Uzun zamandır işlerimin yoğunluğundan dolayı Milli Devlet gazetesi için yazı yazamamıştım. Bu süreçte, normalde başka bir konu hakkında yazmayı düşünüyordum; fakat kararımı değiştirerek şimdi anlatacağım konuyu seçtim. Bunun sebebi de diğer konunun çok fazla gündeme gelmesiydi. Yazmak istediğim konu, gündemimizde olan Lübnan ile ilgiliydi. Daha doğru bir ifadeyle Lübnan Türkmenlerinden bahsedecektim. Fakat, son döneme kadar hayatları boyunca Türklüğü, Türk dünyasını ve Lübnan Türkmenlerini akıllarına bile getirmeyenlerin, şimdi Lübnan Türkmenlerinden başka bir şey düşünmediklerini görünce bu konuyu şimdilik erteledim. İnşallah, malum çevrelerin Lübnan Türkmenleri sevgileri bitince bu konuya detaylı olarak değineceğim. Bugün anlatacağım konu ise Azerbaycan ile ilgili olacak.
Yazıyı yazmadan önce, Azerbaycan gündeminde neler var diye bir göz attım. Gündemde tartışılan bir haber dikkatimi çekti. Bu haber ile ilgili olarak daha önce hiç yazı yayınlamadığımı fark ettim. Bu sebepten, bugünkü konuyu bunun üzerine yazmaya karar verdim. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in yakın zamanda dış basına verdiği demeçlerde, ABD’nin Azerbaycan’a karşı ambargo uyguladığının altını çizdiğini gördüm. Evet, yanlış duymadınız; ABD, 1992 yılından itibaren Azerbaycan’a ambargo uygulamış. Hem de hiç aralıksız, 10 yıl boyunca…
1992 senesinde, Rus destekli Ermenistan ve Ermeni terör örgütleri Azerbaycan topraklarını işgal ederken, insanlara karşı Hocalı başta olmak üzere Karabağ’da büyük katliam ve soykırımlar yaparken, bir milyondan fazla insan kendi ata topraklarından zorla sürülürken, Amerika, Ermenistan’a değil, Azerbaycan’a karşı ambargo uygulamış. Düşünebiliyor musunuz? Amerika'da Ermeni lobisinin etkisiyle Amerikan toplumunda Azerbaycan işgalci gibi gösterilip, Ermeni yanlısı kongre üyeleri Azerbaycan’ı “Ermenistan’ı ablukaya alması ve Ermenilere karşı askeri operasyonlar yapması” ile suçlayıp ambargo kararı çıkarıyor. Bu kararla birlikte Amerika’dan Azerbaycan’a doğrudan yardım yapılması yasaklanıyor. Böylece, Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını kazanan ülkelerin tamamına ABD tarafından “ekonomik kalkınma ve siyasi istikrarın sağlanması” amacıyla yapılan yardımdan, sadece toprakları işgal edilen, insanları katledilen ve vatandaşları mülteci konumuna gelen Azerbaycan yararlanamamıştı. Her yıl devam eden bu ambargo, 2001-2002 yılları arasında ABD başkanları tarafından ertelenmiştir. Bu erteleme, yakın zamana kadar her yıl Kongre’de yeniden gündeme gelse de ABD başkanları tarafından erteleniyordu. Ancak ABD bunu hayrına yapmadı. 11 Eylül 2001 yılında yaşanan saldırılar sonrasında, Afganistan’a saldıran ABD’nin transit geçiş için Azerbaycan’a ihtiyacı ortaya çıktı. İşte ancak bu noktadan sonra ambargolar ertelenmeye başladı. Partisine bakılmaksızın, ABD başkanları her yıl bu ambargo kararını erteliyordu. Fakat, Amerika’nın Afganistan’dan çekilmesi ve Karabağ’daki kesin Azerbaycan zaferi sonucunda ambargo yeniden uygulamaya konuldu.
Bu olayın bize anlattığı şudur: Hiçbir zaman emperyalist devletlere güvenmeyeceksin. Bu devletler, adaletin değil, sadece kendi menfaatlerinin bayraktarlığını yapar. Menfaatleri sizinle örtüştüğü sürece sizinle hareket ederler; fakat menfaatleri bittiği an, sizi yarı yolda bırakmaktan asla çekinmezler. Bu olay da bunun ispatıdır.