Senan Kazımoğlu

Tüm yazıları
...

AZERBAYCAN DİNSİZ ÜLKE Mİ?

Senan Kazımoğlu

Yakın zamanlarda sosyal medyada bir haber kanalının videosu çıktı karşıma. Videoda Azerbaycan’ın dünyanın en dinsiz beş ülkesinden biri olduğu söyleniyordu. İlk başta böyle delilsiz, kaynağı belirsiz bir bilgiye kimse inanmaz herhalde diye gülüp geçtim; ancak daha sonra aynı iddia diğer sayfalarda da paylaşılmaya başlayınca buna cevap verme gereksinimi duydum.

Önce paylaşımların yorumlarına baktım; yorum yazanların yüzde doksanının Azerbaycan’ı zerre kadar tanımadığını, hatta hiç ilgisinin olmadığını fark ettim. Hatta birisi bana, 10 tane Azerbaycanlının telefon numarasını verebileceğini ve hepsinin ateist olduğunu söyleyerek “tüm Azerbaycanlıların dinsiz” olduğunu ispatlayabileceğini iddia etti. Tabi bunu söylerken benim Azerbaycan Türkü olduğumu ve ailemin, akrabalarımın çoğunun Azerbaycan’da yaşadığını bilmiyordu.

Peki, acaba bu bilgi gerçek mi? Azerbaycan gerçekten dünyada en dinsiz beşinci ülke mi? Öncelikle böyle bir araştırmayı kimin nasıl yaptığını veya böyle bir bilginin gerçek olabileceği konusunu araştırdım. Fakat haberde söylenen bilgileri videonun dışında hiçbir kaynakta bulamadım. Yani bu video da daha önce sıkça gördüğümüz “çamur at izi kalsın” mantığıyla Azerbaycan aleyhine yürütülen kara propagandanın bir parçası gibi duruyor. Bazı Türkçü sayfalar da bu bilgiyi “Azerbaycan’da Tengricilik yükseliyor” diye paylaştı. Oysa Azerbaycan toplumu Tengriciliğin ne olduğundan bile habersiz. Elbette üç beş kişi kendini böyle isimlendirebilir; fakat onların bile bunun ne demek olduğunu tam olarak bilmedikleri görülüyor. Üstelik videoda gösterilen istatistikler İslamiyet’i değil, genel olarak “dinsizlik” iddiasını işaret ediyor; dolayısıyla Tengricilik iddiası videonun konusunun dışında kalıyor.

Peki Azerbaycan’ın dini durumu nedir? Azerbaycan, kanunlar çerçevesinde tüm dinlere ve inanç sistemlerine hoşgörüyle yaklaşan ülkelerden biridir. Resmî olarak laik ve seküler bir devlet olsa da halkın yüzde doksanından fazlası kendisini Müslüman olarak tanımlıyor. Bunun dışında Hıristiyanlık ve Yahudilik de var. Müslümanların büyük kısmı ise Caferi mezhebine bağlıdır. Ancak Ortadoğu’nun bazı ülkelerindeki gibi mezhep kavgası Azerbaycan’da görülmez; mezhepler genel olarak birbirine karşı hoşgörülüdür.

Azerbaycan Türkleri dini meseleleri büyütmeyi sevmezler. Birine doğrudan “mezhebin nedir” demek kaba sayılır; böyle bir soruya muhatap olan Azerbaycanlı çoğunlukla “Müslümanım” diyerek konuyu kapatır. Ayrıntıya girmemeyi tercih ederler. Eğer birinin mezhebini merak ediyorsanız doğrudan sormak yerine önce özür dileyip iyi niyetinizi belirtip, örneğin “namazı kaç vakit kılıyorsun?”, “namazı eli kapalı mı yoksa eli açık mı kılıyorsun?” veya “namazı mühürle mi kılıyorsun?” gibi pratik sorularla yaklaşmak daha doğrudur. Yıllardır yakın arkadaş olan iki Azerbaycan Türkü bile birbirinin mezhebini sorgulamaz; hatta karı-koca arasında da genellikle böyle bir tartışma yaşanmaz. Bu durum dini zayıflığın değil, birbirinin inancına duyulan saygının bir göstergesidir.

Unutmamak gerekir ki Azerbaycan eski bir Sovyet ülkesidir; 70 yıl boyunca dinin yasaklandığı, dindarların sürgüne gönderildiği veya cezalandırıldığı bir rejim altında yaşamıştı. Buna rağmen Azerbaycan Türkleri dinlerinden vazgeçmedi ve dini yaşantılarını korudular. Türkiye kadar olmasa da Azerbaycan toplumunda dinî pratiklere bağlı insanlar vardır. Günlük hayatta dinin emir ve yasaklarına uyan çok sayıda insan bulunur. İçki içenler bile Ramazan ve Muharrem aylarında dini gerekçelerle içki içmeyi bırakır. Muharrem ayındaki hürmetten dolayı Azerbaycan’da ne Sünniler ne de Şiiler Muharrem ayında düğün yapmazlar.

Resmî kaynaklara göre son beş yılda Azerbaycan’da çocuklara en çok verilen isimler arasında dini kökenli adlar öne çıkmaktadır. Bu adlar arasında Ali, Zehra, Hüseyin, Yusuf, Zeynep, Meryem, Fatime gibi isimler bulunmaktadır. Bu da ailelerin büyük bir kısmının dini değerleri önemsediklerini gösterir.

İnanç meselesi herkesin şahsî meselesidir; kimseyi inancından dolayı yargılamak doğru değildir. Ben bu yazıyı aslen bir tartışma başlatmak için yazmadım; ama uydurma bilgilerle Azerbaycan’ın haksız yere karalandığını görünce bu konuya açıklık getirmek gerektiğini düşündüm. Bu satırlardan Müslüman Türk evladına sesleniyorum: fitnelere ve algılara kapılmayın; bilgiyi iyi araştırın, sağlam analiz edin, öyle kabûl edin. Nitekim Rabbimizin bizden istediği de budur:

“Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, onu araştırın; yoksa bilmeden bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olursunuz.” (Hucurat Suresi, 6. ayet)