Türkmeneli denince aklımıza ilk gelen, Telafer’den Mendeli’ye uzanan Doğu Türkmeneli yani Irak Türkmenlerinin yaşadığı bölgedir. Fakat bu bölgenin bir de batısı vardır. Burası, günümüz Suriye sınırları içinde bulunan ve Suriye Türkmenlerinin yaşadığı bölgedir. Özellikle de Halep… Halep, tarihte birçok Türk devletine ve Oğuz boylarına ev sahipliği yapmış kadim bir beldedir. Hatta istatistiklere göre 1940’lı yılların sonuna kadar Halep’in %80’i Türkçe konuşuyordu. Yani bu bölge, boşuna Misak-ı Millî sınırları içine alınmamıştı.
Gelgelelim, maalesef gerekli şartların oluşmaması ve yönetim hatalarından dolayı bu kadim Türk yurdunda Türkmenler azınlık durumuna düştü. Fakat tüm bunlara rağmen bölgedeki Türkmenler ne Türklüklerini unuttular ne de içlerindeki Türkiye sevgisini kaybettiler. Suriye iç savaşı başladığında da Suriye’deki diğer milletler gibi zulme karşı ayaklananlardan oldular. Her zaman Türkiye’nin bölgedeki siyasetini ve halkın meşru haklarını gözeterek savaştılar.
Binlerce şehit ve gazi verdiler, sayısız işkence, zulüm ve katliama maruz kaldılar. Sadece Esed rejimiyle değil, Suriye’nin birlik ve bütünlüğüne kastedecek tüm gruplarla savaştılar. En nihayetinde, herkesin yüz çevirdiği bir zamanda Türkiye’nin açık desteğiyle devrim başarıya ulaşarak ülke Esed rejiminden kurtuldu ve geçici hükümet kuruldu.
Hükümet kurulmadan önce yapılan açıklamalarda, hükümette tüm grupların ve etnik milletlerin temsil edileceği vurgulanmıştı. Fakat hükümet üyeleri açıklandığında Türkmenler yeni bir hayal kırıklığı yaşadı. Suriye’de eski rejimden kalma her şey değişmiş, ama Türklerin dışlanması değişmemişti.
Evet, Suriye’nin yeni kabinesinde ülkenin millî birliğini bölmeye çalışan tüm etnik ve dini gruplar yer alırken, ülke bütünlüğü için ağır bedeller ödeyen Türkmenler yine dışarıda bırakılmıştı. Yapılan itirazlar sonucunda bazı mevkilere göstermelik atamalar yapılsa da bunlar bakanlık seviyesinde olmadı ve Türkmenler yok sayıldı.
Şu an ülkede Dürzi isyanları, hükümet aleyhine iç ve dış müdahaleler de dikkate alındığında, Suriye’nin millî bütünlüğe en çok ihtiyaç duyduğu bir zamanda hükümet, Türkmenler aleyhine yeni bir skandal karara imza attı. Tarihi Türkmen yurdu olan ve hâlen Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı Çobanbey belediyesine, bölgeyle hiçbir ilgisi olmayan El-Bablı bir Arap’ın atanması Türkmenlere ikinci bir darbe oldu.
Artık sadece hükümet düzeyinde değil, Türkmenlerin çoğunlukta olduğu yerel idarelerde bile Türkmenler dışlanmaya başlandı. Bununla ilgili Suriye Türkmen Meclisi de bir açıklama yaptı. O açıklama ile birlikte yazıyı burada noktalıyorum.
“Belediye Atamalarında Türkmen Bileşenin Dışlanmasına Dair Açıklama:
Suriye'nin kuzeyindeki en önemli Türkmen merkezlerinden biri olan Çobanbey'in tarihi ve sosyal kimliği göz ardı edilerek, El Bab şehrinden Arap kökenli bir şahsın Çobanbey Belediye Başkanı olarak atanması kararı, Çobanbey'deki Türkmen çevrelerce üzüntü ve şaşkınlıkla karşılanmıştır.
Çobanbey, devrim uğruna ve vatanı savunmak için çok sayıda evladını feda etmiştir. Bu şehir, demografik yapısını yansıtan ve fedakârlıklarını onurlandıran gerçek bir temsili fazlasıyla hak etmektedir.
Biz birlikte yaşamı reddetmiyoruz, kimseyi dışlamıyoruz. Ancak aynı zamanda, Türkmenler gibi asli ve millî bir bileşenin marjinalleştirilmesini veya sorumluluk üstlenmeye layık görülmemesini de kabul etmiyoruz.
Şehir halkının yerel işlerini yönetme hakkı, onların doğal ve meşru hakkıdır, kimsenin lütfu değildir.
İlgili makamlara bu kararı gözden geçirme ve Suriye halkının tüm bileşenlerini gerçek anlamda temsil eden, dengeli ve adil bir yönetim anlayışını gerçekleştiren adımları atma çağrısında bulunuyoruz. Zira, adil temsil, dar bir kesimin talebi değil, geleceğin Suriye’sini inşa etmenin temel taşıdır.”