliyetçi akımları ve bağımsızlık girişiminde bulunabilecek tüm Sovyet cumhuriyetlerine de bir gözdağı verme maksadı güden Kızıl Ordu’nun bu vahşi operasyonu ve katliamı, gerek Azerbaycan Türkleri gerekse de SSCB tahakkümündeki diğer halklar nezdinde tam aksi sonuçlar doğurmuş, Azerbaycan Türklerinde büyük tepkilere sebep olmuş, Sovyet yönetimi altındaki Azerbaycan’da ve diğer Sovyet cumhuriyetlerinde milliyetçilik akımını ve bağımsızlık talebini hızlandırmış, Azerbaycan Türkleri nezdinde de Sovyet yönetiminin topluca reddine neden olmuştur.

Vahapzâde’nin dilinden 20 Yanvar

Azerbaycan’da 1960’lı yıllarda başlayan özgürlük hareketlerinin öncülerinden biri olan filololoji doktoru ve şair Bahtiyar Vahapzâde (1925-2009) de “Şehitler” başlıklı şiirinde 20 Yanvar Katliamını ustaca resmeder ve bu katliamda ölen Azerbaycanlı vatanseverleri yüceltir.

ŞEHİTLER

Katil5 kurşununa kurban giderken,
Gözünü yarına dikti şehitler.
Üç renkli bayrağı6 kendi kanlarıyla
Vatan torpağına çekti şehitler.

Zalim övünmesin zulümleriyle,
Binbir iftira, binbir kötlüğüyle.
Hakikât uğruna ölümleriyle
Ölerek visâle7 erdi şehitler.

O cumartesi gecesi8, o cinayet günü,
Mümküne dönderdik çok nâmümkünü.
Halkın kalbindeki korku devletini,
O gece dağıtıp söktü şehitler.

Tarihi yaşatıp dileğimizde,
Bir yumruğa döndük o gece biz de.
Yıkıp köleliği yüreğimizde
Cesaret devletini dikti şehitler.

Onlar sessizliğin gerçeğini sorgular,
Siyahımsı toprağı kıymetlendirir.
Donan vicdanları gayretlendirir.
Nihayetinde, çok gayret etti şehitler.

Biliriz, bu sıkıntı ne ilkti ne son,
Ölürken uğrunda bu ana yurdun.
Kuzu görünümlü o yaşlı kurtun9
Gerçek çehresini çıkardı şehitler.

Her zillete katlandı, katlandı her şeye,
“Dünyada benim de hakkım var” diye,
Toplumu var eden mukaveleye
Kanıyla kolunu çekti şehitler.

İnsan insan olur kendi hüneriyle,
Millet, millet olur iyilikleri, sıkıntılarıyla.
Toprağın bağrına cesetleriyle,
Özgürlük tohumu ekti şehitler.

Karanfilin Ağladığı Gece

Azerbaycan’da karanfillerin çok büyük önemi vardır. Karanfil sevincin, aşkın, vatan hasretinin, millet sevgisinin sembolü olup ancak güzel ve mutlu günlerde değer atfedilen muhataba hediye edilir. Bu nedenle karanfiller Azerbaycan’da hep güler. Ancak Karanfil’in Azerbaycan edebiyatında tarihe ağlayarak girdiği bir gece (19-20 Ocak 1990 gecesi) vardır ki o geceye “Karanfilin Ağladığı Gece” denir.

“Karanfilin Ağladığı Gece”, Azerbaycanlı şair Mehmet Aslan tarafından aşağıdaki gibi lirik (şiirsel) ifadelere de ciddî bir duygu yoğunluğu ile konu olmuştur.

AĞLA KARANFİL AĞLA

Karanfil şehit kanı
Ağla karanfil ağla
Ağlat inlet meydanı
Ağla karanfil ağla

Cavanlara kıydılar
Tanklar alta koydular
Kanımı içip doydular
Ağla karanfil ağla

Her şehide bir düzüm
Abşeron10 kan denizim
Sen benim ağlar gözüm
Ağla karanfil ağla

Uzak menzil, acı yol
Yoldu yol, elacı yol
Şehitlere bacı ol
Ağla karanfil ağla

Ağla yürek boşalsın
Sesin göğe baş alsın
Ağla dağlar yumuşasın
Ağla karanfil ağla

Bu günahsız kanlara
Bu didilmiş canlara
Bu cansız çavanlara11
Ağla karanfil ağla

Sonuç

Kanlı 20 Yanvar katliamının üstünden 32 yıl geçti. Azerbaycan halkı, sadece Azerbaycan’ın değil aynı zamanda Türk Dünyası’nın acılı bir sayfası olarak hafızalara kazınmış olan 20 Ocak gününü ve şehitlerini derin bir hüzünle anmaktadır. 20 Ocak Azerbaycan halkının tarihinde sadece ağıt ve acı ile hatırlanacak bir gün değil, aynı zamanda özgürlük ve bağımsızlık yolunda şan ve şeref dolu bir günüdür. Zira o gün sokaklara dökülen şehit kanları bir anlamda Azerbaycan halkının özgürlük ve bağımsızlığını da temsil etmektedir. Azerbaycan halkı o gün üstüne çöken kabusa, Kızıl Ordu’nun korkunç ve kanlı baskınına karşı göğsünü gererek, birlik ve beraberliğini dünyaya ispat ettiği gibi bu faciada vatan uğrunda canlarını vermiş şehitleri ile iftihar etmektedir. Zira özgürlük genellikle kanlı bir bedel ister, bu ödenmeden de özgür ve bağımsız olunamaz.

Bu katliamın faillerini bugün de lânetle anarken, Azerbaycan Halk Cephesinin lideri, bağımsızlık mücâdelesinin unutulmaz kahramanı, büyük vatanperver ve Azerbaycan Cumhuriyetinin ikinci Cumhurbaşkanı Merhum Ebulfez Elçibey (1938-2000) ile Azerbaycan’da “Halk Şairi” unvanıyla da anılan Halil Rıza Ulutürk (1932-1994) ve Bahtiyar Vahapzâde’nin şahsında özgürlük ve istilâle giden yolu canlarıyla ve kanlarıyla açan tüm şehit ve gazileri rahmet ve minnetle anıyoruz.

Aşk olsun; “aferin, helal olsun” anlamında bir davranışın, bir tutumun çok beğenildiğini bildiren bir sözdür. “Karanfilin Ağladığı Gece” azadlık (bağımsızlık ve hürriyet) yolunda ölenler için son sözü Azerbaycan’lı şair ve yazar Bahtiyar Vahapzâde (1925-2009)’ye bırakalım:

“Deyirem eşq olsun dünen ve bugün. / Azadlıq yolunda can verenlere.”
(Dün ve bugün istiklâl yolunda can verenlere aşk olsun)

 

NOTLAR

1 Ermenistan SSC: Kurucu unsurları Güney Kafkasya’daki üç başat unsur olan Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan halklarının temsilcileri tarafından (Bolşevik Bakü Sovyeti yönetimindeki Bakü Guberniyası - idarî birimi - hâriç olmak üzere) Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan topraklarında 22 Nisan 1918 tarihinde kurulan Güney Kafkasya Federal Cumhuriyeti, tarafların çıkarlarındaki farklılığın büyüklüğü nedeniyle 26 Mayıs 1918 tarihinde Gürcistan ve Ermenistan’ın federal yapıdan ayrılarak bağımsızlıklarını ilan etmesi sonucu dağılır. İki gün sonra da bu federal yapının üçüncü unsuru olan Azerbaycan delegeleri tarafından da Azerbaycan Halk Cumhuriyeti ilan edilir. Ekim Devrimi sonrasında Rusya’da Bolşevik güçler ile anti-Bolşevik Beyaz Ordu arasında başlayan mücadele ve iç savaş sürecinde 1919 yılı sonunda Beyaz Ordu güçlerini bertaraf eden Bolşevik unsurlar / Kızıl Ordu bunun ardından Güney Kafkasya’ya yönelerek Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan’ı işgal ederek bu ülkelerrin bağımsızlıklarına son verip bu ülkelerde Moskova’ya bağ(ım)lı sosyalist yönetimleri işbaşına getirir. İşgâl sonrasında Ermenistan coğrafyasında kurulan Moskova güdümündeki sosyalist Ermenistan yönetimi 1922 yılında Ermenistan SSC adını alarak SSCB’nin bir üyesi kılınmış, bu yapı SSCB’nin dağıldığı 1991 yılına kadar varlığını sürdürmüş, sonrasında Ermenistan Cumhuriyeti ilan edilmiştir.

2 Azerbaycan SSC: Azerbaycan’ın 27.04-11.05. 1920 döneminde Kızılordu birlikleri tarafından işgâli üzerinde işbaşındaki millî hükümet istifa ederek ve yerine sosyalist bir hükûmet kurulur. Bakü’nün Kızıl Ordu birlikleri tarafından işgâli ve işbaşına gelen sosyalist hükûmete tepki olarak Mayıs 1920 ayının sonuna dek ülke içinde meydana gelen birçok gelen anti-Bolşevik isyan, ülkedeki Bolşevik kuvvetler tarafından kanlı bir şekilde bastırılır. İşgâl sonrasında Azerbaycan’da kurulan Moskova güdümündeki sosyalist Azerbaycan yönetimi 1922 yılında Azerbaycan SSC adını alarak SSCB’nin bir üyesi kılınmış, bu yapı SCCB’nin dağıldığı 1991 yılına kadar varlığını sürdürmüş, sonrasında Azerbaycan Cumhuriyeti ilan edilmiştir.

3 SSCB: Ekim Devrimi’nin ardından 1918 yılında anti-Bolşevik ve karşı-devrimci Beyaz Ordu güçleri ile Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti’ne (RSFSC) bağlı Bolşevik güçler arasındaki mücâdele Rusya’da iç savaşa neden olmuştur. ABD, İngiltere, Fransa, Polonya ve Japonya da bahse konu iç savaşta Beyaz Ordu güçlerine silah ve lojistik destek sağlayarak müdâhil olmuşlar ise de 1920 yılında Bolşevikler güçler, Beyaz Rusya, Ukrayna, Orta Asya ve Güney Kafkasya’da Beyaz Ordu güçleri başta olmak üzere tüm muhaliflerini bertaraf ederek Rusya coğrafyasına tamamen hâkim oldular.  1922 yılında devletin federal yapısı konusunda tartışmalar yaşanmış, Milliyetler Halk Komiseri olan Stalin tüm cumhuriyetlerin RSFSC içinde özerk olarak teşkilatlanmaları gerektiğini savunuyorken Lenin de buna şiddetle karşı çıkarak tüm cumhuriyetlerin eşit statüde, egemenlik haklarının korunduğu ve her cumhuriyetin birlikten ayrılma hakkının da mümkün olduğu birleşik bir federasyon kabul edilerek 30 Aralık 1922 tarihinde RSFSC’nin Moskova yanlısı yönetimlere sahip Beyaz Rusya SSC, Ukrayna SSC, Orta Asya ve Kafkas Cumhuriyetleriyle birleşmesi sonucu SSCB kurulmuştur.

4 Hıyaban: İki tarafı ağaçlık büyük yol ya da alandır. Şehitler Hıyâbanı ise 1918 yılında Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu tarafından Bakü şehrini Ermeni ve Ruslardan kurtarırken şehit düşen Türk askerleri, Karabağ Sorununda şehit düşen Azerbaycanlı askerler ile 20 Yanvar Katliamında şehit düşen Azerbaycanlıların defnedildiği ve onların manevî hatıralarına izâfeten inşâ edilmiş görkemli bir kabristandır.

5 Şair “katil” kelimesi ile Bakü’deki halka silahları ile ölüm kusan Kızıl Ordu askerlerini kastetmektedir.

6 Şair ‘üç rengin’ ifadesiyle 9 Kasım 1918 tarihinde Azerbaycan parlamentosu tarafından kabul edilen üstten alta doğru mavi, kırmızı ve yeşil şeritler ile ile üzerindeki hilâl ve sekiz köşeli yıldızdan oluşan Azeebaycan bayrağındaki renklere atıf yapmaktadır.

7 Visâl: Arzulanan şeye kavuşma.

8 Şair “Cumartesi gecesi” ifadesi ile 20 Yanvar Katliamı’nın yaşandığı geceyi kastetmektedir.

9 Şair “Kuzu görünümlü yaşlı kurt” ifadesi ile SSCB / Moskova yönetimini kastetmektedir.

10 Abşeron” özel bir isim olup, Hazar Denizinin içine doğru 60 km uzanan ve en geniş yeri 30 km olan bir yarımadadır. Azerbaycan’ın başkenti ve en büyük şehri olan Bakü ile ona bağlı yerleşim mekezleri olan Sumgayıt ve Hırdalan da Abşeron Yarımadası üzerinde yer almaktadır.

11 Çavanlara: Civanlara, gençlere.

 

KAYNAKLAR

AMEA Folklore Institute, 3rd International Bahtiyar Vahapzade Azerbaijan History, Culture And Literature Symposium 21-22 August 2020, Baku, Azerbaijan, Editör: Ramazan Gafarlı, http://mifologiya.az/wp-content/uploads/2021/05/2bv_kongresi.pdf, Erişim Tarihi: 19.01.2022.

Azerbaycan Millî Kütühanesi, “20 Yanvar - Qan Yaddaşımız”, http://anl.az/down/20yanvar.metod. pdf, Erişim Tarihi: 19.01.2022.

Bağırov, Faig; “25. yılında kanlı 20 Ocak katliamı”, 21.1.2015, https://ankara.mfa.gov.az/files/file/25. _yilinda_kanli_20_ocak_katliami_-_Aksam.pdf.

Özdaşlı, Esme; “Mahkûm Milletlerin Hapishânesinde Bir Aydın: Bahtiyar Vahapzâde (Hayatı, Fikirleri ve Türkiye’ye Bakışı)”, Mehmet Âkif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C. 8, S. 14.

Paksoy, İrfan; Cihan Harbi’nde Osmanlı Devleti, Boğaziçi Yayınları, İstanbul 2018.

Paksoy, İrfan; Azerbaycan Aydınları, Alka Yayınevi, Trabzon 2021.

Paksoy, İrfan; “Karanfilin Ağladığı Gece”, 19.1.2020,   http://www.dibace.net/irfan-paksoy/ karanfilin-agladigi-gece/.

Resulzade, Mehmet Emin, Azerbaycan Cumhuriyeti: Keyfiyeti, Teşekkülü ve Şimdiki Vaziyeti, İstanbul 1990

Rzayev, Rameş; “Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin Teşekkül Aşamaları”, VAKANÜVİS Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi, Yıl: 5, No. 2, Güz 2020.

Şahin, Enis; Türkiye ve Maverâ-yı Kafkasya İlişkileri İçerisinde Trabzon ve Batum Konferansları ve Antlaşmaları (1917-1918), TTK Bsmv., Ankara 2002.

Topçu, Ülkü; “SSCB’nin Azerbaycan’ı İşgali”, https://www.altayli. net/sscbnin-azerbaycani-isgali.html, Erişim Tarihi: 05.06.2021.

Vahapzade, Bahtiyar; “Şehitler”, http://www.anl.az/down/meqale/edebiyyat/2014/ yanvar/347271. htm, Erişim Tarihi: 19.01.2022.