Sovyetler Birliği'nin çöküşü sırasında rejimin zorla işgal ettiği ve her türlü baskı ve zulümlere maruz bıraktığı halklarda da uyanışlar başladı. Bu halklardan Rus pençesinden kurtulabilenler bağımsız devletlerini kurmayı başardılar. Fakat hâlâ bundan mahrum olan halklar var. Bunların bazıları Çeçenistan ve Tataristan gibi bağımsızlıklarını ilan etseler de sonrasında ya barış ya da savaş yoluyla yeniden Rusya’nın işgali altına girdiler. Bir kısım halklar da var ki bağımsızlıklarını alamasa da güçlü bir halk hareketi oluşturup millî bilinçlerini diri tutarak millî kimliklerini koruyabilmişlerdir. Bugün size bunlardan birisi olan Kumuk Türklerinden bahsedeceğim.
Çoğunluk olarak Dağıstan’da yaşayan Kumuk Türkleri, Sovyetlerin dağılma sürecine girmesiyle birlikte varlıklarını ve millî kimliklerini koruyabilmeleri için seslerini yükseltmeye başladı. Kafkasya’nın bu asil Türkleri Ruslar tarafından her zaman sesleri kısılarak bastırılmış ve bölgede nüfuz kazanmaları engellenmişti. Çünkü Kuzey Kafkasya’da Ruslar aleyhine yapılan tüm faaliyetlerde Kumuk Türkleri ya başta oluyor ya da bu işte en ön saflarda mücadele ediyorlardı. Nitekim 1918 yılında kurulup sonradan Ruslar tarafından yıkılan Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti’nin lokomotif gücü ve bakanların çoğu Kumuk Türklerinden oluşuyordu. Kafkas İslam Ordusu’nu bölgeye davet edenlerin başında da yine Kumuk Türkleri geliyor. Hal böyleyken dağılma sürecinde bile Ruslar Kumuk Türklerini boş bırakamazdı. Fakat tüm engellemelere rağmen Dağıstan’da 19 Kasım 1989 tarihinde Kumuk Türkleri kurultay çağırdı. Kurultayda alınan karar ile Prof. Dr. Salav Aliyev başkanlığında Kumuk Halk Hareketi “Tenglik”ı kuruldu. Bu hareket o yıllarda Dağıstan gibi farklı milletlerin yaşadığı bir yerde kurulan ilk millî teşkilattı. Kumuk Türkleri asırlardır Türk milletinin teşkilatçılık geleneğini yaşattığı için bu hareketin onlardan başlaması da normal olarak görülmelidir. Zira Stalin sonrası Sovyetlerin başına geçen Kruşçev döneminde de “Kumuk Kardeşler Örgütü” diye Kumuk Türklerinin gizli teşkilatı Ruslar aleyhine faaliyet gösterdiği bilinmektedir.
Tenglik teşkilatının amacı, Dağıstan içerisinde bulunan halklara eşit davranılarak millî idarelerinin tesis edilmesi ve böylece Kumuk Türklerinin millî kimliklerini koruyacak ortamın oluşturulmasıydı. Buradan da anlaşıldığı üzere Ruslar, Dağıstan’daki Kumuklara diğer halklar gibi eşit davranmamıştır. Bunu esas alan Kumuk Türkleri, teşkilatın adına “Tenglik” dediler. “Tenglik” kelimesi Türkiye Türkçesinde de bulunan denklik anlamındadır.
9 Kasım 1990 tarihinde yapılan ikinci kurultaydan “kendi kaderini tayin etme” kararı çıktı. Bir yıl sonra yapılan üçüncü kurultayda ise Kumuk Millî Şurası (Millî Meclis) kuruldu. Kumuk Millî Kurultayları sonraki yıllarda da devam etti. Genel olarak bakacak olursak Kumuk Millî Hareketi olan Tenglik’in savunduğu görüşleri şöyle sıralayabiliriz:
1. Kumuk halkının bağımsızlığı.
2. Türklük ve Müslümanlık şuurunun korunması ve geliştirilmesi.
3. Eğitimin millîleştirilerek millî okulların açılması, millî tarih ve millî kültürün korunması ve geliştirilmesi.
4. Halkın kullandığı dilin, geleneklerin, göreneklerin korunması ve geliştirilmesi.
5. Doğal kaynakların kullanım hakkının bölgede yaşayan insanlara ait olması.
6. Çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak için çalışmalar yapılması ve dil birliği, kültür birliği kurulmuş Türk devlet ve topluluklarıyla iyi ilişkilerde bulunulması.
7. Dağıstan’da bulunan çeşitli halklar arasında birliğin kurulması ve halkların kendi gelenek ve göreneklerinin korunmasının sağlanması.
Kumuk Türklerinin bu faaliyetlerine karşı Ruslar da kendi önlemlerini alıyor, baskı ve sindirme taktikleriyle bu hareketi önlemeye çalışıyordu. Bunu yapmayınca da Tenglik’in karşısına “Kumuk Halk Komitesi” isminde bir teşkilat çıkardılar. Ancak Kumuk aydınları ve halk bu tuzağa düşmediler. Tenglik etrafında birleşmeye devam ettiler.
Maalesef, zaman içerisinde Rusya’nın ayak oyunlarıyla Tenglik hareketi zayıflamaya başladı. Ancak yine de millî kimliği korunması yönünden Tenglik hareketinin başarılı olduğu söylenebilir. Belki bu sefer olmadı ama Kafkasya’nın Azerbaycan’dan sonra en büyük ikinci Türk topluluğu olan Kumukların da bir gün bağımsız olacaklarına inancımız tamdır.